2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!


Mesleki Anılar Kütüphanesi

TavsiyeEdiyorum.com üyesi uzmanların paylaştığı mesleki anılar kütüphanemize hoşgeldiniz. Üyelerimizin mesleki anılarını tarih sırasına göre aşağıda bulabilirsiniz. Eğer siz de site üyemizseniz, bu sayfada ilginç bir mesleki anınızı yayınlamak için ÜYE SAYFANIZ içinden MESLEKİ ANILAR bağlantısını seçiniz. Bu sayfada yayınlanan anılar yazarının isteği üzerine isimle veya isimsiz olarak yayınlanmaktadır. Tıp doktoru üyelerimizin anıları ise mesleki etik kuralları gereği her zaman isimsiz olarak yayınlanmaktadır.

Site Ana Sayfamıza Dönün - Tanıdığınız Bir Profesyonel Hakkında Tavsiye Yazın


Psk.Dnş.Suat ESER
Hatay
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi17 kez tavsiye edildiÖzgeçmişi MevcutKütüphanemizde Yayınlanan 6 Makalesi varİş Adresi Kayıtlı
Mesleki Anı : BAKIŞIMDEĞİŞTİ Yayın Tarihi : 01-01-1970 03:00
 
Ülkemizde okul Psikolojik danışman ve rehber öğretmenlere bir bakış açısı vardır o da şu; ne yapıyorlar ki? oturuyorlar,hiçbir şey yapmıyorlar. Milli eğitime ilk başladığım zamanlar bize olan bu bakışı değiştirmeyi kafama koymuştum. ALLAH görüyor ya, geçenler bir öğrencim bana ''Sizin sayenizde rehberlikçilere olan bakışım değişti'' demişti. iste o zaman yaşadığım onuru ve mutluluğu inşallah meslek hayatım boyunca ara ara yine hissederim.

Emine ERGÜN Fotoğraf
Emine ERGÜN
Ankara
Çocuk Gelişimi Ve Eğitimcisi
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi8 kez tavsiye edildiÖzgeçmişi MevcutKütüphanemizde Yayınlanan 24 Makalesi varFotoğrafı MevcutMesleki Videoları Mevcutİş Adresi KayıtlıTelefon Numaraları Kayıtlı
Mesleki Anı : Otizmde Erken Tanı Çok Önemli Yayın Tarihi : 16-07-2018 23:52
 
Bundan birkaç hafta önce İsveç'ten bir anne beni aradı. Telefondaki sesi oldukça endişeliydi. Çocuğu ile ilgili gözlemlerini ve sıkıntılarını anlattı. Orada bazı uzmanlara gitmişler otizm riski olabileceği ancak çocuk 6 yaşına gelmeden bu tanının konamayacağı söylenmiş. Benimle konuşurken sizi internet aracılığı ile buldum. Otizm ile ilgili çalışmalarınız olduğunu gördüm, sizinle görüşmek istiyorum dedi. Birkaç hafta sonrası için randevu aldılar ve geldiler. Çocukta bariz otistik belirtiler vardı. Ben otizmli olduğunu düşündüğümü söyledim ancak kesin tanı için görüşlerine güvendiğim değerli hocama yönlendirdim. Hocam da benimle aynı görüşte idi. Çocuğa otizm tanısı kondu ve özel eğitim süreçleri ile ilgili bilgi verildi. Yurt dışından gelen bu aileye ve çocuğa yardımcı olabildiğim için, yurt dışında konamayan tanının konmasına destek olabildiğim ve bu ailenin yaralarının sarılmasına vesile olabildiğim için çok mutluyum.Umarım sevgili çocuğumuz erken tanı ve etkili eğitim ile otizm ile başa çıkabilecek.

Site Üyesi Bir Uzmanımız
Çocuk Gelişimi Ve Eğitimcisi
 
Mesleki Anı : 1 yıldır okul bahçesinden ayrılıp sınıfına giremeyen çocuk! Yayın Tarihi : 02-09-2014 14:45
 
çocuk 2.sınıfa başlamıştı, 1.sınıfı geçmişti ve hala okul bahçesinde anneden ayrılıp sınıfa giremiyor, bazen gırse bile ya sınıftan bir süre sonra bahçede bekleyen annesinin yanına kaçıyor ,ya da hiç sınıfa girmeden o gün okul zamanını bahçede geçiriyordu.bir yıldan daha uzun süredir yaşanan bu konu anne-baba çocuk için bir zulüm halini almıştı.Bu bir yıllık süre içinde: aile bir kaç kez okul değiştirmiş, okullar da bir çok sınıf ve öğretmen değiştirmiş, sonra sorun için hocaya gitmiş, baktılar yine olmuyor,psikiyatriye gitmiş, sonrada bir danışmanlık merkezinden 4 seans psikoterapi almışti. kapıdan adımını atan anne-babanın yüz ifadeleri ve beden dilleri yaşadıkları çaresizliği,çöküntüyü,umutsuzluğu,kaygı ve üzüntüyü yansıtıyordu ve ağlamaklı haldelerdi. konu adeta okul ve aile arasında uzlaşılmaz bir çekişmeye dönüşmüş okulda öğretmenler ve idare arasında kavga ve tartışmalara neden olmuştu. 1 yıl bir çocuğun okul öğretmen ve arkadaşlarına alışamamasının ve bunun çocuk üzerindeki( başarsızlık-uyumsuzluk ve dolayısıyla mutsuzluk olarak)geleceğini etkileyebılecek olumsuz travmatik etkilerini düşündükçe konunun önemi beni daha çok olayı irdelemeye ve takip etmeye yönlendirdu. aileyle ve çocukla görüşüp gönderdim ve yardım edeceğime,olayı takip edeceğime dair aileye soz verdim. ertesi gün öğleye doğru telefon ettim. telefondaki anne; çok heyecanlıyım, ilk defa umutluyum,benide aradınız siz ne kadar iyi birisiniz,bugün hersey çok yolunda gittı,kızım okulda kaldı ben eve dönebildim,heyecandan sevinçten titriyorum size çok teşekkür ederim diye ağlıyordu. hani yaptığınızla iyi hissettirmek ve kendinizi iyi hissetmek vardır ya...işte ben o an bu iyilik halini,bılgılerımın ıse yaramasının sevncını , bir çocuğu eğitime kazandırabilmenin iyilik halini yasadım.

Site Üyesi Bir Uzmanımız
Doktor "Ortopedi ve Travmatoloji"
 
Mesleki Anı : Mesleki tatmini dorukta hissettiğim o an? Yayın Tarihi : 22-10-2013 00:12
 
Yaklaşık 8 ay önceydi.Yine bir nöbet günü odamın telefonu çaldı.Tire devlet hastanesinden arıyorlardı.23 yaşında erkek bir hasta motor kazası sonrası ilk olarak Torbalı devlet hastanesine götürülmüş sag bacağında kırığı olduğu ancak Torbalıda ortopedi doktorunun o an için olmamasından dolayı Tire devlet hastanesine sevk edildiği ve ortopedi uzmanınınca degerlendirilen hastanın kırık olan bacağının atar damarınında da yaralanma olduğu ve bacağının gangrene dogru ılerlediğini için mudahelesinin üst merkezde yapılması için sevkini istediği için bizi aradıklarını söylediler.Tabi ki hastayı kabul ettik.Hasta geldiğinde bacağını degerlendirdim.Sağ ayagında nabızları alınmıyordu ve sag bacağındaki morarma bariz bir şekilde belli oluyor ve bacak içine kanamadan dolayı bacağı ileri derecede şiş görünüyordu.Hastaya ve yakınlarına durumun önemi ve acilen ameliyata alınsa bile gangrene gidebilme riski olduğu anlatıldı.Çünkü kazanın üzerinden 8 saat geçmiş ve bacağın durumu da hiç içi açıcı görünmüyordu.Hastaya ve eşine durumu anlatırken "Bu bir kaza her an herkesin başına gelebilir.Benim görevim şuan bu bacağını kurtarmak için elimden geleni kendi bacağımı kurtaracakmış gibi özenerek yapmak içiniz rahat olsun." diyerek Acilen ameliyata girdim ve kırıkları hızlıca eksternal fiksatör dediğimiz sistemle hemen anatomik hale getirecek şekilde düzeltip hızlıca damar tamirini yaptık. Damar tamiri de bittiğinde karşımdaki tablo inşallah gangrene gidecek bir bacağı son anda kurtarmanın ilk adımını atmak gibiydi.Ameliyat bitti hastanın takibini yaptık ve bacağı gangrene gitmedi.Genç hasta ve eşi ameliyat sonrası bacağının kurtulduğuna inanamıyor ve her kontrole gittiğimde beni büyük bir sevgiyle karşılıyorlardı.Kontrollerinde yarasında bir problem olmayan hastamızı taburcu ettik.Ameliyattan sonraki her kontrolunde A.K. adlı hastam ve eşi sürekli minnetkar konuşmalarla beni onurlandırıyorlardı. En son ameliyat sonrası 6.ay kontrolunde "o gün iyi ki siz vardınız ne Tire ne de Torbalı da sizin gibi ilgilenen ve beni bilgilendirerek rahatlatan hiçbir doktor olmadı sürekli bacağın gangrene gidiyor bu bacak artık kurtulmaz kesilecek dediler ama şuan üzerine baston bile kullanmadan basarak yürüdüğüm ayağımı bana tekrar SİZ hediye ettiniz size ne kadar teşekkür etsem ne yapsam bunun karşılığı olamaz." cümleleri agzından dökülen A.K. adlı hastamın o an bana hissettirdiği duygu işte o mesleki tatminin doruk noktasıydı.
Site Yönetiminin Notu: Tıp Doktoru üyelerimizin anıları mesleki etik kurallarına saygı duyularak isimsiz olarak yayınlanmaktadır.

Emine ERGÜN Fotoğraf
Emine ERGÜN
Ankara
Çocuk Gelişimi Ve Eğitimcisi
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi8 kez tavsiye edildiÖzgeçmişi MevcutKütüphanemizde Yayınlanan 24 Makalesi varFotoğrafı MevcutMesleki Videoları Mevcutİş Adresi KayıtlıTelefon Numaraları Kayıtlı
Mesleki Anı : Babaların Ağlaması Bir Başka Oluyor Yayın Tarihi : 16-07-2018 23:52
 
İlk görüşme için bana anne ve babası ile gelen S.M. 7 yaşındaydı. Annesi ve babası bazı otistik özellikleri olduğundan şüphelenmiş ama uzun süredir bunu çocuklarına konduramadıkları için bir uzmandan yardım almayı uzun zamandır ertelemişler. S.M. de gerçekten de bazı otistik belirtiler vardı ama ona tam bir otistik demek de haksızlık olurdu. Bu süreçte neler yapabileceklerini, özel eğitim desteğini nasıl alabileceklerini anlatırken babası gözyaşlarını tutamadı. Babaların ağlaması çok da alışık olmadığımız bir durum olduğu için ben de etkilendim bundan. önce sakinleşmesi için ona zaman verdim sonra durumu baştan sona tekrar anlattım ve S.M'nin iyi bir eğitimle neler başarabileceğinden bahsettim. Onlara eğitimine güvendiğim birkaç özel eğitim merkezi tavsiye ettim ve gidip yüz yüze görüşmelerini söyledim. Yaklaşık 2 ay sonra tekrar görüştüğümüzde o ağlayan ve çaresiz bakan babanın yüzünde artık umut vardı. İşte bu umut ve mutluluk benim mesleğimin en güzel tarafı.

Emine ERGÜN Fotoğraf
Emine ERGÜN
Ankara
Çocuk Gelişimi Ve Eğitimcisi
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi8 kez tavsiye edildiÖzgeçmişi MevcutKütüphanemizde Yayınlanan 24 Makalesi varFotoğrafı MevcutMesleki Videoları Mevcutİş Adresi KayıtlıTelefon Numaraları Kayıtlı
Mesleki Anı : Görüşme Süresinin Uzun Olması Yayın Tarihi : 16-07-2018 23:52
 
Oğlunun davranış problemleri için Ankara'da bir uzmandan destek almak giden bir aile, aldıkları destekten memnun kalmayınca bana geldiler. Ben herkese uyguladığım görüşme yöntemi ile onlarla görüştüm. Görüşme sonunda bana şöyle dediler. "Bizimle bu şekilde görüşeceğinizi düşünmemiştik. Hem bize hem de oğlumuza ayrı ayrı zaman ayırdınız, oğlumuzla sadece oyun oynamadınız farklı çalışmalar da yaptınız, size çok teşekkür ederiz" Her zaman yaptığım ve benim için doğru olduğunu düşündüğüm bu görüşme tarzının bu aileyi bu kadar mutlu etmesi beni de şaşırtmıştı. Aslında bir kez daha şunu anladım ki, anne babalar yalnızca sorunlarının çözülmesini değil aynı zamanda değer görmek de istiyorlar ve haklılar...

Emine ERGÜN Fotoğraf
Emine ERGÜN
Ankara
Çocuk Gelişimi Ve Eğitimcisi
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi8 kez tavsiye edildiÖzgeçmişi MevcutKütüphanemizde Yayınlanan 24 Makalesi varFotoğrafı MevcutMesleki Videoları Mevcutİş Adresi KayıtlıTelefon Numaraları Kayıtlı
Mesleki Anı : Her Zaman Sorun Çocuklarda mı? Yayın Tarihi : 16-07-2018 23:52
 
K.S'yi ailesi konuşma problemi olduğu, kelimelerin başında kekelediği için getirmişti. Aile ile yaptığım görüşmede bana anlattıklarından sonra edindiğim ilk izlenim ciddi bir kekeleme sorunu olduğu yönde idi. Daha sonra çocuk ile yaptığım değerlendirmede farklı bir tablo çıktı ortaya. K.S. benimle konuşurken neredeyse hiç kekelemiyordu. Bunun üzerine ona şu soruyu sordum. "Siz bugün neden buraya geldiniz biliyor musun" Biliyorum dedi. Açıklaması şuydu. "Annem ile babam benim konuşmamda sorun olduğunu düşünüyor. Aslında beni rahat bıraksalar, konuşurken gözümün içine bakmasalar ben takılmadan konuşuyorum" 9 yaşındaki bu çocuğun bu açıklamaları bana şunu düşündürdü. "Her zaman sorunu çocuklarda aramamalıyız, biraz a kendimize bakmalıyız"...

Emine ERGÜN Fotoğraf
Emine ERGÜN
Ankara
Çocuk Gelişimi Ve Eğitimcisi
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi8 kez tavsiye edildiÖzgeçmişi MevcutKütüphanemizde Yayınlanan 24 Makalesi varFotoğrafı MevcutMesleki Videoları Mevcutİş Adresi KayıtlıTelefon Numaraları Kayıtlı
Mesleki Anı : Bir Annenin Sevinç Gözyaşları Yayın Tarihi : 16-07-2018 23:52
 
A.D. 3,5 yaşında otizmli bir çocuktu. Onunla çalışmaya başladığımızda dersin ilk 20-25 dakikasında ağlar, hiçbirşeyle ilgilenmezdi. Hiçbir zaman onu zorlamadım sabırlı olmaya özen gösterdim. O konuşmasa da ben hiç susmadan konuşmaya devam ettim. Bir gün bir kırılma anı yaşayacağını tahmin ediyordum, beni yanıltmadı ve o gün derste annesinin resmini gördüğünde "Ane" dedi. O an benim için çok özeldi. Dersten çıkıp annesine söylediğimde inanamadı. Tekrar söyletmeye çalıştı ama bir daha söylemedi. Biraz sevinçli biraz buruk ayrıldılar merkezden. İki gün sonra telefonum çaldı. Telefonda A.D'nin annesi vardı ve ağlıyordu. "Söyledi, bana Ane dedi" diyor ve gözyaşlarına hakim olamıyordu. Böyle mutluluklar yaşayabildiğim bir iş yaptığım için çok mutluyum...

Eray VAROL Fotoğraf
Psk.Eray VAROL
İçel (Mersin)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi1 kez tavsiye edildiKütüphanemizde Yayınlanan 1 Makalesi varFotoğrafı MevcutMesleki Videoları Mevcutİş Adresi KayıtlıTelefon Numaraları Kayıtlı
Mesleki Anı : KOLUMA GİRMEK İSTER MİSİNİZ? Yayın Tarihi : 16-08-2013 22:10
 
Bir gün trafiğin yoğun olduğu bir yolda karşıdan karşıya geçerken yanıma görme engelli bir arkadaşım yanaştı. Bana karşıya geçmek için kendisine yardım edip edemeyeceğimi sordu. Bende memnuniyetle kabul edip hızlı bir hamleyle koluna girdim. Ancak görme engelli arkadaşım nazikçe elimi kolundan çıkartarak; “Dur! izin verirsen ben senin koluna gireyim bizdeki kural böyledir. Kendimizi daha güvenli hissedebilmek için biz birbirimizin koluna gireriz” diyerek uyardı. Öncelikle bana güvenmediğini düşünerek biraz bozuldum ama görme engelli arkadaşım haklıydı. Karşıdan karşıya geçerken o beni yönlendirerek güvenli bir şekilde karşıya geçmek istiyordu. O gün bu arkadaşın davranışına çok fazla anlam verememiştim. Fakat zamanla farkettim ki bizler yaşamın içinde yardım etme adına çocuklarımızın arkadaşlarımızın öğrencilerimizin sürekli koluna girerek bir o yana bir bu yana çekiştirip duruyoruz. Onlar belki de kollarına girilmesini istemiyorlar. Onların sadece bir kola, istedikleri zaman girebilecekleri ve istedikleri gibi, kendi problemlerinin özelliklerine göre yönlendirebilecekleri bir kola ihtiyaçları var. Ailede çocuk yetiştirirken Okulda eğitim verirken bizler danışmanlık yaparken ya da bir dostumuzun sorununa yardımcı olmaya çalışırken belki de en etkili yardım onlara bir kol uzatmak ve “Amacım seni yönlendirmek değil amacım senin kendini tanımana yardımcı olmak; Amacım sana akıl vermek değil amacım seni anlayabilmek; Amacım senin problemini çözmek değil amacım senin kendi problemlerini çözmene yardımcı olmak” mesajlarını verebilmek olacaktır. Size uzattığımız kolumuza ihtiyaç hissetiğiniz her zaman girebilirsiniz. Kolumuza girmek ister misiniz? Psikolog Eray VAROL

Salime YILMAZ ALTUNBAY Fotoğraf
Uzm.Fzt.Salime YILMAZ ALTUNBAY
İstanbul
Fizyoterapist
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi17 kez tavsiye edildiÖzgeçmişi MevcutKütüphanemizde Yayınlanan 2 Makalesi varFotoğrafı MevcutMesleki Videoları Mevcutİş Adresi KayıtlıTelefon Numaraları Kayıtlı
Mesleki Anı : FİZYOTERAPİST-Güllaç ve Cumhuriyet Kadınları - Yayın Tarihi : 10-05-2020 11:10
 
Yıl 1993 İstanbul Ramazan ayı… Teşvikiye Saray Muhallebicisi Elimde satın aldığım bir paket güllaç. Ramazan sofrasının sultanı “güllaç”. Taşlı yoldan Maçka ya doğru yürüyorum-VALİDEÇEŞME arkasındaki bir binaya giriyorum.Elinde bastonu-siyah çerçeveli gözlüğü gözünde bir bayan açıyor kapıyı. Sırtında kamburu..Güleryüzüyle. Buyur ediyor. Elimdeki paketi masanın üzerine koyuyorum. Salonda koltukta beyaz saçlı-diğerine görse daha sessiz-sakin bir başka bayan. Vücudunun bir tarafı felçli. Rehabilitasyon için geldiğim evlerde herseferinde çok heyecanlanırım.Birbirimizin hayatına dokunuruz çünkü. Her seans ayrı bir yolculuktur. Zaman alır her iyileşme ve başlar dostluklar. İki kardeştir buluştuğum. Abla kardeşine destek olur. Eli –bacağı iyileşsin ister. Sık sık görüşeceğizdir. Gideceğim zamanlar sabırsızlıkla beklenir. Dışarı nadir çıkabilirler. Kalabalıkta yalnızlık içindedirler. Ben ise onlara bir dışarısı için bağlantıyımdır. Tedavi öncesi ve sonrası sohbetlerimiz olur. Konuşmayı anlatmayı severim ve en çok da onları dinlerim .Can kulağıyla. Atatürkün Cumhuriyeti kurduğunda İKTİSAT okuyan ilk üniversiteli cumhuriyet kadınlarıdır onlar. Bilgili, görgülü… Hasta olan hiç şikayet etmezdi. Yardımcısına çok nazikti. Yormak istemezdi. Vicdanlı bakıcılar çok önemliydi. Hem mallarını hem canları emanetti ..Oğulları sık sık uğrasa da yanlarına vicdana kalıyordu herşey. Bir gün geceden altı ıslak bulmuştum onu. Kıyamamış kadını uyandırmaya. Ne zordu birine muhtaç olmak.. Sohbetler, kahvelerle… Fotograflar siyah beyaz gösterilir bana. Anıları ve başucunda kitapları. İki kadın Cumhuriyet kadınları… 1993 Kasım ayı 3 aylığına eğitime ALMANYAYA gidiyorum. Vedalaştık. Oradan onlara kartpostal göndermiştim. Aradan bir zaman geçti. Posta kutumda bir mektup. Bana başarılar diliyorlardı. Kapıcıydı dışarı bağlantıları .Teşvikiye postanesine o götürmüştü bana gelen mektubu. Gurbetteyim ya ne çok sevinmiştim. Güllacın tadı damaklarındaymış. Her ramazanda bir güllaç görsem onlar gelir aklıma. Birer yıl arayla kaybettiğimde kalan anılardı. Osmanlı saray mutfağının tatlısı Güllaç ve cumhuriyet kadınları ... 2013 Temmuz –Ramazan ayı Uzm.Fizyoterapist Salime Yılmaz

Mustafa ALTUNTAŞ Fotoğraf
Vet.Hek.Dr.Mustafa ALTUNTAŞ
Ankara
Veteriner Hekim
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi1 kez tavsiye edildiÖzgeçmişi MevcutKütüphanemizde Yayınlanan 34 Makalesi varFotoğrafı Mevcutİş Adresi KayıtlıTelefon Numaraları Kayıtlı
Mesleki Anı : Hökümetin Emri! Yayın Tarihi : 02-02-2009 00:44
 
Hökümetin Emri! Türkiye’de suni tohumlama çalışmalarının geçmişi oldukça eski. Ancak kullanılan teknoloji ve uygulama metodunun değişmesi ise çok eski değildir. Dondurulmuş sperma ile çalışmanın, rekto-vaginal suni tohumlamanın sahada yaygın uygulamasının 20-30 yıllık bir mazisi var. Veteriner teşkilatı tarafından yürütülen çalışmalarda, mesai mefhumu olmaz, yaygınlaşması için çoğu zaman zorla tosunların enemesi yapılır, uygulayıcılara doğan buzağı başına prim verilir ve o günün şartlarında 600 bin civarında sığır tohumlanırdı. Dondurulmuş sperma öncesinde, taze temditli sperma kullanılırdı. Uygulamasında ise spekulum vasıtasıyla açılan vagina, baş lambası ile aydınlatılır, uterus pensi ile servix uteri sabitlenir, serviksin ağzına sperma bırakılırdı. Soğuk olan ve irkiltiye neden spekuluma, hem dezenfeksiyonu hem de ısıtılması için kullanılmadan önce ispirto dökülür ve yakılırdı. Daha sonra da serum fizyolojikle ıslatılarak kayganlığı sağlanır, vaginaya yerleştirilirdi. Bu uygulama esnasında hayvanlar irkilir ve rahatsız olurlardı. Bilhassa yerli düveler bundan çok huylanır, tepelenir, uygulamaya imkan vermeyecek şekilde huzursuzlanırdı. İşte o zamanlarda, her bölgede olduğu gibi, suni tohumlamanın yaygın yapıldığı Jersey ıslah projesi kapsamındaki Karadeniz bölgesinde de yaşanan çok anılar vardır. Bölgenin özelliği olarak hayvanlarla kadınlar ilgilenir, kızgınlık gösteren inek ve düveler de kadınlar tarafından ekibin güzergahındaki tohumlama duraklarına getirilir. O nedenle de hayvanların zaptı raptında sorunlar yaşanır. Bir gün yine tohumlama için getirilen düve çok huysuzlanır. Teknisyenin spekulumu yerleştirmesine bir türlü fırsat vermemektedir. Tohumlama aracının sürücüsü de teknisyene yardım etmektedir, her zaman olduğu gibi. Teknisyenle düve arasında geçen mücadele uzun sürmüş, yardımcı olan sürücünün de sabrı tükenmiştir. Sürücü tahammülünün tükendiği noktada, düveyi yularından tutar, durağa sıkıştırır ve zaptı rapta alırken ağzından baklayı çıkartır; -Hiiiç boşuna tepelenme; Hökümetin emri, yiyeceksin bu demiri!... 24.02.2011 Anonim Derleyen; Dr. Mustafa ALTUNTAŞ Uzman Veteriner Hekim

Pınar ÇAĞLAR Fotoğraf
Dyt.Pınar ÇAĞLAR
Konya
Diyetisyen
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi5 kez tavsiye edildiÖzgeçmişi MevcutFotoğrafı Mevcutİş Adresi KayıtlıTelefon Numaraları Kayıtlı
Mesleki Anı : Vazgeçmek... Yayın Tarihi : 12-12-2015 17:14
 
Pazartesi,salı,çarşamba...vazgeçmeye hazır insanlar geliyor yanıma.Defalarca kez diyet yapmayı denemiş,başarmış ama bittiğini sanmış.Sonra yeniden aynı sorun karşısına çıkmış.Ve toplumda ağızlardaki en kötü söylenti ''diyetisyene gitme veya ne gerek var diyete ,en sonunda verdiğinden daha fazlasını alıyorsun nasıl olsa''.Bizler yani bu işin uzmanları hastalarımızı kandırmıyoruz,ısrarla bu işin ömür boyu süreceğini anlatıyoruz ama ne yazık ki televizyondaki programlar,gazetelerde yayınlanan diyet listeleri!Ünlülerin diyet tavsiyeleri ve bizim yerimize bizim mesleğimizi yapmaya çalışan profesyoneller!bu işin ciddiyetini yitirilmesine neden oluyorlar.Bir kişiyi ikna edip ,kendisine olan inancını ve güvenini sağlamaya çalışmak ,ona onun bedeni ve yaşam biçimi içinde sağlıklı beslenme davranışlarını öğretmeye çalışmak zor iş ...Ama bu bizim işimiz.Eğer alışkanlıklarımızı değiştirip bunu dilimiz,dinimiz ,işimizi gibi yaşam biçimi olarak kabul edersek ,yorulmaktan kurtulursunuz.Vazgeçmek sadece bahanemiz...

Uzm.Psk.Dnş.Zeynep ANAFOROĞLU BIKMAZ
İstanbul
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi26 kez tavsiye edildiÖzgeçmişi MevcutKütüphanemizde Yayınlanan 11 Makalesi varİş Adresi KayıtlıTelefon Numaraları Kayıtlı
Mesleki Anı : Değerli Hocalarım Yayın Tarihi : 01-01-1970 03:00
 
Öncelikle belirteyim; işimi gerçekten severek yapıyorum... Çok uzun yıllar bu mesleğe emek vermiş, gönüllerini ortaya koymuş değerli hocalarım (Emre Konuk, Serin Öget Meskil) ile tanıştığım ilk gün ve gözlerinde gördüğüm heyecan benim için unutamayacağım en değerli mesleki anılarımdır.

Gönül BAYALTUN Fotoğraf
Gönül BAYALTUN
Denizli
Çocuk Gelişimi Ve Eğitimcisi
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi78 kez tavsiye edildiKütüphanemizde Yayınlanan 36 Makalesi varFotoğrafı Mevcut
Mesleki Anı : "ben yazmak istiyorum ama ellerim yazmıyor öğretmenim"diyen selin Yayın Tarihi : 02-09-2014 14:45
 
selin 1.sınıf ve öğretmenin verdiği ödevleri tam yapamıyor.anne-baba ve öğretmen bu durumdan şikayetçi,selin ise çaresiz ve bunalımda.bir gün yine öğretmen "neden "1" rakamını yarım sayfa yazdın da ,bir sayfa yazmadın selin?"diye sorunca,selin o kadar üzülür,sıkılır ve zorlanır ki,ağlayarak; "ben yazmak istiyorum ama ellerim yazmıyor öğretmenim"diyerek,yorulduğunu ellerinin ağrıdığını yapamadığını anlatmaya çalışır. çünkü selin'in küçük kasları yeterince gelişmemiştir ve ödevler onun gelişim seviyesi için çok fazladır. bu durum maalesef selin'de daha 1.sınıfta ve öğretim yılının ilk aylarında "ben yetersizim,başarısızım "duygusunu oluşmasına başlamıştır. önlem alınmasaydı,zekası ve yeteneği normal bir çocuk daha yaşam da "başarısızlık ve uyumsuzluğun" kapısını aralayacaktı. sen çok yaşa selin'cim kimse gelişime orantısız ödevlerin yarattığı sorunların nedenini senin kadar güzel ifade edemez:))

Soner YELMEN Fotoğraf
Soner YELMEN
Samsun
Özel Eğitim Uzmanı
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi15 kez tavsiye edildiÖzgeçmişi MevcutFotoğrafı Mevcutİş Adresi KayıtlıTelefon Numaraları Kayıtlı
Mesleki Anı : Davranış Değiştirmede Sembol Pekiştireç Yayın Tarihi : 19-05-2013 18:08
 
14 yaşında özel gereksinimli bir öğrencim vardı. Öğrencim öğrenme güçlüğü ve kendine zarar verme davranışı vardı. Ellerini yoluyor ve elleri yara bere içinde kalıyordu. Öğrencime kalıcı ürün kaydı tuttum. Sembol pekiştireç belirledik. Ellerinin fotoraflarını çektik. Ellerindeki iyileşmelere göre semboller kazandı. Biriktirdiği sembollerle değişik hediyeler kazandı. Uyguladığımız programın sonunda ojeli bakımlı çok güzel ellere sahip oldu onun için en güzel ödülde bu oldu.

Erkut ORUÇ Fotoğraf
Erkut ORUÇ
İzmir
Özel Eğitim Uzmanı
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi20 kez tavsiye edildiÖzgeçmişi MevcutFotoğrafı Mevcutİş Adresi KayıtlıTelefon Numaraları Kayıtlı
Mesleki Anı : Down Sendromlu Bir Bebek Yayın Tarihi : 20-11-2012 22:37
 
Mesleğimin 2.yılında Alanya'da özel eğitim okulunda çalışırken programıma bir down sendromlu bebek gelmişti. O zamanlar 2 yaşına basmak üzereydi ve dünya tatlısı bir çocuktu. Annesiyle yaptığımız ön görüşmede bebeğimiz kalbi delik doğmuştu ve kısa bir arayla 2 kez ameliyat olmuştu. Son durumda kalbinin iyi olduğunu biliyorduk.Lakin bu süreçte anne ameliyatlardan dolayı çok korumacı davranarak çocuğu yüzüstü hiç bir şekilde yatırmamış, düşecek diye oturtmamış bu sebeple de öğrencimiz fiziksel gelişim olarak ta akranlarının baya bir gerisinde kalmıştı. Bebeğimizle Küçük Adımlar Programında çalışma kararı aldık ve bir an önce performansını aldım. Çalışacağımız programı belirledikten sonra direk öğretimimize başladık. Öncelikle bebeğimizin yüzüstü yatması gerekiyordu. Doktordan bu konuyla ilgili gerekli bilgileri aldık ve herhangi bir sakıncası olmayacağını söyledikten sonra yüzüstü yatma çalışmalarımızı yapmaya başladık. Tabi ki bu süreçte destekli şekilde oturma çalışmalarını da vermeye başladık.Bebeğimiz bir süre sonra ağlamadan rahat bir şekilde yüzüstü yatarak oyuncaklarıyla oynamaya başladık. Hafif desteklerle artık sağa sola dönme ve uzanmalar başlamıştı.İstediklerimize yavaş yavaş ulaşmaya başlamıştık. yüzüstü ve sırtüstü yatarken kendini çevirebiliyordu. Oturma davranışında da baya bir yol almıştık. Yakında bağımsız bir şekilde oturacaktı.Bu çalışmada çok zorlanmadık. Belli bir süre bu şekilde çalıştıktan sonra akranlarına ulaşmamız için emekleme çalışması yapmamız lazımdı. Ve çocuğumuzun ayak altından hafif destekler vererek kendini ittirmesini sağladık. Tabi ki annesi karşıda onu çağırıyordu ve oraya bir şekilde varmalıydı.Anneye olan düşkünlüğünü ders içerisinde çok kullanıyorduk. Öğrenci velimiz bize evdeki çalışmalarda olsun okuldaki çalışmalar olsun çok destek vermişti. Eğer bu kadar desteklemeseydi bu kadar yol alamazdık. Bebeğimiz bir süre sonra yüzüstü yatarken bir kollarını kullanmadan kendisini annesine doğru itmeye başlamıştı.Lakin emekleme için sadece ayakların kuvvetlenmesi yetmiyordu. kollarının da güçlenmesi lazımdı.Bu süreç içerisinde fiziksel yardımla ve giderek bunu azaltarak çocuğun yüzüstü yatarken kollarıyla gövdesini yukarı kaldırmasını sağladık.Bu aşamayı da bitirdikten sonra artık ayaklarından değil dizlerini içeri çekip dizlerinden destek alması ve belini kaldırması bizim için çok önemliydi. Ve bu o kadar kolay çalışma değildi.Ona emekleme örüntüsünü kazandırmalıydık.Ve işte burada artık kuşak şeklinde olacak şekilde bir masa örtüsü kullandık. Örtüyü kuşak şekline getirerek belinin tam altından geçirdik ve öğrenciyi elleri ve dizleri yere değecek şekilde hafifçe kaldırarak yerde destekledik. Annesi karşıdan çağırdıkça istemsiz olarak emekleme becerisini ilk başlarda kontrolsüz hareketlerle sonra yapılan yardımla kontrollü şekilde sağlamaya başladı ve gitgide kuşakla desteklediğimiz belindeki desteği azalttık.Bir süre sonra bebeğimiz bağımsız şekilde oturuyor,emekliyordu. Annesi de ben de çok mutluyduk.Öğrencimin emeklemesi bize yetmiyordu uzun dönemli hedefimiz yürümesiydi.Bu süreçte artık destekli şekilde ayakta durma çalışmalarına başladık ve bir süre sonra oturduğu destek alarak herhangi bir nesnenin yanına ayağa kalkıyordu.İlk başlarda sadece sabit bir yerde dururken daha sonraları yavaş yavaş sağa sola hareket etmesini sağladık. Peki sonrasında ne oldu artık kafasına koyduğu yere kenarlardan tutunarak destekli şekilde kendi başına gidiyordu. Öğretimlerimiz bu aşamada çok başarılıydı artık hedefimize az kalmıştı. Benim orada çalıştığım dönemde en son elinden tutulduğunda yürür duruma gelmiştik. Malesef bu süreçte benim M.E.B yani devlete atamam oldu ve Tokat'a gitmek zorunda kaldım. Bebeği çok güvendiğim bir uzman arkadaşıma eğitimi için emanet ettim ve güvenimi boşa çıkarmadı. Ben Tokt'a geçtikten sonra öğrencimin bağımsız şekilde hiç bir destek almadan yürüdüğünün haberi geldi. Bu habere o kadar çok sevinmeme rağmen içimde öğrencimin kendi başına yürüdüğünü görememenin burukluğunu da yaşadım. Bu süreçte kendime de çok ders çıkardım.Doğru uzmanlar ile güzel bir eğitim programıyla aile işbirliği ile aşılamayacak hiçbir engel gerçekten yok.

Erkut ORUÇ Fotoğraf
Erkut ORUÇ
İzmir
Özel Eğitim Uzmanı
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi20 kez tavsiye edildiÖzgeçmişi MevcutFotoğrafı Mevcutİş Adresi KayıtlıTelefon Numaraları Kayıtlı
Mesleki Anı : Otistik öğrencim Yayın Tarihi : 20-11-2012 22:37
 
Meslek hayatımın ilk aylarıydı Bandırma'da özel rehabilitasyon da çalışırken programıma otizm tanısı olan bir öğrenci verildi.Öğrenci otizmin tipik belirtilerini açık bir şekilde gösteriyordu.Takıntılı hareketleri,göz kontağı kurmaktan iletişimden kaçmak v.s gibi. Benden önceki uzmanı okuldan ayrıldığı için diğer öğretmen arkadaşlardan öğrenci hakkında ne çalışıldığıyla ilgili bilgi aldım. Arkadaşlarımın söylediğine göre nesne resmini ayırt etme çalışması yapılıyordu ve bunun üzerinde iletişim bec. geliştirme hedefleniyordu. Bende diğer öğretmenin kaldığı yerden devam etmek istedim. Uzman arkadaşların söylediğine göre öğrenci hiç bir nesne resmini tanımıyordu. İlk 2 hafta öğrenci otistik olduğu için alışma çalışmaları ve oyun etkinlikleri yaptık. Peşinden derslere başladık.Lakin öğretime geçmek için aldığım performansta öğrenci bütün gösterdiğim nesne resimli kartlarını ayırt ediyor ve ismini söylüyordu. Ama arkadaşlar bilmediğini ifade etmişlerdi. Bunun üzerine uzman arkadaşlara öğrencinin tüm gösterdiğim resimli kartları bildiğini söyledim. Onlarda bana hangi resimli kartlarla çalıştığımı sordular.Ben de yapa nın r.kartları ile çalıştığımı söyledim.Bunu duyunca arkadaşlar gülüştü. Öğrencinin kaba değerlendirme formunda okuma-yazma yok diye yazıyor diye ben üstüne düşmemiştim. Halbuki öğrenci de işlevsiz okuma varmış. Öğrenci çarkıfeleği izlerken okumayı hecelemeyi öğrenmiş lakin bunu işlevsel olarak kullanamıyordu. Bu sebeple okuma yazma yok diye işaretlenmiş. Tabi ben bunu öğrendikten sonra resimli kartların üzerindeki yazıyı kapatarak performans alımını tekrar almaya başladım. Öğrenci böyle olunca ilk 2-3 gün tüm kartlardan neredeyse hepsinden ( - ) aldı. Lakin daha sonra öğretim yapmamama rağmen 2. turda resimli kartları tanımaya başladı. Bu sefer nereden ipucunu aldığını bulmaya çalıştım. Öğrenci resimli karta bakarken kafasını sağa sola kaydırarak söylüyordu. Bu sefer kartı havada aynı yönelttiğim şekilde tutarak bende yanına geçip baktım meğersem bizimkisi kartın arkasında ki öğretmen için yazılan nesne resminin ismini güneş yansıyınca arkadan ters bir şekilde okuyormuş. Bunu farkedince ben tabi büyük bir şok yaşadım :) Peşinden bu sefer resimli kartları ya karşısında olacaksa göbeğime yasladım ya da masa üstüne direk koydum. Tabi bir daha ipucu alamadı. Bu aşamadan sonra tüm performansını doğru aldıktan sonra doğru bir şekilde öğretimimize başlamıştık... :)

Tuğba DEMİRÖZ Fotoğraf
Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ
İstanbul
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi244 kez tavsiye edildiÖzgeçmişi MevcutKütüphanemizde Yayınlanan 97 Makalesi varFotoğrafı MevcutMesleki Videoları Mevcutİş Adresi KayıtlıTelefon Numaraları Kayıtlı
Mesleki Anı : Hata Üstüne Hata Yayın Tarihi : 15-06-2016 22:40
 
Hangi gündü anımsamıyorum ama, o gün çok yoğundum, saat 6 ve danışanım gelmedi. Hiç öyle yapmazdı, gelemeyecekse de haber verirdi. Ofise çok yakın olduğundan arayayım unuttuysa hatırlatmış olurum dedim. Aradım, “sizinle seansımız vardı sizi bekliyorum” dedim. O da “Aaa ben yarın sanıyordum çok pardon 5 dakikaya oradayım” dedi ve gerçekten de 5 dakika içinde geldi. Ve geldiğinde de “Çok özür dilerim gerçekten yarın diye kalmış aklımda” falan derken ben de ajandadan ona göstermek istedim ki, o da ne? 2012 ajandası ve ben geçen yıl ki seanslara bakarak aramışım kendisini. Bu sefer ben “Ya çok özür dilerim…” İkimiz de çok güldük bu duruma. Göresimiz gelmiş demek ki falan diye şakalaştık, danışanım yarın vaktinde gelmek üzere gitti, seansa geç kalan danışanım o sırada geldi. Bu olayın üstünden bir hafta ancak geçti ki, akşam 9 ve ben son seanstan çıktım, baktım bekleme salonunda bir danışanım oturuyor. Aklım karıştı, Allahallah diyorum niye randevu defterine kayıt yapmamışım ki, hay Allah. Bir önceki hafta yaptığım hatadan dolayı bir şey de diyemiyorum, sadece yine hata yapmışım, ben iyi değilim demek ki falan diye geçiriyorum içimden. Vermedim bozuntuya, seansa girdik, sonra yolcu ettim danışanımı. O gider gitmez bir de baktım ki bir hafta önce gelmiş seansına:))))) Yaşasın hatayı ben yapmamışım, iyiymişim demek ki:))))) sevinmekten kendimi alamadım.

Tuğba DEMİRÖZ Fotoğraf
Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ
İstanbul
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi244 kez tavsiye edildiÖzgeçmişi MevcutKütüphanemizde Yayınlanan 97 Makalesi varFotoğrafı MevcutMesleki Videoları Mevcutİş Adresi KayıtlıTelefon Numaraları Kayıtlı
Mesleki Anı : Sadece 15 Dakika Yayın Tarihi : 15-06-2016 22:40
 
Kayra 3 yaşında hani şu düdükçü olmak isteyen veledim. O çizgi film izlemek istiyor ve babası 15 dakika izleyebilirsin diye izin veriyor ve Kayra itiraz ediyor: -Ama baba 15 dakika az, 15 dakika bitince ben sana söylerim, sen bana 15 dakika bitti deme Ve başlıyor çizgi filmini izlemeye, çizgi film bitince de gidip televizyonu kapatıp şöyle diyor: -Tamam 15 dakika şimdi bitti. Oysa biten çizgi film ve henüz 10 dakika bile olmamış:))))))

Tuğba DEMİRÖZ Fotoğraf
Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ
İstanbul
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi244 kez tavsiye edildiÖzgeçmişi MevcutKütüphanemizde Yayınlanan 97 Makalesi varFotoğrafı MevcutMesleki Videoları Mevcutİş Adresi KayıtlıTelefon Numaraları Kayıtlı
Mesleki Anı : 4 Yaşa Göre Öğretmen Nedir? Yayın Tarihi : 15-06-2016 22:40
 
Okulda bir oğluşum var, tam velet, hazır cevap, 4 yaşında. Okulda yapılan portfolyo çalışmasında kendisine yöneltilen sorulardan biri -Öğretmen nedir? -Biz uyuyunca rapor yazan kişiye öğretmen denir:)) Okuldan her gün eve rapor gidiyor, neler yapıldı, neler yenildi ve çocuğa dair özel notları içeren bir rapor. Annesi soruyor -Bugün uyudun mu? -Unuttum. -Oğlum uyumak unutulur mu? Yalnız cevap şahane -Anne çantama bak rapor varsa uyumuşumdur:)))))))))))


05:24
Top