2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Yıl mı Yeni, Siz mi? (Yeni Yıl Kararları)
MAKALE #10201 © Yazan Psk.Burcu ATATÜR | Yayın Ocak 2013 | 4,499 Okuyucu
2012 nin bitmesine günler kaldı. Bazılarımız için biten sadece yıl olmayacak. Üzerine çeşitli kehanetlerde bulunulan, kıyametlerden kıyamet beğenilen, sonun başlangıcı olacağı öne sürülen bir sene bu. Bildiğimiz anlamdaki uygarlığın sonu.

Bazılarımız için ise insanlığın yeni bir algı ve anlayış seviyesine kavuşacağı, medeniyetin Altın Çağına girişin yapılacağı bir dönemin başlangıcı. Benim emin olduğum tek konu ise, her seferinde olduğu gibi bu senenin de sona ereceği ve yeni bir yılın, yeni ümitlerle geleceği.


Biz insanlar belki varoluşumuzdan beri, zamanı belli bir takım periyodlara bölmüşüz. Arkada bıraktığımız büyük dilime “geçmiş” , önümüzde olduğunu düşündüğümüz bilinmezlik dolu olanına da ”gelecek” demişiz. Belli ki oradan birşeyler gelsin istemişiz, beklediğimize değecek şeyler. Hem korku hem ümitle bakmışız kaderimize. Bilmeye, bulmaya, öngörmeye çalışmışız. Hatta bazen geleceği kurgulamaya kendimizi öyle bir kaptırmışız ki, halihazırda yaşamakta olduğumuz benzersiz nice “an” ı ıskalamışız da farkına varmamışız.


Zamanı eklemiş, çıkartmış, katlamış, arttırmış, harcamışız ve ne yaparsak yapalım onun bizi geçip gitmesine, herşeye rağmen devam etmesine, hiçbir engel tanımadan ilerlemesine çaresiz kalmışız. Hükmetmeye çalıştıkça inadına asi, yönetmeye çalıştıkça inadına kuralsız, tanımlamaya çalıştıkça inadına izafi olduğunu her farkedişimiz tekrar tekrar yazılmış mağlubiyet hanemize. Oysa ki “zaman dede”, hiçbir seferinde öfkelenmemiş, isyan etmemiş hadsizliğimize. Biz yara aldıkça, o şefkat ve sabırla her birini tek tek tedavi etmiş, biz ona karşı geldikçe o inatla bizi kabullenmiş, biz onunla yarıştıkça o sükunetle beklemiş, tüm merhametiyle bize kendimizi öğretmiş, hem de insanlığın ilk anından beri.


Dile kolay, efsanevi 2012 yi geride bırakacağız. Şair Hüsnü Bakal’ ın da dediği gibi; sene ikibin küsur ve sadece bir sayı olduğundan habersiz olan zaman, kendi yolculuğuna devam edecek ve biz yeni olmasını istediğimiz bir yılı yine kutlamalarla karşılayacağız. Daha başında kutsayacağız onu, canımızı yakmasın diye kandırmaya çalışacağız. Tam gelirken patlattığımız havai fişeklerle gözünü alacak, bize karanlık getirmesin diye onu daha ilk anında, ışıklara boğacağız.


Öyle veya böyle zaman kendini yenileyecek ve istersek kullanalım diye kesesinden bize, sürpriz anlar, ikinci şanslar, son fırsatlar getirecek. Her yılbaşı kararlar alanlardan mısınız bilmiyorum ama bu yeni yıl için bazı önerilerim var, paylaşmak istiyorum:


- İlk yenilik bakışlarda olsun diliyorum bu kez. Yepyeni açılar, yepyeni perspektifler edinelim her birimiz. Sımsıkı yapıştığımız yerlerimizden kalkalım, camını nicedir silmediğimiz pencerelerimizi açıp dışarı uzanalım da etrafa çıplak gözlerle, ilk defa görür gibi bakalım. Gördüğümüzü sandığımız hiçbirşeye inanmayalım, görmediğimiz şeyleri varsaymayalım. İnsan sayısı kadar farklı algı olduğunu hatırlayıp, bakılanın değil bakanın marifetini öne çıkaralım becerebilirsek. Hergün geçtiğimiz yolda, her zaman gördüğümüz kişilerde, hep izlediğimiz manzarada hiç farketmediğimiz şeyleri şaşkınlıkla bulalım. Bakış açımızın değişmesi duygularımızın değişmesi demektir, yani tüm kimyamızın. Kırgınlık, kızgınlık ve anlaşmazlıklarımız; olayları farklı yerlerden de görebilmeyi öğrendiğimizde, sihirli bir dokunuşla yok oluverir. Birbirimizle ne kadar benzer korku ve mutluluklarımız olduğunu her keşfedişimizde ise kayıp bir parçamız daha yerine gelir. O zaman, kendimizi yeniden çizip tekrar bozalım.


- Hiçbir duyduğumuzu ilk seferde anlamayalım bu yıl. Çok zeki, çok hazır cevap olmayalım. Ne kadar tanıdık olsa da kulağımıza gelen, ezberlerimize kanmayalım. Tecrübe tuzağına düşmeyip, hiçbir boşluğu zihnimizde doldurmayalım. Anlamaz görünmeye dair fobilerimizden en azından bir kereliğine kurtulalım. Boşverelim imaj derdini, yerinmeyelim, karşımızdakini doğru mu algılıyoruz, emin olana kadar tekrar tekrar soralım. İnsan beyni mucizevidir. Gördüğü, tanıdığı, öğrendiği herşeyi kaydeder, bir düzene oturtur; bilinmezlerle dolu hayatı öngörülerle kontrol edebilmek için şemalar oluşturur . Başına gelebilecekleri tahmin etmek ister, karşılaştığı şeyleri tanımak. Oysa ki bu hayranlık verici mekanizma, “yeni” nin de baş düşmanıdır . Çünkü yeniyi sevmez. Sürprizden, beklenmedikten ise hiç hazzetmez. Karşılaştığı herşeyi, eski bilgileri dahilinde sınıflandıracak, yeni bir dosya açmaktansa etiketlenmiş klasörlere sığdırmaya çalışacaktır. Bu sene kolaya kaçmayalım! Zorlayalım algı kapılarımızı, ihtimallere açık olalım. Ne kadar çok biliyoruz, iyi tanıyoruz, hemen kapıyoruz sansak da, inatla, bir seferde anlamayalım. Sorgulamaktan çekinmeyip, eski ezberlerimize yeni açıklamalar arayalım.


- Hayatımıza yeni kavramlar, kavramlarımıza yeni kelimeler, kelimelerimize yeni anlamlar katmak olsun bu senenin hedeflerinden bir diğeri. Mesela en başta yeninin ne demek olduğuna kafa yoralım. Eski zannettiklerimizdeki değişiklikleri keşfedelim önce. Bildiğimiz, öğrendiğimiz, sahip olduğumuz herşeyi kanıksarız çünkü biz. Alışır, duyarsızlaşır ve daha da kötüsü umursamayız zaman geçtikçe. Tüketmelere fazlasıyla alışkınız, elimizdekileri değersizleştirir, hep farklılardan ve ilklerden deva ararız. İnsandan insana, işten işe, şehirden şehire, gitgide artan bir hızla göçeriz. Afrika yerlilerinin hikâyesindeki gibi, bedenimiz koşar adım ilerlerken ruhumuz geride kalır ve arada durup onu beklemediğimizden gitgide hissizleşiriz. Sahip olduğumuz şeylerle ilgili tatminimizi yitiririz. O yüzden eski kavramlarımıza yeniden bakalım derim ben bu sene, mânâ zenginliğimizi hatırlayalım. Geçmişin acıları, şimdinin tebessümleri olur çoğu kez. Zamanla gözyaşlarımız ise buruk gülümsemelere dönüşür. Aşk, sevgi, mutluluk derken engin duyguları üç beş kelimeye indirgemektense daha geniş anlamlarda, hissederek kullanalım. Bakışımız ilk günkü tazeliğini korursa, elimizdekilerin tümü de korur. Bu sefer korkmadan açalım sandıklarımızı, taptaze duygularımızla merakla karşılayalım, arkada kalmış olan ruhlarımızı.


- Hatalarımıza da yeni bir şans verelim, cömert bir yıla niyet ettiysek. Kusursuzluğa öykünmektense insanî yanlarımızı kabullenip, her yenilgimizle tazelenelim. ” Kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız: Önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz? ” diyen Nietzsche’yi selamlayıp, tüm hatalarımızla birlikte gerekirse son zerremize kadar yanalım. Tükendik zannettiğimiz noktada ise bulut rengi küllerimizin arasından masmavi ufuklara doğalım. Bu kez utanmayalım, olduğumuz ve olabileceğimiz kişiden , kimseden saklanmayalım. En yeni bakışımızı, kendimizi ilk defa görebilmek için kullanalım. Bütün yaşanmışlıklarımızla tekrar tanışıp, yüreğimizdeki sonsuz şefkatle, hepsine yeni isimler koyalım.


- Son bir önerim ise hediyeler üzerine. Güzellikler getirsin diye yeni yıla rüşvet, ilgilendiğimize dair sevgililerimize ıspat hediyeler almayalım bu sene. Şartlandığımız beklentileri öngörülmüş zamanlara sığdırmayalım. Belki de hiç hoşunuza gitmedi bu öneri ve tatsız, yavan geldi gözünüze hediyesiz yeni yıl hayali? Oysa ki yeniliğin en büyüğü, ezberlenmiş kuralları yıkmak ve doğru sandığımız toplumsal kabullerimize farklı açıdan bakmak değil mi?Ama illa ki hediye alacaksanız, sevmediklerinizden başlamanızı tavsiye ederim ben. Baştan savar şekilde değil, neden hoşlanabileceklerini bulmaya çalışarak arayın hediyelerinizi. Hiç sevmediğinizi sandığınız kişilere asla vermek istemeyeceğiniz armağanlar arayın yüreğinizin en cesur köşesiyle ve bu senenin en büyük yeniliğini, sevilmeyendeki yansımanızı farkedin samimiyetle. O herkesten sakladığınız kusurunuzu cesurca size yansıtan kişiye içten bir teşekkür edin. Kendi zafiyetinizi kabullenebildikçe, eski düşman yeni dosta nasıl dönüşür, parıldayan gözlerle izleyin…


Hepinize yeni yıllar, dilerim bu sene yeniyi yeniden keşfedin!


Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Yıl mı Yeni, Siz mi? (Yeni Yıl Kararları)" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Burcu ATATÜR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Burcu ATATÜR'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Burcu ATATÜR'ün Yazıları
► Yeni Yıl Yeni Kararlar Psk.Dila HOTLAR
► Yeni Yıl / Yeni Hedefler Psk.Serap DUYGULU
► Yeni Nesil Çocuklar Psk.Doğan KUŞ
► Emdr ile Yeni Bir Başlangıç Psk.Emine YURDAKUL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Yıl mı Yeni, Siz mi? (Yeni Yıl Kararları)' başlığıyla benzeşen toplam 56 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Kendin Olmak Kasım 2012
◊ İnsanlar Kötü mü? Kasım 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


03:42
Top