2007'den Bugüne 92,312 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,978 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Doku-N-A-Ma-Mak
MAKALE #10364 © Yazan Psk.Cem KAYA | Yayın Şubat 2013 | 4,007 Okuyucu
İnsanlar neden iletişime girerler?

Temel ihtiyaçlarından biri olan dokunmak ve dokunulmak için…


Dokunmak ya da dokunmamak, esas büyük mesele bu!


Dokunmak kelimesi bu yazıda fiziksel temas olarak değil, psikolojik bir temas olarak kullanılacaktır.


İnsanlar psikolojik olarak ta birbirlerine dokunabilir, üstelik psikolojik dokunma, fiziksel dokunmayı da içerir…


Önce dokunmanın tanımını yapalım. Bir kişinin karşısındaki kişiye var olduğunu hissettirdiği her davranış bir dokunmadır. Çok genel bir tanım yani.


Aynı ortamda bulunduğunuz kişi ile göz teması kurmakta psikolojik dokunmadır, onun orada olduğunu bilerek göz teması kurmamakta psikolojik dokunmadır.


Bir örnekle açıklayacak olursak “seni seviyorum” demekte, “Allah belanı versin” demekte psikolojik dokunmadır. Dokunmalar doğuştan negatif ya da pozitif değildir. Siz onu negatif ya da pozitif olarak, yukarıda örneklendirildiği gibi kullanabilirsiniz.


Dokunmak o kadar yaşamsal ve önemlidir ki, ünlü bir psikologun dediği gibi “dokunmazlarsa - dokundurtmazsanız omuriliğiniz kurur”.


***


Dokunulmaya izin vermeyiz.
Birileri bizi takdir ettiğinde ya da iltifat ettiğinde altında bir şey arar sonra da reddederiz. Örneğin birisi “Saçların güzel olmuş” dediğinde, “ama şu taraf biraz kısa gibi” diyerek, “kıyafetin çok güzelmiş” dendiğinde, “pazardan aldım” diyerek dokunuşları reddederiz.

Öğretenlerimizin sözleri kulaklarımızda çınlar: “İnsanlara güvenme”, “Kesin senden bir çıkarları vardır”, “Mütevazılığın en iyi göstergesi iltifatı kabul etmemektir.” vb.


Hâlbuki dokunuşa müsaade etmek bizi iyi hissettirir. Bir tek cümle ile. “Teşekkür ederim”.


Dokunulmaya müsaade etmediğimiz için, dokunma becerimiz de düşüktür.

Çünkü; insan yaşadığı gibi düşünür.

***


O yüzden toplum olarak dokunmayız,
dokunmaktan da kaçarız. Annelerimiz babalarımız, öğretenlerimiz dokunmamamızı önermiştir. “Kaçan kovalanır” ya da “İyi şeyleri söyleme şımarır” gibi öğütleri sık sık duymuşuzdur.

Öğretenlerimiz bu sözlerle “dokunursan kaçar” demektedir.


O nedenle iyi şeyleri söylemeyiz. Oysa bir çocuk ya da bir insan gün içinde sayılamayacak kadar güzel şey, sayılabilecek kadar kötü şey yapar.


Olumsuzu görme becerimiz o kadar gelişir ki, olumluyu görmemek için bir süre sonra çaba sarf etmemize gerek kalmaz…


Çünkü, körlükte öğrenilebilir…


***


Çoğunlukla güzel şeyler yaparız, birilerinin görmesini/dokunmasını isteriz ama görmezler… Dokunmazlar…


Talep etmeyiz…
Dokunmalarını isteriz fakat istediğimizi onlara söylemeyiz.

Neymiş efendim, istenmezmiş…


Neden?


Öğretenlerimiz öyle söyledi…


Neden?



İstemeliyiz… Sormalıyız insanlara “neyi güzel yaptım?”diye.


Çünkü dokunulmak yaşamsaldır beslenmemizi sağlar…


***


Dokunmaların hepsi iyi olmayabilir. GDO’lu gıdalar gibi…


Beslemez bazıları, tam tersine zarar verir. “Tembelsin”, Yaramazsın”, “ Dağınıksın” gibi…


Reddetmeliyiz onları. Omzunuzun üstünden geçip gitmeli
.

Reddetmezseniz omuriliğiniz kurur…


***


Bazen öyle zamanlar gelir ki; dokunmazlar. Dokunsalar da negatiftir. Pozitif dokunulmayı talep edersiniz, yine dokunmazlar.


Öyle zamanlarda aynanın karşısına geçip, kendi kendinize, ne kadar güzel olduğunuzu, ne kadar iyi olduğunuzu, becerilerinizin neler olduğunu söyleyin…


Kimse size dokunmuyorsa siz kendinize dokunun…


***


Öğretenler, kendi kendine konuşanın “deli” olduğunu söyleseler de…


Siz inadına dokunun…
Dokundurun…
Dokunmuyorlarsa isteyin…
Negatifleri de reddedin…
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Doku-N-A-Ma-Mak" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Cem KAYA'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Cem KAYA'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     45 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Cem KAYA Fotoğraf
Psk.Cem KAYA
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi104 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Cem KAYA'nın Yazıları
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,978 uzman makalesi arasında 'Doku-N-A-Ma-Mak' başlığıyla eşleşen başka makale bulunamadı.
◊ Panik Atak Temmuz 2017
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:31
Top