2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Anne Baba Olarak Sıkça Yaptığımız Hatalar
MAKALE #1059 © Yazan Dr.İbrahim BİLGEN | Yayın Mayıs 2008 | 15,155 Okuyucu
ANNE BABA OLARAK SIKÇA YAPTIĞIMIZ HATALAR:

Aile içi kuralları koymaya çalışan anne-baba, çoğu kez çocuğun bu kurallara direnç göstermesiyle karşılaşır. Burada anne-babanın içine düştüğü en büyük yanlışlık, çocuğun farklı yaş dönemlerinde hep aynı kuralları koymaları ve sürdürmeye çalışmalarıdır. Ancak çocuk sürekli büyüme ve gelişme içindedir. Büyüme ve gelişmenin kaçınılmaz sonucu ise “değişim” dir. Yani çocuk değişir ama aile koyduğu kuralları hiç değiştirmez. Çoğu kez de, sorunun burada düğümlendiğinin farkına varılmaz. Koyacağınız kurallar, çocuğunuzun yaş dönemine uygun olmalıdır. Onlarla konuşma şekliniz “Tabaktaki tüm yemek bitecek” şeklinde olmamalıdır. Çocuğunuzla bu şekilde konuşmak, onu konuşturmamak , dinlememek çocuğunuzun, içerisinde zamanla size karşı bir öfke geliştirmesine sebep olur. Bizler buna “direnç” demekteyiz. Zaten atalarımızın söylediği şu güzel söz, bunu çok iyi açıklamaktadır. “Suyu getirmem demez ama döküp getirir”.....

Ayrıca aile içi kurallarının, çocuğun yaşına da uygun olması gerekir. On yaşına gelmiş bir çocuğa, “ her akşam sekizde yatmış olacaksın” dememelisiniz. Koyduğunuz kurallar gerçekçi olmalıdır. Tek taraflı olarak bakmamalısınız.Yoksa, ergenlikte problemler daha şiddetli olabilir.Okul döneminde çoğu çocuk, bu yaşlarda dokuzdan önce yatmamaktadır. Böyle yapılıra henüz uykusu gelmemiş çocuğu, erkenden yatmaya zorlamak, çocuk üstünde baskı yaratır ve demin söylediğim “direnç” in gelişmesine neden olur.

Biz anne ve babaların en sevdiği ve en iyi becerdiği görev, öğüt vermektir. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi tüm anne babalar çocuklarına; ilkokul, askerlik, çocukluk vb. anılarını anlatılırken nedendir bilinmez ama ergenlik anılarını pek anlatmazlar. Acaba iyi bir örnek olunmayacağını mı düşünürler. Ergenlik dönemi, bambaşka bir dünyadır. Bu dönemde çocuğu olanlar bunu çok iyi bilirler. Çocukluk döneminden itibaren çocuğunuza mantıksal öğütler verdiyseniz, ama, ona iyi bir örnek olamadıysanız hele hele birde öğüt verdiklerinizin tersini yaparak ona kötü bir örnek oldu iseniz, işiniz gerçekten çok zor olacaktır.Özellikle bu affın olmadığı, ben bilirimin daha sık gözlendiği ergenlik döneminde. Küçükken ona “Yemeğini bitiren, sofradaki diğer kişileri bekler.Büyükler kalkmadan yada izin istemeden sofradan kalkılmaz” diyor, ardından da siz bir şey söylemeden sofradan kalkıyorsanız. Çocuğunuzda sofradan kalkarken izin istemediğinizi hatırlatıyor ve sizde ona, “ Ben babayım vb.” gibi sıradan bir yanıt veriyorsanız, ileride vereceğiniz öğütlerin sadece sizin ağzınızı yoracağını şimdiden söylemek isterim. Anne babaların en sevmediği ve haksızda olmadığı bir diğer konu ise “yalan söyleme” davranışıdır. Çocuklarınıza öğüt verirken; “Yalan söylemek kötü bir davranıştır. Kimse kimseye yalan söylememelidir” derken telefonda arkadaşınızla konuşurken ona yalan söylüyor yada eşinizle yemeğe çıkarken çocuğunuza, “Doktora gittiğinizi” söylüyorsanız, onlara yalanın söylenebilir bir davranış olduğu konusunda kötü bir örnek oluyorsunuz demektir. Bu durumda neden gerçekçi olunmaz ki.Kimse mükemmel değil ki.Biz anne ve babaların mükemmel olduğunu kim söyleyebilir. Halbuki onlara , yemeğe çıkmanın arkadaşınıza gitmenin sizinde bir ihtiyacınız olduğunu açıklasanız çok daha uygun olacaktır. Sıkça söylenen bir diğer yalan ise; “ Filanca teyzen yada amcan ararsa, ben evde yokum” yalanıdır. Bu suça en fazla alet edilenler ise evde bulunan yardımcılardır.Hatta bazen bu yalan çocuğa bile söyletilir. Çocuk ,anne yada babasına neden yalan söylediğini, aslında evde olduğunu belirttiğinde ise karşılaşacağı yanıt “sen küçüksün daha anlamazsın” yanıtı olabilecektir. Halbuki içinizdekini söyleseniz onu karşınıza alıp içinizi uygun bir dil ile dökseniz. “ Şu anda arkadaşınızla görüşme konusunda uygun bir zamanınız olmadığını, bunun hiç de hoş bir davranış olmadığını ve bir daha yapmama konusunda çocuğunuza söz verseniz ve çok utandığınızı belirtseniz” acaba çocuğunuza karşı çok mu küçülmüş olursunuz??? Sevgi ve Saygılarımla İyi bir Pazar geçirmeniz dileğiyle...

ANNE- BABA OLMAYA HAZIR OLDUĞUMUZU NASIL ANLAYABİLİRİZ ?

Çocuk sahibi olmaya karar verme sürecinde hem toplumsal kurallar hem de anne-baba adaylarının hazır hissetmeleri belirleyicidir. Yapılan araştırmalar birçok anne-babanın yeterince hazır hissetmedikleri ve bilgi sahibi olmadıkları halde sırf “olması gerektiği” için çocuk sahibi olduklarını göstermektedir. Bu da sonrasında hem çocukla ilişkide hem de onun eğitimi ve gelişimiyle ilgili problemlerin çözümünde, anne-babaların sorunlar yaşamalarına neden olmaktadır.Aslında anne-baba olmak çok ciddi hazırlık gerektiren bir durumdur. Anne-baba rolü çok fazla sorumluluk isteyen, geri dönüşü olmayan, bir çok bilgi ve beceri edinmeyi ve sosyal anlamda bir çok fedakarlıklar yapmayı gerektiren bir roldür. Anne-baba adayının öncelikle evliliklerinin sağlıklı bir şekilde yürüyor olduğundan emin olmaları önemlidir. Çünkü sanıldığının aksine kötü giden evlilikler çocuk sahibi olunduğunda daha iyi olmazlar ve bebek evliliğin can simidi değildir. Aksine her zaman çocuk, evlilik ilişkisi içine yeni bir yük getirir. Bu yükü kolaylıkla taşıyabilmenin en önemli koşulu ise eşlerin iyi, sağlıklı, keyifli, doyurucu bir ilişki yaşıyor olmalarıdır. Bir çok anne-baba (özellikle de çalışan anne-babalar) çocuklarını çok sevmelerine rağmen onun gelişiyle birlikte zamanlarının ve enerjilerinin önemli bir bölümünü onun için ve onunla geçirmeleri nedeniyle mesleki anlamda istedikleri yere ulaşmakta zorluklar yaşadıklarını ve zaman zaman çocuk sahibi olmanın bir engel teşkil ettiğini belirtmektedirler. Özellikle, yeni doğan çocuğun, kendi akademik (iş hayatı) gelişimine engel olduğunu düşünen ve beklenilmeyen bir zamanda hamile kalan annelerin, doğum sonrası depresyon geçirme riskleri artmaktadır.

Bunları sizlerle paylaşırken bir taraftanda, bu madalyonun hiçmi diğer yüzü yok diye düşünüyorum;. Ya çocuk sahibi olamayanlar, bir türlü olmasını isteyipte onu elde edemeyenler ne olacak... Evet bu anlattıklarım sadece birileri istiyor yada çocuk yapınca tüm sorunlar unutulur diye düşünenlerin dikkatini çekmek içindi... Bir tanıdığım vardı onunda iznini alarak kısaca onun anlattıklarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu konuda bunu sizlerle paylaşmama izin verdiği içinde sizlerin huzurunda ona ayrıca teşekkür etmek istiyorum. “ Bu çift gezmeyi çok severdi. Eşiyle her yeri gezerlerdi. İşlerinden dolayıda seyahatler dışında pek evde bile buluşamazlardı. Hiç beklenmedik bir durumda eşi hamile kalmıştı. Bu durum onlar için “elveda sinemalar, geziler ve arkadaşlar” anlamına geliyordu. İlk başlarda bu çocukta nereden çıktı diyorlardı. Eşi ile birlikte, kontrollere iş yoğunluğu nedeniyle(???) gitmezdi. Bir gün eşinin kanama geçirdiğini öğrendi. Panik halinde hastaneye koştu. Eşi çok iyiydi ama artık eşi hamile değildi. Tekrar özgürlük geldi diye düşündü. Ama hep bir şeyler eksikti, o istemedikleri çocuk giderken onlara çok büyük bir ders vermişti. İlk başta o istemedikleri bebek aslında onlara aralarında eksik kalan ve farkında olmadıkları sıcaklığı vermişti. Ama o sıcaklık artık yoktu . Tekrar hamile kalabilmek için öyle çok uğraştılar ki, ama nafile... Çocukları olmuyordu. Hayatlarında artık o eski tadı bulamıyorlardı. Bir gün o mutlu haberi aldılar. Şu anda 18 aylık çok güzel ve sağlıklı bir çocukları var. Onun yazmamı istediği cümleyi sizlere olduğu gibi yazmak istiyorum; “Kızımız artık bizimle beraber geziyor. Bizimle beraber uyuyor. Biz yemek yerken oda kendi mamasını içiyor. Oda bizim gibi gezmekten acayip keyif alıyor. Öğle uykusu geldiği zaman gölgeye çekilip biz de dinleniyoruz. Çocuk sahibi olmak için tereddüt edenlere sesleniyorum. Unutmayın her şey nasıl yaptığınıza bağlı. Çocuk asla ayak bağı değil. İsterseniz onu da kendi yaşantınıza uydurabilirsiniz. Etrafınıza da çok kulak asmayın. Bu sevgiyi arkadaşınızın çocuğunda yaşamanız mümkün değil. Hiç eşimi aldatmadım ama onu artık kızımla aldatıyorum”.

Hayat onlara sonu iyi olan bir tecrübe sağlamıştı. Eğer içinizde bu yazıyı okurken bu, onun düşüncesi diye düşünenler varsa çok haklı olabilirler. Ama E. Roosevelt’in dediği gibi “ Başkalarının hayatından ders almak lazım. İnsan bütün hataları kendi yapacak kadar uzun yaşamıyor.” . Sevgi ve Saygılarımla....
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Anne Baba Olarak Sıkça Yaptığımız Hatalar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.İbrahim BİLGEN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.İbrahim BİLGEN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İbrahim BİLGEN Fotoğraf
Dr.İbrahim BİLGEN
İstanbul
Doktor "Ruh sağlığı ve hastalıkları - Psikiyatri"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi12 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.İbrahim BİLGEN'in Makaleleri
► “dedektif Anne Baba” Ne Demek? Dr.İbrahim BİLGEN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Anne Baba Olarak Sıkça Yaptığımız Hatalar' başlığıyla benzeşen toplam 90 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Aşk ve Sadakatsizlik Mayıs 2010
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:14
Top