2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Gebelikden Korunma ve Doğum Kontrol Yöntemleri ( Iı)
MAKALE #10648 © Yazan Op.Dr.Pınar TOKATLIOĞLU | Yayın Mart 2013 | 4,964 Okuyucu
PREZERVATİF (KONDOM)

Kondom geri çekme yöntemi dışında erkeklerin kullanabileceği tek geri dönüşümlü yöntemdir.

Penise takılan mekanik bariyerlerle ilgili ilk bilgiler M.Ö. 1350 yıllarına dayanmaktadır. Bu dönemde Mısır'da erkeklerin süs amaçlı penil bariyerler taktıkları bilinmektedir. M.S. 1654 yılında ünlü İtalyan bilgini Fallopius ketenden yapılmış bir kılıf tanımladı. Daha sonraları hayvan barsağından yapılan bu kılıflara 18. Yüzyılda kondom adı verildi. 1800'lü yılların ikinci yarısından sonra ise sentetik maddelerden ya da kauçuktan yapılmaya başlandı ve giderek yaygınlaştı.

Ereksiyon halindeki penis üzerine geçirilen kondom spermlerin vajinaya girişini engeller. Bazı kondomlar ise spermleri etkisi hale getiren spermisid adı verilen maddeler ile kaplanmıştır. Kondomun yırtılması halinde bu maddeler ek bir koruma sağlayabilir. Ayrıca bir kısım kondomlarda silikon jel ya da pudra ile kaplanarak kayganlaştırılmışlardır.

Kondom gebeliği önlemde oldukça etkili bir yöntemdir. Teorik olarak etkinliği % 98 olmakla beraber olağan kullanıcılarda bu oran % 88'e düşmektedir. Etkinliğin kulanıcı düzeyinde azalmasının en önemli sebebi her ilişkide kondom kullanma alışkanlığının edinilmemiş olmasıdır.

Kondomların spermisidlerle bir arada kullanılmasını tavsiye edenler olduğu gibi, bu maddelerin kondomların daha kolay yırtılmalarına neden olduğunu ileri sürenler de vardır.
Herhangi bir spermisid madde içermeyen kondomların yırtılma olasılığı 161 ilişkide 1 olarak hesaplanmıştır.

AIDS ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı korumaları kondomların en önemli yaralarındandır.

Kondom özellikle evli olmayan ya da birden fazla kişi ile ilişkisi olan kadın ya da erkeklerde en uygun yöntemdir. Kolay temin edilmesi, ucuz ve etkili bir yöntem olması, bazı erkeklerde ereksiyonun daha uzun sürmesine yardımcı olması, bazı kısırklık olgularında kadın vücudunda spermlere karşı bağışıklık cevabının gelişmesine engel olması, enfeksiyon riskini azaltarak ilerideki doğurganlığın korunmasına yardımcı olması ve erken dönem rahim ağzı kanserini önlemesi avantajlarıdır.

Erkekte duyarlılığı azaltması, zaman zaman cinsel ilişkiyi bölmesi ve nadiren de olsa sentetik materyale karşı alerji gelişmesi dezavantajlarıdır.

KADIN PREZERVATİFİ (FEMİDON)

Kadın prezervatifinin iki amacı vardır. Bunlardan birincisi istenmeyen bir gebeliğin önüne geçilmesi, ikincisi ise cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı korunmadır.
Ülkemizde Femidon adı ile satılmaktadır.Ancak genel olarak ülkemiz kadınları vaginası ile pek haşır-neşir olmadığından yaygın kabul görememiştir.

Kadın prezervatifi doğum kontrolündeki bariyer yöntemlerinden birisidir. Yaklaşık 15 santimetre uzunluğunda poliüretandan yapılmış bir kese ya da kılıf şeklinde olan kadın prezervatifi ilişki öncesinde vajina içerisine yerleştirilir. Kılıfın vajina içinde kalan ucu kapalı, diğer ucu ise açıktır.

Kondomun her iki ucunda yarı sert ve kolay büklebilen bir halka bulunur. Kapalı uçta bulunan halka kondomun yerinde durmasını sağlarken, açık taraftaki halka perine bölgesini ve penis kökünü korurken kondomun ilişki sırasında vajina içine kaçmasını engeller. Kondom yapısındaki maddenin özelliğine bağlı olarak yerleştirildikten hemen sonra vücut sıcaklığı ile yumuşayarak vajina duvarına yapışır. Kondomun içi silikon temeli bir kayganlaştırıcı ile kaplıdır.Spermisid içermez.

Yerleştirilmesi diyafram yerleştirilmesine benzer. Kapalı uçtaki halka orta, işaret ve baş parmaklar ile bükülerek vajina içerisine sokulur ve daha sonra işaret parmağı ile sonuna kadar itilir. Bu sırada kondomun kendi etrafında bükülmediğinden emin olmak gerekir. Kondomun dışta kalan kısmı ilişki sırasında genital bölgelerin temas etmesini engellediğinden genital siğilere karşı erkek prezervatifinden daha fazla koruyuculuk sağlar.

İlişki sonrasında kondom dikatli bir şekilde çıkartılmalı ve atılmalıdır. Aynı kondom birden fazla sefer kullanılmamalıdır. Eğer ilişki sırasında dışarıda kalan uç vajina içine kaçarsa ilişkiye hemen son verilmeli, kondom vajinadan çıkartılmalı ve yeni bir kondom taktıktan sonra ilişkiye devam edilmelidir.

Piyasaya ilk sürüldüğünde başarısızlık oranının 1 yılın sonunda %13 olması beklenirken bu oran ilk 6 ayda görülmekte bir yılın sonunda ise %26 civarında olmaktadır. Yani hamilelikten korunma amacıyla sadece kadın prezervatifi kullanan her 4 kadından biri bir yılın sonunda hamile kalmaktadır. Erkek prezervatiflerinde bu oran %12 civarındadır.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar açısından bakıldığında ise kondom belirli bir koruyuculuk sağlamakla birlikte erkek prezervatifleri kadar etkili olamamaktadır. Bunda en önemli neden prezervatifin latkesten değil poliüretandan üretilmiş olmasıdır. Bununla birlikte kondom yerleştirilirken elin vajinal akıntılar ile temas etmesi hastalık bulaşma şansını yükseltmektedir. Bu nedenle kondom yerleştirilirken ya eldiven kullanılmalı ya da eller mutlaka iyice yıkanmalıdır.

Adet dönemlerinde kullanılabilmesi, ilişkiden çok önce (en fazla 8 saat önce) takılabilmesi de erkek prezervatifine karşı önemli bir avantadır. Poliüretandan üretildiği için lateks alerjisi olan kadınlar da kullanabilirler.

Fiyatının erkek prezervatifine göre daha pahalı olması ve ilişki sırasında rahatsız edici bir ses çıkartması ise dezavantajları. Bu ses kayganlaştırıcı kullanılarak bir miktar azaltılabilir. Bir başka dezavantajı ise nadiren de olsa ilişki sırasında vajina içine kaçabilmesi. Kondomu doğru şekilde yerleştirebilmek için tecrübe gerektirmesi de kolaylıkla takılabilen erkek prezervatifleri karşısında önemli bir dezavantaj.

DİYAFRAM


İnce lastikten yapılmış, rahim ağzını örten kubbe şeklinde bir araçtır.
Spermlerin vaginadan rahme geçmesini engeller. Doğru kullanıldığında oldukça etkilidir.
Cinsel ilişkiden önce yerleştirilir ve ilişkiden en erken altı saat sonra çıkarılır.
Doğru kullanılırsa, aynı diyafram yıkanıp kurulanarak iki yıl süreyle kullanılabilir.
Anne sütünü etkilemediği için emziren kadınlar da kullanabilir.
Bazı cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı koruyucudur.

SPERMİSİDLER

Bazı cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı koruyucudur. Kadının vajinasına konularak uygulanan jel, fitil ve köpüren tabletlerdir. Tabletlerin erimesi için cinsel ilişkiden 10 – 15 dakika önce vajinanın derinine uygulanmaları gerekir. Etkisini tam gösterebilmesi için cinsel ilişkiden sonra da en az 6 saat vajina hiçbir sebeple yıkanmamalıdır. Vajinanın doktor tarafından önerilmedikçe, herhangi bir sebepten yıkanması doğal korunmasını bozarak enfeksiyonların oluşma riskini artıracağından kesinlikle önerilmez. Spermleri vajina içinde etkisiz hale getirerek gebeliği önler. Doğru kullanıldığında oldukça etkilidir. Her cinsel ilişki için uygulama tekrarlanmalıdır. Anne sütünü etkilemediği için emziren kadınlar da kullanabilir. Bazı cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı koruyucudur.

SPİRALLER (RİA: RAHİM İÇİ ARAÇ)

Bakır ve Gümüş içerikli Spiraller Spiral gebelikten korunmak amacıyla rahim içerisine yerleştirilen T şeklinde bir alettir. Adet kanamasının hemen sonrasında veya gebelik olmadığı kesinse herhangi bir günde uygulanabilir. Aktif vaginal enfeksiyonu, aşırı akıntısı olanlara takılmamalıdır. İdeal koruyuculuk süresi bakırlı olanlarda 10 yıl, hormonlu olanlarda 5 yıldır. Rahim içi aracı olanların yıllık doktor muayenesi olması gerekir.

Rahim içi araca bağlı olarak kadınlarda aşırı adet kanamaları, ara kanamalar, kasık ağrıları görülebilir.
Progesteron hormonu içeren rahim içi araçların standart olanlara göre en önemli avantajı kanama problemlerine yol açmamasıdır. Hatta kanama problemi olanların tedavisinde çok faydalı olurlar.
Daha önce sezaryen yada myom v.b ameliyat geçirenler spiral kullanabilir.
Sigara içenler hem bakırlı hem de progesteron hormonu içeren spiralleri kullanabilir.
Doğumsal rahim anomalisi olanlara spiral uygulanmamalıdır.
Kalp-damar hastalıkları yönünden riskli olanlar hem bakırlı hem de hormonlu spiralleri kullanabilir.
Hipertansiyon (tansiyon yüksekliği) olanlar bakırlı ve hormonlu spiralleri kullanabilir.
Damar tıkanıklığı geçirmiş olanlar bakırlı ve hormonlu spiralleri kullanabilir.
Kalp krizi ve beyin damar tıkanıklığı (inme) öyküsü olanlar bakırlı ve hormonlu spiralleri kullanabilir.
Kolesterol, lipid yüksekliği olanlar bakırlı ve hormonlu spiralleri kullanabilir.
Migreni olanlar bakırlı ve hormonlu spiralleri kullanabilir.
Dismenoresi olan (ağrılı adet görme) hastalara da spiral uygulanabilir. Bakırlı spiraller bazen dismenorenin artmasına sebep olabilir. Hormonlu spiraller ise genellikle dismenorenin azaltırlar.
Rahim ağzında iyi huylu hastalıklar (CIN gibi) bulunması spiral kullanmak için engel değildir.
Memede iyi huylu kist v.b hastalıklar bulunmsı bakırlı ve hormonlu spiraller için engel teşkil etmez.
Myomu olan hastalarda myom rahim iç yüzeyini bozmuyorsa (kavite distorsiyonu yoksa) spiral uygulanabilir.
Geçmişte pelvik inflamatuar hastalık (PID, pelvik enfeksiyon) geçirenlere de spiral uygulanabilir. (Son 3 ay içerisinde geçirilmemişse.)
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar açısından riskli grupta bulunan kişilere (birden fazla partneri olanlar gibi) spiral önerilmez.
Diyabet (şeker hastalığı), bakırlı veya progesteron hormonlu spiraller için engel teşkil etmez.
Troid (guatr) veya safra kesesi hastalıkları olanlar bakırlı veya hormonlu spiraller kullanabilir.
Viral hepatiti olanlar ve taşıyıcılar spiral kullanabilir. Fakat aktif viral hepatit durumunda progesteron hormonu içeren spiral kullanılmamalıdır.
Siroz ve karaciğer tümörü olanlar bakırlı spiral kullanabilir. Hormonlu ria bu hastalarda önerilmez.
Anemi (kansızlık) olanlar spiral kullanabilir.
Bakırlı veya hormonlu spirallerin beraberinde alınan başka ilaçlarla etkileşimi olmaz.
Doğumdan hemen sonra spiral takılabilir. Doğumdan sonra ilk 48 saatte yada 4 hafta geçtikten sonra takılması önerilir. 48 saat ile 4 hafta arasında kalan sürede uterus perforasyonu (rahimin delinmesi) riski yüksek olduğu için takılmaması önerilir.
Düşük yada küretajlardan hemen sonra spiral takılabilir.
Spiraller herhangi bir hormon veya başka bir ilaç içermediği için kilo alınması veya verilmesi ile hiçbir ilgisi yoktur. Hormonlu (progesteronlu) spiraller de genellikle kilo alınmasına neden olmaz
Spiral de doğum kontrol hapları, 3 aylık iğneler ve cilt altı implantlar gibi yüksek koruma başarısına sahiptir. 1 yılda gebe kalma riski %1'den düşüktür.
Spiralle korunurken nadiren de olsa gebelik oluşabilir. RİA kullanımında görülen gebeliklerin önemli bir kısmı aracın düşmesi ve düştüğünün fark edilmemesinden kaynaklanmaktadır. Spiralle birlikte rahim içinde bir gebelik oluşursa ve gebeliğin devamı düşünülüyorsa ciddi enfeksiyon ve septik şok riskleri nedeniyle spiral çıkarılmalıdır. Ancak bu çıkarılma işlemi sonrasında %30 oranında kendiliğinden düşük riski vardır. Gebeliğin devamı istenmiyorsa küretajla gebelik sonlandırılır. Bununla birlikte spiralle rahim içinde gebelik oluşan kişilerde hiç bir müdahale yapılmasa bile %50 oranında düşük riski vardır. Erken doğum riski ise yaklaşık dört kat artar.
Eğer gebelik ilerledi ise spiral çıkartılamaz hale gelir ve orada kalması durumunda bebek üzerine anomali (sakatlık) açısından bir risk teşkil etmeyecektir.
Spiral kullanımı etkili bir doğum kontrol yöntemi olduğu için gebelik ihtimalini son derece azaltır, bu yüzden spiral kullananlarda korunmayanlara göre dış gebelik riski de azalmıştır. Ancak spiral kullanırken hamile kalanlarda bu gebeliğin normal gebelik değil de dış gebelik olma olasılığı daha yüksektir.

HORMONLU SPİRAL (MİRENA)

Şu anda yaygın olarak kullanılan T şeklindeki bakırlı rahim içi araçların iki önemli yan etkisi adet kanamasının %50 oranında artması ve kasık ağrısıdır. Bu iki yan etkiden bir tanesi veya her ikisinin birlikte görülmesine bağlı olarak kadınların %20si aracı tekrar çıkarmak zorunda kalmaktadır.

Hormonlu rahim içi araç bir 19- nortestosteron türevi olan levonorgestrel içermekte ve 20µg/gün levonorgestrel salgılamaktadır. Bu araçta T-şeklinde olup, etkisi 5 yıl boyunca devam etmektedir. Hormonlu rahim içi araç rahim iç tabakasını incelterek gebelik oluşumun önlemektedir. Ayrıca rahim içerisinde iltihabi reaksiyon ve lokal bağışıklık sisteminde değişikliklere neden olmakta ve spermin dölleme yeteneğine ulaşmasını önlemektedir. Araç takıldıktan sonra ilk 3 ay içerisinde kadınların %70-85inde yumurtlama görülmezken, bu oran daha sonra %25-50ye kadar düşmektedir. Yani esas etkinlik yumurtlamanın önlenmesi ile değil, rahim iç tabakasındaki değişikliklere bağlıdır. Bu kadınlarda kan östrojen düzeylerinde önemli bir değişiklik gözlenmemektedir.
Hormonlu rahim içi araçların en önemli avantajı adet miktarının ciddi ölçüde azalmasıdır. Bu yöntemle korunan kadınların %20-30u yumurtlamaları devam etmekle birlikte hiç adet görmemektedir. Genel olarak adet kanaması %40-90 oranında azalmaktadır. Birinci yılın sonunda adet kanaması %90 oranında azalmaktadır. Ayrıca 1 yıl sonunda hastaların %50si hiç adet görmemektedir. Adet kanamasının azalmasına bağlı olarak hastalarda kansızlık gibi yan etkiler çok daha az görülmektedir. Endometriozis adı verilen, adet sırasında ağrı ve adet dışında da ciddi düzeyde kasık ağrısına neden olan hastalıkta hormonlu rahim içi araç ağrı düzeyini ciddi ölçüde azaltmakta ve hastalığın ilerlemesini önlemektedir. Endometriozisli hastalarda adet kanamasının genellikle normalden fazla olması bu hastalarda hormonlu araçları iyi bir seçenek haline getirmektedir. Şu anda adet kanaması fazla olan ve çocuk istemeyen kadınlarda ilk tedavi seçeneği hormonlu spiral olarak kabul edilmektedir. Meme kanseri nedeniyle Tamoxifen tedavisi alan hastalarda rahimin korunması ve menopozda hormon tedavisi alan hastalarda östrojene ek olarak hormonlu spiral kullanılabilir. Bakırlı spirallerin rahim ve rahim ağzı kanseri riskini azalttığına dair bazı veriler bulunmakla birlikte, hormonlu spiraller konusunda henüz yeterli veri bulunmamaktadır.
Hormonlu spiral kullanımında gebelik oranı %0.2dir. Bu oran bakırlı spiralde (TCu-380A) %0.5-0.8dir.

En önemli yan etkisi ise ara kanamalarının görülmesidir. Pelvik enfeksiyon ve dış gebelik gibi riskler açısından bakırlı araçlarla arasında bir fark bulunmamaktadır. Kadınların %10unde alet rahim kasılmaları ile dışarı atılmakta, %15i kanama ve/veya ağrı nedeniyle aleti çıkarmak zorunda kalmakta ve %1.5unda pelvik enfeksiyon görülebilmektedir. Ağrı özellikle ilk aylarda daha fazla olduğu için bu hastalarda ağrı kesiciler kullanılabilir. Pelvik enfeksiyon oranı bakırlı spirallerin takılmasından sonraki ilk 20 gün içerisinde daha yüksek olup, bu daha çok varolan enfeksiyonun takılma sırasında yukarıya taşındığını düşündürmektedir. Yirmi günden sonra enfeksiyon oranı oldukça düşüktür. Enfeksiyon oranının azaltılması için takılmadan önce antibiyotik kullanılabilir. Hormonlu spirallerin enfeksiyon oranının azalttığına dair veriler bulunmaktadır. Dış gebelik oranı %0.2 olup, spiral kullanmayan hastalardan daha düşüktür. Ancak gebelik durumunda öncellikle hastanın dış gebelik açısından araştırılması gerekir. Hormonlu spirallerin diğer bir yan etkisi ise yumurtalıklarda kist oluşumunu artırmasıdır. Ancak bu kistler genellikle basit kistler olup-, tedavi gerektirmeden kendiliğinden kaybolurlar. Bütün spirallerde olduğu gibi hafif bir akıntıya neden olabilir.

Hormonlu spiraldeki progesteron hormonu nadiren tüylenme ve sivilcelenmeye neden olabilir. Erkeklik hormonu benzeri etki gösteren bu hormonunun kan yağ dengesi üzerinde olumsuz bir etkisi olup olmadığı bilinmemektedir, ancak önemli bir değişikliğe yol açmayacağı düşünülmektedir.

Hiç doğurmayan hastalarda da spiral kullanılabilir, ancak rahimin küçük olması dolayısı ile rahim kasılmasına bağlı kramplar görülebilir, ayrıca uygulanmasında teknik sıkıntılar olabilir. Bu nedenle doğurmayan kadınlarda ilk seçenek olarak kullanılmamaktadır

ACİL KORUNMA YÖNTEMLERİ

Korunmasız cinsel ilişkide bulunduysanız ya da bir korunma yöntemi kullanırken beklenmedik bir durumla karşılaşırsanız ve gebe kalmak istemiyorsanız acil önlem alabilirsiniz. Bunun için cinsel ilişkiden sonraki ilk üç gün (72 saat) içinde jinekoloğunuza danışabilirsiniz. Şu anda piyasada bulunan Norlevo ve Preven bu amaçla kullanılabilmektedir.(Bu ilaçlar çıkmadan önce biz doğum kontrol haplarını sayı ve doz ayarlayarak önermekteydik) ya da beş gün içinde rahim içi araç uygulanarak korunabilirsiniz. Bu durumda ne kadar erken başvurursanız o kadar etkili korunma sağlarsınız. İlişki sonrası hapla korunma, kadının adet düzeninin doğal seyrini etkilediğinden sık sık başvurulacak bir yöntem değildir. Ancak beklenmedik durumlarla (kondomun yırtılması, hapın unutulması, doğal yöntem kullanırken hata, tecavüze uğrama vb.) karşılaşıldığında kullanılabilir.

Bazı bayanlar cinsel ilişkiden hemen sonra vaginal duş yaparak spermleri uzaklaştırdıklarını düşünmektedir, oysa ilk anda vagina arka fornixine boşalan spermler yıkama yapılana kadar rahim azgından içeri geçmiş olurlar. Bu nedenle gebelikten korunmak için vajinal duş uygulaması son derece etkisiz bir yöntemdir. Araştırmalara göre vajinal duş bir kadının hamile kalma olasılığını sadece %30 oranında azaltmaktadır.
Ayda 1-2 defadan daha fazla yapılan vajinal duş kadının vajinadaki kimyasal dengesini bozarak enfeksiyonlara eğilimi arttırır. Duş sırasında yeni mikroorganizmaların vajinaya girişine neden olunabilir. Bu mikroplar rahim ağzı, rahim ve tüplere ulaşarak ciddi enfeksiyonlara neden olabilirler. Yapılan araştırmalar düzenli vajinal duş yapan kadınlarda bakteriyel vajinozis başta olmak üzere çeşitli vajinal enfeksiyonlarla cinsel yolla bulaşan hastalıklara daha fazla rastlanıldığını ortaya koymaktadır. pelvik iltihabi hastalık(PID) riskini arttırır. Düzenli olarak vajinal duş yapan kadınlarda pelvik iltihabi hastalık geçirme riski %78 daha fazladır.

Bu nedenle rutin temizlik için düzenli vajial duş yapılması sağlıklı değildir ve günümüzde kesinlikle önerilmemektedir. Vajinayı temizlemenin tek güvenli ve sağlıklı yolu vajinanın florasını güçlendirerek kendisini korumasını sağlamaktır. Vajinadaki kimyasal denge çok hassastır ve bu dengedeki küçük sapmalar ciddi olumsuz etkilere neden olabilmektedir.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Gebelikden Korunma ve Doğum Kontrol Yöntemleri ( Iı)" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Op.Dr.Pınar TOKATLIOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Op.Dr.Pınar TOKATLIOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Pınar TOKATLIOĞLU Fotoğraf
Op.Dr.Pınar TOKATLIOĞLU
İstanbul
Doktor "Kadın Hastalıkları ve Doğum - Jinekoloji"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi16 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Op.Dr.Pınar TOKATLIOĞLU'nun Makaleleri
► Doğum Kontrol Yöntemleri Op.Dr.Şenay AYCAN
► Doğum Kontrol Yöntemleri Prof.Dr.İlker GÜNYELİ
► Alerjenlerden Korunma Yöntemleri Dr.Gürkan KILIÇ
► Gebelikten Korunma Yöntemleri Op.Dr.Mustafa N. ALİHANOĞLU
► Gebelikten Korunma Yöntemleri ÇOK OKUNUYOR Dr.H.Yeşim YERÇOK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Gebelikden Korunma ve Doğum Kontrol Yöntemleri ( Iı)' başlığıyla benzeşen toplam 58 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Yaz Aylarında Gebelik Haziran 2013
► Babanın Bebeğe Etkisi Nisan 2013
► Vaginismus ve Tedavisi Aralık 2012
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


22:36
Top