Cinsellik ve Cinsel Terapi
MAKALE #10670 © Yazan Gülten DEMİRDÖVEN | Yayın Mart 2013 | 4,111 Okuyucu
Cinsellik, toplumumuz tarafından tabu olarak görülen, çoğu zaman genç yetişkinliğe adım atıldığına bile eğitimi verilmeyen bir konu. Tabularla büyüyen genç yetişkinler, evlendiklerinde ya da ilk cinsel deneyimlerini paylaştıklarında bazı sorunlarla karşılaşıyor ve bunu anlamlandıramıyorlar. Oysa her defasında geri planda tutulan, ayıp, yasak, günah olarak görülen cinsellik bilinçaltına bir suç olarak yerleşmekte ve ilişki esnasında bilinçaltındaki yargılar su yüzüne çıkmakta, sorunlar yaşatmaktadır.
İncesu’ya göre;“Cinsellik hem en çok merak edilen, hem de en çok yasaklanan, hem en çok konuşulan hem de aslında hiç konuşulmayan, çok bilindiği iddia edilen ama aslında çok az bilinen, bir yanda övünülen diğer yanda ise aslında çok utanılan bir konu olması nedeniyle zorlu bir konudur”.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ne göre ise cinsellik; fiziksel, duygusal, entelektüel ve sosyal yönlerin kişiliği, iletişimi ve aşkı zenginleştirici etkilerinin bileşiminden oluşur. Cinsellik doğru öğrenilemeyip, meraklar yanlış bilgi kaynakları ile giderilmeye çalışıldığında ise sorunlarla karşılaşılması kaçınılmaz olmaktadır.
Mutlu ve doyumlu bir cinsel yaşam için bireyler, aşağıda belirtilen noktaları dikkate almalıdır:
·Cinsellik, ilk önce kendini tanımakla başlar ve ancak kendisini seven, sayan ve güvenen bir insan karşısındakine de bu olumlu duygularla yönelebilir.
·Mutlu ve doyurucu cinselliğin ilk koşulu, karşılıklı saygı ve eşler arası etkin iletişim ve paylaşımdır. Mutlu bir cinsel yaşam, karşılıklı güven, dürüstlük, açıklık, paylaşım ve saygı üzerine temellendirilmelidir.
·Cinsellik, öncelikle bireyin kendi bedenini tanıması ile başlar. Bireyin, cinsel haz noktalarını fark etmesi ve bunu cinsel eşiyle paylaşmaktan kaçınmaması daha doyumlu bir cinsel ilişki yaşamasını sağlayacaktır.
·Kişiler birbirlerine karşı sorumlu davranmalı, herkesin bir mahremiyeti ve değeri olduğunu akıllarından çıkarmamalıdırlar.
·Hiç kimse hoşlanmadığı bir cinsel davranışı yaşamak ya da sürdürmek zorunda değildir. Karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan bir ilişkide, cinsellik daha doyumlu olur. Anal, oral sevişme gibi cinselliğin nasıl yaşanacağına dair ayrıntılarda çiftlerin ortak kararı olmalı ve her iki tarafın istek, onay ve rızası ile gerçekleştirilmelidir.
·Cinsel birleşme için uygun zaman ve ortam seçilmelidir. Güvensiz ortamlarda kadının doyum sağlaması güçtür. Çünkü kadın, cinselliğe daha fazla toplumsal kaygılarla yaklaşır ve yine cinsel haz duyabilmesi için tüm duyu organlarının ve beynin buna hazır olması gerekir.
·İstenmeyen gebelik ve cinsel yolla bulaşan hastalık kaygısı, özellikle kadının mutlu ve doyumlu cinsellik yaşamasını engeller. Çift, bu konuda önlemlerini önceden almış olmalıdır.
·Kadının doyumlu bir cinsel ilişki (orgazma ulaşması) yaşayabilmesi için ön sevişmeye yeterince zaman ayrılması gerekmektedir.
·Çift, cinselliğe ilişkin mitleri ve toplumsal değerleri, birlikte konuşarak ve paylaşarak aşmalıdır.
·Bir insanın başka bir insana cinsel yakınlık duyması, her eş için farklı davranışları içerebilir. Bu nedenle çiftler, kendi aralarında sevdikleri, haz aldıkları ve istedikleri veya sevmedikleri cinsel davranışları konuşmalıdır. Ayrıca ilişki sonrası da duyulan haz, mutluluk ya da doyumsuzluk paylaşılmalıdır. Sahte, yapmacık ve dürüst olmayan geri bildirimler, uzun vadede karşılıklı güveni sarsabildiği gibi eşlerin cinsel birlikteliklerini de zedeleyecektir. Paylaşım ve kendini ifade etme, çift için ortak ve en uygun cinsel davranışı keşfetmelerine yardımcı olacaktır.
·Hiç kimse hoşlanmadığı bir cinsel davranışı yaşamak ya da sürdürmek zorunda değildir.
Çiftler Ne Tür Cinsel Problemlerle Karşılaşıyor ?
Cinsel istek bozuklukları: Cinsel isteğin azlığı/yokluğu ve cinsellikten tiksinme şeklinde görülmektedir. Genellikle organik ve psikolojik nedenlerle oluşur. Cinsel aktivite veya fantezilere karşı isteksizlik/ilgisizlik vardır. Özellikle kadınlarda cinsel isteksizlik daha sık görülmektedir. Yapılan çalışmalar erkeklerdeki cinsel isteksizliğin %15, kadınlardaki oranın ise %35'e vardığını göstermektedir.
Cinsel ağrı bozuklukları: Bu bozukluk "disparoni" olarak da tanımlanır; cinsel ilişki sırasında ağrı duyulması anlamına gelir. Ağrı bozukluğu ile kliniğe başvuran kadınların yarısında vajinismusa rastlanmaktadır.
Vajinismus; vajinanın 1/3 dış kısmının cinsel ilişki aşamasında istemsiz olarak kasılması ve penisin girişine engel olmasıdır. Bu bozukluk genellikle psikolojik nedenlerle ve bireylerin yetişme koşullarına bağlı olarak ortaya çıkar. İlk ilişkinin çok ağrılı olacağı öğretisi, anne-baba ilişkisinin bozuk oluşu, annenin pasif babanın tehditkar/saldırgan olması, kadın için cinselliğin bir görev gibi gösterilişi, özgüven eksikliği ve suçluluk duygusu vajinismusa yol açan etkenlerdir.
Orgazm bozukluğu: Orgazm olamama veya orgazma zor ulaşma olarak tanımlanan bir problemdir. Kadınların orgazma ulaşabilmesi için ön sevişme büyük önem taşır. Cinsel partneri erken boşalma yaşayan eşler de genellikle orgazma ulaşamamaktadır.
Erken boşalma: Erkeklerde cinsel işlev bozukluklarının en sık görüleni erken boşalma sorunudur. Bu sorun boşalmanın her iki cinsel partnerin istediklerinden daha erken aşamada gerçekleşmesi olarak tanımlanmaktadır. Erkeklerin %50’si ilişki esnasında bu sorunla karşılaşmaktadır.
Cinsel uyarılma bozuklukları: Uyarılma bozukluğu yaşayan kadınlarda ön sevişme ve cinsel ilişki boyunca zevk almaya yetecek kadar uyarı oluşmaz. Uyarılamama nedeniyle gerekli biyolojik dengeler sağlanamaz ve klitoris sertleşmesi, vajina ıslaklığı, cinsel haz ve orgazm zorlaşır. Erkeklerde ise sertleşme problemi olarak yaşanan bu problem cinsel terapi ile tedavi edilebilir bir bozukluktur.
Mastürbasyon Nedir? Sağlığa Zararı Var Mıdır ?
Mastürbasyon, cinsel organın elle uyarılması sonucu alınan haz duygusu ve orgazm hissi olarak tanımlanır. Cinsel organ, sadece elle değil; çeşitli nesnelerle de uyarılır. Mastürbasyonun sadece erkekler ve gençler tarafından tercih edildiği düşüncesi bir yanılgıdır. Hem erkekler hem de kadınlar tarafından sıkça tercih edilen bu cinsel aktivite, kimi zaman cinsel ilişki esnasında da tercih edilir
Sadece erkekler mastürbasyon yapıyor gibi düşünülse de, kadınlar mastürbasyon hakkındaki düşüncelerini dile getirmedikleri için, bu konuda genellikle kesin sonuçlara varılamaz. Kadınların evlenmeden önce cinsellikle tanışmaları, toplum tarafından ‘ayıp, yasak, günah’ olarak değerlendirildiği ve baskı yapıldığı için, genç yetişkinlik dönemlerinde kızlar mastürbasyon yapmaktan hem çekinir, hem de korkarlar. Oysa ki, mastürbasyon yapmak hem erkekler hem de kızların, iyi bir cinsel hayat geliştirebilmeleri için gereklidir.
Mastürbasyonun sağlığa zararlı olduğu düşüncesi tamamen bir yanılgıdır. Yapılan araştırmalara göre; erkeklerde günlük boşalmaların sperm kalitesini arttırdığı tespit edilmiştir. Fakat mastürbasyon, bağımlılık haline geldiğinde bir hastalık olarak kabul edilir ve terapi almayı gerektirir.
Cinsel Terapi Nedir ve Cinsel Sorunlar Nasıl Tedavi Edilir ?
Cinsel terapi, cinsel sorunlar konusunda eğitim almış deneyimli psikiyatrist ve psikologlar tarafından cinsel sorunları olan birey ya da çiftlere uygulanan bir tür kognitif davranış tedavisi olarak tanımlanmaktadır.
Cinselliğin tabu olarak görüldüğü toplumlarda, bilgi yetersizliğinden, yanlış öğretilerden, cinselliğin ayıp, yasak, günah gibi görülmesinden kaynaklanan yanlış düşünce ve inançlar vardır. Terapi sürecinde danışan ile görüşülerek bu tip düşünceler ortaya çıkartılmakta, sebepleri incelenmektedir. Terapi esnasında sorunun tedavisi için gerekli psikoterapi yöntemi belirlenir, gerekli durumlarda psikiyatriste yönlendirilerek ilaç desteği alması sağlanır.
Cinsel terapi ile vajinismus, erken boşalma, cinsel isteksizlik, erkeklerin sertleşme bozuklukları, kadınların uyarılma ve orgazm bozuklukları tedavi edilmektedir. Cinsel terapi konusunda eğitim almış klinik psikologlar ve psikiyatristler yapabilir. Terapilerin süresi çiftlere/bireylere göre ve sorunlarına göre değişiklik gösterebilir. Birkaç görüşmede çözümlenebilen sorunlar olduğu gibi, uzun süreli tedaviyi gerektiren sorunlar da vardır.
Kaynaklar :
1. Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği (CETAD). Cinsel Yaşam ve Sorunları. 2008.
2. World Health Organization. Education and treatment in human sexuality: the training of health professionals. WHO tecnical report series No.572, 1975.
3. Bozdemir N., Özcan S., “Cinselliğe ve Cinsel Sağlığa Genel Bakış” Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı.
İncesu’ya göre;“Cinsellik hem en çok merak edilen, hem de en çok yasaklanan, hem en çok konuşulan hem de aslında hiç konuşulmayan, çok bilindiği iddia edilen ama aslında çok az bilinen, bir yanda övünülen diğer yanda ise aslında çok utanılan bir konu olması nedeniyle zorlu bir konudur”.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ne göre ise cinsellik; fiziksel, duygusal, entelektüel ve sosyal yönlerin kişiliği, iletişimi ve aşkı zenginleştirici etkilerinin bileşiminden oluşur. Cinsellik doğru öğrenilemeyip, meraklar yanlış bilgi kaynakları ile giderilmeye çalışıldığında ise sorunlarla karşılaşılması kaçınılmaz olmaktadır.
Mutlu ve doyumlu bir cinsel yaşam için bireyler, aşağıda belirtilen noktaları dikkate almalıdır:
·Cinsellik, ilk önce kendini tanımakla başlar ve ancak kendisini seven, sayan ve güvenen bir insan karşısındakine de bu olumlu duygularla yönelebilir.
·Mutlu ve doyurucu cinselliğin ilk koşulu, karşılıklı saygı ve eşler arası etkin iletişim ve paylaşımdır. Mutlu bir cinsel yaşam, karşılıklı güven, dürüstlük, açıklık, paylaşım ve saygı üzerine temellendirilmelidir.
·Cinsellik, öncelikle bireyin kendi bedenini tanıması ile başlar. Bireyin, cinsel haz noktalarını fark etmesi ve bunu cinsel eşiyle paylaşmaktan kaçınmaması daha doyumlu bir cinsel ilişki yaşamasını sağlayacaktır.
·Kişiler birbirlerine karşı sorumlu davranmalı, herkesin bir mahremiyeti ve değeri olduğunu akıllarından çıkarmamalıdırlar.
·Hiç kimse hoşlanmadığı bir cinsel davranışı yaşamak ya da sürdürmek zorunda değildir. Karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan bir ilişkide, cinsellik daha doyumlu olur. Anal, oral sevişme gibi cinselliğin nasıl yaşanacağına dair ayrıntılarda çiftlerin ortak kararı olmalı ve her iki tarafın istek, onay ve rızası ile gerçekleştirilmelidir.
·Cinsel birleşme için uygun zaman ve ortam seçilmelidir. Güvensiz ortamlarda kadının doyum sağlaması güçtür. Çünkü kadın, cinselliğe daha fazla toplumsal kaygılarla yaklaşır ve yine cinsel haz duyabilmesi için tüm duyu organlarının ve beynin buna hazır olması gerekir.
·İstenmeyen gebelik ve cinsel yolla bulaşan hastalık kaygısı, özellikle kadının mutlu ve doyumlu cinsellik yaşamasını engeller. Çift, bu konuda önlemlerini önceden almış olmalıdır.
·Kadının doyumlu bir cinsel ilişki (orgazma ulaşması) yaşayabilmesi için ön sevişmeye yeterince zaman ayrılması gerekmektedir.
·Çift, cinselliğe ilişkin mitleri ve toplumsal değerleri, birlikte konuşarak ve paylaşarak aşmalıdır.
·Bir insanın başka bir insana cinsel yakınlık duyması, her eş için farklı davranışları içerebilir. Bu nedenle çiftler, kendi aralarında sevdikleri, haz aldıkları ve istedikleri veya sevmedikleri cinsel davranışları konuşmalıdır. Ayrıca ilişki sonrası da duyulan haz, mutluluk ya da doyumsuzluk paylaşılmalıdır. Sahte, yapmacık ve dürüst olmayan geri bildirimler, uzun vadede karşılıklı güveni sarsabildiği gibi eşlerin cinsel birlikteliklerini de zedeleyecektir. Paylaşım ve kendini ifade etme, çift için ortak ve en uygun cinsel davranışı keşfetmelerine yardımcı olacaktır.
·Hiç kimse hoşlanmadığı bir cinsel davranışı yaşamak ya da sürdürmek zorunda değildir.
Çiftler Ne Tür Cinsel Problemlerle Karşılaşıyor ?
Cinsel istek bozuklukları: Cinsel isteğin azlığı/yokluğu ve cinsellikten tiksinme şeklinde görülmektedir. Genellikle organik ve psikolojik nedenlerle oluşur. Cinsel aktivite veya fantezilere karşı isteksizlik/ilgisizlik vardır. Özellikle kadınlarda cinsel isteksizlik daha sık görülmektedir. Yapılan çalışmalar erkeklerdeki cinsel isteksizliğin %15, kadınlardaki oranın ise %35'e vardığını göstermektedir.
Cinsel ağrı bozuklukları: Bu bozukluk "disparoni" olarak da tanımlanır; cinsel ilişki sırasında ağrı duyulması anlamına gelir. Ağrı bozukluğu ile kliniğe başvuran kadınların yarısında vajinismusa rastlanmaktadır.
Vajinismus; vajinanın 1/3 dış kısmının cinsel ilişki aşamasında istemsiz olarak kasılması ve penisin girişine engel olmasıdır. Bu bozukluk genellikle psikolojik nedenlerle ve bireylerin yetişme koşullarına bağlı olarak ortaya çıkar. İlk ilişkinin çok ağrılı olacağı öğretisi, anne-baba ilişkisinin bozuk oluşu, annenin pasif babanın tehditkar/saldırgan olması, kadın için cinselliğin bir görev gibi gösterilişi, özgüven eksikliği ve suçluluk duygusu vajinismusa yol açan etkenlerdir.
Orgazm bozukluğu: Orgazm olamama veya orgazma zor ulaşma olarak tanımlanan bir problemdir. Kadınların orgazma ulaşabilmesi için ön sevişme büyük önem taşır. Cinsel partneri erken boşalma yaşayan eşler de genellikle orgazma ulaşamamaktadır.
Erken boşalma: Erkeklerde cinsel işlev bozukluklarının en sık görüleni erken boşalma sorunudur. Bu sorun boşalmanın her iki cinsel partnerin istediklerinden daha erken aşamada gerçekleşmesi olarak tanımlanmaktadır. Erkeklerin %50’si ilişki esnasında bu sorunla karşılaşmaktadır.
Cinsel uyarılma bozuklukları: Uyarılma bozukluğu yaşayan kadınlarda ön sevişme ve cinsel ilişki boyunca zevk almaya yetecek kadar uyarı oluşmaz. Uyarılamama nedeniyle gerekli biyolojik dengeler sağlanamaz ve klitoris sertleşmesi, vajina ıslaklığı, cinsel haz ve orgazm zorlaşır. Erkeklerde ise sertleşme problemi olarak yaşanan bu problem cinsel terapi ile tedavi edilebilir bir bozukluktur.
Mastürbasyon Nedir? Sağlığa Zararı Var Mıdır ?
Mastürbasyon, cinsel organın elle uyarılması sonucu alınan haz duygusu ve orgazm hissi olarak tanımlanır. Cinsel organ, sadece elle değil; çeşitli nesnelerle de uyarılır. Mastürbasyonun sadece erkekler ve gençler tarafından tercih edildiği düşüncesi bir yanılgıdır. Hem erkekler hem de kadınlar tarafından sıkça tercih edilen bu cinsel aktivite, kimi zaman cinsel ilişki esnasında da tercih edilir
Sadece erkekler mastürbasyon yapıyor gibi düşünülse de, kadınlar mastürbasyon hakkındaki düşüncelerini dile getirmedikleri için, bu konuda genellikle kesin sonuçlara varılamaz. Kadınların evlenmeden önce cinsellikle tanışmaları, toplum tarafından ‘ayıp, yasak, günah’ olarak değerlendirildiği ve baskı yapıldığı için, genç yetişkinlik dönemlerinde kızlar mastürbasyon yapmaktan hem çekinir, hem de korkarlar. Oysa ki, mastürbasyon yapmak hem erkekler hem de kızların, iyi bir cinsel hayat geliştirebilmeleri için gereklidir.
Mastürbasyonun sağlığa zararlı olduğu düşüncesi tamamen bir yanılgıdır. Yapılan araştırmalara göre; erkeklerde günlük boşalmaların sperm kalitesini arttırdığı tespit edilmiştir. Fakat mastürbasyon, bağımlılık haline geldiğinde bir hastalık olarak kabul edilir ve terapi almayı gerektirir.
Cinsel Terapi Nedir ve Cinsel Sorunlar Nasıl Tedavi Edilir ?
Cinsel terapi, cinsel sorunlar konusunda eğitim almış deneyimli psikiyatrist ve psikologlar tarafından cinsel sorunları olan birey ya da çiftlere uygulanan bir tür kognitif davranış tedavisi olarak tanımlanmaktadır.
Cinselliğin tabu olarak görüldüğü toplumlarda, bilgi yetersizliğinden, yanlış öğretilerden, cinselliğin ayıp, yasak, günah gibi görülmesinden kaynaklanan yanlış düşünce ve inançlar vardır. Terapi sürecinde danışan ile görüşülerek bu tip düşünceler ortaya çıkartılmakta, sebepleri incelenmektedir. Terapi esnasında sorunun tedavisi için gerekli psikoterapi yöntemi belirlenir, gerekli durumlarda psikiyatriste yönlendirilerek ilaç desteği alması sağlanır.
Cinsel terapi ile vajinismus, erken boşalma, cinsel isteksizlik, erkeklerin sertleşme bozuklukları, kadınların uyarılma ve orgazm bozuklukları tedavi edilmektedir. Cinsel terapi konusunda eğitim almış klinik psikologlar ve psikiyatristler yapabilir. Terapilerin süresi çiftlere/bireylere göre ve sorunlarına göre değişiklik gösterebilir. Birkaç görüşmede çözümlenebilen sorunlar olduğu gibi, uzun süreli tedaviyi gerektiren sorunlar da vardır.
Kaynaklar :
1. Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği (CETAD). Cinsel Yaşam ve Sorunları. 2008.
2. World Health Organization. Education and treatment in human sexuality: the training of health professionals. WHO tecnical report series No.572, 1975.
3. Bozdemir N., Özcan S., “Cinselliğe ve Cinsel Sağlığa Genel Bakış” Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı.
Beğenin 
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
cinsellik, cinsel terapi, evlilikte cinsel sorunlar, mastürbasyon, vajinismus, erken boşalma tedavisi, ailede cinsellik, kadınlarda cinsel sorunlar, erkeklerde cinsel problemler, cinsel ilişki, evlilikte cinsel sorun
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
