2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Borderline Kişilik Bozukluğu Mod Terapisi
MAKALE #10675 © Yazan Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ | Yayın Mart 2013 | 19,514 Okuyucu
Borderline (Sınır) Kişilik Bozukluğu vakaları yaşamlarına genellikle Kopuk Korungan Modda sürdürürler. Yani onlar sürekli Öfkeli Çocuk Modunda etrafa saldıran, tehditler savuran, ortalığı yakıp yıkan kişiler değil genellikle Kopuk Korungan Modda yaşamlarını idame ettiren, başkalarına karşı itaatkar davranan, aşırı geçirgen kişilerdir. İhtiyaçlarını, bedeninde hissettiklerini, duygularını, isteklerini, hayallerini…. görmezden gelerek yaşar, sanki yokmuş gibi davranır, yani kendilerinden kopuk yaşarlar. Özellikle olumsuz duygularıyla baş edemedikleri için kendi duygularıyla bağlantılarını kesen, çevresindeki insanları kaybetme korkusuyla sağlıklı temas sınırlarını çizemeyen ve bu sebeple aşırı geçirgen sınırlarla davranan, hayır diyemeyen, inisiyatif belirtmeyen kişilerdir.

Borderline (Sınır) Kişilik Bozukluğu vakalarının terapisinde amaç; genelde Kopuk Korungan Modda yaşayan kişiyi o moddan çıkararak diğer modlarına ulaşmaktır; fakat bu kolay olmaz. Çünkü Kopuk Korungan Moddaki kişi seans sırasında “Nasıl hissediyorsun?” sorusuna genelde “bilmem, hiç, işte, öyle, ımmmm, iyi, belki “ gibi kısa ve muğlak cevaplar verir, “Bu hafta benimle ne paylaşmak istersiniz?” sorusuna “hiç, bilmem, aklıma bir şey gelmiyor, ımmmm” türünde verdiği cevaplarla terapinin derinleşmesini engeller. Oysa terapi süreci içerideki kırılgan, terkedilmiş, öfkeli, acı çeken … çocuk modlarını ortaya çıkarmak ve o modlarla danışanı tanıştırmaktır. Bu yüzden terapide kişiyi kendi duygularını dinlemeye, neler hissettiği konusunda farkındalık geliştirmeye, duygularından söz etmeye yönlendiririz. Acıdan kaçan Kopuk Korungan içinse bu çok zordur ama olumsuz duygularla yüzleşmedikçe, çocuk modlarla çalışılmadıkça gerçek bir iyileşme de söz konusu olmaz.

Kopuk Korungan Modda yaşarken istekleri, ihtiyaçları, duyguları yokmuş gibi davransalar da içlerinde itiraz eden bir parçaları sürekli olumsuz şeyler biriktirir. Ben buna “Öfke kumbarası” diyorum. Bilirsiniz kumbaralar değişik malzemelerden, değişik biçimlerde üretilir ve kumbara sahiplerinin davranışları da farklı farklıdır. Kimi kumbarasına her gün bir şeyler atar, kimi arada bir, kiminin kumbarası sağlamdır, berikinin kırılgan, kiminin kocamandır, kiminin minicik. E eninde sonunda ne kadar sağlam ve büyük olursa olsun tüm kumbaralar dolar ve bankaya yatırma vakti gelir. Yani kişi ne kadar Kopuk Korungan Modda yaşarsa yaşasın, yaptığı tüm fedakarlıklar onda öfkeye neden olur. Çünkü fedarkarca davranmasının altında yatan şey; arkadaşım, eşim, dostum, kardeşim… beni terk etmesin, benimle kalsın isteği; diğer bir deyişle terk edilme, yalnız bırakılma, başkalarına tercih edilme korkusudur ki, bu yüzden hayır diyemez, inisiyatif belirtmez, uyumlu davranır.

Fakat Borderline (Sınır) Kişilik Bozukluğu vakaları terkedilme ve suistimal edilme korkusunu öylesine derin yaşar ki, karşısındaki kişi kendisini terk etmekten bahsederse ya da onun söylediği herhangi bir şey terk edilmeyi düşündürdüyse Borderline (Sınır) Kişilikte bu yoğun, ani bir öfke olarak ortaya çıkar. Çünkü; Borderline (Sınır) Kişilik Bozukluğu vakalarında Terkedilme Şeması en önemli şemadır, yeter ki herhangi bir şey onların bu şemasını provake etmesin.

Terk edilmek normal şartlar altında herkesi rahatsız eder, kim sevdiklerinin kendisini bırakmasını ister ki? Sanırım bundan kimse hoşlanmaz, hepimiz sevdiklerimiz hep yanımızda kalsın, bizimle olsun isteriz. Ama bazen bu böyle olmaz. Çeşitli sebeplerle yollar ayrılabilir örneğin başka bir il ya da ülkeye göç etme, boşanma, aldatılma, yanlış anlaşılmalara bağlı küskünlükler ya da yıllar içinde görüşmeme kararı alma… Burada önemli olan sebep her ne olursa olsun, sendelesek de, üzülsek de bunların normal duygular olduğunu ve bir süre sonra hayata kaldığımız yerden devam edebileceğimizi bilmektir. Sağlıklı Yetişkin Modu güçlü kişi terkedilme acısını yaşar; fakat bu acının sonsuza kadar sürmeyeceğini bilir. Bir süre sürer ve sonra toparlanma süreci başlar.

Borderline (Sınır) Kişilik Bozukluğu vakalarında ise terkedilme farklı yaşanır. Küçük bir çocuk düşünün, annesinden zorla koparılıyor. Çocuk ne yaşar tahayyül edebiliyor musunuz? Annesi işe gidince bile ağlaması durmayan bebekleri düşünce annesinden zorla koparılan çocuğu hayal edebilirsiniz. Annesine sıkıca yapışır, ağlar, ayrılmak istemez, bağırır, öfkelenir, kendini yerlere atar, yemeden içmeden kesilir, oyuncaklar bile tüm cazibesini yitirir, en sevdiği çikolataya bile dönüp bakmaz; Çünkü tüm varlığını tehdit altında hisseder. İşte Borderline (Sınır) Kişilik Bozukluğu vakalarında terkedilme, tüm varlığı tehdit eden acı gibi yaşanır, yani bir çocuğun acısını çeker nasıl küçük çocuk bu duruma tüm bedeniyle tepki verirse, Borderline da tüm bedeniyle tepki verir, kontrolsüzce davranır. Önüne geleni deviren, her şeyi önüne katıp sürükleyen sel felaketinden farksızdır. Yani Kopuk Korungan Moddan Öfkeli Çocuk Moduna geçer. Annesinden zorla koparılırken ağlayan bağırıp çağıran öfkelenen çevresindekileri tekmeleyen çocuğun davranışı herkese normal gelirken, yetişkin bir insanın aynı davranışları kimseye normal gelmez, büyük bir bedenle açtığı zararlar da büyük olur. Yetişkin bir kişinin ağlaması, etrafa saldırması, vurup kırması, tehditler savurması bir çocuk gibi davranması çevresini ondan uzaklaştırmaktan başka işe yaramaz. Oysa Borderline içinde çocuğun yaşadığı acıyı yaşamaktadır. Çünkü yaralandı ve içinde ağlayan bir çocuk var. Küçük çocukları abi ablaları korur ya işte Borderline vakalarında o içte acı çeken çocuğu yine içteki başka bir çocuk korur. Öfkeli Çocuk. Öfkeli Çocuk acı çeken çocuğu korumaya çalışmakta ona abilik yapmaktadır. Elbette bir çocuk yetişkin kadar sağlıklı düşünemez ve elbette çocuk dürtüsel davranır bu yüzden de herşey sarpa sarar.

Öfkeli Çocuk Modu arada bir ortaya çıkar, tabi bu aralık neyi terkedilme tehdidi olarak algıladığıyla ilgilidir, eğer bu tehdidi sıklıkla algılıyorsa Öfkeli Çocuk Modu daha sık oortaya çıkar. Bu yüzden terapide üzerinde çalışılması gereken kişinin itaatkarlığından çıkarıp ona psikolojik dişler ilave etmektedir. Psikolojik dişi olmadığından her söylenene evet diyen, boyun eğen yapıdan kurtarmak, duygularının farkında olması ve onlarla baş etmesi için yardımcı olmaktır. Çünkü kişi yaşadığı duyguların farkındaysa, sağlık temas sınırları çizebiliyorsa psikolojik dişler edinmişse o zaman içinde öfke biriktirip patlaması söz konusu olmaz. Bunu ilk yardım gibi düşünün, kişi kendilik farkındalığını artırdıkça gerekli ilk yardımı kendine uygulayacağından öfke kumbarasını boş tutmayı da başarabilir hale gelir.

Esip gürleme bittikten sonra Öfkeli Çocuk Modunu Terk Edilmiş, Suistimal Edilmiş Çocuk Modu izler. Kişi birden kendisini yoğun tehdit altında hisseder, tüm bedenini sevdiğini kaybetme korkusu sarar, bu korku tetiklendiği an da ya da sonrasında Cezalandırıcı Ebeveyn Modu devreye girerek, Öfkeli çocuğu ya da Terk Edilmiş çocuğu veya ikisini birden cezalandırır. “Yine kendini tutamadın ve sevdiğini kırdın, nasıl böyle kontrolsüz davranabiliyorsun anlamıyorum, senden adam olmaz, öfkeni kontrol etmekten bile acizsin, yine kendini küçük düşürdün, aptalca davrandın….”diye Öfkeli Çocuğu cezalandırırken, “Niye yalnız kalmaktan korkuyorsun, gidene kal denmez, niye bu kadar alttan alıyorsun, o seni kaybetmekten korkmuyor sense ona yapışıyorsun, bu yaptıklarına utanmıyor musun?...” diyerek Terk Edilmiş çocuğu cezalandırır. Cezalandırıcı Ebeveyn Modu kişiye kendisini o kadar aciz hissettirir öyle perişan eder ki, kişi hem Cezalandırıcı Ebeveyn Modunun baskısından kurtulmak, iç çatışmadan kurtulmak hem de terk edilmekten korktuğu için Kopuk Korungan Moda geri döner; yani kişi kısır döngü içinde aynı şeyleri yaşar durur.

Ailemizden ayrılmış ya da onlardan çok uzak da bile yaşıyor olsak içimizde taşıdığımız Cezalandırıcı Ebeveyn Modu hep var. Aslında bu modlar sadece Borderline vakalarda değil herkeste var. Önemli olan bu modun derecesi ve kişiyi ne boyutta etkilediği. Borderline vakalarda bu mod çok baskındır kusurlar, olumsuz duygular; özellikle de sinirlilik, kızgınlık, öfke gibi, hatalar için kişiyi sürekli cezalandırır. Terapide danışana bu modla nasıl baş edeceği, onu çöpe nasıl atacağı öğretilir.

Terapide özellikle danışanın içindeki yaralı çocuğun acısını görmek gereklidir. Terapist güvenilir ve öngörülebilir olmalıdır. Yani danışanın içindeki öfkeli çocuk çıktığında terapist de onu terk etmemelidir, zaten en büyük sıkıntısı budur, bu yüzden de terapistini sınar durur. Acaba öfkelense yanında olacak mıdır? İhtiyacı olduğunda ulaşabilecek midir? Borderline güvenmeye çok ihtiyaç duyar. Ayrıca terapisti tutarlı olmalı ve her zaman tutarlı ve öngörülebilir davranmalıdır. Hani bazı babalar 10 yaşın altındaki çocuklarının arabada ön koltuğa oturmasına izin verir, başka bir gün de yasak olduğunu söyler çocuk ağlasa da izin vermez. Yine başka bir gün izin verir; yani öngörülebilir davranmaz, çocuk babasının nasıl davranacağını kestiremez. İşte terapist tutarlı olmalı, bir kızdığına hep kızmalı bir güldüğüne hep gülmeli, bir öyle bir böyle davranmaktan kaçınmalıdır. Borderline danışanlar kabul görmeye de çok ihtiyaç duyar, bu sebeple düşünce ve duygularını rahatlıkla ifade etmesine uygun bir ortam hazırlamak ve diyalog sürdürmek gerekir. Böylece Borderline danışan terapi sırasında tıpkı bir çocuk gibi büyümeye başlar. Öncelikle kendi ihtiyaçlarını tespit etmeye tanımlamaya sonra ifade etmeye ve ihtiyaçlarının karşılanmasına hakkı olduğunu öğrenmeye başlar.

Özellikle kadınlarda görülen bu sorunun kadınlarda görülmesi hiç de şaşırtıcı değildir. Çünkü Türk toplumunda kadın dediğin şöyle olmalı adı altında kadına atfedilen binlerce beklenti vardır. Küçük yaştan itibaren kendi ihtiyaçlarından vazgeçmesinin onay gördüğü, ihtiyaçları dile getirince kınandığı, utandırıldığı, ayıplandığı için ya da bu konuda öğrenilmiş bir acizlik yaşadığı için kendini ifade edemeyen biri haline gelen kadınlar, doğal olarak kendi ihtiyaçlarını karşılamayan her birey gibi öfke kumbarasına tasarruf yaparlar. Oysa Bordilinelar genellikle becerikli, her konuda yeterli insanlardır. Sadece inisiyatif belirtmez, hayır diyemez ve fazla boyun eğici davranırlar, bu yüzden de kumbaraları dolduğu vakit Öfkeli Çocuk Moduna girer ve o an da ki dürtüsel davranışlarıyla genelde insan ilişkilerini bozduklarından birçok alanda sorun yaşarlar. Aileleriyle kavga eder, okulu yarım bırakabilir, iş yerindeki sorunları aşmak yerine öfkeyle işlerini bırakırlar. Sonradan pişmanlık yaşasalar da bu durumları kısır bir döngü halinde yaşarlar. Öfkeli çocuk modundayken yaptıkları dürtüsel davranışlar, tehdit, küfür, hakaret, eline ne geçerse kırma… gibi davranışlarla aslında bir çocuk gibi ihtiyaçlarını karşılamak isteseler de; insanları belki de kendisini gerçekten seven insanları kırdıkları için istediklerini elde edemez, diğerlerinin kendinden bir zaman sonra tamamen uzaklaşmasına neden olurlar. Böylece de korktuğu başına gelir, terk edilir ve bu durumda şeması da daha da güçlenerek “beni bırakacağını biliyordum, buna emindim” diyerek kendilerini haklı görürler.

Borderlinelerde sağlıklı yetişkin modu genellikle hiç gelişmemiştir ya da çok güdük kalmıştır. Oysa kişinin haklarını koruyacak, ihtiyaçlarını doğru yollarla karşılamasına yardımcı olacak, temas sınırlarını doğru ayarlayacak olan mod sağlıklı yetişkin modudur. Onlarda bu mod olmadığından sağlıklı yetişkin tarafından yapılması gereken tüm işleri Öfkeli Çocuk yapar ve tabi ki eline yüzüne bulaştırır. Bu sebeple terapist Sağlıklı Yetişkin ^Modunu geliştirme konusunda danışana model olur. Çünkü onların ebeveynleri daha çok cezalandırıcı tutumda olduklarından bu konuda onlara model olmamış, duygularını göstermelerine izin vermemiştir.

Genellikle Kopuk korunganda yaşayan bordilene sahte iyilik dönemleri yaşarlar. Terapide bu konuda uyanık olmak gerekir. Danışan hem kendini hem de terapistini bu konuda yanıltabilir. Oysa bu bir sonraki kriz dönemine kadar ki kumbara doldurma aşamasıdır ki çok dikkatli olmak gerekir. Tamamen iyileşti deyip terapiyi bitirmek sakıncalıdır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Borderline Kişilik Bozukluğu Mod Terapisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     17 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Tuğba DEMİRÖZ Fotoğraf
Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ
İstanbul
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi244 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'ün Yazıları
► Borderline Kişilik Bozukluğu Psk.Berivan ŞENTÜRK
► Borderline Kişilik Bozukluğu Psk.Muhammed Erdinç TÜRK
► Borderline Kişilik Bozukluğu Psk.Alpaslan KESKİN
► Borderline Kişilik Bozukluğu Psk.Berna GÖRGÜLÜ ÇELİK
► Borderline Kişilik Bozukluğu Psk.Sema KAHVECİ KAANOĞLU
► Borderline Kişilik Bozukluğu Psk.Cenk KAHVECİOĞLU
► Borderline Kişilik Bozukluğu Psk.İlknur PEDER
► Borderline Kişilik Bozukluğu Psk.Eda GÖKDUMAN
► Borderline (Sınırda) Kişilik Bozukluğu Psk.Elçin KAYA KARATAŞ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Borderline Kişilik Bozukluğu Mod Terapisi' başlığıyla benzeşen toplam 17 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Manüplasyon Ocak 2017
► Empati Kasım 2016
◊ Kıyamet Senaryoları Temmuz 2013
◊ Ticari Zeka Haziran 2013
◊ Hey Tuğba Naber? Nisan 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


07:57
Top