2007'den Bugüne 92,259 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Dürtü Kontrol Bozuklukları- Çalma-Yangın Çıkarma-Kumar Bağımlılığı-Saç Koparma Hastalığı- Öfke Kontrol Bozukluğu- Cinsel Dürtü Bozukluğu (Seks Bağımlılığı)
MAKALE #10745 © Yazan Gülten DEMİRDÖVEN | Yayın Nisan 2013 | 9,527 Okuyucu
Dürtü Kontrol Bozuklukları:

İnsanı bir harekete doğru yönlendiren güce dürtü adı verilir. Yaşamı sürdürmek adına ihtiyaç duyulan temel dürtüler vardır: yemek, uyku, cinsellik, gibi. Bu dürtüler doyurulmadığı sürece kişide bir gerginlik söz konusu olur. Dürtü yapılan eylemden haz almak ister. Dürtüler genellikle insanları harekete geçirir: gecenin bir yarısı acıkınca buzdolabının karşısında soluğu almak, uykusu gelen kişinin bütün işini bırakıp yatağına yönelmesi, karşı cinse karşı çekim duyan birinin bütün zorlukları aşarak onu elde etmeye çalışması gibi. Fakat her an dürtülerimizi doyurmamız mümkün olmaz. Bu da istek ve arzularımızı ertelememizi gerektirir. Kişinin dürtülerini ertelemesi, kendisini kontrol etmeyi öğrenmesi ile birlikte stresle başa çıkabilme gücü de artar. İçindeki isteklere ‘hayır’ diyebilen kişi güçlenir.

Kişide dayanma gücünün, sabır gücünün zayıflaması ile dürtüler kontrol dışına çıkabilir. Bu duruma da dürtü kontrol bozukluğu adı verilir. Dürtü kontrol bozuklukları içinden geldiği gibi davranmak, kural tanımamak olarak tanımlanır. Dürtülerini kontrol edemeyen kişiler çoğu zaman kendilerine ya da çevrelerine zarar verirler.

Son günlerde ailelerin oldukça fazla şikayet ettikleri konulardan bir tanesi, gençlerin saldırgan ve öfkeli tutumları ve çeşitli nesnelere (bilgisayar, telefon,vs.) karşı olan bağımlılıklarıdır. Aileler sorunun tamamen çocuklarından kaynaklandığını düşünmekte, ne yapacaklarını şaşırdıklarını belirtmektedirler. Oysaki gençlerin bu tutumları henüz erken yaşta sınır bilmeden, sorumluluk duygusu almadan yetişmelerinden kaynaklanmaktadır. Bu durum ise dürtülerin kontrol edilememesine sebebiyet vermektedir. Gençlerde çok sık görülen öfke nöbetleri, eşyalara ve çevrelerine zarar vermeleri de dürtülerini kontrol edemeyişlerinden dolayıdır. Dürtü kontrol bozukluğunun başlangıcı için bir yaş sınırı yoktur her yaşta başlayabilir ama genellikle gençlerde daha sık olarak görülür.

Yangın çıkarma isteği, saç-kıl koparma, bir şeyler çalma, öfke patlamaları olarak, dürtü kontrol bozuklukları çeşitlerini sıralayabiliriz.

Kleptomani ( Çalma )

Kleptomani ihtiyacı olmadığı halde, maddi değeri olmayan nesneleri çalma isteğine karşı koyamama olarak tanımlanır. Hırsızlıkta, çalınan nesnenin maddi bir değeri vardır ve amaç nesneyi ele geçirmektir. Kleptomanide ise amaç çalma davranışıdır. Nesne sadece bir araçtır. Çalma esnasında duyulan haz ve gerginlik kişide rahatlama sağlar. Kleptomani daha çok kadınlarda görülen bir rahatsızlıktır. Kleptomani görülen kişiler genellikle çevreleri tarafından istenmediklerini, sevilmediklerini düşünen kişilerdir. Tedavide ilaç kullanımının yanı sıra psikoterapi yöntemleri kullanılarak çözüme ulaşılır.

Piromani (Yangın Çıkarma)

Kişide var olan yangın çıkarma dürtüsüdür. Bilerek ve isteyerek yangın çıkartır. Genellikle çocuklukta başlayan bu dürtüsel bozukluk, erkeklerde daha çok görülür. Ateş cinsel dürtüyü temsil eder, yangın çıkarma dürtü bozukluğu görülen kişilerde aynı zamanda sadistlik güdüleri de bulunmaktadır. Yangın çıkarmadan önce hazırlık yaparlar ve yangın çıkardıklarında haz alır, rahatlarlar. Tedavisinde psikoterapi ve davranışçı yöntemler kullanılır.

Patolojik Kumar(Kumar Bağımlılığı)


Sürekli olarak görülen kumar oynama davranışıdır. Kumarla birlikte yüksek miktarda para kazanma düşüncesi vardır; fakat çoğu zaman para kaybedilir. Maddi olarak kişinin iflas etmesine sebebiyet veren bir alışkanlıktır. Kumarı bırakmak istediğinde ise kişide huzursuzluk görülür. Çoğu zaman sorunlardan kaçmak, depresyondan kurtulmak amacıyla kumar oynar. Çevresindekilere, ailesine sıkça yalan söyler. Kaybettiği paraları çoğu zaman saklama eğilimindedir. Kumar oynayabilmek adına, para kazanmak için hileye, sahtekarlıklara başvurabilir. Çoğu zaman kumar sebebiyle ailesini, işini ve kumar arkadaşları dışındaki çevresini kaybeder.

Patolojik kumar, genellikle erkeklerde görülen bir rahatsızlıktır. Genellikle ergenlik dönemlerinde kumar oynanan ortamlarda bulunma, ebeveyn kaybı, aşırı disiplin yada disiplinsizlikten kaynaklı yetiştirme tarzı bu duruma sebebiyet verir. Tedavisinde psikoterapi ve grup terapisi yöntemleri kullanılır.

Trikotillomani (Saç Koparma Hastalığı)

Trikotillomani, saç koparma hastalığı olarak da bilinen dürtü kontrol bozukluğudur. Kişide belirgin bir saç kaybı görülür. Kişi saç yolarken haz alır, rahatlar. Trikotillomani bulunan kişilerin %95 i saçlarını gece yatarken yolarlar. Saç ile birlikte, sakal, kaş, kirpik koparıldığı da görülür. Strese bağlı olarak koparma eylemi artar. Kızlarda, erkeklere göre daha çok görülen bir rahatsızlıktır ve 4 ile 10 yaş aralığında başlar. Çocuklarda bu bozukluğa, tırnak yeme, masturbasyon, arkadaş ilişkilerinde bozukluklar da trikotillomaniye çoğu zaman eşlik eder. Bu bozukluğun temel sebebi çocukluk döneminde yaşanan kayıplardır. Ebeveynlerle ilişkilerin bozuk olması, yeni doğan bir kardeş, okuldaki problemler koparma eylemlerinde artışa sebep olmaktadır. Tedavisinde psikoterapi yöntemleri kullanılır.

Öfke Kontrol Bozukluğu:


Öfke, genellikle istenilmeyen durumlar karşısında verilen tepkilerin en belirgin olanıdır. Gün boyunca sinir bozucu bir çok durumla karşılaşırız. Trafikte uzun süre kalmak, okulda/iş yerinde stres yaratacak kişilerle karşı karşıya kalmak, istenmeyen şeylerin duyulması gibi. Bu tür durumlarda tepki verilmesi aslında oldukça doğaldır. Fakat verilen tepkilerin uygun olması gerekmektedir. Avaz avaz bağırmak, etrafta bulunan eşyaları kırıp dökmek, kavga etmek gibi tepkiler tutarsız olduğu sürece ilişkilerde ve sosyal yaşantıda problem oluşturur.

Öfke bazıları içinse dışa vurulamayıp, içe atılan bir durumdur. Kişi vermesi gereken tepkiyi içine atar, patlamak yerine susar. Bu tip insanlar genellikle ‘hayır’ diyemeyen, kimseyi kırmak istemeyen insanlardır. Birikmiş öfkeleri ise vücutlarında bir çok probleme yol açar. Öfke patlamaları yaşayan insanlar, küçük olayları biriktirir ve birikmiş bütün olayları bir gün öfkeyle dışarı yansıtırlar.

Öfke kontrolü bozukluğu ise genellikle çocukluk çağından itibaren başlayan bir rahatsızlıktır. Çocukluğunda çeşitli olaylara maruz kalmış kişilerde sıkça görülür. Okulda dışlanmaya maruz kalan, ailesi, arkadaşları tarafından sevilmediğini hisseden, kendisine lakap takılan çocuklarda sıkça görülür. Ayrıca öfke kontrol bozukluğu yaşayan kişilerde seratonin hormonunun çalışmasında da sorun olduğu bilinmektedir.

Öfke kontrol bozukluğu, çoğu zaman çeşitli rahatsızlıklara yol açar. Bunlar: kalp hastalıkları, tansiyon hastalıkları, şeker hastalığı ve çeşitli ruhsal bozukluklardır.
Tedavisinde, genellikle öfke kontrol terapileri uygulanır Kişinin öfkesini kontrol edebilmeyi öğrenmesi amaçlanır, öfkeyi kontrol etmenin amacı ise, kişinin hissettiği bu öfke duygusunu çevresine ve kendisine zarar vermeden ifade etmesini sağlamaktır. EMDR yöntemi de öfke kontrol bozukluğunda kullanılan bir diğer tedavi yöntemidir.

Cinsel Dürtü Bozukluğu (Seks Bağımlılığı)

Cinsel dürtü bozukluğu aşırı seks veya mastürbasyon yapma isteğine engel olamama olarak tanımlanır. Cinsel dürtü bozukluğu olan kişiler genellikle bu isteklerini paylaşacakları kişileri seçme konusunda seçici davranmazlar. Cinsel dürtü bozukluğu olan kişiler;
• Çoğu zaman bir gün içerisinde farklı kadınlarla birlikte olduklarını dile getirirler.
• Düzenli ve tek eşli bir ilişki sürdüremezler. Bir ilişkiye başlamış olsalar bile kadınlar/erkeklerle de cinsel ilişkiyi düşünürler.
• Genellikle seçtikleri cinsel partnerlerinin dış görünüşüne, kişiliğine vs. niteliklerine önem vermezler.
• Gün boyunca zihinlerini sürekli olarak cinsellik meşgul eder.
• Diğer dürtü bozukluklarında olduğu gibi cinsel dürtü bozukluğunda da yapılan eylem sonrası suçluluk hissi oluşur.
• Cinsel dürtü bozukluğu ilk olarak aşırı mastürbasyon ile başlar. Genç erişkinlik dönemlerinde aşırı mastürbasyona yönelen, pornografik ögelerle sürekli vakit geçiren kişi, bir süre sonra cinsel partnerlerle ilişkiye girmeye başlar. Bu ilişkilerde bir haz alma arzusu söz konusu değildir. Amaç cinsellik dürtüsünün verdiği huzursuzluğu gidermektir. Kontrol edilemeyen bir cinsellik dürtüsü vardır, düşünceleri sürekli cinsellikle ilgidir.
Seks bağımlısı olarak tanımlanan kişiler, 6 aydan fazla bir süre tek eşliliği sürdürememekte, cinsel partneri konusunda seçici davranmadan kolayca cinsel ilişkiye girmekte, cinsel istek ve arzularını kontrol altına almakta güçlük çekmektedir. Cinsel ilişki sonrası kısa süreli bir rahatlama hissedilir. Fakat bu rahatlama duygusu yerini çoğu zaman suçluluk duygusuna bırakır. Suçluluk duygusu kadınlarda daha fazla hissedilmekle birlikte, erkeklerde bazen hiç hissedilmediği de bilinmektedir.
Seks bağımlılığının, erkeklerde %3, kadınlarda ise %1 oranda görüldüğü bilinmektedir. İnternet kullanımının artışı, pornografik ögelere ve cinsel partnerlere ulaşmanın kolaylaşması ve siber seks ile birlikte bu oranlarda artış olduğu da gözlenmektedir. Seks bağımlılığı yaşı genellikle genç erişkinlik ve yaşlılık dönemleri arasındadır. Seks bağımlılığının eğitim, kültür, kariyer ya da sosyoekonomik düzeyle bir ilişkisi yoktur. Her meslekten kişide görülebilen bir rahatsızlıktır, fakat bu bağımlılık da diğerlerinde olduğu gibi kişinin ilişkilerini, sosyal yaşamını, işini derinden etkilemektedir. Kimi zaman kariyerini tehdit etmektedir.

Bağımlılar tarafından seçilen seks partnerleri genellikle her yaştan, her kesimden olabilir. Herhangi bir nitelik aranmaz. Cinsel ilişki öncesi duyulan yoğun arzu, ilişki sonrası geçer. Bu arzu yerini bir başka beden arayışına bırakır. İlişki esnasında yükselen mutluluk hormonları ile birlikte, kişi depresyondan, stresten, düşünmek istemediği birçok sıkıntısından kurtulduğunu hisseder. Bu da çoğu bağımlılıkta olduğu gibi, cinsel ilişkinin de stresten ve bir çok düşünceden uzaklaşmak amacıyla tercih edildiğini göstermektedir.

Seks bağımlılığı görülen kişiler, genellikle çocukluğunda sevgi ve ilgiden yoksun bırakılmıştır. Hissedilen değersizlik duygusu, çocuklukta sıkça mastürbasyon yapmaya yöneltirken bu alışkanlık yerini genç erişkinlikte cinsel ilişkiye bırakır. Çocukluk çağında cinsel tacize maruz kalan kişilerde de seks bağımlılığı görüldüğü bilinmektedir. Seks bağımlılığını tetikleyen bir diğer unsur ise internet aracılığıyla pornografik ögelere kolay ulaşılabilmesidir.

Terapi:

Cinsel dürtü kontrol bozukluğu yaşayan, seks bağımlısı kişilerde genellikle depresyon ve çocuklukta yaşanan travmatik olaylar bulunmaktadır. Kendisinde seks bağımlılığı olduğunu hisseden, dürtülerini kontrol edemeyen kişiler terapi olmak istediklerinde, uzmanlar farklı psikoterapi yöntemleri ile destek sağlamaktadır. Psikoterapi çocuklukta var olan travmatik olayların ortaya çıkışını kolaylaştırmakta, ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Travma kaynaklı cinsel dürtü kontrol bozukluğu tedavisinde EMDR (Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma) kullanılan bir diğer tedavi yöntemidir.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► Dürtü Kontrol Bozukluğu Psk.Ferit KARADAŞ
► Dürtü Kontrol Bozuklukları Psk.Kamil ERTEKİN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Dürtü Kontrol Bozuklukları- Çalma-Yangın Çıkarma-Kumar Bağımlılığı-Saç Koparma Hastalığı- Öfke Kontrol Bozukluğu- Cinsel Dürtü Bozukluğu (Seks Bağımlılığı)' başlığıyla benzeşen toplam 46 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:03
Top