Mutlu Evliliklerin Özellikleri
Bu yazımda mutlu evlilikleri mutsuz evliliklerden ayıran özelliklerden söz ederken size birlikteliğinizde uygulayabileceğiniz ipuçları vermeye çalışacağım. Bu yazı ile ilgili videolar profilimdeki video bölümünden ulaşabilirsiniz.
Sanılanın aksine mutlu evliliklerde de çatışma vardır. Fark çiftlerin bu çatışmayı nasıl yaşadıklarında ve çözdüklerinde yatar. Mutlu çiftler çatışmalı konuyu konuşurken sonunda nasıl bitirmek istediklerini düşünerek ifadelerini, duygularını ve davranışlarını kontrol ederler.
Kendi fikirlerini ortaya koymadan önce eşlerini dinlemeye ve bakış açısını anlamaya çalışırlar. Hem fikir olmadığı bir konuda eşin söylediklerini tekrar ederek doğru anladıklarını teste derler, eşlerinin duyulduğunu hissetmesini sağlarlar.
Bir şeyler yolunda gitmediğinde tamir etmeye çabasına girerler. Çiftlerden birisi duygusal bağ kurmaya çalıştığında diğeri çoğunlukla olumlu cevap verir, geçmiş kırgınlıklar nedeniyle sırtını çevirmezler.
Mutlu çiftler birbirleri için iyi birer dostturlar. bu yüzden eşin bir konudaki memnuniyetsizliğini bir saldırı gibi görüp savunmaya geçmezler, kişisel almazlar. Birbirlerini sürekli keşfetmek için ucu açık sorular sorarlar, verdikleri cevapları can kulağı ile dinler ve hatırlarlar
Mutlu çiftler birbirlerine karşı duyarlıdır, duygu durumlarının farkındadırlar, farklı bakış açılarıını anlayabilir, savunmaya geçmeden empati kurabilrler. Bu sayede birbirlerine güven duyarlar. Hatalardan çok yolunda giden şeyleri görürler, aralarında takdir kültürü vardır,memnuniyetlerini sık sık kolayca dile getirirler.
Çiftlerden biri para kazanma diğeri de ev işlerinde uzmanlaşmış olabilir. Bazı çiftlerde bu durum bir süre sonra yapılanların beklenti haline gelmesiyle sonuçlanabilir. Mutlu çiftlerde bu olmaz, eşler birbirlerinin emeklerinin her zaman farkındadırlar ve takdirlerini hissettirirler. Birinin emeği diğerinden daha değerli değildir. Böylece İlişkilerinde Adalet duygusu vardır. En önemlisi Bu hayatı birlikte göğüslüyoruz duygusu yaşarlar.
Sadece umutlarını ve hayallerini paylaşmakla kalmaz Birbirlerinin hayallerini, gerçekleştirmelerine yardımcı olurlar. Hem kendilerinin hem birbirlerinin duygusal banka hesabının farkındadırlar ve hesabın iyi durumda olmasına özen gösterirler.
Mutlu bir beraberlikte eşimizin istek ve ihtiyaçlarını karşılamak için esneriz. Bu şekilde kendimizin körelmiş olan bir tarafını iyileştiririz. Örneğin eşimin arkadaşları ile başbaşa arada bir vakit geçirmek istediğini düşünelim. Bu bana ters gelir, İkinci plana atıldığımı düşünürüm. Bu aslında benim geçmişimden getirdiğim bir güvensizlikle ilgilidir, yalnız ve önemsizmiş gibi hissetsem de onu mutlu edeceği için esnerim. Eşim eve geldiğinde çok keyifli olur, konuştukları konuların bazılarını paylaşır beraber güleriz, birlikte güzel vakit geçiririz. Bu esnemeyi yaptığımda ve eşimin aslında beni ikinci plana atmadığını hissedecek kadar sakin kalabildiğimde bu güvensizlik yavaş yavaş iyileşmiş olur. Eşim de bunu yapabilirse, yani benim için önemli bir konuda isteğimi gerçekleştirmem için zorlanarak ta olsa bana destek vermek için esneyebilirse . çocuğu kim kaç kez yatırmış, ütüyü kim yapmış, bulaşığı kim kaç kaldırmış gibi konular küçük detaylar haline gelir ve sorun olmaz. En önemlisi ilişkiye girmeden önceki sorunlu duygu ve düşüncelerimizi hayat boyu iyileştirmiş oluruz.
John Gottman ve ekibi 30 yılı aşan 3000 çiftle yaptıkları kapsamlı araştırmaları sayesinde çiftlerin 2 saatlik tartışma biçimlerine bakarak %90 doğruluk oranıyla boşanıp boşanmayacaklarını öngörebiliyorlar. Bu videoda 4 davranıştan söz edeceğim. İlişkinizde bu 4 davranışı kullanıyorsanız ve bu videoyu seyretmenize rağmen kullanmaya da kararlı iseniz boşanma olasılığınızın %90 olduğunu söyleyebiliriz. Birlikteliğin güvenliğini sarstığı için bu mahşerin 4 atlısı olarak adlandırdıkları bu davranışlardan İlki Eleştirmek: Anlaşılmadığımızı hissettiğimizde, haksızlığa uğradığımzı düşündüğümüzde ‘Sen zaten hep böyle yaparsın’, ‘çok bencilsin’ gibi söylemlerde bulunuruz.
İkincisi genellikle eleştiri karşısında ortaya çıkan Savunmaya geçmektir ‘ama hiç te öyle yapmıyorum ‘ sen öyle yapmasaydın ben öyle söylemezdim ki diyerek sorumluluk almaktan kaçınmayı içerir. Zaman zaman sen hep anneni savunursun zaten, sen kendine bak’ gibi söylemlerde olduğu gibi karşı saldırıya da dönüşebilir.
Boşanmayı istemiyorsanız yapmaktan kaçınmayı düşünmeniz gereken 3. Davranış Aşağılamak: Tartışmanın şiddeti arttıkça duygu kontrolümüz azalır ve ağzımızdan acıtıcı sözler çıkar. ‘Sen ne bilirsin ki’ Sen adam olsan zaten, namussuz, senden iğreniyorum, gibi küçük gören sözler ve hakaretler ağızdan kolayca çıksa da tamiri çok zor olan söylemlerdir
En çok zarar veren tutumların sonuncusu Çiftlerden birinin veya ikisinin sorunlu konular karşısında Sessiz kalmayı tercih etmeleridir: Çeşitli nedenlerden dolayı Sorunları yapıcı bir şekilde çözmeye çalışmayı bırakmışlardır, birbirlerine küserek veya yokmuş gibi davranarak kaçınmayı tercih ederler.
Farkında olmadan bu davranışların birini veya birden çoğunu hepimizin yaptığını düşünüyorum. Böyle davranıyoruz, çünkü hepimiz bir şekilde yaralıyız ve nasıl farklıda varabileceğimizi bilmiyoruz. Bu davranışları çocuklara yaptığımızda özgüvenlerini ve kendilerine verdikleri değeri yok ediyoruz. Bu zararın etkileri, okul başarısızlığından,madde bağımlılığına kadar gidiyor, ve geriye çevirmek gerçekten çok ama çok zor.
Peki bunları yapmayacağız da ne yapacağız?
Eşinizle, çocuğunuzla, iş arkadaşlarınızla huzurlu ve mutlu bir varoluş için, etrafınızdaki insanlara zarar vermemek, onları geliştirmek, iyileştirmek için nasıl konuştuğunuza nasıl dinlediğinize, nasıl tartıştığınıza dikkat etmelisiniz.
Bu becerinin, sorun getiren kişiyi dinlemek, sözünü tekrar ederek anladığınızdan emin olmak, savunmaya geçmeden, çözüm üretmek için acele etmeden duygusunu kabul etmek gibi özellikleri var. Sorunu ortaya koyan biz isek, eleştirel ‘yani senin yüzünden ben böyle yaşıyorum’ şeklinde değil de ‘bu davranış beni kötü etkiliyor’ diyerek duygumuzu ortaya koyma yürekliliğini gösterebilmeyi içeriyor. Her sorunda 2 taraf vardır,kendi sorumluluğumuzdan yola çıkabilirsek çözüm üretmekte de o kadar başarılı oluruz. Evet, dile kolay gelen bu becerileri uygulayabilseydik zaten herkes mutlu ve sağlıklı olurdu.
Benim dileğim okurların bu becerilerin öğrenilebilir olduğunu anlamaları ve kendilerini öğrenmeye, farklı davranış biçimleri denemeye istekli olmaları. Türkiye’de evliliklerin yarısı boşanma ile sonlanıyor. İlişki araştırmaları, çiftlerin problemleriyle ilgili yardım aramadan önce 6 yıl beklediklerini göstermektedir.
Ancak bu bekleyiş, çiftlerin % 70′inin sorunlarını çözememesine neden olmaktadır.
İlişkinizde problemler yaşadığınızı düşünüyorsanız, geç kalmadan destek alın…
Sanılanın aksine mutlu evliliklerde de çatışma vardır. Fark çiftlerin bu çatışmayı nasıl yaşadıklarında ve çözdüklerinde yatar. Mutlu çiftler çatışmalı konuyu konuşurken sonunda nasıl bitirmek istediklerini düşünerek ifadelerini, duygularını ve davranışlarını kontrol ederler.
Kendi fikirlerini ortaya koymadan önce eşlerini dinlemeye ve bakış açısını anlamaya çalışırlar. Hem fikir olmadığı bir konuda eşin söylediklerini tekrar ederek doğru anladıklarını teste derler, eşlerinin duyulduğunu hissetmesini sağlarlar.
Bir şeyler yolunda gitmediğinde tamir etmeye çabasına girerler. Çiftlerden birisi duygusal bağ kurmaya çalıştığında diğeri çoğunlukla olumlu cevap verir, geçmiş kırgınlıklar nedeniyle sırtını çevirmezler.
Mutlu çiftler birbirleri için iyi birer dostturlar. bu yüzden eşin bir konudaki memnuniyetsizliğini bir saldırı gibi görüp savunmaya geçmezler, kişisel almazlar. Birbirlerini sürekli keşfetmek için ucu açık sorular sorarlar, verdikleri cevapları can kulağı ile dinler ve hatırlarlar
Mutlu çiftler birbirlerine karşı duyarlıdır, duygu durumlarının farkındadırlar, farklı bakış açılarıını anlayabilir, savunmaya geçmeden empati kurabilrler. Bu sayede birbirlerine güven duyarlar. Hatalardan çok yolunda giden şeyleri görürler, aralarında takdir kültürü vardır,memnuniyetlerini sık sık kolayca dile getirirler.
Çiftlerden biri para kazanma diğeri de ev işlerinde uzmanlaşmış olabilir. Bazı çiftlerde bu durum bir süre sonra yapılanların beklenti haline gelmesiyle sonuçlanabilir. Mutlu çiftlerde bu olmaz, eşler birbirlerinin emeklerinin her zaman farkındadırlar ve takdirlerini hissettirirler. Birinin emeği diğerinden daha değerli değildir. Böylece İlişkilerinde Adalet duygusu vardır. En önemlisi Bu hayatı birlikte göğüslüyoruz duygusu yaşarlar.
Sadece umutlarını ve hayallerini paylaşmakla kalmaz Birbirlerinin hayallerini, gerçekleştirmelerine yardımcı olurlar. Hem kendilerinin hem birbirlerinin duygusal banka hesabının farkındadırlar ve hesabın iyi durumda olmasına özen gösterirler.
Mutlu bir beraberlikte eşimizin istek ve ihtiyaçlarını karşılamak için esneriz. Bu şekilde kendimizin körelmiş olan bir tarafını iyileştiririz. Örneğin eşimin arkadaşları ile başbaşa arada bir vakit geçirmek istediğini düşünelim. Bu bana ters gelir, İkinci plana atıldığımı düşünürüm. Bu aslında benim geçmişimden getirdiğim bir güvensizlikle ilgilidir, yalnız ve önemsizmiş gibi hissetsem de onu mutlu edeceği için esnerim. Eşim eve geldiğinde çok keyifli olur, konuştukları konuların bazılarını paylaşır beraber güleriz, birlikte güzel vakit geçiririz. Bu esnemeyi yaptığımda ve eşimin aslında beni ikinci plana atmadığını hissedecek kadar sakin kalabildiğimde bu güvensizlik yavaş yavaş iyileşmiş olur. Eşim de bunu yapabilirse, yani benim için önemli bir konuda isteğimi gerçekleştirmem için zorlanarak ta olsa bana destek vermek için esneyebilirse . çocuğu kim kaç kez yatırmış, ütüyü kim yapmış, bulaşığı kim kaç kaldırmış gibi konular küçük detaylar haline gelir ve sorun olmaz. En önemlisi ilişkiye girmeden önceki sorunlu duygu ve düşüncelerimizi hayat boyu iyileştirmiş oluruz.
John Gottman ve ekibi 30 yılı aşan 3000 çiftle yaptıkları kapsamlı araştırmaları sayesinde çiftlerin 2 saatlik tartışma biçimlerine bakarak %90 doğruluk oranıyla boşanıp boşanmayacaklarını öngörebiliyorlar. Bu videoda 4 davranıştan söz edeceğim. İlişkinizde bu 4 davranışı kullanıyorsanız ve bu videoyu seyretmenize rağmen kullanmaya da kararlı iseniz boşanma olasılığınızın %90 olduğunu söyleyebiliriz. Birlikteliğin güvenliğini sarstığı için bu mahşerin 4 atlısı olarak adlandırdıkları bu davranışlardan İlki Eleştirmek: Anlaşılmadığımızı hissettiğimizde, haksızlığa uğradığımzı düşündüğümüzde ‘Sen zaten hep böyle yaparsın’, ‘çok bencilsin’ gibi söylemlerde bulunuruz.
İkincisi genellikle eleştiri karşısında ortaya çıkan Savunmaya geçmektir ‘ama hiç te öyle yapmıyorum ‘ sen öyle yapmasaydın ben öyle söylemezdim ki diyerek sorumluluk almaktan kaçınmayı içerir. Zaman zaman sen hep anneni savunursun zaten, sen kendine bak’ gibi söylemlerde olduğu gibi karşı saldırıya da dönüşebilir.
Boşanmayı istemiyorsanız yapmaktan kaçınmayı düşünmeniz gereken 3. Davranış Aşağılamak: Tartışmanın şiddeti arttıkça duygu kontrolümüz azalır ve ağzımızdan acıtıcı sözler çıkar. ‘Sen ne bilirsin ki’ Sen adam olsan zaten, namussuz, senden iğreniyorum, gibi küçük gören sözler ve hakaretler ağızdan kolayca çıksa da tamiri çok zor olan söylemlerdir
En çok zarar veren tutumların sonuncusu Çiftlerden birinin veya ikisinin sorunlu konular karşısında Sessiz kalmayı tercih etmeleridir: Çeşitli nedenlerden dolayı Sorunları yapıcı bir şekilde çözmeye çalışmayı bırakmışlardır, birbirlerine küserek veya yokmuş gibi davranarak kaçınmayı tercih ederler.
Farkında olmadan bu davranışların birini veya birden çoğunu hepimizin yaptığını düşünüyorum. Böyle davranıyoruz, çünkü hepimiz bir şekilde yaralıyız ve nasıl farklıda varabileceğimizi bilmiyoruz. Bu davranışları çocuklara yaptığımızda özgüvenlerini ve kendilerine verdikleri değeri yok ediyoruz. Bu zararın etkileri, okul başarısızlığından,madde bağımlılığına kadar gidiyor, ve geriye çevirmek gerçekten çok ama çok zor.
Peki bunları yapmayacağız da ne yapacağız?
Eşinizle, çocuğunuzla, iş arkadaşlarınızla huzurlu ve mutlu bir varoluş için, etrafınızdaki insanlara zarar vermemek, onları geliştirmek, iyileştirmek için nasıl konuştuğunuza nasıl dinlediğinize, nasıl tartıştığınıza dikkat etmelisiniz.
Bu becerinin, sorun getiren kişiyi dinlemek, sözünü tekrar ederek anladığınızdan emin olmak, savunmaya geçmeden, çözüm üretmek için acele etmeden duygusunu kabul etmek gibi özellikleri var. Sorunu ortaya koyan biz isek, eleştirel ‘yani senin yüzünden ben böyle yaşıyorum’ şeklinde değil de ‘bu davranış beni kötü etkiliyor’ diyerek duygumuzu ortaya koyma yürekliliğini gösterebilmeyi içeriyor. Her sorunda 2 taraf vardır,kendi sorumluluğumuzdan yola çıkabilirsek çözüm üretmekte de o kadar başarılı oluruz. Evet, dile kolay gelen bu becerileri uygulayabilseydik zaten herkes mutlu ve sağlıklı olurdu.
Benim dileğim okurların bu becerilerin öğrenilebilir olduğunu anlamaları ve kendilerini öğrenmeye, farklı davranış biçimleri denemeye istekli olmaları. Türkiye’de evliliklerin yarısı boşanma ile sonlanıyor. İlişki araştırmaları, çiftlerin problemleriyle ilgili yardım aramadan önce 6 yıl beklediklerini göstermektedir.
Ancak bu bekleyiş, çiftlerin % 70′inin sorunlarını çözememesine neden olmaktadır.
İlişkinizde problemler yaşadığınızı düşünüyorsanız, geç kalmadan destek alın…
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Mutlu Evliliklerin Özellikleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.İrem BRAY'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.İrem BRAY'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
