2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuklarda Korku ve Psikoterapi
MAKALE #10782 © Yazan Gülten DEMİRDÖVEN | Yayın Nisan 2013 | 5,367 Okuyucu
Çocuklarda Korku

Korku, gerçek veya beklenen bir tehlike ile yoğun bir acı karşısında uyanan ve coşku, beniz sararması, ağız kuruması, kalp, solunum hızlanması vb. belirtileri olan veya daha karmaşık fizyolojik değişmelerle kendini gösteren duygu olarak tanımlanmaktadır. Korku bazen korkutan nesne veya durumla karşı karşıya kalınan anlarda ortaya çıkabileceği gibi, olması beklenen durumlarda korkuya sebep olabilmektedir.


Korku yetişkinlere göre, çocuklarda çok daha fazla görülen bir duygudur. Çocuklar çeşitli şeylerden korkarlar: hayvanlar, canavarlar, hayaletler, öcüler, anne veya babanın gitmesi/ölmesi, karanlık, yalnız kalmak gibi. Çocukları korkutan bu durumlar kimi zaman günlük yaşantıdan kaynaklı öğrenmelerle ilişkilidir. Genellikle anne ve babanın çocuğu ile baş edemediği durumlarda, onu susturmak, sakinleştirmek amacıyla çocuğunu çeşitli nesnelerle tehdit etmesi, çocuğun bu nesnelerden korkmasına yol açmaktadır. Örneğin: yaramazlık yapan bir çocuğa: “Öcü geliyor seni yiyecek.”, “İğne geliyor bak iğne.”, “Seni dilenciye veririm.”gibi. Bu söylemler o an çocuğu sustursa da, daha sonra korkularının artmasına sebep olmaktadır.


Çocuklarda korkuların olması oldukça normal bir durumdur, gelişiminin birer parçasıdır. Belli sınırlar içerisinde var olan korkular çocuğun düzenli bir yaşam sürebilmesi için de gereklidir. Örneğin; okul döneminde çocukta var olan düşük not alma korkusu, sınıfta kalma korkusu, çocuğun düzenli çalışmasını sağlayacaktır. Fakat korkuların çok fazla olması halinde belli bir rahatsızlıktan söz edilebilir.


Çocuklar büyüdükçe, var olan korkuları çeşitlenecek, değişiklik gösterecektir. Bu dönemlerde görülen korkular çoğu zaman gelip geçicidir, dönemlere göre farklılık gösterir.


Yaşlara göre korkular:


6 aylık döneme kadar: Bebekler bu dönemde çevreden gelen ani ses ve gürültülerden korkarlar. Uyku esnasında, ya da uyanıkken duyulan bu sesler irkilmeye sebep olur, çoğu zaman ağlayarak tepki verirler.

6.ay – 1,5 yaş: Bu yaşlarda çocuklarda tanıma algısı geliştiğinden, tanıdıkları kişilerden tanımadıklarını ayırmaya başlarlar. Özellikle annesini tanıyan bebek, anne dışındaki kişilerden korkmaya başlar. Yabancı nesneler, yerler de bebeğe korku verir.
1-2 yaş korkuları: Bu yaşlarda görülen korkular, hayvanlar, yüksek ses, büyük ve ürkütücü nesneler ve yalnız uyumaktır. Bu dönemde görülen bir diğer korku ise anne-babadan ayrılmadır.
3-5 yaş korkuları: Karanlıktan, hayvanlardan, canavardan ve ölümden korkarlar. Anne ve babasından öğrendiği gibi, öcüler, dilenciler de çocukları korkutan diğer öğelerdir.
6-8 yaş korkuları: Yabancılardan, evde yalnız kalmaktan, geceleri gök gürültüsü ve fırtınalardan, okulda başarısızlıktan, ölümden, anne babayı kaybetmekten korkarlar.

Çocukların Korkularına Karşı Nasıl Davranılmalı?


• Çocuklar korktukları şeylerden bahsederken, genellikle anne ve babalarının tepkilerini gözlemlemektedir. Çünkü anne ve babanın vereceği tepkiler, korkulan durum veya nesnenin ne kadar ‘korkunç’ olduğunun göstergesidir. Çocuklara korkularının önemsendiği gösterilmeli, fakat korktukları nesnenin ya da durumun ona zarar vermeyeceği rahat bir ifade ile anlatılmalıdır.

• Korkuların gelişiminde genellikle anne ve babaların rolü büyüktür. Anne ve babasının karanlıktan veya gök gürültüsünden korktuğunu gören çocuk, anne-babasını rol model alarak aynı şeylerden korkacaktır.
• Çocuklar “korkak” olmakla suçlanmamalı, küçümsenmemelidir. Çocukların korkularından dolayı suçlanması, çocukların korkularını dile getirememesine ve içine kapanmasına yol açacaktır.
• Korkularını anlama ve dinleme konusunda, anne-baba etkin olmalı; çocuğa zaman ayırmalı duygularını paylaşmasına olanak sağlamalıdır.
• Ebeveynler kendi korkularından çocukların yanında bahsetmekten kaçınmalıdır. Çoğu zaman çocuklarının yanında, korktuklarını da belli etmemeleri daha uygun olacaktır.
• Çocukların gece odada tek kalma, karanlık korkularına karşı gece lambası yakılması, odalarının kapılarının açık bırakılması onların rahatlamalarını sağlamaya yardımcı olacaktır.
• Korku içerikli diziler, filmler korkularının artmasına sebep olacaktır. Bu nedenle çocukların bu tip dizi ve filmler izlemelerine engel olmak gerekmektedir.
• Korkulu bir dönem geçiren çocuklara, ilgi ve sevgi gösterilmeli; ebeveyn desteği hissettirilmelidir.

Çocuklarda Gece Şiddeti


Gece şiddeti, derin uyku sırasında oluşan kısa süreli (yaklaşık 10-20 dakika) uyanma ataklarıdır. Uyanmalara, tekme atma, yuvarlanma, şiddet ve konuşma da eşlik edebilir. Çocuklar bu esnada sakinleştirmeye ve dokunmalara cevap vermez. 2-6 yaş arasında sıkça görülen gece şiddeti, gece korkusu olarak da bilinmektedir. Genellikle uykuya daldıktan ilk iki saat içinde ortaya çıkar. Çocuklar sabah uyandıklarında gece yaptıklarını ve yaşadıklarını hatırlamazlar. Her gece ortaya çıkmamakla birlikte, başladıktan 3-4 ay sonra azalarak kaybolur.


Psikoterapi süreci gece korkularının geçmesinde faydalı olmaktadır. Çocukların düzenli uyku uyumaları, stresten uzak durmaları da iyileşmeye yardımcı olacak etkenler arasındadır.


Oyun Terapisi ve Çocuklarda Korkunun Yenilmesi


Oyun terapisi, kelimeler yerine oyuncakları koyarak/kullanarak çocuklara kendilerini ifade etmelerine yardımcı olur. Oyun terapisi çocukların uyumlu ve mutlu bir şekilde yaşamalarını hedefleyen gelişimsel bir terapi şeklidir.


Çocuğun Oyun Terapisinden Yararlanabileceği Durumlar:


• Aşırı kızgınlık, endişe, üzüntü ya da korku,

• Saldırgan davranış (Kendine ya da diğerlerine zarar verme),
• Ayrılma korkusu,
• Aşırı çekingenlik,
• Davranışsal gerileme,
• Özgüven sorunları,
• Okul sorunları,
• Uyku, yeme ya da tuvalet sorunları,
• Zihnin cinsel davranışlarla aşırı meşgul olması,
• Ailede yaşanan değişimleri uyum sağlamada yaşanan sorunlar,
• Fiziksel nedeni olmayan mide bulantıları, baş ağrıları gibi rahatsızlıklar.

Çocukların oyun ve oyuncakları kullanarak kendilerini ifade etmelerini sağlayan oyun terapisi, oyun ve oyuncakları kullanarak çocuklarla iletişim kurmaya yardımcı olur.


Oyun Terapisi:


• Çocuğun duygularını ifade etmesini kolaylaştırır,

• Kendine güveni ve duygusal yeterliliğini arttırır,
• Çocuğun yaşamındaki travmatik olayların yarattığı anksiyeteyi azaltır,
• İnsanlar arası ilişkilerde sağlıklı bağlar yaratır ya da bu ilişkileri arttırır.
• Yerinde ve uygun davranmanın değerini arttırır.
Oyun terapisinde uzmanlar, 3-11 yaş arası çocuklarla çalışırlar. Oyun odasında var olan oyuncaklarla, oyun kuran çocuk yaşadığı korkuları, oyuncaklar aracılığı ile dile getirir.

Kum Terapisi Nedir?


Bir tepsi ya da küçük tekne içindeki kumların üzerinde küçük nesnelerin manipülasyonu ile yetişkin ve çocukların kendilerini ifade edebilmesi için kullanılan bir metottur. Kum havuzu içindeki oyuncak bebek, hayvan ve diğer nesneleri kullanarak bir hikaye oluşturması istenir. Aileden birini kaybetmiş, tacize uğramış, ya da travma yaşamış çocukların kendilerini ifade etmesinde oldukça işe yarayan bir terapi tekniğidir.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► Çocuklarda Korku Psk.Gonca RASLAYAN
► Korku Ama Korku Değil:Fobiler Psk.Dnş.Kemal TUNCER
► Korku Psk.Ziya ÜNLÜTÜRK
► Kaygı ve Korku Psk.Fırat TURAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Çocuklarda Korku ve Psikoterapi' başlığıyla benzeşen toplam 15 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


13:27
Top