2007'den Bugüne 92,232 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,964 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Şizofrenide Stigmatizasyonu Azaltmak
MAKALE #10847 © Yazan Dr.Sevilay ZORLU | Yayın Nisan 2013 | 3,867 Okuyucu
ŞİZOFRENİDE STİGMATİZASYONU AZALTMAK
DAMGALAMANIN SONUÇLARI

Şizofreni tedavisinin önündeki en önemli engellerden biri şizofreniye ilişkili damgalama ve ayrımcılık sorunudur. Ayrımcılık şizofreni tedavisine ayrılan kaynak miktarını sınırlamakta, ev ve iş bulma, toplumsal etkileşim sorunlarını ağırlaştırmaktır. Bu sorunlar da yine damgalamayı şiddetlendirici etki yapmaktadırlar.

Şizofreni ile bağlantılı damga negatif yaklaşımlara eğilim gösteren medyada sık sık yanlış ifadelere yok açmaktadır. Damga bizzat hastalığın gelişimi ve sonuçları üzerinde de olumsuz etkiler yaratabilir. Son olarak şizofreniye yönelik, damga sadece hastaları değil, hastaların ailelerini, yakınlarını sağlık görevlerini de etkilemektedir.

İNANIŞLAR

Kamuoyu ve sağlık görevlileri şizofreni ile ilgili olarak yanlış inanışlara sahip olabilmektedir:
 ‘’Şizofreni tedavisi imkansız bir hastalıktır.’’
 ‘’Şizofreni hastaları saldırgan ve tehlikelidir.’’
 ‘’Şizofreni hastaları çalışamaz.’’
 ‘’Şizofreni hastalığı yaşam boyu daha kötüye gider.’’
 ‘’Şizofreni ebeveyn hatasından doğar.’’

DAMGALAMA VE AYRIMCILIĞI AZALTMAK

Şizofreniye yönelik damgalama ve ayrımcığı azaltmak için,
1) İnsanların davranışlarını eğitim yoluyla ve çeşitli programlarla değiştirmek ve
2) Kamu politikasını ve yasaları ayrımcılığı azaltacak ve akıl hastalarına yasal koruma olanaklarını arttıracak yönde değiştirmek gerekmektedir.
Aşağıdaki gibi çalışmalar, damgalama ve mücadele şizofreni hastalarının yaşam kalitesinin yükseltilmesine yardımcı olabilir:
 Belirtileri kontrol altında alan ve yan etkileri azaltan tedavi stratejilerinin kullanımını arttırmak,
 Toplumsal davranışları değiştirmeyi hedefleyen eğitim faaliyetlerini başlatmak,
 Öğretmen sağlık görevlilerinin eğitiminde damgalanmaya karşı eğitime yer verme,
 Hastalar ve ailelerin hastalıkla birlikte yaşamalarına yönelik psikolojik eğitime ağırlık vermek,
 Yaşam kalitesi arttıran ve yan etkileri az olduğu için damgaya sebep olmayan ilaçların geliştirilmesine yönelmek

AKIL HASTALIĞI OLAN İNSANLARIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?

‘’ Acaba hastalığım daha kötüye gider mi? İnsanlara saldırır mıyım? Beni sonunda hastaneye kapatırlar mı ? ‘’

Birçok kişi, kendilerini iyi hissettikleri zaman bile başkaları tarafından kabul edilmediklerini söyleyecektir. Bir an ameliyat olmaya hastaneye gittiğinizi ve dostlarınızla ailenin arayacağını, ziyarete geleceğini düşünün. Ancak eğer psikiyatrik bir nedenle hastaneye başvurmuşsanız dostlarınız ve hatta bazı aile üyeleriniz sizin varlığınızdan rahatsız olabilirler. Şizofreni hastaları ayrımcılığı insanların her davranışında hissederler. Toplumdan dışlanırlar. Birçok şizofreni hastası iş bulmakta, arkadaş edinmekte, eş bulmakta, zorluk çeker.

Bir şizofreni hastasıyla ilgilenmek oldukça stresli, zor ve yaşam boyu sürecek bir çabadır. Evde bir şizofreni hastasının varlığı mali sorunlar da yaratır. Aile üyeleri ve bakıcıların bütün sosyal yaşamını etkiler, özellikle hastalığın geri dönmesi yıkıcı etkiler yaratır. Kimi durumlarda aile ve arkadaşların hastalığa verdikleri tepki ve başvurdukları yöntemler üretken değil tersine geriletici olabilmektedir. Hastanın davranışlarını aşırı bir eleştirellik ile denetlemek veya aşırı korumacı davranmak sık sık hastalığın nüksetmesine yol açabilir. Hasta ve hasta yakınları dernekleri hastalar ve aileleri için, iletişim becerilerini ve hastalıkla birlikte yaşama ve mücadele stratejilerini geliştirecekleri iyi bir eğitimi ortamı anlamına da gelir.

Aile üyelerinin hastalıkla yaşamayı öğrenmesi sıkıntıları azaltacak ve hastanın durumunu iyiye götürülecektir.

ŞİZOFRENİ HAKKINDA MİTLER

MİT: Şizofreni kişilik bölünmesi veya çok kişilikli bozukluktur.

GERÇEK: Şizofreni çoğu zaman kişilik bölünmesiyle karıştırılır. Bunlar aynı şey değildir. Karışıklık ‘Şizofreni’ sözcüğünün Yunanca ‘’ akıl bölünmesi” anlamına gelmesinden kaynaklanır. Bireyin düşünme ve hissetme süreçlerinin parçalanması veya bölümlenmesi bir bozukluktur, ama insanın iki ayrı kişiliğe ayrışması anlamına gelmez. ‘’ şizofren’’ sözcüğünün halk içindeki kullanımı çelişik niteliklerin bir karışımıdır ve doğru psikiyatrik kullanımından bütünüyle farklıdır.

MİT: şizofreni hastaları asla iyileşemez.

GERÇEK: Bazı şizofreni hastaları tamamen iyileşebilir, bütün psikotik belirtiler kaybolur ve hastalıktan önceki fonksiyonlara kavuşurlar. Kimileri ise bazı belirtiler göstermeye devam etmekle birlikte tatminkar ve üretken bir yaşam sürebilir, toplum içinde bağımsız olarak var olabilirler. Şizofreni hastalarının yaklaşık üçte biri ise anlamlı bir iyileşme göstermekte ve bir kuruma yatırılmaları gerekebilmektedir.

MİT: Şizofreni bulaşıcıdır.

GERÇEK: Bulaşma korkusu şizofreni hastalarından uzaklaşmaya neden olur. Bulaşma korkusu aile üyeleri, akıl sağlığı görevlileri ve tedavi merkezlerinin de damgalanmasından sebep olur. İnsanların şizofreniden kurtulmayacakları yanlış görüşü umutsuzluğa ve çıkmaza yol açar. Hasta olan yakınlarının terk edilmesi söz konusu olabilir. Şizofreninin gelişimi çok önemli farklılıklar arzedebilir. Kimi kişiler hafta veya aylarla ölçülen hastalık devreleri yaşarlar, bu devreler arasında belirtiler tamamen kaybolur. Bazı hastalarda belirtilerin dalgalandığı ve süreklilik taşıdığı ama yoğunluğun azalabildiği bir seyir görülebilir.

MİT: Şizofreni hastaları kuruma yatırılmalıdırlar.

GERÇEK: Yakın dönemin araştırılmaları, şizofreni hastaları için psikiyatri hastanesinde sürekli bakım altında olmayı içeren ve topluluk içinde yaşamın desteklenmesi gibi yaratıcı seçeneklere uzanan bir dizi olasılık olduğunu göstermektedir.

MİT: Şizofreni hastaları kendi tedavilerinde ilişkin kararları kendileri alamazlar.

GERÇEK: Çoğu şizofreni hastası kendi tedavilerine ilişkin karar alma sürecinde katılım açısından hem istekli hem de yeteneklidir. Hastalığın başlangıcında veya nüks dönemlerinde kişilerin karar almaya ilişkili zorlukları olabilir. Bir kişinin karar alma yeterliliği hastalık sürecinde değişim gösterebilir. Araştırmalar hasta ve ailesinin karara dahil edilmelerinin sonucu olumlu etkilendiği ve tedavi planının hasta tarafından kabul edilme olasılığı yükselttiğini göstermektedir. Şizofreni hastaları ve ailelerinin de tedavi hizmetlerinin planlanmasında ve sağlık personelinin eğitiminde önemli rolleri vardır.

MİT: Şizofreni hastaları genellikle şiddete başvurur.

GERÇEK: Akıl hastalıkları ile şiddet çoğu zaman birbiriyle bağlantılı olarak düşünülür. Medyanın sansasyonel haber verme yöntemi hastaların damgalanmasını artırmaktır. Televizyon ve sinemada çizilen deli katil portreleri ayıplanmayı gerektirmektedir. Bir diğer faktör ‘‘psikotik’’ ve ‘’ psikopat’’ gibi psikiyatri terimlerinin yaygın yanlış kullanımıdır. Akıl hastasının neden olduğu şiddet hakkındaki basmakalıp fikirler halkta korku yaratmakta ve hasta toplumdan dışlanmaktadır. Akıl hastaları genelde aynı popülasyon içindeki sağlıklı insanlardan daha az tehlikelidir. Şizofreni hastalarında şiddet içeren suç oranı biraz daha fazladır. Ama bu tür eylemler uygun tedavi görmeyenler tarafından yapılmaktadır. Aslında şizofreni hastaları başkalarından ziyade kendi kendilerine yönelik şiddet eğilimi taşırlar. Şizofreni hastalarının % 40-50 ‘si intihar denemesinde bulunur, % 10 ‘u başarıya ulaşır.Şiddet hakkındaki basma kalıp yaklaşımlara ilişkin aşağıdaki iki nokta akılda tutulmalıdır:
1. Tedavi şiddet riskini oldukça azaltır.
2. Şizofreni hastalarının toplumdaki suç oranına katkıları düşüktür.

MİT: Şizofreni hastalarının çoğu çalışamaz.

GERÇEK: Şizofreni hastaları, hastalık belirtileri var olsa bile çalışabilir. Araştırmalar önemli akıl hastalıkları geçiren kişilerin çalışmaları halinde daha iyiye gittikleri göstermektedir. Bir işte çalışmak ile kişinin hastalığının ciddiyeti arasında kesin bir bağ bulunmamaktadır. İngiltere ve Amerika’da yürütülen araştırmalar şizofreni hastalarının herhangi bir işte çalışanları halinde hastane dışında yaşamayı tercih ettiklerini göstermektedirler. Birçok şizofreni hastası tam zamanlı işlerde çalışabilecek durumdadır, kimileri için ise yarı zamanlı veya gönüllü çalışma tercih edilmelidir. İş rehabilitasyonun parçasıdır. Kişinin kendine güvenini arttırır, topluma yeniden bağlar ve zamanını dolduracak anlamlı bir yol sunar.

MİT : Hapishane şizofreni hastaları için uygun bir yerdir.

GERÇEK: Hapishaneler psikiyatrik hizmetler için uygun olmayan mekanlardır. Akıl hastası mahkumlar tedavi görmez veya çok az tedavi görebilir. Dahası bu kişiler ‘’ çifte cezaya ‘’ tabidir. Eğer genel hapishane nüfusuna dahil edilirlerse, anormal davranışları diğer mahkumlar tarafından istismar edilmelerine yol açacaktır. Koruma amacıyla ayrı tutulduklarında ise her tür toplumsal temas olanağını yitirecekler ve hastalık belirtileri kaçınılmaz biçimde kötü ye gidecektir.

ŞİZOFRENİ İLE OKULDA VE İŞTE VE İLİŞKİLERDE YÜZLEŞMEK

Bugün okula, işe giden çocukları ve eşleri olan birçok kişiye şizofreni tanısı konulmaktadır. 1194 Nobel Matematik Ödüllü sahibi, John Nash, otuz yıl şizofreni ile yaşamıştır. Destekleyici bir çevre ve uygun ilaçlar, tedavi ve teşvik sunarak şizofreni tanısı konmuş insanların toplumumuzun üretken üyeleri olmasını sağlayabiliriz. Ancak şizofreni hastaların televizyonda, filmlerde ve diğer medya araçlarında yanlış tanıtımı, bu insanlara vurulan damganın devam etmesine neden olmakta ve ayrımcılığı körüklemektedir. Bir hastanın söylediği gibi,’’ bacağınız kırılıp hastaneye giderseniz insanlar size çiçek yollayıp ziyaretinize gelir. Akıl hastalığı yüzünden hastaneye giderseniz çiçek yollamazlar ziyaret de etmezler.

Uzm.Dr. Sevilay ZORLU
Psikiyatrist & Psikoterapist
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Şizofrenide Stigmatizasyonu Azaltmak" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Sevilay ZORLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Sevilay ZORLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Sevilay ZORLU Fotoğraf
Dr.Sevilay ZORLU
Antalya
Doktor "Ruh sağlığı ve hastalıkları - Psikiyatri"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi115 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Sevilay ZORLU'nun Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,964 uzman makalesi arasında 'Şizofrenide Stigmatizasyonu Azaltmak' başlığıyla benzeşen toplam 16 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Evlilikte Cinsel Yaşam Ağustos 2017
► Kaygı mı Korku mu? Mayıs 2016
► Boşanma ve Sonrası Kasım 2015
► Kolay İnciniyor Musunuz? Ağustos 2015
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


11:31
Top