2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



"Parçalanmış Aile Çocukları" Efsanesi
MAKALE #10980 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Mayıs 2013 | 9,599 Okuyucu
PARÇALANMIŞ AİLE ÇOCUKLARI EFSANESİ

Suyun başındayım, öyle olsa en iyi ben görürdüm!

Ne mi demek istiyorum?

Yıllardır “parçalanmış aile çocukları” denilerek bu ailelerin çocuklarının sorunlara ve suça daha yatkın bireyler olduğunun propagandası yapıldı.

Boşanan aile çocuklarının zaten anne ya da babalarından ayrı olmaları yetmezmiş gibi bir de suça en yatkın duran, sorunlara ise daha yakın olan çocuklar olarak görülmelerine neden olundu.

Pratik yaşamda karşılığı olmayan ve sadece sorgusuz bir ön kabule dayanan bu sakat algı söz konusu çocuklar üzerinde ciddi bir psikolojik baskıya yol açtı!

Yıllardır klinikte çalışıyorum! Anne ve babası ayrıldığı için sorun yaşayarak kliniğe getirilen "dikkat çekici sayıda bir çocuk istatistiğiyle" karşılaşmadım!

Ama kağıt üzerinde, kitaplarda, uzmanların ağızlarında yıllardır hep “parçalanmış aile çocukları” klişesi baş köşeyi işgal eder nedense! Meseleye ciddi bir hava katmak için “parçalanmış” tabiri seçilmiş olmalı.

Sektör major, post, travmatik, bipolar gibi alengirli kavramlarla dikkat çekmeyi, inandırıcılığı artırmayı / etki sağlamayı çok sever.

Dikkat edin: “Parçalanmış Aile…”

Sanki bir kaza sonrası paramparça olmuş bir araba çağrışımı yapsın istenmiş! Gözler korksun, yürekler ürksün istenmiş besbelli ki.

Yazımın başında da dedim: Klinikteyim; öyle olsa en iyi ben görürdüm! Buradaki hatalı algısal eğilim insanların genelde hasta kişilerin daha çok öldüğünü düşünmesine benziyor. Oysa bir hasta ölene dek beş sağlıklı insan yaşamını yitiriyor yaşamda, haberimiz yok!

Görüyorsunuz ki yaşamda bazı şeyler bilgi değil; ön kabul!

Pratikte karşılığı olmadığı halde bazı teorik kabullerin yıllar boyu zihinlerimizde arzı endam etmesinin başka bir nedeni daha var.

O da şu:

Genelde kitap yazan kişiler klinisyen değil; akademisyen oluyor. Akademisyenler meselelerin evdeki hesap boyutunu bilen kişiler. Oysa teori her zaman pratikle örtüşmüyor; evdeki hesap her zaman çarşıdakine uymuyor! Klinisyenler (bir mesleğin alandaki uygulayıcıları) sadece evdeki hesabı değil; çarşıyı da bilen kişilerdir. Çünkü her gün sabahtan akşama dek çarşının – pazarın içinde çalışan kişilerdir!

Kafam mesleki konulardaki muhtemel cinliklere karşı acayip iyi çalışır. Bu kabulün başka bir nedeni de olayı böyle yansıtalım ki boşanmaları çocuk hatırına dahi olsa, bir nebze de olsa önleyelim inancı olduğunu düşünüyorum açıkçası!

Yani eşlere aba altından sopa göstermek!

“Ne alakası var” demeyin hemen. Bu mantık kutsal din meselesinde bile böyle olmuştur. Din özünde alenen ruhsat verdiği halde, “Biz en iyisi mi bu noktayı çok deşifre etmeyelim yahut şöyle lanse edelim; yoksa fitne çıkar” gibi insani telakkiler bazı ilahi hususların olduğundan farklı yansıtılmasına ve öyle kabul görmesine neden olmuştur. Bunun birçok örneği vardır! Burada da bu tür bir beşeri kaygının rol oynadığını zannediyorum.

Diyorum ya anlatıldığı gibi olsaydı en iyi ben görürdüm!

Tekrar vurguluyorum: Sorunları en çok olanlar ve suç işleyen çocuklar hep boşanmış aile çocukları değil!

Öyle olsa her iki ebeveyni de bulunmayan ve daha ziyade yurtlarda kalan çocukların en azılı suçlular olması icap ederdi. Öyle ya, madem ayrılık faktörü ciddi bir sorun kaynağı!

DOLAYISI İLE

Boşanmış aile çocukları sağda - solda zannedildiği gibi ciddi sorunlar yaşamıyor.

Boşanma sonradan ortaya çıkmış bir sürpriz değil çünkü. Yüce yaratıcı bu olasılıkları ta ezelden bildiği için ona uygun zihni ve ruhi donanımı (savunma sistemlerini) vermiş biz insanoğluna.

Tekrar ediyorum: Ani bir kaza ile anne – babasını bir anda (hatta gözlerinin önünde) kaybetmiş çocuklar bile bu olayı tolore edebiliyorken sadece "anne ve babasının ayrı evlerde yaşaması" demek olan boşanmadan çok etkilendiklerini söylemek gerçeklikle bağdaşmıyor; bu peşinen kabul edilmiş bir postula ve propaganda oluyor sadece.

Bu sakat kabul boşanma kıyısında dolaşan pek çok eşi gereksiz yere yıpratıyor, adeta ahı gitmiş vahı kalmış bir (ölü) ilişkiye mahkum ediyor ya da boşanmış ebeveynleri suçluluk duygusu bataklığında günbegün eritiyor, tüketiyor.

Hep söylüyorum:

Günümüzde psikoloji, hele hele de çocukların psikolojisi çok abartılıyor. Böylece insanlar bazı yaşantılara gereğinden fazla duyarlı hale getiriliyor.

Kasıtlı ve planlı bir çabanın ürünü olarak insanlara pire her fırsatta deve gibi gösteriliyor, pireyi deve zannetmeleri sağlanıyor. Böylece pireden bile tedirgin olmaları - korkmaları, bu ürkme neticesinde can havliyle hemen “İmdaaat” diyerek uzmanlara - kliniklere koşmaları sağlanıyor. Pire ile korkutmak karlı bir iş. Çünkü her yer pire dolu. Deveyi kaç kişi nerede görecek ki! Pire her evde vardır ama deve sadece uzak Asya'da ve Afrika'da bulunur! Haliyle sadece gerçek develerle iştigal etmek çok rantabl değil!

Bu çivisi çıkık sektör insanların, özellikle de çocukların deprem, savaş, kaza gibi zor yaşantılar sonrasındaki gayet doğal tepkilerine bile "travma" der, mutlaka "psikolojik destek lazım" telkiniyle yaklaşır. Bu gibi durumlarda sunduğu hizmet de resim çizmek, şarkı söylemek, oyunlar oynatmaktır. Bunların adı psikolojik destektir. Oysa bunlar olsa olsa sosyal destektir. Onlar bu işi bile profesyonel yardım meselesi haline getirirler; sonra da bu sorun alanını başkası kapmasın diye hemen "psikolojik" tabiriyle mühürlerler.

Bu örnekle bu alandaki her şeyin saf bilimsel kaygılarla işlemediğini anlatmak istedim:

Velhasıl:

Bir depremde (hem de gözlerinin önünde) tüm sülalesini kaybeden çocuklar dahi durumu kısa sürede kabullenebiliyorken boşanma gibi daha sıradan ve hayatın içindeki olağan olgulara aşırı anlam atfetmek bu alanın pratik gerçeklikleriyle uyuşmuyor.

Gözleri görmeyen birini kulaklarının keskinliğini ve ellerindeki hassasiyeti artırmak suretiyle hiç ummadığımız bir yönden tamamlayan yüce yaratıcı boşanan eşlerden çocukla yaşayanı da aynı şekilde -hiç tahmin bile edemeyeceğimiz yönlerden- tamamlıyor.

“Her şer gibi görünende hayır vardır” hakikati de benim bu tespitimi teyit etmiyor mu!

Klinik gözlemlerime göre bu aile çocukları daha olgun, duyarlı, itaatkar, efendi, iç görüsü yüksek, birlikte yaşadığı ebeveyne fazla zorluk çıkarmayan, vicdan gelişimi çok sağlıklı, sorgulayan, duyarlı, empati yeteneği yüksek, merhametli, akıllı - uslu, velhasıl ruhen daha olgun oluyorlar.

Akranlarından her bakımdan daha aşkın bir gelişimi daha kısa sürede yakalıyorlar.

NOT: Bol bol sorun propagandası yapıp sonunda da "uzmana başvurun" demeyen, büyük ölçüde uzmanın ne yaptığını anlatan, yani deneyimli bir hastane psikoloğunu evinize getiren "Benim Annem Organik" adlı yeni kitabım Çıktı. Tüm uzmanlara ve ebeveynlere tavsiye edilir.

Psikolog
İzzet Güllü

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
""Parçalanmış Aile Çocukları" Efsanesi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     21 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► Parçalanmış Aile Çocukları Psk.Namık ACAR
► Parçalanmış Aile / Boşanma Psk.Asuman ÇALGARA
► Boşanmış Aile ve Çocukları Psk.Dnş.Fatih FİDAN
► Parçalanmış Ailede Yaşamak Psk.Ali BIÇAK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında '"Parçalanmış Aile Çocukları" Efsanesi' başlığıyla benzeşen toplam 23 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:57
Top