Güvenli Bağlanma İstikrarlı Evlilik
GÜVENLİ BAĞLANMA
1) EŞLERİNE KOLAYLIKLA YAKLAŞABİLİR VE ONLARA BAĞLI OLMAKTAN DA MUTLUDUR.
İlişkilerinde ‘’güvenli bağlanma’’ yı başarabilen bireylerin eşlerine bağlanma konusunda sorunları ve çekinceleri yoktur. Çünkü bu tarz bireyler kaybetme korkuları, terk edilme endişe ve fantezileri yaşamazlar. İlişkilerin geleceğini, kendi sorumluluklarında ve kendisinin ve eşinin yatırımlarıyla şekilleneceğine inanmış insanlardır. Geçmiş yaşantılarındaki bağlanma sorunlarının etkilerini yetişkin ilişkilerinde minimumda yaşayan insanlar ,ilişkilerini kendi ve eşinin arzuları doğrultusunda yaşarlar ve bundan zevk alırlar. Güvenli bağlanma yetileri nedeniyle eşlerine her türlü yardımcı olmayı ilişkinin bir gerekliliği olarak düşünür ve özellikle erkek partnerler bunu erkekliğin ‘’ hasar alması ‘’ olarak düşünmez. Bayanlarda ise evine yatırım yapmak, evle ilgilenmek ve bunun yanında eşiyle zaman geçirebilmek ‘kadınlığa bir saldırı’’ olarak değil ilişkinin ‘’istekli gerekliliği’’ olarak düşünür.
2)İNSANLARIN İSTEĞİMDEN BANA FAZLA YAKIN OLMALARI BENİ RAHATSIZ ETMEZ.
Güvenli bağlanma yetisine sahip bireylerin ‘’ benlik sınırları’’ zaten belirli olduğu fazla yakınlaşmaları kendi alanına tecavüz ya da çok ciddi bir tehlike olarak düşünmezler. Benlik sınırlarının belirliliği ve elastikiyeti ile birlikte bu bireyler yakınlığı ve yakınlaşmayı tehlike ve/veya tehdit olarak görmezler. Aksine yakınlaşmayı tanımanın bir gerekliliği olarak görerek bundan rahatsızlık duymaz ve insanlarla yakınlaşma anlarında gerginlik yaşamaz. Bireyin benlik oluşumda çok etkili olan ilk yaşlar(0-3 yaş) da annenin ve bakıcıların çocuğa yaklaşımı onu tanıması, bağımlı kılmaması ve çocuğun ihtiyaçlarının zamanında karşılanması çocuğun zaten kendisine ve çevreye karşı güven duyabileceği duygusuna oluşturmuştur. O yüzden bu tip insanlar benlik oluşumlarımda en az travmaya maruz kaldıkları için yakınlaşmak,yaklaşmak ve ilişki tehdit olarak hissedilmez.
3)TERK EDİLME KAYGISINI YAŞAMAM.
İlk aylardaki yetersiz ve ilgisiz bakım ve onarım bireyin ilişkilerinde en fazla yaşayacağı ve kendisini kötü hissedip sürekli ilişkilerde ‘’stajyer’’ olmaktan öteye gidemeyeceği bir durum yaşamaya başlar. Bu tip bireyler ilişkilerinde hem kendi ayaklarının altına ‘’sabun atıp’’ kendilerini’’ sabote’’ edecekler hem de kendilerinin farkında olmadan yarattıkları terk durumlarında partnerine sıkıca yapışıp , terk edilmemek için her türlü hüneri gösterecekleridir ta ki diğer bir hayali terk edilme durumuna kadar..
Oysaki güvenli bağlanma yetisine sahip bireyler ise; ilişkilerinde yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunda konuşmayı tercih eden ve eğer gerçekten yürütemeyeceklerine inandıkları durumlarında ise ne istediklerini bilerek karşı tarafı boşanmakla tehdit etmezler ,ayrılmayı da bilerek yaşamlarındaki yollarına devam edebilirler. Nitekim yaşamda istenmediği halde, ihtiyaçlarının karşılanmadığını düşündüğü halde ve eğer ayrılırsa çok daha mutlu olacağına inanana bir sürü çift vardır. Bu bireyler sırf yalnız yaşamayacakları ,başka birisiyle birlikte olmayacağı, baştan başlamanın zor olacağı vs gibi bahanelerle aslında ayrılma olayını gerçekleştirmedeki yetersizliklerini kılıflama yoluna giderler.
4)İLİŞKİLERİM UZUN SÜRELİDİR.
Elbette ki ilişkinin süresi o ilişkinin sağlıklı ve mutlu olmasının tek göstergesi değildir. Fakat ilişkilerde istikrar önemli bir kriterdir. Kısa süreli ilişkileri çoğu zaman ‘’ ergen’’ bireylerin ilişkilerinde rastlarız. Yetişkin ilişkilerinde ise bu ilişkilerin hızlı başlayıp hızlı bitmemesi önemlidir. Çok uzun süreli ilişkiler bazen bireylerin birbirlerini ve ilişkiyi içselleştirmeden kurdukları otomatikleşmiş bir şekilde giden arzudan uzak ve tatsızdır. İlişkilerin çok uzun süreli olması sağlıklı bağlanmanın işareti değildir.
Bazen kliniğe çok uzun süreli ilişkileri olmuş fakat bu ilişkileri sırf bağımlılık ihtiyacı doğrultusunda sürdürmüş, ayrılamamış ama aslında hiçbir zevk almadan ilişkisini yaşamış çok insan vardır.
Güvenli bağlanmaya bağlı ilişkinin uzun sürmesi ise; kopuk kopuk olmayan, zevk alındığı için devam edilen ve sürekli yatırım yapıldığı için ilerleyen ve dinamikleşen ilişkilerden bahsetmekteyiz.
5)KENDİME VE DİĞER İNSANLARA SAYGIM VE GÜVENİM YÜKSEKTİR.
Kendisi benlik sınırlarını bilen , içsel ve dışsal limitlerinin farkında olan insan ne yapıp yapamayacağını bilir. Yapabildiklerini sürekli geliştirir, yapmak istediklerini keşfeder, yapamadıkları ve /veya yapmak istemediklerini bilir ve sınırlarını zorlamaz. Yani kendisine güveni olan kişiler bulundukları yeri, bulunmak istedikleri yeri ,bulunmak istemedikleri yeri ,gidecekleri yeri ve ne kadar gideceklerini kestirebilen insanlardır. Bu yüzden kendi saygınlıkları hakkında temelleri sağlam olup, bu sağlam temelle, başkasının varlığını tıpkı kendi varlığını tanıdığı gibi tanır ve istismar etmez.
6)STRES ALTINDAYKEN BİRLERİNDEN RAHATLIKLA DESTEK ALIRIM VE DESTEK ALMAK BENİ RAHATSIZ ETMEZ.
İnsan ‘’öteki’’ var oldukça vardır. Ben olabilmem için sana ihtiyacım var ilkesi insanın var oluşu ile ilgilidir. Başkalarından destek alabilmek ve bunu kabullenmek ‘’ öteki’’ nin varlığını kabul etmekten geçmektedir.
7)KENDİMİ DİĞER İNSANLARA RAHATLIKLA AÇABİLİRİM.
Güvenli bağlanma yetisini gerçekleştirebilen insanlar ‘’şüpheci’’ ve kuşkuları az olan insanlardır. Çünkü onlar kendileriyle ilgili olan ve içsel olan ihtiyaçlarını dışa vurmak , kendisinden bahsetmenin diğer insanlara ‘’koz’’ vermek olarak düşünmez. İnsanlara yaklaşabildikleri için dinlemenin ve dinlenmenin ilişkisel boyuttaki önemini bilir ve bu tip alış verişlerin ilişkilerini geliştireceği inancıyla hem kendisinin yakınlık ihtiyacını hem de karşısındakinin yakınlık ihtiyacını giderir.
8)DİĞER İNSANLARIN KENDİLERİNİ BANA AÇMALARI HOŞUMA GİDER.
Yakınlık ve samimiyet dinleyebilmek ve destekleyebilmektir. Desteklendiğimizi bildiğimiz zaman bu bizi güvende hisseder ve cesaretimiz arttırır. Bu yüzden güvenli bağlanan insanlar ilişkilerinde desteklerini esirgemez ve yardımcı olmaya çalışır.
9)KİŞİLER İLŞKİLERDE OLUMLU/İYİMSER VE YAPICIYIMDIR.
Bağlanmayı bilen ,’’sevebilen’’ yaşayabilendir. Yaşayabilen ise iyimser ve olumludur.
10) FİZİKSEL RAHATSIZLIKLARIM AZDIR.
Güvenli bağlanan insanların ilişkilerde dışa vuramadıkları, söyleyemedikleri ve aktaramadıkları çok fazla bir şeyleri yoktur. Söze dökebilme ve duygularını dillendirebilme yetileri geliştiği için dışa vurulmamış duygular ve hapsolmuş düşünceler kendilerini dolaylı yoldan ifade etmek zorunda kalmazlar. Böylece baskılanmış ve çok geçmişte bastırılmış malzemelerin dışa vurma biçimi olarak bedenselleşmelerine gerek yoktur. Bunlar zaten mümkün olduğunca dillendirilir ve fark edilerek yasallaşmış olurlar ve bunlar ruhsal yapıyı zorlanmadan ele alınmışladır.
11) ŞİDDETLİ ÖLÜM KORKUSU YAŞAMAM.
Yaşamdan zevk alamayanlar, hayattan mucize bekleyenlerdir.
Yaşamı hakkıyla yaşamayan, ölümü güç kabullenir. Şiddetli ölüm korkuları yaşayanlar günlük hayatta aşırı kontrolcü insanlar olup, kontrol edemedikleri tek şeyin ‘’ ölüm’’ olduğunu bilmek onları oldukça rahatsız eder ve korkutur.
1) EŞLERİNE KOLAYLIKLA YAKLAŞABİLİR VE ONLARA BAĞLI OLMAKTAN DA MUTLUDUR.
İlişkilerinde ‘’güvenli bağlanma’’ yı başarabilen bireylerin eşlerine bağlanma konusunda sorunları ve çekinceleri yoktur. Çünkü bu tarz bireyler kaybetme korkuları, terk edilme endişe ve fantezileri yaşamazlar. İlişkilerin geleceğini, kendi sorumluluklarında ve kendisinin ve eşinin yatırımlarıyla şekilleneceğine inanmış insanlardır. Geçmiş yaşantılarındaki bağlanma sorunlarının etkilerini yetişkin ilişkilerinde minimumda yaşayan insanlar ,ilişkilerini kendi ve eşinin arzuları doğrultusunda yaşarlar ve bundan zevk alırlar. Güvenli bağlanma yetileri nedeniyle eşlerine her türlü yardımcı olmayı ilişkinin bir gerekliliği olarak düşünür ve özellikle erkek partnerler bunu erkekliğin ‘’ hasar alması ‘’ olarak düşünmez. Bayanlarda ise evine yatırım yapmak, evle ilgilenmek ve bunun yanında eşiyle zaman geçirebilmek ‘kadınlığa bir saldırı’’ olarak değil ilişkinin ‘’istekli gerekliliği’’ olarak düşünür.
2)İNSANLARIN İSTEĞİMDEN BANA FAZLA YAKIN OLMALARI BENİ RAHATSIZ ETMEZ.
Güvenli bağlanma yetisine sahip bireylerin ‘’ benlik sınırları’’ zaten belirli olduğu fazla yakınlaşmaları kendi alanına tecavüz ya da çok ciddi bir tehlike olarak düşünmezler. Benlik sınırlarının belirliliği ve elastikiyeti ile birlikte bu bireyler yakınlığı ve yakınlaşmayı tehlike ve/veya tehdit olarak görmezler. Aksine yakınlaşmayı tanımanın bir gerekliliği olarak görerek bundan rahatsızlık duymaz ve insanlarla yakınlaşma anlarında gerginlik yaşamaz. Bireyin benlik oluşumda çok etkili olan ilk yaşlar(0-3 yaş) da annenin ve bakıcıların çocuğa yaklaşımı onu tanıması, bağımlı kılmaması ve çocuğun ihtiyaçlarının zamanında karşılanması çocuğun zaten kendisine ve çevreye karşı güven duyabileceği duygusuna oluşturmuştur. O yüzden bu tip insanlar benlik oluşumlarımda en az travmaya maruz kaldıkları için yakınlaşmak,yaklaşmak ve ilişki tehdit olarak hissedilmez.
3)TERK EDİLME KAYGISINI YAŞAMAM.
İlk aylardaki yetersiz ve ilgisiz bakım ve onarım bireyin ilişkilerinde en fazla yaşayacağı ve kendisini kötü hissedip sürekli ilişkilerde ‘’stajyer’’ olmaktan öteye gidemeyeceği bir durum yaşamaya başlar. Bu tip bireyler ilişkilerinde hem kendi ayaklarının altına ‘’sabun atıp’’ kendilerini’’ sabote’’ edecekler hem de kendilerinin farkında olmadan yarattıkları terk durumlarında partnerine sıkıca yapışıp , terk edilmemek için her türlü hüneri gösterecekleridir ta ki diğer bir hayali terk edilme durumuna kadar..
Oysaki güvenli bağlanma yetisine sahip bireyler ise; ilişkilerinde yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunda konuşmayı tercih eden ve eğer gerçekten yürütemeyeceklerine inandıkları durumlarında ise ne istediklerini bilerek karşı tarafı boşanmakla tehdit etmezler ,ayrılmayı da bilerek yaşamlarındaki yollarına devam edebilirler. Nitekim yaşamda istenmediği halde, ihtiyaçlarının karşılanmadığını düşündüğü halde ve eğer ayrılırsa çok daha mutlu olacağına inanana bir sürü çift vardır. Bu bireyler sırf yalnız yaşamayacakları ,başka birisiyle birlikte olmayacağı, baştan başlamanın zor olacağı vs gibi bahanelerle aslında ayrılma olayını gerçekleştirmedeki yetersizliklerini kılıflama yoluna giderler.
4)İLİŞKİLERİM UZUN SÜRELİDİR.
Elbette ki ilişkinin süresi o ilişkinin sağlıklı ve mutlu olmasının tek göstergesi değildir. Fakat ilişkilerde istikrar önemli bir kriterdir. Kısa süreli ilişkileri çoğu zaman ‘’ ergen’’ bireylerin ilişkilerinde rastlarız. Yetişkin ilişkilerinde ise bu ilişkilerin hızlı başlayıp hızlı bitmemesi önemlidir. Çok uzun süreli ilişkiler bazen bireylerin birbirlerini ve ilişkiyi içselleştirmeden kurdukları otomatikleşmiş bir şekilde giden arzudan uzak ve tatsızdır. İlişkilerin çok uzun süreli olması sağlıklı bağlanmanın işareti değildir.
Bazen kliniğe çok uzun süreli ilişkileri olmuş fakat bu ilişkileri sırf bağımlılık ihtiyacı doğrultusunda sürdürmüş, ayrılamamış ama aslında hiçbir zevk almadan ilişkisini yaşamış çok insan vardır.
Güvenli bağlanmaya bağlı ilişkinin uzun sürmesi ise; kopuk kopuk olmayan, zevk alındığı için devam edilen ve sürekli yatırım yapıldığı için ilerleyen ve dinamikleşen ilişkilerden bahsetmekteyiz.
5)KENDİME VE DİĞER İNSANLARA SAYGIM VE GÜVENİM YÜKSEKTİR.
Kendisi benlik sınırlarını bilen , içsel ve dışsal limitlerinin farkında olan insan ne yapıp yapamayacağını bilir. Yapabildiklerini sürekli geliştirir, yapmak istediklerini keşfeder, yapamadıkları ve /veya yapmak istemediklerini bilir ve sınırlarını zorlamaz. Yani kendisine güveni olan kişiler bulundukları yeri, bulunmak istedikleri yeri ,bulunmak istemedikleri yeri ,gidecekleri yeri ve ne kadar gideceklerini kestirebilen insanlardır. Bu yüzden kendi saygınlıkları hakkında temelleri sağlam olup, bu sağlam temelle, başkasının varlığını tıpkı kendi varlığını tanıdığı gibi tanır ve istismar etmez.
6)STRES ALTINDAYKEN BİRLERİNDEN RAHATLIKLA DESTEK ALIRIM VE DESTEK ALMAK BENİ RAHATSIZ ETMEZ.
İnsan ‘’öteki’’ var oldukça vardır. Ben olabilmem için sana ihtiyacım var ilkesi insanın var oluşu ile ilgilidir. Başkalarından destek alabilmek ve bunu kabullenmek ‘’ öteki’’ nin varlığını kabul etmekten geçmektedir.
7)KENDİMİ DİĞER İNSANLARA RAHATLIKLA AÇABİLİRİM.
Güvenli bağlanma yetisini gerçekleştirebilen insanlar ‘’şüpheci’’ ve kuşkuları az olan insanlardır. Çünkü onlar kendileriyle ilgili olan ve içsel olan ihtiyaçlarını dışa vurmak , kendisinden bahsetmenin diğer insanlara ‘’koz’’ vermek olarak düşünmez. İnsanlara yaklaşabildikleri için dinlemenin ve dinlenmenin ilişkisel boyuttaki önemini bilir ve bu tip alış verişlerin ilişkilerini geliştireceği inancıyla hem kendisinin yakınlık ihtiyacını hem de karşısındakinin yakınlık ihtiyacını giderir.
8)DİĞER İNSANLARIN KENDİLERİNİ BANA AÇMALARI HOŞUMA GİDER.
Yakınlık ve samimiyet dinleyebilmek ve destekleyebilmektir. Desteklendiğimizi bildiğimiz zaman bu bizi güvende hisseder ve cesaretimiz arttırır. Bu yüzden güvenli bağlanan insanlar ilişkilerinde desteklerini esirgemez ve yardımcı olmaya çalışır.
9)KİŞİLER İLŞKİLERDE OLUMLU/İYİMSER VE YAPICIYIMDIR.
Bağlanmayı bilen ,’’sevebilen’’ yaşayabilendir. Yaşayabilen ise iyimser ve olumludur.
10) FİZİKSEL RAHATSIZLIKLARIM AZDIR.
Güvenli bağlanan insanların ilişkilerde dışa vuramadıkları, söyleyemedikleri ve aktaramadıkları çok fazla bir şeyleri yoktur. Söze dökebilme ve duygularını dillendirebilme yetileri geliştiği için dışa vurulmamış duygular ve hapsolmuş düşünceler kendilerini dolaylı yoldan ifade etmek zorunda kalmazlar. Böylece baskılanmış ve çok geçmişte bastırılmış malzemelerin dışa vurma biçimi olarak bedenselleşmelerine gerek yoktur. Bunlar zaten mümkün olduğunca dillendirilir ve fark edilerek yasallaşmış olurlar ve bunlar ruhsal yapıyı zorlanmadan ele alınmışladır.
11) ŞİDDETLİ ÖLÜM KORKUSU YAŞAMAM.
Yaşamdan zevk alamayanlar, hayattan mucize bekleyenlerdir.
Yaşamı hakkıyla yaşamayan, ölümü güç kabullenir. Şiddetli ölüm korkuları yaşayanlar günlük hayatta aşırı kontrolcü insanlar olup, kontrol edemedikleri tek şeyin ‘’ ölüm’’ olduğunu bilmek onları oldukça rahatsız eder ve korkutur.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Güvenli Bağlanma İstikrarlı Evlilik" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
