Gücün Büyüsü
GÜCÜN BÜYÜSÜ
Güç kavramının ne anlama geldiği düşünüldüğünde akla ilk gelenler güç savaşı, güç uygulama, güç kullanma, güç kaybetme gibi ifadeler gelir. Bazılarına göre güç, bir şeyler yapabilme, bazılarına göre yaptıklarından sonuç elde etme, bazılarına göre bir şeyler yapabilme cesaretine sahip olma, bazılarına göre hayattaki tüm olumsuzluklara katlanabilme, kimilerine göre para olarak tanımlanabilir. Güç ile ilgili olarak maddesel tanımların yanı sıra güzel konuşmak, özgüvenli olmak, insancıl değerlere sahip olmak gibi tanımlara da rastlanır. Gücün tanımı kişisel olarak ele alındığında, ortaya çıkan ifade sayısı sınırsızdır.
Yukarıda sayılanların yanı sıra güç ile ilgili olarak söylenecek en önemli şey, gücün tek başına ne iyi ne de kötü olduğudur. Gücü iyi ya da kötü yapan, ahlaklı olmak kavramının kişi tarafından nasıl kullanıldığıdır.
Güç, güçlü olmak bir arzudur. Sevmek ve sevilmek arzusundan sonra gelir, fakat ikisi bir arada ilerlediğinde güç, kişiye önderlik, koruma ve güvenlik kazandırır. Birey, çocukluğunda anne-babasının gücüyle kendi gücünün aynı olmadığını fark eder. Bu fark, anne-baba ile ilişkisinin ilk belirleyici özelliğidir. Çocuk, bundan sonraki hayatında insanlarla bu edindiği deneyime göre ilişki kuracaktır. Yani bu durum çocuğun yetişkin olduğunda kendi gücünü nasıl kullanacağını ya da kullanmayı nasıl reddeceğini, başkalarının gücünün peşinden koşup koşmayacağını, başkalarının gücüne sığınıp sığınmayacağını, kendinden güçlü olanları kıskanıp, kıskanmayacağını, onlara asilik edip etmeyeceğini, kısaca nasıl tepkiler vereceğini belirler.
Yukarıda yazılanlardan yola çıkarak ele alınması, düşünülmesi belki de sorgulanması gereken kişinin kendi gücüyle ve diğerlerinin gücüyle nasıl yaşadığıdır. Kişinin kendini güçlü hissettiğinde diğerlerine karşı sergilediği tavır, kendisinden güçlü gördüklerine karşı sergilediği tavır, yani gücü yıkıcı ya da yapıcı kullandığı kişi tarafından fark edilmesi gereken bir durumdur.
Sağlıklı olan kişinin kendi içinden, yani benliğinden aldığı güçtür. Bu güç diğer insanlarla kurduğu ilişkilerde yaşadığı, hissettiği kendini üstün görme, yeterli görme ve etkin olma ile ilgili durumlardır. Gücü benliğinden alan kişiler, çatışmasız yaşarlar ve özsaygıları yüksektir. Çünkü kendilerini değersiz, çaresiz ve yardıma muhtaç hissetmezler, bu çaresizliğin ve muhtaçlığın üstünü başkalarını ezecek, küçümseyecek biçimde kendilerini üstün göstererek örtme girişiminde bulunmazlar. Onlar için güç, tesadüflere ve şansa bağlı değil, zorluklara karşı koymak ve galip gelmektir.
Bireyin kendini üstün hissetmesi başkalarından üstün görmesi demek değil, kişinin içindeki yaratıcılığı ortaya çıkararak, kişinin ruhuna ulaşmasıdır. Bu da kişinin kendisini iyi hissetmesine ve benlik saygısının artmasına yardım eder, kendisini iyi hisseden birey, güvenli bir kimlik geliştirir. Güvenli bir kimlikle oluşan kişisel güç ise sahip olunan değil yaşanan bir şeydir. Birey, güvenli bir kimlik ile oluşturduğu güce sahip olsa bile yaşamının bir döneminde dışarıdan verilmiş güce sahip öğretmenlerle, polislerle, yöneticilerle mutlaka karşılaşır.
Kendilerine güç verilen öğretmenler, polisler, yöneticiler bulundukları görev ve mevkiden dolayı güç sahibi olmaya hak kazanırlar. Bu kişiler kendilerine verilen gücü normal şartlarda düzeni sağlamak amacıyla kullanırlar. Bunların içinde bu gücü diğerlerinin üzerinde baskı kurmak amacıyla kullananlar da olabilir.
Bireyin içinden gelen gücü ya da kendisine mesleği dolayısıyla verilen gücü başkalarının yararına ya da zararına kullanması, çocukluğunda anne-babasının gücü ile kendi gücü arasındaki farkın kendisine nasıl hissettirildiği ile ilgilidir. Çocuk, Eğer kendisi üzerinde baskı uygulayarak hissettirilen bir güç anlayışı ile büyümüşse, bunu diğerlerine karşı baskı aracı olarak kullanır. Önemli olan kişinin sahip olduğu gücü nasıl kullandığını fark etmesi ve gerekiyorsa psikolojik destek almasıdır. Çünkü, başkaları karşısında kendini güçsüz ve yetersiz hisseden birey ile başkasına baskı uygulayan bireyin kişilik yapılanması benzer özellikler gösterir.
Güç kavramının ne anlama geldiği düşünüldüğünde akla ilk gelenler güç savaşı, güç uygulama, güç kullanma, güç kaybetme gibi ifadeler gelir. Bazılarına göre güç, bir şeyler yapabilme, bazılarına göre yaptıklarından sonuç elde etme, bazılarına göre bir şeyler yapabilme cesaretine sahip olma, bazılarına göre hayattaki tüm olumsuzluklara katlanabilme, kimilerine göre para olarak tanımlanabilir. Güç ile ilgili olarak maddesel tanımların yanı sıra güzel konuşmak, özgüvenli olmak, insancıl değerlere sahip olmak gibi tanımlara da rastlanır. Gücün tanımı kişisel olarak ele alındığında, ortaya çıkan ifade sayısı sınırsızdır.
Yukarıda sayılanların yanı sıra güç ile ilgili olarak söylenecek en önemli şey, gücün tek başına ne iyi ne de kötü olduğudur. Gücü iyi ya da kötü yapan, ahlaklı olmak kavramının kişi tarafından nasıl kullanıldığıdır.
Güç, güçlü olmak bir arzudur. Sevmek ve sevilmek arzusundan sonra gelir, fakat ikisi bir arada ilerlediğinde güç, kişiye önderlik, koruma ve güvenlik kazandırır. Birey, çocukluğunda anne-babasının gücüyle kendi gücünün aynı olmadığını fark eder. Bu fark, anne-baba ile ilişkisinin ilk belirleyici özelliğidir. Çocuk, bundan sonraki hayatında insanlarla bu edindiği deneyime göre ilişki kuracaktır. Yani bu durum çocuğun yetişkin olduğunda kendi gücünü nasıl kullanacağını ya da kullanmayı nasıl reddeceğini, başkalarının gücünün peşinden koşup koşmayacağını, başkalarının gücüne sığınıp sığınmayacağını, kendinden güçlü olanları kıskanıp, kıskanmayacağını, onlara asilik edip etmeyeceğini, kısaca nasıl tepkiler vereceğini belirler.
Yukarıda yazılanlardan yola çıkarak ele alınması, düşünülmesi belki de sorgulanması gereken kişinin kendi gücüyle ve diğerlerinin gücüyle nasıl yaşadığıdır. Kişinin kendini güçlü hissettiğinde diğerlerine karşı sergilediği tavır, kendisinden güçlü gördüklerine karşı sergilediği tavır, yani gücü yıkıcı ya da yapıcı kullandığı kişi tarafından fark edilmesi gereken bir durumdur.
Sağlıklı olan kişinin kendi içinden, yani benliğinden aldığı güçtür. Bu güç diğer insanlarla kurduğu ilişkilerde yaşadığı, hissettiği kendini üstün görme, yeterli görme ve etkin olma ile ilgili durumlardır. Gücü benliğinden alan kişiler, çatışmasız yaşarlar ve özsaygıları yüksektir. Çünkü kendilerini değersiz, çaresiz ve yardıma muhtaç hissetmezler, bu çaresizliğin ve muhtaçlığın üstünü başkalarını ezecek, küçümseyecek biçimde kendilerini üstün göstererek örtme girişiminde bulunmazlar. Onlar için güç, tesadüflere ve şansa bağlı değil, zorluklara karşı koymak ve galip gelmektir.
Bireyin kendini üstün hissetmesi başkalarından üstün görmesi demek değil, kişinin içindeki yaratıcılığı ortaya çıkararak, kişinin ruhuna ulaşmasıdır. Bu da kişinin kendisini iyi hissetmesine ve benlik saygısının artmasına yardım eder, kendisini iyi hisseden birey, güvenli bir kimlik geliştirir. Güvenli bir kimlikle oluşan kişisel güç ise sahip olunan değil yaşanan bir şeydir. Birey, güvenli bir kimlik ile oluşturduğu güce sahip olsa bile yaşamının bir döneminde dışarıdan verilmiş güce sahip öğretmenlerle, polislerle, yöneticilerle mutlaka karşılaşır.
Kendilerine güç verilen öğretmenler, polisler, yöneticiler bulundukları görev ve mevkiden dolayı güç sahibi olmaya hak kazanırlar. Bu kişiler kendilerine verilen gücü normal şartlarda düzeni sağlamak amacıyla kullanırlar. Bunların içinde bu gücü diğerlerinin üzerinde baskı kurmak amacıyla kullananlar da olabilir.
Bireyin içinden gelen gücü ya da kendisine mesleği dolayısıyla verilen gücü başkalarının yararına ya da zararına kullanması, çocukluğunda anne-babasının gücü ile kendi gücü arasındaki farkın kendisine nasıl hissettirildiği ile ilgilidir. Çocuk, Eğer kendisi üzerinde baskı uygulayarak hissettirilen bir güç anlayışı ile büyümüşse, bunu diğerlerine karşı baskı aracı olarak kullanır. Önemli olan kişinin sahip olduğu gücü nasıl kullandığını fark etmesi ve gerekiyorsa psikolojik destek almasıdır. Çünkü, başkaları karşısında kendini güçsüz ve yetersiz hisseden birey ile başkasına baskı uygulayan bireyin kişilik yapılanması benzer özellikler gösterir.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Gücün Büyüsü" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İlkten ÇETİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İlkten ÇETİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
2 Beğeni 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
