Sizi Etkileyen Psikolojiniz Değil; Psikiyatriniz
SİZİ ETKİLEYEN PSİKOLOJİNİZ DEĞİL; PSİKİYATRİNİZ
"Bir Hile Olarak Psikiyatri: Psikiyatri bir bilim veya TIP değildir, bir güçtür''. Dr. Jeffrey Schaler
''Psikiyatrik Teshislerde Bilim Olmamakla Birlikte Beyinden kaynaklanan rahatsizliklar da yoktur ve psikiyatri sadece yapay psikolojik sorunlar üretmektedir]''. Dr.Nial McLaren (Psikiyatri Alanında 22 yil deneyimli)
***
Dünyada sürekli tartışılan, tedavi etmediği bilakis yapay sorun ürettiği ifade edilen, aslında bilim değil; güç olduğu söylenen psikiyatri sadece ülkemizde bir tabudur!
Yukarıdaki psikiyatristler ve onlar gibi pek çok kişi 20 - 22 yıllık deneyimli olduğu için böyle düşünüyor. Ben de 17 yıllık deneyimim neticesinde aynı şeyleri düşünüyorum. Yıllardır bu işin mutfağındayım. Mutfakta olup biteni mutfaktaki aşçıdan, garsondan, bulaşıkçıdan daha iyi kim bilebilir! Hatta işletme sahibi de bilir bunları lakin onun için durum biraz farklıdır!
Hakikaten de psikiyatri uyduruk sorunlara dair hastalık algısı inşa etmekle, ruha doku ve organ muamelesi çekmekle önce zarar verme ilkesini ihlal ediyor!
Benim feryadım bunun içindir sadece! Bir yerde zarar verme varsa ve buna şahit olunuyorsa orada bağırmak gerekir! Hem de bas bas bağırmak... Onu yapıyorum ben, başka derdim yok!
Bu alanda nesnel bir ölçüm imkanı bulunmadığı, normal ile anormal olguları dahi tartışmalı olduğu halde mevcut psikiyatri evvela üç - beş dakikada hastalık etiketlemesi yapıyor, sonra da sunduğu yardımı yıllardır ilaca indirgiyor; etkisi tartışmalı, yan etkileri ise korkunç ilaçlar kullandırıyor.
Böylece çift yönlü zarar veriyor!
Psikiyatri hastalık olmayan duygu durumları hastalık olarak telkin ederek bu yönde bir hastalık algısı ve inancı inşa ediyor, insanlara hastalık telkin ve servis ediyor.
"Sen hastasın, çünkü yaşadığın hastalık" diyerek kişilerin hasta olduklarına inanmasını sağlıyor, böylece kişileri yapay hastalık duygusuna ve psikolojisine sokuyor.
Bunun adı ise tedavi etmek değil; hasta etmektir.
Böylece kişilerin, "Hastaymışım ben, eyvah, ne olacak acaba" demesine yani kaygı ve korku dolu bir ruhsal sürecin içine girmesine yol açarak kişileri durup dururken yani düşündüre düşündüre sorunlu hale getirmektedir.
Psikiyatri merdiven çıkarken ki kalp çarpıntısını normal gören ve hiç etkilenmeyen insanların söz gelimi panik atak dediği durumdaki kalp çarpıntısından panik olmasına ve hastalık duygusu içine girmesine hizmet etmektedir.
Dolayısı ile panik ataktaki ve diğer sorunlardaki sıkıntının asıl sebebi panik atak yahut depresyon değil; sizde bu algıyı ve inancı inşa eden psikiyatridir.
Psikiyatri tüm dünyada yıllardır tartışılmaktadır.
Lakin bu tartışmalar genellikle akademik camiada ve kapalı kapılar ardında olmakta, bunun ise halka bir faydası bulunmamaktadır. Tüm bu soğuk ve entellektüel tartışmalar psikiyatrinin güçlü statüko duvarlarına çarparak daha yola çıkmadan etkisiz kalmaktadır.
Bu alandaki gerçekleri halka sunmak psikiyatriye ve pazarladığı sorunlara karşı halkımızda doğru bir algı inşa etmek kendimizi bu hatalardan korumak için son derece önemlidir.
Çünkü bizler hasta olduğumuza inandırıldığımız için dert sahibi yapıldık. Hasta olmadığımıza inandığımız gün hepimiz aynı anda iyileşeceğiz.
Psikiyatri, "Derdinden kork" dediği için korktuğumuz dertlerimizi doğru algıladığımız ve onları sevebildiğimiz gün dertler de bizi sevecek! Çünkü eski devirlerde bu hep böyle olmuştur.
İşte o zaman bir yakınımızı kaybedince yaşadıklarımızla depresyon denilen süreçte yaşadıklarımız arasında bir fark olmadığını anlayacak, birine farklı öbürüne farklı bir psikolojik reaksiyon göstermeyeceğiz.
PSİKİYATRİ ZARAR VERİYOR: İŞTE SOMUT BİR VAK'A ÖRNEĞİ DAHA
Danışan: Selamlar hocam bir şey sormam mümkün mü?
Cevap: Hayır; iki şey olursa mümkün :)
Şakaydı! Buyurun; tabi ki...
Ben X hapı kullanıyordum, bırakmaya çalışıyorum. İki gündür kullanmadım, kabuslar görüyorum. Gündüzleri baş dönmesi var. Bu süre uzun sürer mi. Dayanamıyorum; bu etkiler ne zaman son bulur.
Cevap: İlaç olmadığı, uyuşturucu olduğu nasıl da belli!
Çok sürmez diye biliyorum. İlaç işi kutsal kase malum; benim cevap vermem doğru olmaz o yüzden! Hekiminize danışınız! Günden güne azalır bunlar diye biliyorum. Rahat olun! 10 gün içinde pek bir şey kalmaz yani...
Danışan: Evet yaşananları içine atınca insanın içini bir kurt gibi kemiriyor. Haplar sadece aptallaştırıp düşündürmüyor ama verdiğim kararların doğru mu yanlış mı olduğunu bile algılayamıyor insan sonra!
Cevap: Görüldüğü üzere çözümlemiyor, sadece uyuşturuyor. Böylece sorunlar daha da büyüyerek çıkıyor karşınıza! Bir sürü yan etkiyle birlikte kolkola tabi. Halay çekerek!
Danışan: Arkadaşlara, "Ben bu değildim; eskiden olsa böyle düşünmezdim" diyorum ve hayatıma ilaçlardan sonra daha da hatalı davranışlar oldu. Ani - fevri kararlar verdim, tutarsız davranışlarım oldu; tanıyamaz oldum kendimi.
Ayrıca gözlerimden beynime ani bir sancı oluyor ilacı bırakınca! Dozajı düşük hap yutarak hafifletsem? Ani bırakmak bir sorun yapar mı?
Cevap: Ani bırakmayın tabi.
Önce yarım alın; bir on gün kadar.
Sonra öyle bırakın. Ama dediğim gibi; ben genel şeyler söylüyorum, benim işim değil bu. Hekiminizle görüşün bu mevzuyu!
Danışan: Ben ayrı olduğumdan eşim sorun çıkarıyor hala. Oğlumla ilgili sorunlar da var. Bu dönemde kullan dedi doktor. 75'likti ilk başta, ben başım ağrıyor bıraksak diye gittim; 150'lik yaptı.
Cevap: Şayet dediğiniz gibiyse durum; kotasını dolduruyordur, Antalya'ya tatile falan gidecektir hekiminiz! Bunun başka izahı olamaz çünkü!
Her zor dönemde ilaç vermek, "Bu dönemde ilaç al rahatla" demek, üstelik ciddi yan etkiler görüldüğü, siz de zaten bu sebeple azaltmak istediğiniz halde dozajı artırmak hekimlik ahlakıyla ve etiğiyle bağdaşmaz!
Danışan: Kapsül olduğu için yarım yutamıyorum!
Cevap: İki günde bir alın; on gün kadar...
Sonra bırakın bence...
Ama bu konuyu mutlaka hekiminizle görüşün! Çünkü kişisel amaçlı ilaç kullanım işi benim işim değil!
Etik olmaz!
Ben ilaç hakkında bildiğim genel şeyleri söylüyorum size. Genel uygulamaları... Azaltarak bırakıldığını, önce yarım sonra tamamen kesme şeklinde kademeli bir süreç izlendiğini kliniğimizden biliyorum. Size özel bir durum olabilir; hekiminizle konuşun en iyisi mi!
Sonra da değil vücudunuza; evinize bile sokmayın bu ilaçları!
Pardon bu uyuşturucuları!
Sadece intihar yahut zarar verme düşünceleriniz vs. varsa bu durumda bir süre zihnen uyuşmanız fayda verebilir; böylesi özel durumlar müstesna tabi.
Bu benim kişisel ve mesleki görüşüm! Bu konuda da beni değil; hekiminizi dinleyin her şeye rağmen!
Ne olur ne olmaz!
Size bir mahzuru olmasın; bana da hukuki bir durum doğmasın diye diyorum bunu!
Unutmayın:
100 sene öncesine dek bu ilaçlar yoktu!
Hiç kimseye de bir şey olmuyordu!
Psikolog
İzzet Güllü
"Bir Hile Olarak Psikiyatri: Psikiyatri bir bilim veya TIP değildir, bir güçtür''. Dr. Jeffrey Schaler
''Psikiyatrik Teshislerde Bilim Olmamakla Birlikte Beyinden kaynaklanan rahatsizliklar da yoktur ve psikiyatri sadece yapay psikolojik sorunlar üretmektedir]''. Dr.Nial McLaren (Psikiyatri Alanında 22 yil deneyimli)
***
Dünyada sürekli tartışılan, tedavi etmediği bilakis yapay sorun ürettiği ifade edilen, aslında bilim değil; güç olduğu söylenen psikiyatri sadece ülkemizde bir tabudur!
Yukarıdaki psikiyatristler ve onlar gibi pek çok kişi 20 - 22 yıllık deneyimli olduğu için böyle düşünüyor. Ben de 17 yıllık deneyimim neticesinde aynı şeyleri düşünüyorum. Yıllardır bu işin mutfağındayım. Mutfakta olup biteni mutfaktaki aşçıdan, garsondan, bulaşıkçıdan daha iyi kim bilebilir! Hatta işletme sahibi de bilir bunları lakin onun için durum biraz farklıdır!
Hakikaten de psikiyatri uyduruk sorunlara dair hastalık algısı inşa etmekle, ruha doku ve organ muamelesi çekmekle önce zarar verme ilkesini ihlal ediyor!
Benim feryadım bunun içindir sadece! Bir yerde zarar verme varsa ve buna şahit olunuyorsa orada bağırmak gerekir! Hem de bas bas bağırmak... Onu yapıyorum ben, başka derdim yok!
Bu alanda nesnel bir ölçüm imkanı bulunmadığı, normal ile anormal olguları dahi tartışmalı olduğu halde mevcut psikiyatri evvela üç - beş dakikada hastalık etiketlemesi yapıyor, sonra da sunduğu yardımı yıllardır ilaca indirgiyor; etkisi tartışmalı, yan etkileri ise korkunç ilaçlar kullandırıyor.
Böylece çift yönlü zarar veriyor!
Psikiyatri hastalık olmayan duygu durumları hastalık olarak telkin ederek bu yönde bir hastalık algısı ve inancı inşa ediyor, insanlara hastalık telkin ve servis ediyor.
"Sen hastasın, çünkü yaşadığın hastalık" diyerek kişilerin hasta olduklarına inanmasını sağlıyor, böylece kişileri yapay hastalık duygusuna ve psikolojisine sokuyor.
Bunun adı ise tedavi etmek değil; hasta etmektir.
Böylece kişilerin, "Hastaymışım ben, eyvah, ne olacak acaba" demesine yani kaygı ve korku dolu bir ruhsal sürecin içine girmesine yol açarak kişileri durup dururken yani düşündüre düşündüre sorunlu hale getirmektedir.
Psikiyatri merdiven çıkarken ki kalp çarpıntısını normal gören ve hiç etkilenmeyen insanların söz gelimi panik atak dediği durumdaki kalp çarpıntısından panik olmasına ve hastalık duygusu içine girmesine hizmet etmektedir.
Dolayısı ile panik ataktaki ve diğer sorunlardaki sıkıntının asıl sebebi panik atak yahut depresyon değil; sizde bu algıyı ve inancı inşa eden psikiyatridir.
Psikiyatri tüm dünyada yıllardır tartışılmaktadır.
Lakin bu tartışmalar genellikle akademik camiada ve kapalı kapılar ardında olmakta, bunun ise halka bir faydası bulunmamaktadır. Tüm bu soğuk ve entellektüel tartışmalar psikiyatrinin güçlü statüko duvarlarına çarparak daha yola çıkmadan etkisiz kalmaktadır.
Bu alandaki gerçekleri halka sunmak psikiyatriye ve pazarladığı sorunlara karşı halkımızda doğru bir algı inşa etmek kendimizi bu hatalardan korumak için son derece önemlidir.
Çünkü bizler hasta olduğumuza inandırıldığımız için dert sahibi yapıldık. Hasta olmadığımıza inandığımız gün hepimiz aynı anda iyileşeceğiz.
Psikiyatri, "Derdinden kork" dediği için korktuğumuz dertlerimizi doğru algıladığımız ve onları sevebildiğimiz gün dertler de bizi sevecek! Çünkü eski devirlerde bu hep böyle olmuştur.
İşte o zaman bir yakınımızı kaybedince yaşadıklarımızla depresyon denilen süreçte yaşadıklarımız arasında bir fark olmadığını anlayacak, birine farklı öbürüne farklı bir psikolojik reaksiyon göstermeyeceğiz.
PSİKİYATRİ ZARAR VERİYOR: İŞTE SOMUT BİR VAK'A ÖRNEĞİ DAHA
Danışan: Selamlar hocam bir şey sormam mümkün mü?
Cevap: Hayır; iki şey olursa mümkün :)
Şakaydı! Buyurun; tabi ki...
Ben X hapı kullanıyordum, bırakmaya çalışıyorum. İki gündür kullanmadım, kabuslar görüyorum. Gündüzleri baş dönmesi var. Bu süre uzun sürer mi. Dayanamıyorum; bu etkiler ne zaman son bulur.
Cevap: İlaç olmadığı, uyuşturucu olduğu nasıl da belli!
Çok sürmez diye biliyorum. İlaç işi kutsal kase malum; benim cevap vermem doğru olmaz o yüzden! Hekiminize danışınız! Günden güne azalır bunlar diye biliyorum. Rahat olun! 10 gün içinde pek bir şey kalmaz yani...
Danışan: Evet yaşananları içine atınca insanın içini bir kurt gibi kemiriyor. Haplar sadece aptallaştırıp düşündürmüyor ama verdiğim kararların doğru mu yanlış mı olduğunu bile algılayamıyor insan sonra!
Cevap: Görüldüğü üzere çözümlemiyor, sadece uyuşturuyor. Böylece sorunlar daha da büyüyerek çıkıyor karşınıza! Bir sürü yan etkiyle birlikte kolkola tabi. Halay çekerek!
Danışan: Arkadaşlara, "Ben bu değildim; eskiden olsa böyle düşünmezdim" diyorum ve hayatıma ilaçlardan sonra daha da hatalı davranışlar oldu. Ani - fevri kararlar verdim, tutarsız davranışlarım oldu; tanıyamaz oldum kendimi.
Ayrıca gözlerimden beynime ani bir sancı oluyor ilacı bırakınca! Dozajı düşük hap yutarak hafifletsem? Ani bırakmak bir sorun yapar mı?
Cevap: Ani bırakmayın tabi.
Önce yarım alın; bir on gün kadar.
Sonra öyle bırakın. Ama dediğim gibi; ben genel şeyler söylüyorum, benim işim değil bu. Hekiminizle görüşün bu mevzuyu!
Danışan: Ben ayrı olduğumdan eşim sorun çıkarıyor hala. Oğlumla ilgili sorunlar da var. Bu dönemde kullan dedi doktor. 75'likti ilk başta, ben başım ağrıyor bıraksak diye gittim; 150'lik yaptı.
Cevap: Şayet dediğiniz gibiyse durum; kotasını dolduruyordur, Antalya'ya tatile falan gidecektir hekiminiz! Bunun başka izahı olamaz çünkü!
Her zor dönemde ilaç vermek, "Bu dönemde ilaç al rahatla" demek, üstelik ciddi yan etkiler görüldüğü, siz de zaten bu sebeple azaltmak istediğiniz halde dozajı artırmak hekimlik ahlakıyla ve etiğiyle bağdaşmaz!
Danışan: Kapsül olduğu için yarım yutamıyorum!
Cevap: İki günde bir alın; on gün kadar...
Sonra bırakın bence...
Ama bu konuyu mutlaka hekiminizle görüşün! Çünkü kişisel amaçlı ilaç kullanım işi benim işim değil!
Etik olmaz!
Ben ilaç hakkında bildiğim genel şeyleri söylüyorum size. Genel uygulamaları... Azaltarak bırakıldığını, önce yarım sonra tamamen kesme şeklinde kademeli bir süreç izlendiğini kliniğimizden biliyorum. Size özel bir durum olabilir; hekiminizle konuşun en iyisi mi!
Sonra da değil vücudunuza; evinize bile sokmayın bu ilaçları!
Pardon bu uyuşturucuları!
Sadece intihar yahut zarar verme düşünceleriniz vs. varsa bu durumda bir süre zihnen uyuşmanız fayda verebilir; böylesi özel durumlar müstesna tabi.
Bu benim kişisel ve mesleki görüşüm! Bu konuda da beni değil; hekiminizi dinleyin her şeye rağmen!
Ne olur ne olmaz!
Size bir mahzuru olmasın; bana da hukuki bir durum doğmasın diye diyorum bunu!
Unutmayın:
100 sene öncesine dek bu ilaçlar yoktu!
Hiç kimseye de bir şey olmuyordu!
Psikolog
İzzet Güllü
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Sizi Etkileyen Psikolojiniz Değil; Psikiyatriniz" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
8 Beğeni 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
