2007'den Bugüne 92,312 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,978 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Evlilik İki Kişilik Değildir
MAKALE #11364 © Yazan Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ | Yayın Eylül 2013 | 5,199 Okuyucu
EVLİLİK İKİ KİŞİLİK DEĞİLDİR
Evliliklerde anlaşmazlıkların bir çok görünen nedenleri vardır. Yardım almaya gelen çiftler bunu değişik şekillerde kendilerince ifade etmeye çalışırlar. Tabi ki bu ifadeler son derece yuvarlak ve genel tanımlamalardır. Bu ifadeler ; iletişim eksikliği, anlaşamıyoruz, birbirimizi, anlamıyoruz, birbirimizi dinlemiyoruz/dinleyemiyoruz, incir çekirdeğini doldurmayan şeylerden kavga ediyoruz vs..
Bu tanımlar ve şikayetler, hissedilen duygular ya da sürekli zihinde rahatsız eden düşünceler bireylerin ne olduğunu anlamadıkları ve neyin içinde olduklarını bilmedikleri ve sadece kontrolden çıkmış ilişkinin akıntısında sürüklenmekte olduklarının sonuçlarıdır. Hayatları cehennemde yaşamaktan farksızdır. Evliliğin başlangıcındaki o büyük coşkunun yerini taşkınlıklar, kavgalar ve sonu bir yere varmayan tartışmalar almıştır. Ve bireylerin birçoğu bu hale gelebileceklerini kestirememişlerdir. Evliliği ya da ilişkilerini sadece kendi varlıklarından ibaret görmek gibi bir yanılgı içine düşmüşlerdir. İletişim kuramamak diye bir şey yoktur. Çünkü zihinlerde evlilik sadece iki kişi olarak düşünülür ve iki kişinin uzlaşamaması diye bir şey söz konusu değildir şeklinde hayal edilir ve bu hayal aslında bir nevi boş değildir. Ama bizler evlenirken geçmişlerimizle anne ve babalarımızın hatta bakım verenlerimizin de dahil olduğu iki kişinin değil en az bir kaç kişinin var olduğu bir yapının içine dahil olmaya başlarız. Evliliğin içinde hayali ama varlıkları son derece etkili bireylerde işin içine katılır. Bu hayali ama gerçek bireylerden söz ederken kayın valide, kayın peder, elti ,görümce vs. den söz etmiyorum.
Evlilik, evlenen bireylerin kendi tarihleri, geçmiş yaşantılarındaki ilişkileri, aile değerleri, olayları algılayış ve zihinsel setleri, geçmişlerinin etkisi ile yaşamdan ,hayattan beklentileri, arzuları, geçmişte takılı kalmış istek ve ihtiyaçları yani bireysel arkaik geçmişlerinin, şimdiki ihtiyaç ve arzularının, geçmişteki yaralarının, gelişmemiş ve eksik kalan yanlarının, doyurulma ihtiyaçlarının toplamı ile kocaman bir sepet içindeki kocaman taleplerin etkisi söz konusudur. Bu sadığım değişkenlerin kontrolü güç olduğu için ve geçmişin geçmiş olduğu düşüncesi ile hareket edildiği için ‘anlaşmakta ne var ki’’ düşüncesi belli bir zaman sonra bireylerin evlilik ve ilişki içinde hayal kırıklıkları yaşamasına neden olur. Ve evlendikten belli bir süre sonra muhtemel sorunlar ve çatışmalar başlar. Bireyler hala neden tartışma çıktığının farkında değillerdir. Yukarıda bahsettiğim gibi ya birbirlerini suçlayarak ya da diğer sözde gerekçelerle bu duruma açıklık kazandırmaya çalışırlar ama bu açıklık aslında karanlığa iten bir durum yaratmaya başlar. Evliliğin kompleks bir yapı olduğunu anlatabilmek için bir istatistiki bilgi vermemin gerekliliğine inanıyorum .Aile ve sosyal politikalar bakanlığının mart 2013 verilerine göre yılda 500-600 kişinin evlenmekte olduğunu ve buna karşılık 100 bin kişinin boşanmakta olduğu belirtilmiştir. İyi ve coşkuyla başlayan bir şey neden hüsranla sonuçlanır. Bu hüsran gerekçesini illaki ekonomik yetersizliklere mi bağlamak gerekir.
Neden evliliğin ilk başlarında da zaten var olan ekonomik yetersizlikler daha sonra ayrılma gerekçesi olmaktadır. İlk baştaki değişken neden daha sonra sorun olmuştur.
Bunların hiç biri yeterli açıklama olamaz diye düşünüyorum. Sorunu daha derin bir yerlerde aramalı ve anlamaya çalışmalıyız. Büyümek demek sadece bedensel ,fiziksel olgunluk demek değildir. Büyümek demek fiziksel, hormonal gelişimin yanında ruhsal, heyecansal ve duygusal anlamda da bireyin gelişmesi, olgunlaşması demektir. Bu tamamlanmadığı ya da olması gerektiği düzeye gelmediği müddetçe bireyler hem sorunlarla başa çıkmazlar ve bu konuda yetileri gelişmez, hem de ilişkideki daha derinlikli meseleleri anlam konusunda iç görü geliştiremezler. Bunun sonucunda da bir takım gerekçeler üreterek ya topu karşı tarafa atarlar ya da kendilerinin de hatalarının olduğunu ama,, cümlesini kurar ve aslında tamamen karşı tarafın suçu olduğuna dair gerekçeler üreterek bu cehennem hayatında ,bu cehenneme gibi ilişkide aslında ne olduğunu anlamak yerine kaçmanın yolunu tutarlar ve boşanırlar. Boşanma kararı verenler şanslıdır(kötünün iyisi anlamında) ,eğer bir de bağımlılık ilişkisinden söz ediyorsak kaçınma-yaklaşma çatışması içinde debelenip dururlar.(debelenmeyi özellikle kullanıyorum çünkü bağımlılık bataklık gibidir).Evlenen bireyler evliliğe anne ve babalarını ya da geçmişte kendilerinin yetişmesinde önemli rol üstlenmiş kişileri de getiriler. Onlar evlilikte değer yargıları ile, yetiştirme biçimleri ile, istek ve arzuları ile bireye sürekli mesajlar verirler ve konuşurlar. Bu konuşmalar çoğu zaman şöyledir; ‘’ erkek dediğin’’, ‘’ kadın dediğin’’,’’ kendini ezdiriyorsun’’, ‘’sana haksızlık etmesine izin verme’’, ‘’fazla özveride bulunuyorsun’’, ‘’ eşit değil misiniz’’, ‘’ sana fazla yük yüklüyor’’, ‘’ şimdi bunları yaparsan görevin olur’’, ‘’seni kullanıyor’’, ‘’ biz sana hiçbir şey yaptırmadık sen neler yapıyorsun, oda bir şeyler yapsın’’, ‘’ bunları yaparsan erkeklik elden gider’’, ‘’ fazla yüz verme’’, ‘’ kızım sen alttan al’’,’’ yuvanı bozma, biz nelere katlandık’’, ’’ olmuyorsa bırak gel biz sana bakarız’’, ‘’ o kadın san zaten layık değildi’’ gibi binlerce düşünce ve sözü atomize edebiliriz. Bu sadece evlilikte değil bütün ilişkilerimizde kafamızın içinde bazı düşünceler, sözler yankılanır ve kendimizle kavga ettiğimizi zannederiz. Kendimizle değil, vicdan dediğimiz toplumsal kural ve isteklerle, yapmak istediklerimiz ve yapamadıklarımızla, ideal olanla elimizde olan arasında sürekli bir çatışma vardır. Bazen geçmişte yaralı babamızın etkisi ile yaralı bir erkeğin peşinden gider, yara sarmak ,bakıcılık etmek adına hayatımızı harcarız. Ya da bağımlı olduğumuz ve bir türlü ayrılmaya cesaret edemediğimiz annemizin peşinden gideriz. Bazen de ebeveyn ve bakım verenlerimizin tam tersi özelliklere sahip ve senaryoyu baştan daha iyi bir şekilde yazmak adına bir evlilik yaparız. Evlilikte bilinçli tercihlerimizin dışında kesinlikle bilinçdışı süreçlerin etkisi ile hareket eder ve bunun farkında olmadığımız ve bazen de olmak istemediğimiz için bir sürecin içinde ve bu süreci de karanlık dipsiz bir kuyuya benzetir, arkadaşlardan ve etrafımızdan haklı olduğumuzu duymak ve buna inanmak adına taraftar toplamaya çalışıp bu sürecin bu evlilik sürecinin neden bozulduğunu anlamadan bir başka çatışmalı ilişki ya da evliliğe koşarız. Evlilik görüntüde iki kişilik ama derinlerinde bir çok kişinin rol aldığı sahnedir. Evlilik hayatının bestecisi partnerler, geçmişten gelenler ise sahne arkasında görünmeyen ama eserin belkemiğini oluşturan orkestra gibi düşünmek gerekir. Geçmişlerinden ayrılamayan ve oradaki bağımlılık ve hassasiyetlerini fark edemeyen bireylerin ruhsal gelişmişliklerinden söz edilemez., Geçmişin eksiklik ve noksanlıklarını fazlaca yaşayanlar, geçmişinden ruhsal bakımından uzlaşıp, ayrılamayanlar ya boşanırlar ya da tatsız bir ilişkiye yapışır hem nefret hem aşırı ve hastalıklı sevgi ikileminde kalırlar.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Evlilik İki Kişilik Değildir" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Fatih SÖNMEZ Fotoğraf
Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Doktor Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi79 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ'in Yazıları
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,978 uzman makalesi arasında 'Evlilik İki Kişilik Değildir' başlığıyla benzeşen toplam 23 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Arzu Dürtü Talep Nesne Temmuz 2023
► Emdr Nedir Şubat 2023
► Algının Kaygısı Ocak 2021
► Evlilik Terapisi Ağustos 2019
► İlışki Danışmanlıgı Ağustos 2019
◊ Evlilikte Kilitlenme Nisan 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:13
Top