2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Gecikmiş Konuşmanın Anlamı, Belirtileri, Nedenleri ve Düzeltme Çalışmaları
MAKALE #11421 © Yazan İbrahim EREN | Yayın Eylül 2013 | 4,930 Okuyucu
Çocuğun konuşma öğrenmesine yardımcı olabilmek için ailenin önce temel ve kolay bilgilere sahip olması lazımdır. Konuşmayan çocukla ailenin sözlü konuşmayı kesmemesi gerekir. Çocuk normalmiş gibi onunla sürekli konuşmak lazımdır.

Bir çocuğun konuşması için 4 eleman gereklidir.
a) Sesleri, sözleri işitmesi (yani kulak ve sinirinin sağlıklı olması lazım)
b) İşittiklerini beyin aracılığı sayesinde anlaması ve düşüncelerini de kelime sembollerine çevirmesi (ruh-zeka tümlüğü)
c) Çevre organ ve sinirlerinin sağlıklı olması (yani gırtlak, damak, dil ve dudak özrünün olmaması)
d) Çevrede konuşan ve iyi konuşan örneğin bulunması (yani ailenin çocukla sürekli kaliteli bir şekilde konuşması) gereklidir.

Bazı çocuklar işittiklerini anlamazlar. Bu doğuştan veya beynin zedelenmesi sonucu zekanın geriliğindendir. Ancak sözü işiten, emri yerine getiren fakat konuşamayan çocuklar da vardır. Bunların durumu nörolojiyi ilgilendirebilir. Zihinsel özürlü olmayabilirler.

Çocukta zihinsel gerilik saptanmışsa şu ihtimaller söz konusudur;
1) İşitmiyorsa sağırsa özel konuşma eğitimi gerekir.
2) Çocuk işitiyor da konuşamıyorsa beynin tüm gelişimi gerekmektedir. Yavaş ve adım adım ilerleme beklenebilir.

Gecikmiş Konuşmanın Anlamı : Gecikmiş konuşma çocuğun konuşmasının kendi yaşından beklenenden çok geride olması veya çok yavaş gelişme göstermesidir. 2 yaşında bir bebek ortalama olarak 50 kelime kullanır ve kısa cümleler yapar. Eğer çocuk 3-4 yaşında bu duruma gelmemişse konuşma sorunu vardır.
Belirtileri : Konuşması gecikmiş çocukların konuşması kısıtlıdır bu kısıtlılık hiç konuşmamakla çok zor konuşabilen birkaç sözcük söyleyebilme arasında değişir. Kelime hazineleri yetersizdir. Yaşıtlarından çok az kelime bilirler. Cümle kurmada güçlükleri vardır, isteklerini sözcüklerle anlatma yerine jest, mimik veya başka bir işaretler kullanarak anlatırlar. Başkalarının konuşmalarına ilgisizdirler, çıkardıkları sesler konuşma özelliği taşımaz, sesleri çok çabuk çıkarırlar,bu yüzden izlemek güçtür,isteklerini insanlara,eşyalara vurma,çarpma itme şeklinde doğrudan fizik hareketlerle belli ederler. Bazıları insanlardan ayrı kalmak,bir köşeye çekilmek ve kendi başlarına oynamak isterler. Daha çabuk ağlama,bağırma,oyuncak atma,fırlatma,kırma,yıkma,dağıtma gibi hırçın hareketler gösterebilirler.

Nedenleri: Gecikmiş konuşmanın nedenleri çoktur,başlıca nedenleri şunlardır;

1) Zeka geriliği: İleri derecede zihinsel özürlü bir çocuğun sözlü iletişimine yetecek bir konuşmaya sahip olması çok zordur.zihin düzeyi hem teşhis hem de düzeltme çalışması için gereklidir.

2) Hastalıklar: Konuşmanın geliştiği dönemlerde uzun süren hastalıklar çocuğun konuşmasını geciktirir.Bu yüzden çocuğun sağlık gelişimi bilgileri araştırılır ve toplanır.

3) İşitme kaybı: Konuşma ses algısına dayanır.çocuk sözlü bir kelimeyi öğrenmeden önce onu duyar bu yüzden işitme kaybı ne kadar erken yaşta olursa ve ne kadar fazla olursa konuşma gelişimi o kadar zarar görür.

4) Çene,dudak,dil,damak gibi konuşma organlarının sağlıklı olması konuşma için çok önemlidir.eğer bu organlarda bir kusur varsa ,konuşmayı olumsuz yönde etkiler.

5) Çocuğun duygusal hayatının bozukluğu gecikmeye yol açabilir.özellikle sevgi,şefkat ihtiyacının karşılanmayışı,kardeş kıskançlığı,kazalar,şoklar,korkulu ailenin düzensiz yaşamı konuşmayı olumsuz yönde etkiler.

6) Çevre koşullarının yetersizliği:Ayrıca ailenin çocukla ilgilenmemesi,onunla konuşmaması ,iyi konuşma örneği sunmaması konuşmada yanlış bir yol izlemesi gibi durumlarda konuşmanın gecikmesine sebep olabilmektedir.






ÇOCUĞA KONUŞMAYI ÖĞRETMEDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

1) Zihinsel özürlü çocukların gelişimi yavaş ve yıllar boyunca olur anlama ve uygulama kabiliyetleri de bu yüzden geç ortaya çıkar.sabırlı, yumuşak, sinirsiz olarak çocuğu sevmek öğrenimin ilk şartıdır. Zorlama, acele ettirmek ''inat etme, gözünü aç, hala anlamadın mı?''gibi ihtarlar çocukta aşağılık ve güvensizlik duygusu yaratır bu çocuklarda anlayışı algılamayı ve konuşma kaslarını güçlendirmek gerekir.
2) Konuşma öğretmeye yardım için çocuğun kendiliğinden sesler çıkarması dudak, dil ve gırtlak hareketlerinde en azından harflere benzer sesleri verebilmesi gereklidir. Bundan sonra konuşma kaslarının güçlendirme çalışması gerekir.
3) Çocukla konuşurken daima kolay sözcükler ve anlaşılır sözcükler kullanmalı ve konuşmalar çocuğun yüzüne doğru yapılmalıdır. Çocuk daima sizin dudak ve dil hareketlerinizi görmelidir. Örnek : Günaydın Ali, bana şu topu ver, topu al, yere yat vb.
4) Çocuk bir şey arzu edince onun adı söyletilmek için anlamamış görünülür. Çocuğa mümkün olduğu kadar işaretle anlatmaya ve konuşmaya alıştırmamak gerekir. Örneği verilen konuşmalar yapılır.
5) Zihinsel özürlü çocuklarda sözcükleri söyleyiş kusuru (dizartriler) ve kekemelikte olabilir, bunlar normal çocuklardaki gibi düzeltilmeye çalışılır.
6) Mümkün olursa öğretilecek şeyin daima gösterilmesi eğitim için çok yararlıdır. Örneğin elma kelimesini öğretirken varsa elma resmi yerine gerçek bir elma gösterilerek öğretilmelidir.

GECİKMİŞ KONUŞMADA YAPILACAK ÇALIŞMALAR

Gecikmiş konuşması olan çocuklarla yapılacak en önemli şey, çocuk için konuşmayı hoşlanacağı bir uğraş haline sokmaktır. Eğer konuşmanın eğlence olduğunu aklınızda tutarsanız, yaptığınız uğraş her ikiniz için de zevkli olur. eğer çocuğunuza yaptırdığınızı zor bir şey olduğu fikrini ya da bunun için çok fazla çalışmak gerektiğini hissettirirseniz girişimlerinizde daha az başarılı olursunuz. Hayalinizi kullanın bu uğraşılardan oyun yapmaya çalışın.

İlk önce çocuğunuzla basit cümlelerle, yaptığınız her şey hakkında konuşun örneğin; sizin ''muhallebi yapıyorum'' demeniz, ''şimdi mutfağa gidip tatlı pişireceğim'' demenizden daha iyidir. Mutfakta kendi yaptıklarınızı söze dökün onun size yardım etmesine de izin verin, yemek yerken yediklerinizi isimlendirin. Eğer başka çocuklarınız varsa,onlarda bu isimlendirme oyununa katılabilirler. Çocuğun getirebileceği şeyleri ondan istemeleri konusunda herkesi teşvik edin evdeki ve dışarıdaki cisimleri çocuğunuza gösterin evi temizlerken hem onun yardım etmesine izin verin hem de eşyaların ismini söyleyin. Dışarıda ise otlar, ağaçlar, çiçekler ve araçlar hakkında konuşabilirsiniz. Sonra bu gezileri gelip, çocuğunuzla birlikte ailenin diğer üyelerini anlatabilirsiniz. Konuşmalarınızı destekleyen mimik ve jestlerinizin çocuğunuzun sizin ne söylediğinizi anlamasına yardımcı olacağını unutmayın.Sizin söylediklerinizi tekrarlamasını istemeyin. Fakat çocuğun gösterdiği konuşma girişimleri için onu ödüllendirin. Bunun en iyi şekli ona istediği eşyayı vermek ve verirken de doğru olarak o nesnenin ismini söylemektir. Örneğin ; o,su için ''bu''diyorsa, ona''su'' dedikten sonra bir bardak suyu uzatabilirsiniz. Eğer onu kaldırmak istediğiniz zaman size kollarını uzatıyorsa ve mırıldanıyorsa siz onu kaldırırken ''kalk kalk'' diyebilirsiniz. Çocuk işaretle veya sesle bir ses işittiğini belirtirse örneğin; ''tren , uçak'' diyebilirsiniz böylece o konuşması için ödüllendirilmiş ve aynı zamanda da söylemek istediği kelimenin iyi bir modelini duymuş olur.

Çocuklar her gün işitme yolu ile kazandıklarına göre onlara iyi örnekler sağlamamız önemlidir. Kendi söylediklerinizi dinleyin kolay, anlaşılır berrak bir konuşmanız var mı? Çocuğunuzun işitebileceği tonda konuşabiliyor musunuz? Kısa basit cümleler kullanıyor musunuz? Çocuğunuzun izleyebileceği uygun bir konuşma modeli olması için sizin en iyi konuşmayı kullanmanız önemlidir.

Çocuğu içinde bulunduğu çevrenin tutarlılığının onun öğrenme mekanizmasında özellikle dil yeteneğini kazanmasında önemli bir rolü vardır. Ona uyguladığımız terbiye sisteminde aynılık gösterin, yaptığı kötü bir davranıştan ötürü onu aşağılamayın. En önemlisi bir disiplin cezası olarak sevginizi ondan esirgemeyin. Çocuk belli bir davranışı için cezalandırıldığını bilse bile sizin onu halen bir kişi olarak sevdiğinizi unutmamalıdır. Ancak ceza çocuğun incitmeyecek şekilde hafif olmalıdır. Örneğin çok şiddetli hareketler karşısında çocuğu kısa bir süre belirli bir yerde tutma, parmağını emen çocuğa elini çek diye ihtar etmek, saldırganlık, sinirlilik gösteren çocuğun dikkatini kızgınlık göstermeden başka bir yöne çekmek, sorunun nedenlerini bularak daha önceden önlem almak. Ufak şeylere darılmayın, ancak hayır dediklerinizden de geri dönmeyin , çocuktan gücünü aşan şeyleri isterseniz direnebileceğini de unutmayın, onu anında cezalandırın, neden cezalandırıldığını da bilmesine dikkat edin. Az veya bozuk konuşması için cezalandırmayın. Fakat daha iyi yapmak üzere teşvik edin, o istemiyor diye eşyaları ondan uzak tutmayın, fakat onun ne istediğini söyleme girişimlerini kabul edin. Onun belli bir kelimeyi söyleyebileceğini fakat söylemek istemediğini bildiğiniz halde hiçbir zaman konuşması gerektiği halde ''konuşmayan çocukları biz sevmeyiz.'' demeyin. Eğer siz bunu sıkça yapıyorsanız,çocuğunuzun konuşmayı reddetme şansı artacaktır.

Eğer çocuğunuz hiç konuşmuyor veya konuşamıyorsa onun jestlerini ödüllendirerek istediğini ona verin. Bunu yaparken de o eşyanın adını söyleyin. Bu yolla siz hala onun konuşmasa bile anlaşma için gösterdiği gelişimi ödüllendirmiş olursunuz.Yine çocuğunuz şeker istediğini ve onun bu kelimeye yakın bir şey söylediğini biliyorsanız, o zaman çocuğunuzun söylemesini bekleyin. Böylece onun konuşmak için gösterdiği çabayı ödüllendirmiş olursunuz. Ama aynı zamanda da ''şeker ''diyerek ona, o kelimenin güzel bir örneğini verin. Anne, babanın çocuğun ihtiyaçlarına aldırmamaları yanında, bazen de kardeşler onun yerine konuşurlar. Elden geldiğince bunun önüne geçilmelidir. Bunu önlemek için kardeşlere, çocukla resimli kitaplarla beraber bakma ve isimlendirme oyunları oynamaları söylenebilir. Sizin aynı zamanda tüm ailenin iyi birer dinleyici olmaları da önemlidir. Çocuk konuşmaya başladığı zaman onunla ilgilenin, onun yüzüne bakın ve yaptığınız işi bırakın. Ona sorular sorabilirsiniz. Size anlattıkları hakkında fikir yürütebilirsiniz.

Aynı zamanda çocuğunuza iyi bir dinleyici olmayı da öğretebilirsiniz. Evinizin etrafındaki sesleri dinlemeyi kolayca bir oyun haline getirebilirsiniz. Buna hayvanların çıkardığı sesler, kapı zilleri, tencerelerin sesleri vb. girebilir. Evin dışındayken de kuşlar uçak, tren sesleri dinleyebilirsiniz. Her gün dinlediğiniz seslerin bir ayrımını yapar ve çocuğunuz işittiğini söyler söylemez bunu bir kenara işaretleyebilirsiniz.

Çocuğunuza kitap okumada önemlidir Eğer siz doğru bir yol izlerseniz çocuklar çoğunlukla bu türden bir uğraşıdan çok yaralanırlar. İlk önce okuma en basit anlamıyla çocuğun sevdiği kitaplardaki resimlere bakmaktır Sadece bilinen nesneleri gösterin ve isimlerini söyleyin.''oğlan,köpek, masa vb.''resimleri isimlendirdikten ve çocuğun bunları öğrendiğinden emin olduktan sonra ondan sizin isimlerini söyleyeceğiniz objeleri göstermesini isteyin .onun isimlendirmesini istemeyin. Fakat böyle bir girişimde bulunursa onu ödüllendirin.sizin söylediğiniz resmi başarı ile göstermesinden sonra, ondan sizin gösterdiğiniz resimlerin ismini söylemesini isteyin. Bu isimlendirmesini isteyeceğiniz noktaya eriştiğiniz zaman, çocuğunuzdan önce sizin arkanızdan ''çocuk'' veya ''tavuk'' sonra ''tavuk ve çocuk'' daha sonrada ''çocuk tavuğa yem veriyor'' demesini isteyin. Ancak şu sorulara da uygun cevaplar isteyebilirsiniz. Tavuk ne yapıyor ? (Yem yiyor) veya ''çocuğun gömleği ne renk''(kırmızı) vb. gibi türden bir çalışma yaparken, diğer bir basamağa geçmeden önce, çocuğun her basamağı yeterince öğrendiğine bakın. Çocuk kendi başına dergileri, kitapları karıştırmaktan pek bir şey kazanmaz. Bir yetişkinin veya daha büyük bir çocuğun rehberliğine gerek vardır.

Diğer bir oyunsa seslerin tekrar edilmesidir. Örneğin: Ele alınacak bir oyuncak köpeğin çıkartacağı ses çocuğa ''hav hav'' olarak tanıtılır ve çocuğun buna katılması teşvik edilir. Aynı şekilde diğer oyuncaklara uyacak başka sesler de icat edilebilir Ayna karşısına geçilip yüzümüze komik şekiller vererek çocuğunuzun da sizi tekrar etmesi için teşvik edebilirsiniz. Sonra bunlara komik sesler ekleyebilirsiniz. Örneğin:''tıss-la-la ''gibi. Ayrıca kapı kapandığı zaman ''pat'', kapının zili çaldığı zaman''zırr '' diyebilirsiniz.Yaptıklarınızın etkilerini görmek için uzun bir süreye gerek olduğunu anlamanız önemli bir konudur. Eğer ani değişiklikler görmezseniz yaptıklarınızdan vazgeçmeyin. Eğer çocuğunuza karşı davranışlarınızda tutarlılık gösteriyor, onu yeterince kabul ediyor ve konuşmanın hoş bir şey olduğunu hissettirebiliyorsanız, o zaman siz bu dil öğrenme işini basitleştirmiş olursunuz.


KONUŞMA KASLARINI GELİŞTİRME ÇALIŞMALARI

Sağır olmayan çocuğuyla anne evde telaşı ve işi olmadığı zaman aşağıdaki örneklerde olduğu gibi oyunla çalışmalar yapabilir.ancak oyun araçları çalışmadan sonra saklanmalı ki, çocuk onların yeniden çıkarılmasına zevkle isteyebilsin. Annenin yerine çocukla iyi iletişim kurabilecek bir başkası da bu eğitimi çocuğa verebilir.

Konuşma kaslarını isteğe uygun olarak çalıştırmaya alıştırmak amacıyla aşağıda açıklanan çeşitli deneyler yaptırılır. Dil-dudak jimnastiği de adı verilen bu hareketler konuşmayı geliştirmede büyük fayda sağlarlar. Dudak çalışmaları oyun gibi olmalıdır.Yaptırılacak deneyler şunlardır.
1) Dikey aynaya konulan bir tabaka kağıdı soluk vererek orada düşürmeden tutmak, yarışı yaptırmak, ince tüyleri ve yaprakları ileriye doğru üfürmek.
2) Bir küvete konulan kağıttan yelkenleri kamıştan üfürerek yüzdürmek, bir kapta duran suya üfürmek.
3) Dizili mumlardan gösterileni üfleyerek söndürmek.
4) Üfleyerek oyuncakları düşürmek, ipe bağlı kağıt kelebeği üfleyerek havada tutmak.
5) Üfleyerek mızıkayı çalmak.
6) Sabun köpüğünü üfleyerek balon yapmak.
7) Yanağını şişirip bastırmakla (p) sesi çıkarmak.
8) Dudaklarla çeşitli şekiller yapmak (iiii........... diyerek) sırıtmak.
9) Masa üstünde duran ping-pong topunu üflemek, elinin üzerini üfleyerek rüzgar yapmak.
10) Öksürmek, esnemek, çiğnemek, yutmak, ağzı genişçe açmak, sıkıca kapamak, hareketlerini abartarak yapmak.
11) Yarısına kadar su dolu şişeye bir boruyla veya petekle üfleyip kabarcıklar yapmak, şişeye soluk vererek kabarcıklar görülür ve işitilir. Çocuğa şöyle denir. Bunlardan soluk al, şimdi üfle, küçük büyük kabarcıklar yap.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Gecikmiş Konuşmanın Anlamı, Belirtileri, Nedenleri ve Düzeltme Çalışmaları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı İbrahim EREN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak İbrahim EREN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İbrahim EREN Fotoğraf
İbrahim EREN
Çorum
Özel Eğitim Uzmanı
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi5 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler İbrahim EREN'in Makaleleri
► Stres Belirtileri ve Nedenleri Psk.Aslıhan DEĞERLİ AYTOĞAN
► Panik Atak Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi Psk.Berna GÖRGÜLÜ ÇELİK
► İntihar: Nedenleri, Belirtileri, Riskleri ve Öneriler ÇOK OKUNUYOR Psk.Doğan Demirkan ÖZDEMİR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Gecikmiş Konuşmanın Anlamı, Belirtileri, Nedenleri ve Düzeltme Çalışmaları' başlığıyla benzeşen toplam 32 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


18:40
Top