2007'den Bugüne 92,312 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,978 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Zor Çiftler, Zor Evlilikler
MAKALE #11596 © Yazan Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ | Yayın Ekim 2013 | 5,900 Okuyucu
ZOR ÇİFTLER, ZOR EVLİLİKLER

Zor çiftler birbirlerinin hayatını felce uğratan ,mutluluğu hak etmediklerine inanan,, geçmişlerindeki yanlış ve çarpık inançlarla dolu ilişki kurma biçimlerini tekrar tekrar sahneleyen kişilerdir. Çocukluk deneyimleri ve yaşantıları hasarlı geçmişlerinde ebeveyn kaybı, istismar, ihmal gibi şiddetli psikolojik travma izlerine sahiptirler. Kendilik yaralarının verdiği acıyla ilişkiyi acılı hale getiriler ve kendilerine geçmişte öğrendikleri gibi zarar vermeye devam ederler. Eşleri ya da ilişki ortaklarını da bu acı veren ya da acı çektiren pozisyonuna sokup geçmiş acılı senaryoyu yaşamaya devam ederler. Genellikle depresif, madde ve alkol kullanımı olan bu bireylerin psikiyatrik hastalıkları da bu durumu alevlendirir.


Çiftin şimdiki ciddi ilişki problemleri ile geçmişteki bozuk ilişki kurma biçimleri arasında birebir bağlantı vardır. Çiftin her biri geçmişteki ailelerindeki bozuk ilişki kalıplarını yeni ilişkilerinde sergilerler ve onu oynarlar . İlişkilerde geçmişi yeniden yaşama ve sergileme aslında bütün ilişkilerde vardır. Çünkü bireyler evliliklerini bu geçmiş yaşantıdaki aksak , hasarlı ilişki modellerini yeniden sergileyerek bu acı tecrübeleri değiştirmek isterler. Bu bir yüzleşme yolu olarak görülür. Bu yeniden sahneleme aslında üzerinde çalışılırsa bireylere büyüme fırsatı sunar. Fakat bu geçmiş tecrübelere ve çarpık algıların şekillendirdiği geçmiş senaryoya saplanıp kalmak büyümeyi değil, acıyı tekrar yaşamayı ve hatta geçmiş yaraların açılmasına ve tedavisi olmadan tıpkı geçmişte olduğu gibi yaraların daha da kötü bir şeklide sarılmadan kalmasını neden olur. Yeni bir ilişki eski kalıpları kırmak üzerine kurulmadı ise , bireyler yeniyi eskiye uydurmaya çalışır ve yeni eski kalıbın içinde şekillenir işte o zaman çok bir ilişki ortaya çıkar. Ve bireyler bir cehennemin içinde yaşamaya devam ederler. Zor çiftlerin her birinin psikolojik sorunları ilişki içinde kesişir ve çift birbirinin bozuk davranışlarını alevlendirir ve şiddetlendirirler.

İnatçı çatışmaların varlığı ile bireyler, çiftler aslında her zaman aynı sorunun tartışıldığı gibi bir yanılgı içine düşerler. Oysaki ortadan aynı sorun gibi görünen şey çiftlerden birinin birbirlerine yansıttığı sorun aslında bireylerin kendi sorunudur. Yani gerçekte her iki sorun aynı anda ortaya çıksa bile çift diğerininkinden farklı bir sorun olan bireysel bir sorunla uğraşmaktadır. Fakat çiftler şimdiki yaladıkları ve kendilerini çıkmaza sürükleyen sorunların geçmişlerinde ki aileden getirdiği sorunların bir izi bir devam olduğunun farkında bile değillerdir.

Onlar yeterince düşünmedikleri için dikkatleri sadece o anda yaşadıkları mutsuzluk ve umutsuzluklarına yoğunlaşmışlardır. Bu umutsuzlukla sorunun sadece boşanmakla ilgili olduğunu düşünerek boşanma hamlesi yaparlar. Ve boşanmanın kendilerini bu umutsuzluk ve mutsuzluktan kurtaracaklarını düşünerek aslında kendi geçmişlerinden ve öğrenmiş oldukları saplantılı ilişki biçimlerinden kaçmış olurlar. Ama bir sorunun nedeni gerçek anlamda anlaşılmadıkça ve ele alınmadıkça boşanmak ve ayrılmak anlık bir rahatlama sağlar ve bireyler yeni ilişkilerinde aynı senaryoları yaşamaktan kaçamayacaklardır. Umutsuzluk suçluluk ve öfke duyguları ilişkilerinde genellikle hakim olan başlıca ağır ve şiddetli duygular olacaktır. Hatta bu duygular her yeni ilişkide beslenerek çoğalacak ,artacak ve kişiyi bunaltacaktır.

Bununla ilgili bireysel terapisi yürüttüğüm bir danışanın yaşadıkları bu duruma çarpıcı bir örnek teşkil eder.

Danışanımın terapiye ilk başvurma nedeni eşinin sorumsuz, soğuk ,ilgisiz olduğu için ondan ayrılmak istemesi ama bunu tek başına yapamaması üzerine kurulmuştu.
Eşinden hem bu özelliklerinden dolayı şikayet ediyor hem de onun kendisini terk etmesinden korkuyordu. Anlam veremediği bir durumdu hem şikayet ediyor hem de ayrılamıyordu. Belli bir zaman sonra eşinin her ne kadar bu özelliklerinin gerçekliğinin tartışma götürmese de bu özeliklere sahip kişiyi kendisi seçmişti. Ayrılmaya karar verdi. Akabinde yeni bir kişi ile tanıştı. İlk zamanlarda aradığını bulmuştu ve çok mutlu idi. Fakat flört gibi tatlı yanılsamanın ardından bu yeni tanıştığı kişinin de eski eşinin benzer özelliklerini taşıdığını fark etti. Ve bu noktadan sonra aradan belli bir zaman geçmesiyle de aslında sorunun kendi ilişki kurma biçiminden ve geçmişteki ailesine ait ilişki kalıplarının buna neden olduğu gördü. Bu durum aslında daha acı idi. Sorun kendisinde idi.Kendi seçimlerinde ve kendi senaryosunda idi.

Daha buna benzer bir yığın örnekle karşılaşmaktayız. Bu zor çiftler aile olma fonksiyonunu yitirmiş ya da anormal ilişki kalıplarına sahip ailelerin çocukları olarak ailenin başarısızlıkları, ailede yaşanan ıstıraplar, yoğun yaşanan dramlardan daima kendilerini sorumlu tutma eğilimde olmuşlardır. Sonradan kendi kurdukları yeni ilişkilerinde ise giden kötü gidişattan kendilerini sorumlu tutup, suçluluk yaşamaya eğilimlidirler.Geçmişte zarar görmüşlerdir. İlişki kalıpları zarar görme ve verme üzerine kurulmuş olup ardından suçluluk,, suçluluğun ardından yoğun öfke nöbetleri ve öfkenin ardından tekrar suçluluk ve utanç nöbetlerinin sınırları içerisindeki labirentin içinde dönmektedirler.

Bütün çift terapilerinde eşlerin birbirini suçladığı görülür. Fakat bu bahsi geçen çiftler hem suçlarlar ama suçlanmaya karşı oldukça hassas ve duyarlıdırlar. Zaten benliklerinde suçluluk dolu hisler hakimdir.Potansiyel bir suçluluk duyguları zaten hakimdir. Suçlanarak büyüyen bu bireyler bu hissi zaten yoğun hissettikleri için bunu daha kolay ve acımasız bir şekilde yaşarlar ve bunu yansıtmaya da çok müsaittiler. Zor çiftlerdeki eşler, kendi ihtiyaçlarını söze dökmede yetenekli değillerdir. Çünkü söze dökmek ve sözelleştimek onların eğitimlerinde yoktur. Suçlamak, hakaret, şiddet taleplerini ortaya koyma biçimleridir.
İhtiyaçlarını ifade etmede ve dile getirmede ki bu yetersizlikleri çocukluklarındaki istismar ve ihmale dayalı olarak bir hakka sahip olma duygusunun çok derin eksikliğinde yatar.
İhmal edilen, istismara uğrayan zaten bunu hak etmiştir gibi bir inanç gelişir. Ve yetişkin yaşamında da hiç bir şeye hakkının olmadığına dair düşünce neredeyse kemikleşmiştir. İhtiyaçlarını elde etmek demek suçluluklarının alevlenmesi demektir. Hiç bir şey istemezse suçlulukta duymaz. İstemek , suçluluk gibi bir bedelin ödenmesine sebep olur.
Bu duygularla yoğun uğraş içinde olan, geçmişin bozuk inanışlarından kurtulamayan bir kişinin sağlıklı bir ilişki kurabilmesi mümkün müdür? Yaralı olan yaralar, yaralı olan saldırır, korkar, öfke yaşar. Zarar vermek tek iletişim biçimidir.
Bu zor çiftler yeni ilişkileri içerisinde asla ortak bir dil oluşturamazlar. Çünkü geçmişlerindeki kendi acılı dilleri buna izin vermez. Oysaki evlilik,, ilişki ortak bir dil kurmak, yaşamın müziğini birlikte bestelemek demektir.
Geçmişleri karşısındakini duymaya ve dinlemeye izin vermez. Acılı ve travmatik geçmiş fonda her zaman vardır. Ve gürültü yapmaya devam eder. Huzursuzluk ve suçluluk besin kaynağı olmuştur.
İlk önce bireylerin kendilerine dönerek fondaki sesi kesmeleri gerekir. Bu ses kesilirse dinlemek, konuşabilmek ve nihayetinde ortak iletişim kanalları kurulmasını sağlar.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Zor Çiftler, Zor Evlilikler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Fatih SÖNMEZ Fotoğraf
Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Doktor Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi79 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ'in Yazıları
► Cinselliksiz Evlilikler Psk.Gülüm BACANAK
► İkinci Evlilikler Psk.Dnş.Kıvanç TIĞLI
► İkinci Evlilikler Psk.Kemal ÖZCAN
► Çatışmalı Evlilikler Psk.Ali BIÇAK
► Uzun Süreli Evlilikler Psk.Dnş.Fatih FİDAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,978 uzman makalesi arasında 'Zor Çiftler, Zor Evlilikler' başlığıyla benzeşen toplam 12 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Arzu Dürtü Talep Nesne Temmuz 2023
► Emdr Nedir Şubat 2023
► Algının Kaygısı Ocak 2021
► Evlilik Terapisi Ağustos 2019
► İlışki Danışmanlıgı Ağustos 2019
◊ Evlilikte Kilitlenme Nisan 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:15
Top