Mutlu Olmak İçin Uğraşan Sadece Mutsuz Olur
MUTLU OLMAK İÇİN UĞRAŞAN SADECE MUTSUZ OLUR
Mutlu olursan şayet mutlu olabilirsin diyorlar! Hayır; mutsuz olursan da mutlu olabilirsin! Doğru algılanmış bir mutsuzluk yanlış algıyla sahip olunan bir mutluluktan daha fazla mutlu eder!
Herkesin dilindedir; mutluluk kavramı!
Mutluyum denilir, o kişiyle ya da evliliğinde mutlu musun diye sorulur, hatta bayramlarda bile yaşam boyu mutluluklar dilenir!
Yani yaşam boyu mutluluk idealdir, doğru ve olması gereken budur diyerek kodlanır beyinlerimiz!
"Yine mutluluk şart" odaklı mesajlar veren zeka yoksunu ve gerçeklik fukarası dizilerle, kişisel gelişim ekolleriyle vs. mutluluğa ilişkin algılarımız ve beklentilerimiz şekillendirilir.
Bizi mutluluğa bu denli duyarlı ve beklentili hale getirenler zıddı olan duygulara ve durumlara ilişkin duyarlılığımızı da artırırlar oysa!
Çünkü bir yaşantıya duyarlılık arttığında zıddına da artar!
Duyarlılık arttığında ise etkilenme fazla olur!
Tıpkı ülke meselelerine ne kadar duyarlı iseniz o oranda etkilenmeniz gibi.
Demek ki bizi ülke meseleleri etkilemiyor; bu konudaki duyarlılığımız etkiliyor. Duyarlı olup olmamayı ise algılarımız belirliyor.
Tüm bunların sonunda, yaşam boyu mutlu olması gerektiği yönünde mesajlar ala ala bu yönde programlanan beyinlerimiz bırakın yaşam boyu mutlu olamamayı üç - beş gün bile mutlu olamasa yıkılacak hale gelir sonra! Hayat hep ektiklerimizi biçtiğimiz yerdir aslında. Sadece kötülük eken kötülük biçmez; algı eken psikoloji de biçer!
Mutluluğun tarifi bu güne kadar tam manasıyla yapılamamıştır. Kimisi mutluyum dediğinde aslında keyifli olmayı anlar! Kimisi işlerinin sürekli yolunda gitmesini yani şanslı olmayı! Kimisi de birisini çok seviyor ve iyi bir iletişim içinde ise buna mutluluk der! Kimisi için mutluluk sadece sağlığının hep iyi yönde gitmesi, bozulmamasıdır! Kimisi içinse mutluluk oğlunun askerden dönmesidir; yani kavuşma sevinci.
Mutluluk kimi için sevinç kimisi için kurtuluş kimisi için kavuşmaktır. Ama mutluluğun ortak bir tanımı yoktur. Çünkü mutluluk diye komplike bir olgu yoktur. Sevinç, neşe, keyif, heyecan, huzur vs. vardır ve biz bunlara mutluluk deriz sadece!
Aslında bizi mutsuz eden mutlu olamayışımız değildir. Mutluluk hakkındaki beklentimizdir. Mutluluk yönünde güçlü bir beklenti inşa etmemiş kişilerin mutsuzluk derecesi çok düşük olur. Hatta çoğu bunu fark etmez bile. Fark etmedikleri için de önemsemezler. Bu yüzden bilinç ve farkındalık arttıkça mutsuzluk dediğimiz keyifsizlik hali de artar!
Mutluluk peşinde kovalayanların ulaşabileceği bir şey de değildir. Yani mutluluk başarıya benzemez; çok çalışanın eline geçmez. Tam tersi mutluluk; mutluluk gibi bir derdi ve tasası olmayanların sahip olabileceği bir güzelliktir. Mutluluk kendisini tasa etmeyen, kendisini amaç edinmemiş kişileri gelip bulan bir mükafattır sadece.
Sizi sürekli mutluluğun peşine düşüren, sürekli mutluluk peşinde koşturan, bunun yol ve çarelerini öğretenler mutluluğu başarı ile karıştırıyorlar.
Mutluluğa başarının yol ve yöntemleriyle yaklaşıyorlar. İşin garibi size bunu öğretenler sizden benden daha mutlu falan da değiller! Mutlularsa bile onlar bile bunu mutlu olup olmamayı dert etmeyerek sağlamışlardır en fazla; bizzat mutluluğu yakaladıkları için değil! Size uğraş, koş, savaş falan derler; kendileri ise durumu kabul etmekle, sabırla, tevekkülle vs. mutlu olurlar!
Yani size mutlu olmayı öğretirler, tıpkı başarı yöntemi ile yani çok çabalamakla mutlu olacağınızın mesajını verirler lakin kendileri mutlu olmayı tevekkülde, sabırda, mutsuz oldukları halde şükretmekte falan bulurlar.
O halde özetle:
Mutsuzluk sizi mutsuz etmiyor! Mutluluk beklentiniz ve mutsuzluk algınız sizi mutsuz ediyor.
Bu algıyı, bu hatalı beklentiyi mutluluk öğretmenliğine soyunmuş kişisel gelişimciler ve sürekli mutluluklar dilemeyi, hep mutlu olmayı marifet bellemiş olan hatalı toplumsal telkinler, kabuller ve yaklaşımlar inşa ediyor.
Sürekli mutlu değilseniz mutlu olmamanızı değil; sürekli mutluluk beklentinizi sorgulayın!
Mutlu olmak istiyorsanız mutluluk - mutsuzluk lafını ve düşüncesini çıkarın beyninizden! Hiç ilgilenmeyin bunlarla!
Mevlana'nın da dediği gibi balık olmayın; balık resmine dönüşün!
Böylece ne su sizin için artık ödül olabilsin ne de kara sizin için ceza! Su ödül olursa size, kara ceza olmaya mecburdur.
Sizi suya hazırlayanlar karaya çıktığınız zamanki ölümü hazırlayanlardır.
Hayatı mutluluk eksenli bir anlayışla değil; görev bilinciyle yaşayın!
Mutluluğu hedef olmaktan çıkarın; mutsuzluk dert olmaktan çıksın!
Mutluluğu beklenti olmaktan çıkarın; gelip gelmemesi sorun olmasın! Bir arkadaşınız gelmediğinde sizi üzen gelmemesi değildir; beklediğiniz halde gelmemesidir. Beklemeseydiniz gelmemesi sorun olmazdı! Her şey böyledir!
Bu noktayı iyi kavrayınca size verilen bozuk mesajları, size yüklenen hatalı algıları görebiliyor musunuz!
Gülümseyin sürekli, selam verin, iyi işler yapın, hayatı fıtratınızla uyumlu bir biçimde ve görev bilinciyle yaşayın sadece! Gerisi ile ilgilenmeyin! Çünkü hakikaten de gerisi ilgilenmeyi hak etmeyecek kadar önemsiz!
Mutluluk bir gönül işidir. Bu yüzden o kendisinden kaçanı kovalar! Tıpkı bir diğer gönül işi olan sevgi gibi! Sevenin gönlü de daha çok kaçanı kovalar!
Mutluluğu başarı ile karıştırmayın; çok çalışan başarılı olur lakin çok uğraşan sadece mutsuz olur.
Mutluluk formülleri ve bu formüllere göre yaşamak mutlu etseydi en mutlu insanlar mutluluk üzerine kitapların en çok yazıldığı ve en çok rağbet gördüğü günümüz dünyasında çıkardı.
Psikolog
İzzet Güllü
Mutlu olursan şayet mutlu olabilirsin diyorlar! Hayır; mutsuz olursan da mutlu olabilirsin! Doğru algılanmış bir mutsuzluk yanlış algıyla sahip olunan bir mutluluktan daha fazla mutlu eder!
Herkesin dilindedir; mutluluk kavramı!
Mutluyum denilir, o kişiyle ya da evliliğinde mutlu musun diye sorulur, hatta bayramlarda bile yaşam boyu mutluluklar dilenir!
Yani yaşam boyu mutluluk idealdir, doğru ve olması gereken budur diyerek kodlanır beyinlerimiz!
"Yine mutluluk şart" odaklı mesajlar veren zeka yoksunu ve gerçeklik fukarası dizilerle, kişisel gelişim ekolleriyle vs. mutluluğa ilişkin algılarımız ve beklentilerimiz şekillendirilir.
Bizi mutluluğa bu denli duyarlı ve beklentili hale getirenler zıddı olan duygulara ve durumlara ilişkin duyarlılığımızı da artırırlar oysa!
Çünkü bir yaşantıya duyarlılık arttığında zıddına da artar!
Duyarlılık arttığında ise etkilenme fazla olur!
Tıpkı ülke meselelerine ne kadar duyarlı iseniz o oranda etkilenmeniz gibi.
Demek ki bizi ülke meseleleri etkilemiyor; bu konudaki duyarlılığımız etkiliyor. Duyarlı olup olmamayı ise algılarımız belirliyor.
Tüm bunların sonunda, yaşam boyu mutlu olması gerektiği yönünde mesajlar ala ala bu yönde programlanan beyinlerimiz bırakın yaşam boyu mutlu olamamayı üç - beş gün bile mutlu olamasa yıkılacak hale gelir sonra! Hayat hep ektiklerimizi biçtiğimiz yerdir aslında. Sadece kötülük eken kötülük biçmez; algı eken psikoloji de biçer!
Mutluluğun tarifi bu güne kadar tam manasıyla yapılamamıştır. Kimisi mutluyum dediğinde aslında keyifli olmayı anlar! Kimisi işlerinin sürekli yolunda gitmesini yani şanslı olmayı! Kimisi de birisini çok seviyor ve iyi bir iletişim içinde ise buna mutluluk der! Kimisi için mutluluk sadece sağlığının hep iyi yönde gitmesi, bozulmamasıdır! Kimisi içinse mutluluk oğlunun askerden dönmesidir; yani kavuşma sevinci.
Mutluluk kimi için sevinç kimisi için kurtuluş kimisi için kavuşmaktır. Ama mutluluğun ortak bir tanımı yoktur. Çünkü mutluluk diye komplike bir olgu yoktur. Sevinç, neşe, keyif, heyecan, huzur vs. vardır ve biz bunlara mutluluk deriz sadece!
Aslında bizi mutsuz eden mutlu olamayışımız değildir. Mutluluk hakkındaki beklentimizdir. Mutluluk yönünde güçlü bir beklenti inşa etmemiş kişilerin mutsuzluk derecesi çok düşük olur. Hatta çoğu bunu fark etmez bile. Fark etmedikleri için de önemsemezler. Bu yüzden bilinç ve farkındalık arttıkça mutsuzluk dediğimiz keyifsizlik hali de artar!
Mutluluk peşinde kovalayanların ulaşabileceği bir şey de değildir. Yani mutluluk başarıya benzemez; çok çalışanın eline geçmez. Tam tersi mutluluk; mutluluk gibi bir derdi ve tasası olmayanların sahip olabileceği bir güzelliktir. Mutluluk kendisini tasa etmeyen, kendisini amaç edinmemiş kişileri gelip bulan bir mükafattır sadece.
Sizi sürekli mutluluğun peşine düşüren, sürekli mutluluk peşinde koşturan, bunun yol ve çarelerini öğretenler mutluluğu başarı ile karıştırıyorlar.
Mutluluğa başarının yol ve yöntemleriyle yaklaşıyorlar. İşin garibi size bunu öğretenler sizden benden daha mutlu falan da değiller! Mutlularsa bile onlar bile bunu mutlu olup olmamayı dert etmeyerek sağlamışlardır en fazla; bizzat mutluluğu yakaladıkları için değil! Size uğraş, koş, savaş falan derler; kendileri ise durumu kabul etmekle, sabırla, tevekkülle vs. mutlu olurlar!
Yani size mutlu olmayı öğretirler, tıpkı başarı yöntemi ile yani çok çabalamakla mutlu olacağınızın mesajını verirler lakin kendileri mutlu olmayı tevekkülde, sabırda, mutsuz oldukları halde şükretmekte falan bulurlar.
O halde özetle:
Mutsuzluk sizi mutsuz etmiyor! Mutluluk beklentiniz ve mutsuzluk algınız sizi mutsuz ediyor.
Bu algıyı, bu hatalı beklentiyi mutluluk öğretmenliğine soyunmuş kişisel gelişimciler ve sürekli mutluluklar dilemeyi, hep mutlu olmayı marifet bellemiş olan hatalı toplumsal telkinler, kabuller ve yaklaşımlar inşa ediyor.
Sürekli mutlu değilseniz mutlu olmamanızı değil; sürekli mutluluk beklentinizi sorgulayın!
Mutlu olmak istiyorsanız mutluluk - mutsuzluk lafını ve düşüncesini çıkarın beyninizden! Hiç ilgilenmeyin bunlarla!
Mevlana'nın da dediği gibi balık olmayın; balık resmine dönüşün!
Böylece ne su sizin için artık ödül olabilsin ne de kara sizin için ceza! Su ödül olursa size, kara ceza olmaya mecburdur.
Sizi suya hazırlayanlar karaya çıktığınız zamanki ölümü hazırlayanlardır.
Hayatı mutluluk eksenli bir anlayışla değil; görev bilinciyle yaşayın!
Mutluluğu hedef olmaktan çıkarın; mutsuzluk dert olmaktan çıksın!
Mutluluğu beklenti olmaktan çıkarın; gelip gelmemesi sorun olmasın! Bir arkadaşınız gelmediğinde sizi üzen gelmemesi değildir; beklediğiniz halde gelmemesidir. Beklemeseydiniz gelmemesi sorun olmazdı! Her şey böyledir!
Bu noktayı iyi kavrayınca size verilen bozuk mesajları, size yüklenen hatalı algıları görebiliyor musunuz!
Gülümseyin sürekli, selam verin, iyi işler yapın, hayatı fıtratınızla uyumlu bir biçimde ve görev bilinciyle yaşayın sadece! Gerisi ile ilgilenmeyin! Çünkü hakikaten de gerisi ilgilenmeyi hak etmeyecek kadar önemsiz!
Mutluluk bir gönül işidir. Bu yüzden o kendisinden kaçanı kovalar! Tıpkı bir diğer gönül işi olan sevgi gibi! Sevenin gönlü de daha çok kaçanı kovalar!
Mutluluğu başarı ile karıştırmayın; çok çalışan başarılı olur lakin çok uğraşan sadece mutsuz olur.
Mutluluk formülleri ve bu formüllere göre yaşamak mutlu etseydi en mutlu insanlar mutluluk üzerine kitapların en çok yazıldığı ve en çok rağbet gördüğü günümüz dünyasında çıkardı.
Psikolog
İzzet Güllü
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Mutlu Olmak İçin Uğraşan Sadece Mutsuz Olur" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
59 Beğeni 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
