2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Ebeveyn Tutumu ve Kişilik Gelişimi
MAKALE #11645 © Yazan Psk.Şener YAZICI | Yayın Kasım 2013 | 4,452 Okuyucu
Kişilik, bireyi diğer insanlardan ayıran, kendini, çevresini, olayları algılayış biçimi ve onlarla kurduğu ilişki düzeyi ve tepkilerini kapsayan çeşitli ortamlarda kendini gösteren bedensel, düşünsel ve ruhsal özelliklerdir. Kişilik gelişimi, doğum öncesi ve sonrasındaki fiziksel, ruhsal koşullar ile sosyal çevre, eğitim öğretim ve olgunlaşma ile bağlantılıdır.

Kişiliğin büyük bir kısmı 6 yaşına kadar oluşur. Zaman içersinde değişimler olsa da ana çatı değişmez. Fakat var olan kişilik problemleri psikoterapiler ile işlevsel bir hal alır. Örneğin çekingen kişilik yapısına sahip bir kişi psikoterapiler ile kendini daha iyi ifade edebilmesi sağlanabilir ve ya kendini herkesten zeki gören narsistik kişilik yapısı daha işlevsel bir hal alarak narsizmi normal düzeye getirilebilir. Yani herkesten zeki biriyim yerine bende zeki insanlardan biriyim gibi normal ve olması gereken bir narsizme dönüşebilir.

Peki, kişilik yapısını oluşturan etmenler nelerdir ve nasıl oluşur? Aslında kişilik yapımız daha doğmadan önce belirlenmeye başlayabilir desem abartmış olmam. Peki nasıl? Ebeveynler yapmak isteyip de yapamadığı şeyleri çocuklarının üzerinden yapmak isterler. Ve çocuk doğmadan önce yetiştirmek istediği yapıya uygun ismi, mesleği, arkadaş çevresi vs. ebeveynin zihninde tasarlanmıştır. Çocuk doğduğu zaman bunlar uygulamaya koyulur.

Çocuk doğduğu ilk yıl tamamen annesine (bakıcısına) bağımlıdır. Annenin çocuğuna vereceği bakımın niteliği bu dönem içersinde çok önemlidir. Bu dönem içersinde bebek için önemli olan şey temel ihtiyaçlarının (emzirilme, altının değiştirilmesi vb.) zamanında, düzenli olarak ilgi ve şefkat ile sağlanmasıdır. Bunların düzenli ve zamanında sağlanması çocukta temel güven duygusunu oluşturur.

Annenin çocuğunu emzirmesi basit bir çocuğa süt aktarma olayı değildir. Anne çocuğunu emzirirken bakışlarıyla sevgisini, nefretini, korkularını da çocuğuna aktarır. Anne çocuğuna değerli bir varlık olarak bakarsa çocuk kendini değerli olarak hisseder. Fakat anne çocuğa bakışlarıyla pis bir şeye bakar gibi bakarsa çocuk kendini değersiz hisseder. Örneğin 6 aylık bir bebeğe gülümsediğiniz zaman kendini değerli hisseder ve oda gülümser. Sert, kızgın baktığınız zaman ise ağlamaya başlar. Çünkü çocuğun ilk kendini algılaması annesinin (bakıcısının) gözünden olur. Yani bakıcısı çocuğa nasıl davranırsa kendini ve dünyayı o şekilde algılar.

Bu dönem içersinde anne çocuk ile düzenli, sağlıklı bir ilişki kuramazsa çocukta temel güven duygusu oluşmaz. Bu durumda ileriki yaşantısında çevresine güvenmeme, dünyayı tehlikeli bir yer olarak algılama, şüphe ve korku içerisinde insanlarla ilişki kurmasına sebep olur. Yine bu dönem içerisinde çocuğun karnı acıkmadan doyurulmaması gerekir. Sürekli acıkmadan çocuğun doyurulması çocukta her isteğinin koşulsuz olarak yerine getirilmesi gerektiği hissini oluşturur. Kişilik gelişimi açısından sağlıklı olan, çocuk acıktığını belirtmek için ağlamaya başladıktan sonra çok kısa beklenilerek çocuğun doyurulmasıdır. Böylelikle çocuk dürtülerini bekletebilmeyi öğrenmekte, çocukta egonun oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Tabi ki buradaki bekletme dakikalarca olan bir bekletme değildir. Çocuğun bakımında öneli olan unsur istikrarlı, devamlı, zamanında, sevgi ve şefkat ile yapılan bakımdır.

Bebekler 6. aylarından itibaren anne kucağında iken başlarını geriye iterek anneden uzaklaşmaya çalışırlar. Bu bebeğin anneden ilk ayrışma denemesi, ilk birey olma mücadelesidir. 6. aydan sonra bebek yere bırakıldığında emekleyerek anneden uzaklaşmaya çalışır biraz emekledikten sonra bebek panikler ve arkasına dönüp annesine bakar burada annenin yaklaşımı çok önemlidir ‘’ ben buradayım, korkma ‘’ mesajını içeren ve daha da uzağa gitmesini teşvik eden bir bakış çocuğun birey olma konusundaki cesaretini arttıracaktır. Eğer tersi olarak bebeğin uzaklaşmasını anne negatif bakışlarla izlerse çocuk panik hissiyle anneye tekrar dönmek isteyecek ve ayrışma isteğinden vazgeçecektir. Bu durum ruhsal gelişmeyi bloke edecektir. Bu dönemde bebeğini seven, koruyan onun birey olma konusundaki girişimlerini destekleyen anne ideal annedir. Aşırı ilgiyle veya aşırı ilgisizlik içinde çocuğuna yaklaşan anneler ise çocuğun potansiyel gelişimini bloke eden bir süreci başlatmış olur.

Anneden ayrışması bloke edilen, sürekli olarak acıkmadan doyurulan bebek bağımlı bir yapı geliştirir ve bu yapı ileriki yaşlarında da devam eder.

2 yaş dönemi çocukların tuvalet eğitimini içeren dönemdir. 1 yaşına kadar çocuk tamamen bakıcısına bağımlıdır çocuk 2 yaşına geldiği zaman ise kas gelişimine ve ruhsal açılımına bağlı olarak çevresini araştırmaya yönelir. Bu dönem içerisinde sürekli olarak hareketleri kısıtlanan çocuk pasif-agresif bir yapı geliştirir. Tabi ki bu çocuğun başıboş bırakılması anlamına gelmiyor. Çocuğun güvenlik açısından tedbirleri alınmış bir ortamda etrafı inceleyebilmesine olanak verilmelidir.

Anne çocuğun eğitiminde kuralcı, titiz, katı davranırsa çocukta kabızlık görülebilir.(Kabızlık fiziksel bir sebepten değil ise) Bu annenin baskıcı tutumuna karşı bir tepkidir. Anne çocuğu tuvalete oturtur fakat çocuk tuvaletini yapmaz; tuvaletten kaldırıp üzerini giyindirdiğinde ise altına yapar. Burada çocuk pasif- agresif olarak anneyi cezalandırır. Aynı durum yemek yeme üzerine de olabilir; yemek saati çocuk masaya oturtulur ama çocuk yemeyi yememe üzerine diretir. Anne de çocukla inatlaşıp yemeyi yedirmeye uğraştıkça çocukta yememek için direnir. Bu yapıların devamı sonucunda çocukta tutucu, inatçı, cimri bir yapı oluşur.

4-5 yaşlarında kız çocuklar babaya, erkek çocuklar anneye daha fazla ilgi duyarlar. Bu dönemde çocuk ve ebeveyn arasındaki ilişkinin niteliği çok önemlidir. Baba oğluna karşı soğuk, iletişime girmiyor, çocuğun özerk kimliğini tanımıyor, çocuğu eleştiriyorsa çocuk babayla sağlıklı özdeşim kuramaz ve babayla çatışır. Bu durum da ileriki dönemlerde erkek çocuklarda otorite figürleriyle çatışma, otorite olarak algıladığı insanlarla mücadele ve sürekli rekabet içersine girmesine neden olur. Yine bu yaşlarda erkek çocukların etrafında özdeşim yapabilecekleri güçlü otoriter baba figürü yoksa, çocuk cinsel kimlik özdeşimini baba ile değil anneyle yapar. Bu durumda cinsel kimlikte kaymaya neden olur. Cinsel kimlikte kayma erkek çocukta efeminen yapı oluşturur.

4 yaşındaki çocuk merak çağındadır. ‘’bu nedir’’ diye hep sorar. Dikkat edilecek husus çocuğun sorularına sabırla, anlaya bileyeceği düzeyde yanıtlar verilmelidir. Çocuk saçmada soru sormuş olsa kesinlikle alay edilmemelidir. Böylelikle çocuğun soru sorma cesareti ve özgüveni artırılmış olur. Ama soruları engellenip, alay edilirse çocuğun soru sorma cesareti kırılır. Bu da çocuğun girişimcilik duygusunu zedeler ve çekingen yapının oluşmasına sebep olur.


Şener YAZICI

PSİKOLOG-PSİKOTERAPİST
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Ebeveyn Tutumu ve Kişilik Gelişimi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Şener YAZICI'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Şener YAZICI'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Şener YAZICI'nın Makaleleri
► Kişilik Gelişimi ve Bozuklukları Psk.Nihal ARAPTARLI
► Ergenlerde Kişilik Gelişimi Psk.Feyzullah ALPMAN
► Çocuklarda Kişilik Gelişimi Psk.Büke TUNCEL
► Kişilik ve Kişilik Gelişimi Psk.Şükriye KARAHAN
► Ergenlik Döneminde Kişilik Gelişimi Psk.Dnş.Barışcan ÖZTÜRK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Ebeveyn Tutumu ve Kişilik Gelişimi' başlığıyla benzeşen toplam 13 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


07:49
Top