Panik Atak Sorunu Atak Olarak Nüksedince Ne Yapılmalı
PANİK ATAK SORUNU ATAK OLARAK NÜKSEDİNCE NE YAPILMALI
Diyelim ki atak geldi! Zaten gelecek; bu beklenmeyen yeni bir durum değil ki! Siz panik atak yaşayan biri iseniz bu ataklar elbette ki sık sık gelecek! Sorun gelip gelmemesinde değil! Sorun ona nasıl yaklaştığınızda!
Sorun hoş geldi sefa geldi mi dediğinizde yahut “eyvah” şeklinde mi yaklaştığınızda! Panik atak herkesi değil; “eyvah yandım anam” diye yaklaşanı kapanına alır ancak! O sadece elini uzatır; siz de eyvah diyerek elinizi uzatırsanız kolunuzu kapabilir ve sizi yutabilir! Tıpkı bir ahtapot gibi.
“Ne kolay diyorsun İzzet hoca, kolay mı o kadar” demeyin hemen! Bu soruna hoş geldi sefa geldi gözüyle yaklaşabilseydiniz zaten bir sorununuz da kalmazdı. Bunu yapamıyorsunuz; bunu diyebilmek çok zor zaten; biliyorum!
Bu zoru aşmanın bir yolu olmalı! Var da zaten! Bu yazımda onu anlatacağım size! Bunu uygulayacaksınız; sonra da bir bakacaksınız ki bu ataklara hoş geldi sefa geldi gözüyle yaklaşıyorsunuz! Siz böyle yaklaşınca panik atak sevimli ataklara dönüşüyor öncelikle; atak geliyor ama sizi hiç etkilemiyor ilk başta! Sonra “atak” vasfını bile kaybediyor iyice; nihayetinde ise daha dönmemek üzere çekip gidiyor geldiği yere!
ATAK GELİNCE DOĞRU MÜCADELE
Önceki yazımı okudunuz!
Uyku evresindeki doğru beklentiyi kurdunuz haliyle!
Böylece hem atak yaşanma ihtimalini zayıflattınız hem de yaşanacak atakların hem sıklığını hem şiddetini azalttınız!
Öyleyse siz daha güçlüsünüz artık; atak ise daha güçsüz bir hale dönüştü.
O halde sırada şimdi atak anında doğru mücadele var!
Atak gelince ne yapacaksınız?
Hemen gülümseyeceksiniz öncelikle! Unutmayın: Sadece ruh bedeni değil; beden de ruhu kontrol eder!
Sonra bu gülümseme ifadesini en az beş, mümkünse on dakika yüzünüzde takılı tutacaksınız!
Tüm ruhsal dertler sebep olduğu sonuçtan beslenir. (Bu en temel terapi ilkesidir. Çoğu terapist ilk defa bunu şimdi benden öğrenecektir; emin olun! Bizim alan garip bir alandır. O yüzden her terapiye bakıp terapi de işe yaramıyor demeyin lütfen)
Panik atak her geldiğinde sizde bazı sonuçlara sebep oldu; sonra da bu sebep olduğu sonuçtan kendisini besledi. Temel çalışma ilkesi budur zaten bu sorunun!
Siz gülümseyerek ona bu kozu artık vermediniz! Şaşırdı. “Ben geldim ama sonucum nerede” dedi! Bozuldu haliyle…
Şimdi “eyvah” sırası panik atağınızda artık! Ekmeği elinden alındı! Bu nokta çok, çok hayati…
Artık ibre sizden yana; merak etmeyin…
Buradaki tek önemli husus bu tutumu uzun süre ve benzer tüm durumlarda takınabilmek!
Zor değil bu!
Bu tür suni tavırları misafir gelince vs. fazlasıyla yapıyorsunuz siz! İçinizden kızsanız bile gülümseyerek, “Oooo kimleri görüyorum, hoş geldin efendim” falan diyebiliyorsunuz yani. Beceri kabiliyetiniz ziyadesiyle var; merak etmeyin!
Sonra şu zıt uygulamayı yapın ardından!
Gülümseyerek atağım nüksetti; hemen normal moda dönerek yoksa hasta mıyım sorusunu sormak kendinize. Bunu peş peşe en az 20 kere yapın!
“Normal yüz ifadesi modunda; hasta mıyım yoksa”
“Hemen gülümseyerek; hayır panik atağım nüksetti…”
Bu iki ve zıt kalıp ifadeyi sesli yahut içinizden geçirerek, en önemlisi de peş peşe en az 20 kere uygulayın!
Sonra da dönüp atağınıza tekrar bakın!
Sonra panik ataktan korkmadığınıza ilişkin sözlerin yer aldığı uydurma şarkılar söyleyin; kendi kendinize... Hem atak yokken hem atak geldiğinde yapın bunu!
Askerde en korkak askeri bile en cesur yapmanın bir yolu vardır: Cesaret marşları okutmak! Bu marşlar zaman gelir ruhları korkaklıktan cesarete dönüştürür. Yani korku gider; cesaret gelir. Her şey değişir...
Panik atak temelde korkuya dayanır. Bu korkuyu yenmenin yolu panik ataktan korkmuyorum içerikli onlarca söz vs. yani bir bakıma marş söylemektir kendi kendimize.
Sonra bu bölümü takip etmeye devam edin tabi… Ek destek gelecek; bekleyin…
Psikolog
İzzet Güllü
Diyelim ki atak geldi! Zaten gelecek; bu beklenmeyen yeni bir durum değil ki! Siz panik atak yaşayan biri iseniz bu ataklar elbette ki sık sık gelecek! Sorun gelip gelmemesinde değil! Sorun ona nasıl yaklaştığınızda!
Sorun hoş geldi sefa geldi mi dediğinizde yahut “eyvah” şeklinde mi yaklaştığınızda! Panik atak herkesi değil; “eyvah yandım anam” diye yaklaşanı kapanına alır ancak! O sadece elini uzatır; siz de eyvah diyerek elinizi uzatırsanız kolunuzu kapabilir ve sizi yutabilir! Tıpkı bir ahtapot gibi.
“Ne kolay diyorsun İzzet hoca, kolay mı o kadar” demeyin hemen! Bu soruna hoş geldi sefa geldi gözüyle yaklaşabilseydiniz zaten bir sorununuz da kalmazdı. Bunu yapamıyorsunuz; bunu diyebilmek çok zor zaten; biliyorum!
Bu zoru aşmanın bir yolu olmalı! Var da zaten! Bu yazımda onu anlatacağım size! Bunu uygulayacaksınız; sonra da bir bakacaksınız ki bu ataklara hoş geldi sefa geldi gözüyle yaklaşıyorsunuz! Siz böyle yaklaşınca panik atak sevimli ataklara dönüşüyor öncelikle; atak geliyor ama sizi hiç etkilemiyor ilk başta! Sonra “atak” vasfını bile kaybediyor iyice; nihayetinde ise daha dönmemek üzere çekip gidiyor geldiği yere!
ATAK GELİNCE DOĞRU MÜCADELE
Önceki yazımı okudunuz!
Uyku evresindeki doğru beklentiyi kurdunuz haliyle!
Böylece hem atak yaşanma ihtimalini zayıflattınız hem de yaşanacak atakların hem sıklığını hem şiddetini azalttınız!
Öyleyse siz daha güçlüsünüz artık; atak ise daha güçsüz bir hale dönüştü.
O halde sırada şimdi atak anında doğru mücadele var!
Atak gelince ne yapacaksınız?
Hemen gülümseyeceksiniz öncelikle! Unutmayın: Sadece ruh bedeni değil; beden de ruhu kontrol eder!
Sonra bu gülümseme ifadesini en az beş, mümkünse on dakika yüzünüzde takılı tutacaksınız!
Tüm ruhsal dertler sebep olduğu sonuçtan beslenir. (Bu en temel terapi ilkesidir. Çoğu terapist ilk defa bunu şimdi benden öğrenecektir; emin olun! Bizim alan garip bir alandır. O yüzden her terapiye bakıp terapi de işe yaramıyor demeyin lütfen)
Panik atak her geldiğinde sizde bazı sonuçlara sebep oldu; sonra da bu sebep olduğu sonuçtan kendisini besledi. Temel çalışma ilkesi budur zaten bu sorunun!
Siz gülümseyerek ona bu kozu artık vermediniz! Şaşırdı. “Ben geldim ama sonucum nerede” dedi! Bozuldu haliyle…
Şimdi “eyvah” sırası panik atağınızda artık! Ekmeği elinden alındı! Bu nokta çok, çok hayati…
Artık ibre sizden yana; merak etmeyin…
Buradaki tek önemli husus bu tutumu uzun süre ve benzer tüm durumlarda takınabilmek!
Zor değil bu!
Bu tür suni tavırları misafir gelince vs. fazlasıyla yapıyorsunuz siz! İçinizden kızsanız bile gülümseyerek, “Oooo kimleri görüyorum, hoş geldin efendim” falan diyebiliyorsunuz yani. Beceri kabiliyetiniz ziyadesiyle var; merak etmeyin!
Sonra şu zıt uygulamayı yapın ardından!
Gülümseyerek atağım nüksetti; hemen normal moda dönerek yoksa hasta mıyım sorusunu sormak kendinize. Bunu peş peşe en az 20 kere yapın!
“Normal yüz ifadesi modunda; hasta mıyım yoksa”
“Hemen gülümseyerek; hayır panik atağım nüksetti…”
Bu iki ve zıt kalıp ifadeyi sesli yahut içinizden geçirerek, en önemlisi de peş peşe en az 20 kere uygulayın!
Sonra da dönüp atağınıza tekrar bakın!
Sonra panik ataktan korkmadığınıza ilişkin sözlerin yer aldığı uydurma şarkılar söyleyin; kendi kendinize... Hem atak yokken hem atak geldiğinde yapın bunu!
Askerde en korkak askeri bile en cesur yapmanın bir yolu vardır: Cesaret marşları okutmak! Bu marşlar zaman gelir ruhları korkaklıktan cesarete dönüştürür. Yani korku gider; cesaret gelir. Her şey değişir...
Panik atak temelde korkuya dayanır. Bu korkuyu yenmenin yolu panik ataktan korkmuyorum içerikli onlarca söz vs. yani bir bakıma marş söylemektir kendi kendimize.
Sonra bu bölümü takip etmeye devam edin tabi… Ek destek gelecek; bekleyin…
Psikolog
İzzet Güllü
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Panik Atak Sorunu Atak Olarak Nüksedince Ne Yapılmalı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
223 Beğeni 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
