2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Alan-Meslek Seçiminin İnsan Hayatındaki Önemi
MAKALE #1193 © Yazan Psk.Ayla SIRIKLI | Yayın Haziran 2008 | 39,845 Okuyucu
ALAN/MESLEK SEÇİMİNİN İNSAN HAYATINDAKİ ÖNEMİ

SEVGİLİ ÖĞRENCİLER,
Alan/bölüm/meslek seçiminin insan hayatındaki öneminin farkında mısınız?
Şu çin atasözünü hiç duydunuz mu?

“1 SAAT MUTLU OLMAK İSTİYORSAN, GİT UYU,
1 GÜN MUTLU OLMAK İSTİYORSAN, SAHİLE GİT BALIK TUT,
1 AY MUTLU OLMAK İSTİYORSAN, TATİLE ÇIK,
1 YIL MUTLU OLMAK İSTİYORSAN, EVLEN,
ÖMÜR BOYU MUTLU OLMAK İSTİYORSAN, SEVDİĞİN BİR İŞTE ÇALIŞ”
Ya bunu duydunuz mu?

"SEVDİĞİNİZ İŞİ SEÇİN VE HAYATINIZ BOYUNCA BİR GÜN BİLE ÇALIŞMAYIN.” KONFÜÇYÜS

Gerçekten de sevdiği, ilgilerine, yeteneklerine, değerlerine, kişilik özelliklerine, fiziksel özelliklerine, yaşama bakışına ve alışkanlıklarına uyan; başarabildiği, verimli ve yararlı olabildiği; çalışmaktan keyif aldığı ve kendini geliştirebildiği bir işte çalışmak herkesi mutlu eder ve herkesin hayalidir.

Hayal kurmak gelecek için yapılacak en güzel şeydir. Sadece hayal kurmak değil aynı zamanda o hayallere ulaşmak için de önce bu hayalin gerçek olacağına inanmak ve bu doğrultuda hiç yılmadan çalışmak çabalamaktır. Hayalleriniz ve istekleriniz birbirine uyarsa ve bu konuda çaba içinde olursanız ulaşamamanız için bir neden yoktur. Sadece içinizden gelen ya da çevrenizdeki insanların yapamazsın diyen, engelleyen seslerini susturmanız gerekir. (Ü. Dökmen’in örneği)

Tüm hayallerinize ulaşabilirsiniz. Yeter ki isteyin. Ve şunu asla unutmayın: Önünüzdeki tek engel kendinizsiniz. (Hayal Hırsızı Öyküsü.)
Çevrenizdeki insanlara baktığınızda, çoğunun yaptığı işten hoşnut olmadığını, birtakım zorunluluklardan dolayı o işi sürdürdüğünü görebilirsiniz. bu da onların hem mutsuz, doyumsuz olmalarına, hem de yaptıkları işte başarısız, verimsiz olmalarına yol açmakta ve hayatının diğer alanlarını da olumsuz etkilemektedir.

isterseniz çevrenizde gördüğünüz insanlara meslek seçim öykülerini sorun. göreceksiniz ki büyük çoğunluğu bu mesleği aslında istemediklerini, tamamen tesadüfler sonucu kendilerini bu işi yaparken bulduklarını söyleyecektir. Hatta hepsi cümleye “aslında ben…………….” diye başlayacaktır.

Önemli olan; ne istediğinizi bilmek, kendinizi tanımak, neleri yapıp neleri yapamayacağınızın farkına vararak, var olan potansiyelinizi sonuna kadar kullanıp, gelebileceğiniz en iyi yere gelmektir. En iyi yer sizin özelliklerinize en uygun olan yerdir ve önemli olan orayı bulup, orada en iyi olmaktır.

lütfen aşağıdaki soruları samimi bir şekilde cevaplayınız:
· Alan/meslek seçiminin öneminin farkında mısınız?
· Kendinizi yeterince tanıyor musunuz?
· Kendinize karşı dürüst müsünüz? Yoksa size önceden biçilmiş rollere göre mi hareket ediyorsunuz?
· Gelecek için bir hedef belirlemediniz mi?
· Alan seçimi konusu üzerinde ne kadar durdunuz? Ne kadar araştırma yaptınız?
· Kaç kişi ile alan veya mesleklerle ilgili konuştunuz?
Aşağıdaki bilgilerden yararlanarak alan/ meslek seçiminizi daha bilinçli yapmanız ve mutlu olmanız dileğiyle..

ALAN SEÇİMİ ALAN/MESLEK SEÇİMİ

Alan seçimi tüm yaşamımızı etkileyen, geleceğimizi belirleyen, rastlantılara bırakılmayacak kadar önemli bir karardır. Belki de hayatımızın en önemli kararıdır. Çünkü geleceğimizi, kişiliğimizi, yaşam biçimimizi, yaşam koşullarımızı, çevremizi, ilişkilerimizi, dünya görüşümüzü etkiler. Bu nedenle bu kararı alırken çok düşünüp, çok araştırıp, emek harcamamız gerekmektedir.

Alan seçimimizi yaparken bizi etkileyen birçok kriter vardır. Bunlar:
“ALAN/ MESLEK SEÇİMİNE ETKİ EDEN FAKTÖRLER”
· Ailenin etkisi,
· Çevrenin etkisi,
· Arkadaşların etkisi,
· Okulun etkisi,
· Dershanenin etkisi,
· Okuldaki akademik başarının etkisi,
· Seçilecek alandaki mesleklerin iş bulma olanakları,
· Seçilecek alandaki bölümün okurken gerektirdiği maddi koşulları,
· Seçilecek alandaki bölümün/üniversitenin yurt ve burs koşulları,
· Seçilecek alandaki mesleklerin çalışma koşulları,
· Seçilecek alandaki mesleklerin saygınlığı,
· Seçilecek alandaki mesleklerin gerektirdiği özel yetenek,
· Seçilecek alandaki mesleklerin hazırlık ve yabancı dil zorunlulukları,
· Seçilecek alandaki mesleklerin ÖSS puan türü,
· Seçilecek alandaki mesleklerin ÖSS puanı,
· Seçilecek alandaki mesleklerin ilgilerine uygunluğu
· Seçilecek alandaki mesleklerin yeteneklerine uygunluğu,
· Seçilecek alandaki mesleklerin isteklerine uygunluğu,
· Seçilecek alandaki mesleklerin değerlerine uygunluğu,
· Seçilecek alanın yeteneklerine uygunluğu,
· Seçilecek alandaki meslekleri sevmek,
· Seçilecek alandaki mesleklerin kişisel alışkanlıklara uygunluğu,
· Seçilecek alandaki mesleklerin kişilik özelliklerine uygunluğu,
· Seçilecek alandaki mesleklerin fiziksel özelliklere uygunluğu,
· Seçilecek alandaki bölümlerin hangi üniversitelerde, hangi illerde olduğu,
· Seçilecek alandaki mesleklerin test ve envanter sonuçlarına uygunluğu,
· Seçilecek alandaki mesleklerin gelecek görünümü, vb.

Alan seçimimizi etkileyen yukarıdaki kriterlerin hepsi çok önemlidir. Seçim yaparken bu kriterlerden sadece birisini dikkate almak yani sadece bir kritere göre seçim yapmak, diğer kriterleri göz ardı etmek bizi her zaman yanlışa götürür. Hiçbir kriter yok sayılmamalı, hepsinin üzerinde ayrı ayrı ve önemle durulmalıdır. İnsanların büyük çoğunluğu bu kriterleri dikkate almadan karar verdikleri için; istedikleri mesleğe ulaşamamakta, mutsuz ve başarısız olmaktadır.

Alan /Meslek seçimine karar vermeden önce erken öncelikle kendimizi çok iyi tanımalıyız. Kendini tanıma süreci o kadar kolay değildir. Biz yetişkinlerin bile kendimizi tam olarak tanıyamadığımızı düşünürsek, 15 yaşında bir gençten bunu beklemek ne kadar doğru olur?

Ama madem ki eğitim sistemimize göre, bu yaşta bu seçimi yapmamız gerekiyor o zaman hedefimiz doğruya en yakını bulmak olmalıdır. Ve yaptığımız bu seçimin bizim için hayat boyu değişmeyecek bir seçim olduğunu düşünmemeliyiz. Doğru baktığımızda her zaman kendimizle ilgili yeni seçenekler , yeni açılımlar olduğunu görebiliriz. Yeter ki meraklı, gerçekçi ve çalışkan olalım.

1.KENDİNİ TANIMA :

Alan /Meslek seçimine karar vermeden önce erken öncelikle kendimizi çok iyi tanımalıyız. Kendini tanıma süreci o kadar kolay değildir. Biz yetişkinlerin bile kendimizi tam olarak tanıyamadığımızı düşünürsek, 15 yaşında bir gençten bunu beklemek ne kadar doğru olur?

Ama madem ki eğitim sistemimize göre, bu yaşta bu seçimi yapmamız gerekiyor o zaman hedefimiz doğruya en yakını bulmak olmalıdır.

Kendimizi tanımaya çalışırken önümüzdeki en büyük engel, bizi olduğumuz gibi değil de olmasını istedikleri, hayal ettikleri gibi gören ve bize de bunu empoze eden ailemizle yakın çevremizdir. Yani bize bir elbise biçilir ve giydirilir. Sen busun denir. Bu elbiseler bazılarımıza dar, bazılarımıza bol gelir. Bazılarımız kırmamak için, bazılarımız zorunluluktan, bazılarımız farkına varamadığımız için ses çıkarmayız. Yılarca dar ya da bol demeden gezer dururuz bu elbiseyle. Ama bir gün gelip o elbise patlar , ya da o kadar bol gelir ki düşer üstümüzden. İşte o zaman ben ne yaptım deriz ve çok geç olabilir. En iyisi en baştan bu bizi yansıtmayan elbiseleri çıkarıp atmak ve kendi uygun gördüğümüz elbiseleri giymektir. Bunun için özgür düşünen, sorgulayan, okuyan, yazan, araştıran farkına vararak yaşayan biri olmamız gerekir.

Bazen de bu elbiseyi birileri giydirmez biz kendimiz giyeriz. Ya da bu maskeleri kendimiz takarız. Gerçek benliğimizle değil de ailemizin, arkadaşlarımızın, çevremizin, toplumun bizi görmek istediği gibi olmak için, kabul görmek için yaparız bunu. Yani gerçek benliğimizle değil, ideal benliğimizle hareket ederiz. Kendimizi öyle gösteririz. İşin kötüsü sonra kendimiz de inanırız bu halimize ve gerçek zannederiz. Ta ki o maskeler düşene kadar. O zaman de benim burada ne işim var, ben başka bir yerde başka bir şey yapmak isterdim der dururuz ama bazen çok geç olabilir. Burada da en iyisi kendimize bu oyunu oynamamak, kendi uygun gördüğümüz elbiseleri giymek, maskeleri atmaktır. Tabi yine bunun için de özgür düşünen, sorgulayan, okuyan, yazan, araştıran, farkına vararak yaşayan, kendi düşünce, değer sistemi olan, beğenileri, zevkleri gelişmiş biri olmamız gerekir. Bunu başarmak zordur ama olanaksız değildir. Yeter ki isteyin ve KENDİNİZ OLUN… (Kaçak Gelin filmi ve Kurabiye metaforu)

Hiçbir konuda asla fark etmez demeyin. İsteklerinizi, tercihlerinizi her zaman belirtin. Eğer siz sürekli her konuda fark etmez derseniz çevrenizdeki insanlar da sizin fikirlerinize, düşüncelerinize değer vermez, sizin fikrinizi almaz ve sizin adınıza karar verebilirler. Eğer siz sürekli her konuda fark etmez derseniz dünya da sizi fark etmez. Öylesine yaşar gidersiniz.

KENDİN OLMAK
“SENİ DİĞERLERİNDEN FARKSIZ YAPMAYA
BÜTÜN GÜCÜYLE GECE GÜNDÜZ ÇALIŞAN BİR
DÜNYADA ,
KENDİN OLARAK KALABİLMEK,
DÜNYANIN EN ZOR SAVAŞINI VERMEK DEMEKTİR.
BU SAVAŞ BİR KERE BAŞLADI MI,
ARTIK HİÇ BİTMEZ.
e.e.Cummings
Hepinize bu savaşta başarılar dilerim. Başaracağınızdan eminim. Yeter ki isteyin.



KENDİNİ TANIMA KRİTERLERİ:
· İsteklerimiz,
· İlgilerimiz,
· Beğenilerimiz,
· Kişilik yapımız,
· Özelliklerimiz,
· Alışkanlıklarımız,
· Yeteneklerimiz,
· Tutumlarımız,
· Değerlerimiz,
· Ailemizin istekleri,
· Ailemizin beklentileri,
· Ailemizin koşulları,
· Koşullarımız,
· Arkadaşlarımız,
· Akademik başarımız,
· Hayata bakış açımız,
· Hayattan beklentilerimiz,
· Gelecek Planlarımız, Hayalleriniz,
· Çeşitli test,envanter ve anket sonuçları (Çoklu Zeka Kuramı-Öğrenme Biçimleri- Sağ beyin sol beyin –Kendini Değerlendirme Envanteri,Temel Yetenekler Testi) vb.
*Bu kriterlerden hiçbiri tek başına karar veremiz için yeterli değildir. Ancak çoğunluğun işaret ettiği alan doğru alandır. Bütün bunları düşünerek gerçekçi bir biçimde karar vermeliyiz.

KENDİMİZİ HANGİ YÖNLERDEN TANIYABİLİRİZ?

1. Fiziksel özellikler:
· Yaş, boy, ağırlık, cinsiyet
· Bedensel özellikleri, engel (özür) durumu
· Sağlık durumu (geçirdiği belirgin hastalıklar, psikolojik sağlığı vb.)
· Görünüşü, ses tonu
2. Kişilik özellikler:
· Genel yetenek (veya zekâ) düzeyi, akademik yeteneği, farklı yetenekleri
· Alışkanlıkları, tutumları, değer yargıları
· İlgileri, psikolojik ihtiyaçları, inançları
· İletişim becerileri
· Duygusal ve heyecansal durumu
3. Akademik özellikler:
· Okuldaki genel başarı durumu, akademik başarısı
· Çalışma durumu, alışkanlıkları, iş tecrübesi
· Güçlü ve zayıf olduğu alanlar
· Boş zaman etkinlikleri ( tiyatro, müzik, spor, vb.)
· Güdülenme durumu
4. Sosyolojik özellikler:
· Ailesinin sosyo-ekonomik durumu
· Okul ve arkadaş çevresi ve ilişkileri
· İşle ilgili yaşantı ve tecrübeleri
5. Eğitsel-meslekî plânları ve amaçlar:
· Yönelmeyi düşündüğü alanlar ve okullar
· İş, meslek ve gelecekle ile ilgili plânları
· Hayattan beklentileri
Kuzgun (2000)


2.SEÇENEKLER HAKKINDA BİLGİ SAHİBİ OLMA:

Karar verirken seçenekler hakkında derinlemesine bilgi sahibi olmalıyız. Önümüzdeki seçeneklerin ne olduğunu bilmezsek yaptığımız seçim hiçbir zaman doğru olmayacaktır.

Seçeceğimiz alanla ya da meslekle ilgili tüm bilgilere sahip olmamız gerekir.

Öncelikle seçeceğimiz alanla veya bölüm hakkında bilgi toplamamız gerekir. Bunlar:

· Hangi alanlar var?

· Hangi alanda hangi dersler var?
  • Alan Seçme Koşulları nedir?
· Alan Değiştirme Koşulları nedir?

· Ortak alan nedir?

· Alanlarda hangi meslekler var?

· Hangi okullar ve bölümler var?
  • Hangi eğitim Programları var?
  • Çift dal, yan dal demek?
  • Sertifika programları neler?
Sonra meslekler hakkında bilgi toplamamız gerekir. Bunlar:

· Mesleklerin Özellikleri,

· Nasıl bir eğitim gerektirdiği,
· Gereken özel yetenekler,
· Gereken kişilik özellikleri,
· Eğitim süresi,
· Hangi üniversitelerde olduğu,
· Giriş koşulları,
· Sınav şekli,
· Puanı,
· Özel koşulları, (Staj vb..)
Daha sonra üniversite veya diğer eğitim olanakları hakkında da bilgi edinmemiz gerekir. Bunlar:
· Üniversiteler, Bölümler,

· Üniversite Sınav Sistemi,

· Meslekler, Koşulları,

· Yurt, Burs Koşulları,

· Yurtdışında Eğitim olanakları,

· Sertifika programları,
· Çeşitli meslek edindirme kursları,
· Gençlik Organizasyonları ( Afs -Interrail, Work and Travel, Genç Tur, Çalışma Kampları vb.)


Bu Konuda Bilgi Alabileceğimiz Kaynaklar: (Kaynağın güvenilir olmasına özen gösteriniz)

· Rehber öğretmen,
· İlgili müdür yardımcısı,
· Sınıf öğretmeni,
· Tanıtım ve yönlendirme ders notları,
· İlgili Yönetmelikler,
· ÖSS kılavuzu,
· Üst sınıflar,
· Üniversiteler,
· Üniversite Öğrencileri,(En az 3 kişi olmalı)
· Üniversitelerin tanıtım Günleri,
· Meslek kişileri, (En az 3 kişi olmalı)
· Meslek odaları,
· İş ve İşçi bulma Kurumu-Meslek Danışma Merkezi,
· ÖSYM meslekler Kılavuzu,
· Çeşitli yurtiçi ve yurtdışı organizasyonların tanıtım büroları, İnternet, gazete ve dergiler vb.



ALANLAR

Genel liselerde 4 tane alan vardır. Bunlar:
  • FEN BİLİMLERİ ALANI.
Fen Bilimleri alanına kaynaklık eden dersler: Matematik, Fizik, Kimya, Biyoloji
Fen Bilimleri Alanında güçlü olan öğrencinin özellikleri:
· Sayılarla çalışmayı ve hesaplamayı çok sever.
· Nesneleri kategoriye ayırmayı veya olayları belli bir mantıksal ilişki içinde düzenlemeyi çok sever.
· Matematik, fizik, kimya dersini çok sever.
· Deney yapmayı ve yeni şeyler yapmayı çok sever.
Fen Bilimleri Alanındaki Meslekler: Fen Bilimleri Alanında hangi mesleklerin olduğuna ilişkin en doğru bilgi 2008-ÖSYM başvuru kılavuzunda Tablo 3-A ’da verilmiştir. Lütfen bu tabloyu dikkatlice inceleyiniz. Ortak alana giren bölümleri de göz ardı etmeyiniz.
  • TÜRKÇE-MATEMATİK ALANI
Türkçe-Matematik alanına kaynaklık eden dersler: Matematik, Türk Edebiyatı.
Türkçe-Matematik Alanında güçlü olan öğrencinin özellikleri:
· İsimler, yerler ve tarihler hakkında iyi bir hafızaya sahiptir.
· Başkaları ile yüksek düzeyde sözel iletişime girer.
· Kitap okumayı ve dinleyerek öğrenmeyi sever.
· Matematiksel hesaplama oyunlarını çok sever.
Türkçe-Matematik Alanındaki Meslekler: Türkçe Matematik Alanında hangi bölümlerin olduğuna ilişkin en doğru bilgi 2008-ÖSYM başvuru kılavuzunda Tablo 3-A ’da verilmiştir. Lütfen bu tabloyu dikkatlice inceleyiniz. Ortak alana giren bölümleri de göz ardı etmeyiniz.
  • YABANCI DİL ALANI
Yabancı Dil alanına kaynaklık eden dersler: İngilizce,Türk Edebiyatı.
Yabancı Dil Alanında güçlü olan öğrencinin özellikleri:
· Kelimelerin telaffuzlarına, vurgularına ve anlamlarına duyarlıdır.
· Dilin gramer yapısına ve fonksiyonlarına karşı duyarlıdır.
Öğrendiği yeni kelimeleri anlamlarına uygun olarak konuşma ve yazı dilinde kullanır.
Yabancı Dil Alanındaki Meslekler: Yabancı Dil Alanında hangi bölümlerin olduğuna ilişkin en doğru bilgi 2008-ÖSYM başvuru kılavuzunda Tablo 3-A ’da verilmiştir. Lütfen bu tabloyu dikkatlice inceleyiniz. Ortak alana giren bölümleri de göz ardı etmeyiniz.
  • SOSYAL BİLİMLER ALANINDA
Sosyal Bilimler alanına kaynaklık eden dersler: Tarih, Coğrafya,Türk Edebiyatı.
Sosyal Bilimler Alanında güçlü olan öğrencinin özellikleri neler olabilir?
· Kitap okumayı, araştırmayı çok sever.
· İsimler, yerler ve tarihler hakkında iyi bir hafızaya sahiptir.
· Kavramlarla ve kelimelerle çok iyi düşünür ve yazar.
· Bir şeyi başkalarıyla işbirliği yaparak, onlarla paylaşarak ve onlara öğreterek öğrenmeyi sever.
Sosyal Bilimler Alanındaki Meslekler: Sosyal Bilimler Alanında hangi bölümlerin olduğuna ilişkin en doğru bilgi 2008-ÖSYM başvuru kılavuzunda Tablo 3-A ’da verilmiştir. Lütfen bu tabloyu dikkatlice inceleyiniz. Ortak alana giren bölümleri de gözardı etmeyiniz.

* Genel lisede olmanıza rağmen yetenek sınavı ile Resim, Grafik, iç mimarlık, Tasarım, müzik, tiyatro, spor vb. bir bölüme gitmek istiyorsanız, bu bölümlerle ilgili en doğru bilgi ÖSYM başvuru kılavuzunda Tablo 5’de verilmiştir. Lütfen bu tabloyu dikkatlice inceleyiniz. 2008-ÖSYM Kılavuzunu internetten indirebilirsiniz.


3. KARAR VERME:

Karar verme aşamasında önyargılardan uzak durmalıyız ve bunlara göre hareket etmemeliyiz. Alan/ Meslek seçimi ile ilgili toplumda en eğitimli kesimlerde bile yaygın olarak inanılan ve doğru kabul edilen birçok klişe ve önyargı vardır. Seçimimizi yaparken bu klişe ve önyargıların nasıl oluştuğunu anlamalı, tüm önyargılarda olduğu gibi bundan da kurtulmalı, gerçekçi ve doğru bir karar almalısınız.

ALAN/MESLEK SEÇİMİMİZİ ETKİLEYEN ÖNYARGI VE KLİŞELER

· İnsan ancak dört yıllık bir üniversite eğitimi görürse güvenceli ve saygın bir meslek edinebilir,
· İnsan girdiği meslekte hayatı boyunca çalışır,
· İyi meslek, yüksek mevki ve çok kazanç sağlayan meslektir,
· Önce iyi bir üniversiteye girmeli, hangi bölüm olduğu önemli değil,
· Küçük üniversiteleri bitiren iş bulamaz,
· Başarılı öğrenci Fen alanı seçmelidir,
· Ülkemizde insanlar istedikleri mesleklere giremiyorlar,
· Üniversiteye bir girsem gerisi kolay,
· Meslek liselerine başarısız öğrenciler gider,
· Meslek liselerinde iyi bir eğitim yok,
· Meslek lisesine giden üniversiteye gidemez,
· Sayısal alanda daha çok para var, daha çok iş var,
· Sayısal alanı seçen az olduğundan ÖSS ye giren çok,
· Sözel alanında seçilecek fazla bölüm yok,
· Sözel alanda iyi meslek yok,
· Yabancı Dil alanında seçilecek fazla bölüm yok,
· Sözel alana başarısızlar gider,
· Dershaneye gitmeyen sınavı kazanamaz,
· İki yıllık bölümlerden mezun olanlar iş bulamaz, para kazanamaz,
· Açık öğretimden mezun olanlar iş bulamaz, para kazanamaz,
· Torpilin yoksa iş de yok,
· Gelecekte hangi mesleğin geçerli olacağını şimdiden bilmek çok önemlidir,
· … en rahat meslek,
· ….bölümünü yazarsan işin hazır,
· …bölümünü yazarsan iş bulamazsın,
· …bölümünü yazma para kazanamazsın,
· …bölümünde okumak çok zor,
· …bölümünde sadece zengin çocukları okuyabilir,
· mesleğindeki kişiler çok paragözdür,
· …mesleğindeki kişilerin düzgün hayatları olmaz vb.
Kendinize önyargılarla ilgili aşağıdakine benzer sorular sorun ve dürüstçe cevaplayın:
· Hayatınızda önyargı ve klişelere ne kadar yer veriyorsunuz?
· Kararlarınızı etkileyen önyargılar oldu mu?
· Kimlerden etkilendiniz?
· Çevrenizde mesleğini seçerken bu tür önyargılarla hareket eden insanlar var mı?
· Mesleğini seçerken önyargılarla hareket etmek nasıl sonuçlar doğurur?
· Önyargılardan uzak durmak için ne yapılabilir? Vb.
(23 üniversitede yapılan bir araştırma-%83’ isteyerek girmemiş.)
İLK HEDEF ÜNİVERSİTE OLMAMALI-ÖNCE BİR HEDEFİNİZ OLMALI-ÜNİVERSİTE BU HEDEFE GİDEN YOLLARDAN SADECE BİRİDİR. DİĞER YOLLARI YOK SAYMAYIN-ARAŞTIRIN. Hedefine ulaşmak için aşkla çalışan, çabalayan kişiyi hiç bir şey engelleyemez.

ALAN SEÇİMİNİN ÜNİVERSİTEYE GİRİŞTEKİ ÖNEMİ:

• Kendi alanınız dışındaki bölümleri de yazabilirsiniz. Bu imkansız değildir ama çok zordur.
• Kendi alanınızda tercih yaptığınızda AOBP 0.8 katsayı ile, alan dışı tercih yaptığınızda ise 0.3 ile çarpılır.
• AOBP ‘nın 100 ile 50 arasında değiştiği düşünülürse puan farkının 25 ile 50 puan arasında değişme göstereceği gerçektir.
• Kendi alanı dışında da yazılabilen ve ortaöğretim başarı puanı düşmeyen bazı bölümler vardır. Bu ortak alanlar dikkatle incelenmelidir.

MESLEKİ GELİŞİM EVRELERİ

İnsan, her canlı gibi, yaşamı boyunca bazı takım gelişim evrelerinden geçer. Kişilik gelişimi insanın toplumsallaşması, içinde yaşadığı toplumun beklentilerini yerine getirebilmesi için gerekli tutumları ve iletişim becerilerini kazanması sürecidir. Bu gelişim süreci zihinsel ve duygusal gelişim başlıkları altında bilimsel olarak incelenmektedir. 20. asrın ortasından itibaren buna mesleki gelişim adı verilen bir boyut eklenmiştir. Mesleki gelişim bireyin giderek karmaşıklaşan çalışma yaşamında kendine uygun bir yer edinmesi ve o ortamda kendini gerçekleştirebilmesi için gerekli davranışları gerçekleştirme süreci olarak tanımlanabilir.

Mesleki gelişim süreci okul öncesi dönemden başlayıp meslek ömrünün sonuna kadar devam eden bir süreçtir. Bu süreç boyunca bireyin şu istendik davranışları gerçekleştirmesi beklenir:
· Hangi işleri ne derece yapabildiğinin farkında olma, çeşitli konulardaki yeteneklerini doğru olarak değerlendirebilme,
· Bir eğitim ortamından, bir çalışma alanından, kısaca bir meslekten ne beklediğini açık ve net bir biçimde ifade edebilme,
· Mevcut seçenekleri inceleme, başka seçenekler olup olmadığını araştırma,
· Seçeneklerin her birini, istek ve beklentileri karşılama, var olan yeteneklerle ve ekonomik olanaklarla erişebilme olasılığı bakımından değerlendirme,
· İstekleri karşılama olasılığı en yüksek görünen ve erişme olasılığı olanlara yönelme kararını verebilme.

İnsanın yaşamı boyunca yerine getireceği gelişim görevleri içinde en önemlisi ve en zor gerçekleştirilebileni ne istediği ve neleri ne ölçüde yapıp neleri yapamayacağı konusunda net ve kararlı bir benlik algısı geliştirmesidir. İnsanların kendini tanımasını engelleyen en önemli etmen, başkaları tarafından beğenilme, kabul görme arzusudur. Kendini başkalarının ölçütlerine göre değerlendiren kişi, kendi gerçeğinden uzaklaşacak, kendi özüne uymayan bir öz kavramı geliştirecek, doğasına yabancılaşacak ve gizilgüçlerini kullanamamaktan ileri gelen bir uyumsuzluk yaşayacaktır

Meslek seçimi ne yazık ki birçok problemin yaşandığı ergenlik dönemine rastlamaktadır. Bu dönemde genç kendini tanımaya, kendinde olan değişikliklere alışmaya çalışmaktadır. Kısaca genç kendi kimlik arayışını tamamlamadan meslek seçimi yapmak zorunda kalmaktadır. Bu karar aşamasında bocalarken bir de okul, aile ve çevrenin baskısı bir de sınav stresi de eklenince gençler panik yaşamaktalar ve sağlıklı seçim yapamamaktalar.
Meslek seçimini tesadüflere bırakmamak ve sağlıklı seçim yapmak için ilk adım kendini tanımaktır. Çocukluğundan itibaren kendini tanıma yönünde bilgi birikimi olan gençlerin işi, tanımayanlara göre daha kolay olacaktır. Kendini tanımak için:

· Güçlü ve zayıf yönlerin tanınması,
· Bedensel ve beyinsel güçlerinizle ilgili farkındalık geliştirme,
· Hobi alanlarının tespiti,
· Kişilik özelliklerinin tanınması,
· Yeteneklerin ve ilgi alanlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.

MESLEK SEÇİMİNDE HATALI VELİ DAVRANIŞLARI:

· Anne Babanın çocuğunu olduğu gibi değil olmasını istediği gibi görmesi,
· Anne babanın geçmişte yapmak isteyip de yapamadığı mesleği çocuğuna ısrarla empoze etmeye çalışması.
· Anne babanın popüler görünen mesleklerden birini çocuğunun seçmesinin yararlı olacağına inanması ve çocuğunu da bunu inandırmaya çalışması.
· Çocuklarının kendilerinden daha iyi bir yaşam düzeyine ulaşması için yetenekli
olmadığı alanlara yönlendirilmesidir.
· Anne babanın çocuklarının meslek seçiminde çocuğu özgür bırakmak adına
hiç ilgilenmemek, yalnız bırakmak, meslek seçiminde baskı yapmak zararlı sonuçlar doğurur.

En doğrusu çocuğunu sevmek, sevgisini göstermek, başarısızlıklarını değil başarılarını ön plana çıkarmak, çocuğunu iyi tanıyıp güvenmek, kendi özelliklerine uygun alanlara yönlendirmek destek olmaktır. Ne arkasından itmek, ne çekiştirmek; sadece yanında olmaktır.

SEVGİLİ ÖĞRENCİLER,

Bu dönem yapacağınız alan seçimi kararınızı vermeden önce, yukarıdaki bilgileri tekrar tekrar gözden geçirmeli, vereceğiniz kararın ; üzerinde çok fazla düşünülmüş, çok araştırılmış yani emek harcanmış, doğruya en yakın karar olmasına özen göstermelisiniz. Bu şekilde vereceğiniz ayakları yere basan bir karara aileleriniz de saygı gösterecek ve sizi destekleyecektir.

Hayatınızın tümünü etkileyecek bu önemli kararı alırken çok düşünmeli, çok araştırmalı ve kendinize güvenmelisiniz. Ne yazık ki kendini tanımadan, ne istediğini bilmeden, üzerinde düşünmeden başkalarının ve önyargıların etkisi ile karar verip daha sonra da mutsuz olan çok fazla genç var. Bu gençler hayatlarının en güzel yıllarını eğlenerek, neşe içinde, farklı uğraşlarla geçirmek yerine; stres, sıkıntı ve bunalımlarla geçirmekte, aileleriyle ve kendileriyle çatışmalar yaşamaktadır. Tek seçenek üniversite diye düşünerek üniversite kapısında yığılmakta, dershaneleri doldurmakta. Hem maddi hem manevi çok fazla kayıp yaşanmaktadır.

Kendini tanımadan, ne istediğini bilmeden, üzerinde düşünmeden başkalarının ve önyargıların etkisi ile ; sırf girmiş olmak için (kendisini ailesine ve çevresine ispatlamış olmak için) kendisine uymayan bir bölüme giren bu gençler üniversiteye girdiklerinde de mutsuz olmaktadır. Bu konuda 23 üniversitede yapılmış yeni bir araştırma sonucunda üniversitede okuyan gençlerin %87’sinin okudukları bölümden hoşnut olmadıkları görülmüştür. Bu çok çarpıcı ve üzücü bir sonuç.

Kararını sağlıklı almamış gençler üniversiteye girseler bile, lisede okur gibi okurlar, okulun verdikleri dışında okudukları bölümle ilgili herhangi bir araştırma, mezunlarla tanışma, meslek odalarına gitme, deneyim kazanmak için çalışma, staj vb. çalışma yapmazlar. Mezun olduklarında neler yapacaklarını en baştan düşünmez ve buna göre planlamalar ve ek çalışmalar yapmazlar, ek kazanımlar edinmezler. Mezun olduklarında da doğal olarak iş bulamazlar. Hepsi bu durumdan dolayı kendilerini değil, ülkedeki işsizliği suçlarlar ve mutsuz olmaya devam ederler.

Dünyadaki gençler ilkokuldan itibaren çalışarak kendi kazançlarını elde etmekte. Liseden sonra ise ailelerinin yanından ayrılarak farklı ülkelerde farklı işlerde çalışarak deneyim kazanmakta, dillerini geliştirmekte, farklı kazanımlar elde etmekteler. Bunun sonucunda da gelecek planlamalarını yaparak kendi olanakları ile üniversiteye girmekte ya da sadece üniversite ile değil farklı şekillerle ile meslek edinmekteler. Bizde ise gençler her zaman özellikle maddi konularda aileye bağımlı ve beklentiler içindeler. Dershanelere, özel derslere, paralı üniversitelere gitmek için ailelerinin maddi olanaklarını kullanmaktalar. Aileler de buna karşılık olarak onların hayatlarına karar vermekte ve özgürlüklerini kısıtlamaktalar. Yani bir çeşit bedel ödemektedirler. Karşılıklı olarak hoşnut olunan bir durum değil tabii ki.

Tek hedef üniversite ye girmek olmamalı. Yani birçok gencin dediği gibi “Üniversiteye bir kapağı atalım da gerisi kolay” dememeliyiz. Bu tutum bizi çok büyük bir yanlışa götürüyor. Üniversite gelecekte ulaşmak istediğiniz yere, hayallerinize ulaşabilmeniz için sadece bir araç olmalıdır.

İnsanın kendini tanıma süreci hayat boyu sürer. İnsan devamlı gelişen ve değişen bir varlık olduğundan, aldığınız bu kararı zaman zaman tekrar gözden geçirmelisiniz. İnsan sürekli kendini geliştirirse, kendi iç seslerine kulak verirse, kendine güvenirse, geleceğini planlarken hayal kurup bu hayallerini gerçekleştirmeye çalışırsa ; gerek iş, gerekse özel yaşamında çok farklı noktalara gelebilir. (*Hayal Hırsızı Öyküsü) (Yeter ki bol bol araştırsın, okusun, değişime, gelişime açık olsun, merak etsin, öğrenmek istesin, insanlarla tanışsın, bilgi alsın, akademik, gönüllü, mesleki çalışmalar yapsın.

Her zaman kendimizle ilgili yeni ipuçları yakalayabiliriz. Bunun için kendi içimizden gelen seslere de kulak vermeliyiz. Hobi ve ilgi alanlarımızı geliştirmeliyiz. Bunları geliştirebilmek için de bol bol yeni ortamlara girmeli, yeni insanlarla tanışmalıyız. Gençlik organizasyonlarını izlemeliyiz. Çeşitli gençlik kampları, gençlik organizasyonları, yurtiçi ve yurtdışı çalışma kampları, dil kampları, yarışmalar, projeler vb..

Eğer antenlerimizi açar ve sürekli çabada olursak, yani bir ağaç değil bir insan olduğumuzun farkına varırsak, her geçen gün yeni bilgiler, yeni deneyimler kazanırız. Koşullarımızı her zaman daha iyiye taşırız. Bazen tanıştığımız bir insan, okuduğumuz bir kitap, okuduğumuz bir haber, izlediğimiz bir film bile önümüzde yeni ufuklar açabilir. Yeter ki bunları görelim ve değerlendirelim. Olanaksızlıklar içinde, inanılmaz güçlükleri yenerek neleri başardıklarını görmek için, başarılı insanların yaşam öykülerini okuyalım, mesleki bir idolümüz olmalı ve ne yapıp edip onlara ulaşmaya çalışalım. Ne kadar ilgili, istekli ve çalışkan olduğumuzu gösterelim ve yanında ücret talep etmeden çalışmak için onay isteyelim, kendimizi kabul ettirelim. Böylece alandaki en iyi kişiden hiçbir okulda verilmeyen bilgi, birikim ve deneyim kazanmış oluruz.

Gerek bir insan olarak, gerekse bir meslek kişisi olarak her zaman istediğimiz en iyi yere gelebiliriz. Yeter ki her şeyin en iyisini hak etimize ve eğer istersek her şeyi başarabileceğimize inanalım. Hedefimizi belirleyelim, bu hedefe ulaşmak için yılmadan çalışalım ve her zaman elimizden gelenin en iyisini yapalım. Önderimiz ATATÜRK’ ü iyi tanıyalım, iyi anlayalım ve izinden gidelim. Her zaman kendimize olan saygımızı yitirmeden insan olmanın onuru ve kıvancı ile yaşayalım.

Sevgiler, Mutluluklar

PSK. AYLA SIRIKLI

HAYAL HIRSIZI

Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını istedi hocası...

Çocuk bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine sahip olmayı hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazdı. Hayalini en ince ayrıntılarıyla anlattı. Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin krokisini de çizdi. Binaların, ahırların ve koşu yollarının yerlerini gösterdi. Krokiye, 200 dönümlük arazinin üzerine oturacak 1000 metrekarelik evin ayrıntılı planını da ekledi. Ertesi gün hocasına sunduğu 7 sayfalık ödev, tam kalbinin sesiydi...iki gün sonra ödevi geri aldı. Kağıdın üzerinde kırmızı kalemle yazılmış kocaman bir "0" ve "Dersten sonra beni gör" uyarısı vardı.
"Neden "0" aldım?" diye merakla sordu hocasına, çocuk...
"Bu senin yaşında bir çocuk için gerçekçi olmayan bir hayal" dedi, hocası...
"Paran yok. Gezginci bir aileden geliyorsun. Kaynağınız yok. At çiftliği kurmak büyük para gerektirir. Önce araziyi satın alman lazım. Damızlık hayvanlar da alman gerekiyor. Bunu başarman imkansız" ve ekledi:

"Eğer ödevini gerçekçi hedefler belirledikten sonra yeniden yazarsan, o zaman notunu yeniden gözden geçiririm."

Çocuk evine döndü ve uzun uzun düşündü. Babasına danıştı. "Oğlum" dedi babası "Bu konuda kararını kendin vermelisin. Bu senin hayatın için oldukça önemli bir seçim!" Çocuk bir hafta kadar düşündükten sonra ödevini hiçbir değişiklik yapmadan geri götürdü hocasına...

"Siz verdiğiniz notu değiştirmeyin" dedi... "Ben de hayallerimi..."

O orta 2 öğrencisi bugün 200 dönümlük arazi üzerindeki 1000 metrekarelik evinde oturuyor. Yıllar önce yazdığı ödev şöminenin üzerinde çerçevelenmiş olarak asılı.

Öykünün en can alıcı yanı şu:

Aynı öğretmen geçen yaz önce 30 öğrencisini bu çiftliğe kamp kurmaya getirdi. Çiftlikten ayrılırken eski öğrencisine "Bak" dedi, "Sana şimdi söyleyebilirim. Ben senin öğretmeninken hayal hırsızıydım. O yıllarda öğrencilerimden pek çok hayal çaldım. Allah' tan ki sen hayalinden vazgeçmeyecek kadar inatçıydın."
"Kimsenin hayallerinizi çalmasına izin vermeyin. Ne durumda olursanız olun, kalbinizin sesini dinleyin!..."

Sizin Hayal hırsızınız kim?

Üst komşu mu? Annemizin öğretmen arkadaşı mı? Dershanedeki bir öğretmen mi? Anneniz mi? Babanız mı?

Yoksa kendiniz mi?
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Alan-Meslek Seçiminin İnsan Hayatındaki Önemi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Ayla SIRIKLI'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Ayla SIRIKLI'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Ayla SIRIKLI'nın Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Alan-Meslek Seçiminin İnsan Hayatındaki Önemi' başlığıyla benzeşen toplam 25 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Anne Olabilmek Mayıs 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


17:54
Top