2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Araknoid Kist
MAKALE #12090 © Yazan Prof.Dr.Kadir KOTİL | Yayın Ocak 2014 | 93,751 Okuyucu ÇOK OKUNUYOR
ARAKNOİD KİST NEDİR TEHLİKELİ BİR HASTALIK MIDIR?

Beyinde araknoid kist görülmesi günümüzde MR kullanımın artmasıyla boyut değiştirmiştir.
Ne anlama gelmektedir?
Tehlikeli midir?
Tedavisinde medical tedavi mi cerrahi mi?
Ne sıklıkta takip edilmeli
Kafa açılımlı Fenestrasyon mu yoksa şantlama mi yoksa endoskopik fenestrasyon mu ?
Bu makalede bu sorunların yanıtlarını ve daha çok ayrıntıları bulacaksınız.

Herşeyden once bilinmelidir ki bu durum acil bir konu değil ve kist bir tumor değil beyin suyun bir yere sıkışıp doalşıma çıkamaması vebir yerde ceplemesi sonucu oluşur. Bazıları ,tip2, 3 denenler, bir balon gibi zaman aşımı sonunda şişerek kanama nöbet veya baş ağrısı gibi semptomara neden olabilirler.

Araknoid kistler, araknoid membran denen beyin zarları içerisinde kollajen ve hücre içeren, içi beyin suyu benzeri sıvı dolu kistik boşluklardır. Araknoid kistler kafa içi yer kaplayan lezyonların %1'ini oluştururlar. Tüm yaş gruplarında gelişebilmekle birlikte %75'i çocukluk çağına kadar oluşmaktadır ama her yaşta ve -büyük oranda yaşamın ilk yılında tesbit edilmektedirler.

Tarihçesi hakkında neler biliyoruz ?

Araknoid kist (AK) ilk olarak 1831 yılında İngiliz araştırmacı Bright tarafından tanımlandığı bilinmektedir. Doğumsal denen primer veya kanama, travma ve infeksiyonla ilişkili (sekonder) olarak oluşurlar. Konjenital olanlar 6-8. fetal hayatta hemisferik kıvrımlaşmanın oluşması ve araknoid membranın ayrışması esnasında oluşurla. Erken evreden itibaren subaraknoidal boşluk ile ilişkili olup, bu evrede araknoidal herni dediğimiz örümcek zarının fıtıklaşması, araknoidal divertikül olarak isimlendirilir. Daha ileri evrelerde bu ilişki kapandığında araknoid kist olarak tanımlanırlar. Kistler berrak, renksiz, spinal sıvı benzeri bir sıvı içerirler, içinde hemosiderin granülleri veya inflamatuar hücre veya kanser hücresi yoktur. Kistin iki tabakası olup, tabakalar arası kollajen denen yapılarla kaplıdır. Kistin altındaki piamater ve serebral parankimde patolojik değişiklikler yoktur. Araknoid membran ile kist duvarı arasındaki fark; kist duvarında kalın bir kollajen tabakanın olması, kistin içinde çapraz trabeküler yapının bulunmaması ve kistin duvarında kollajen yapımına katılan hiperplastik araknoid hücrelerin denen yapıların bulunmasıdır.
Travmayı takiben oluşan AK'lerin 12ay- 7 yıl arasında bir bekleme dönemden sonra oluştukları tesbit edilmiştir.
Araknoid kistlerin beyindeki yerleşimleri ne şekilde olmaktadır?
En sık yerleşim yeri orta çukur denen şakak bölgesidir yaklaşık 4/6 oranında;
arka çukur denen beyincik bölümünde 1/6 oranında;
suprasellar bölge denen göz arkasında, şakak , kafatası tepesi sisternde 1/6 oranında görülmektedir.
Orta çukur kistlerinin 1/4 ü iki taraflıdır. multipl kistler nadir görülmekte olup Marfan sendromu, nörofibromatozis ve glutarik asidüri tip 1 gibi hastalıkalrda daha sık görülmektedir. Bilateral ve multipl kistleri olan çocuklar glutarik asidüri tip 1 açısından araştırılmalıdırlar. Araknoid kistler erkeklerde daha sıktır ve sol hemisfer yerleşimi daha fazladır, bunun sebebi açıklığa kavuşturulamamıştır.
Orta çukur kistleri, klinikte en sık olarak başağrısı, nöbet, karşıtaraf güçsüzlük, büyük kafa, mental gerilik, davranış bozuklukları ile birlikte görülmektedir. Bazen çocuklarda korpus kallozum disgenezisi, kolposefali denen anomali, akondroplazi denen cücelik, mikroftalmi denen küçük kafa, dev nevoselüler nevüs gibi cilt benleri veya tümörleri gelişim anomalileriyle birlikte görülebilirler. Sol slvian fissür yerleşimli AK'ler ile birlikte görülen afazi vakaları mevcuttur, bu vakalarda PET çalışması ile kistin etrafındaki kortikal yapılarda hipometabolizma tesbit edilmiştir. Bu olguların digger olgulardan yanı sessiz seyircilerden uzak tutulması gerekmektedir.
Peki sessiz seyreden ve takiplerinde sorun olmayan araknoid kistler ne zaman tehlikeli olabilmekte ve hangi nedenden dolayı sorunlara neden olurlar?
1)Kistin içindeki sıvının onkotik basıncının zamanla artması,
2) AK ile subaraknoid mesafe arasında valf mekanizmasının oluşması ve kist içi sıvı hacminin artışı,
3) Kistin duvarından sıvı salgılanması.
Bir çalışmada ilk olarak 65 yaş üzerinde bulgu veren 23 olgu bildirilmiştir. Hemiparezi, demans, üriner inkontinans, nöbet, baş ağrısı ana bulgular olup, 65 yaş üstü AK'lerde en sık yerleşim yeri temporal lob olarak tesbit edilmiş ve ilk olarak 65 yaşından sonra bulgu vermelerinin nedeni açıklanamamıştır. AK'ler ile ilgili önemli bir komplikasyon subdural hematom gelişmesidir. Orta çukur AK'lerinin %2.4'ünün kronik subdural hematom veya higromaya yol açtığı tesbit edilmiştir. Bu komplikasyon daha çok orta çukurda görülür ve öncesinde travma hikayesi bulunabilir. Akut veya kronik higromalar kistin rüptüre olup, kist içi sıvının subdural boşluğa yayılması sonucu gelişirler. Bazen AK'lerin spontan veya travma sonrası kayboldukları bildirilmiştir, peki ama neden nasıl niçin oluştuğu konusunda bir mekanizması açıklanamamıştır.
Semptomları yada şikayetleri nelerdir?
Araknoid kistin semptomları kist büyüklüğüne ve yerleşimine bağlıdır. Küçük kistler genellikle semptom vermez ve sadece tesadüfen bulunur. Büyük kistler kafa şeklinin bozulmasına ya da makrosefaliye (kafanın genişlemesi) sebep olabilir ve şu bulgular olabilir:
• Baş ağrıları
• Nöbetler yada sara
• Hidrosefali (serebrospinal sıvının fazla birikmesi)
• Artmış kafa içi basınç
• Gelişimsel gecikme
• Davranışsal değişiklikler
• Hemiparezi (vücudun bir tarafında güçsüzlük ya da paralizi)
• Ataksi (kas kontrolünün yokluğu)

Peki ama sara nöbeti olan bir çocukta AK saptanırsa sebebi bu mu yoksa bir rastlantı sonucu mudur? Ne yapılmalıdır? Sarası için ameliyat edilmelidir?
AK'lerin hastadaki nörojik bulgularla birlikteliği rastlantısal olabilir, bulguları AK ile ilişkilendirebilmek için ayrıntılı araştırma yapılmış olmalı ve elde objektif veriler bulunmalıdır. Epilepsi ile bir ilişkisinin olduğunu söyleyebilmek için nöbet tipi, başlangıcı, EEG bulguları ile kistin yerleşimi arasında bire bir uyum olması gereklidir,2 tam bir uyum olmadan epilepsi etiyolojisinin kist olduğu düşünülüp gereksiz kist operasyonu geçiren çok sayıda hasta mevcuttur.
Omurilik kökenli araknoid kistler
Spinal yada omurilik araknoid kistler genellikle semptom vermezler, çoğu beyin kistlerleri gibi spinal görüntülemede rastlantısal olarak tesbit edilirler. Yerleşim yerine göre 3'e ayrılırlar:
-Ön-yan (Anterior-anterlateral) yerleşimli
-Arka (Posterior-posterolateral) yerleşimli
-omurilik (İntramedüller) yerleşimli.
En sık görüldükleri segmentler, torasik denen sırt ve daha sonra servikal denen boyun segmentlerdir. Bir diğer sınıflamada intradural kistler ve ekstradural kistler şeklindedir, intradural spinal araknoid kistler daha az görülmektedir. Kistler; nöral tüp defekti, spinal disrafizm, travma, menenjit, kifotik deformiteler gibi hastalıklarla ilişkilendirilmiştir. Anterior yada ön yerleşimli kistler genellikle güçsüzlük ve myelopati denen omurilik ödemine yol açarken, arka yerleşimli kistler nöropatik ağrı ve parestezi ile kendilerini gösterirler.
Spinal araknoid kistler siringomyeliye yol açabilirler, intramedüller kavite oluşumu BOS akımının blokajına bağlanmıştır, akımın normale dönmesi halinde kavitenin rezolüsyona uğradığı sıklıkla gözlenir.
Kistler nörojenik mesane ve kauda equina sendromuna yol açabilirler.
Peki omurilik kökenli AK leri nasıl tespit yada teşhis edebiliriz?
Tanıda myelografi, post-kontrast BT myelografi veMR kullanılır.
Genel olarak bakıldığında AK lerin nasıl teşhis edileceği konusunda hem fikir nasıldır?

AK'lerin bilgisayarlı beyin tomografisindeki karakteristik görünümü, sınırlı, hipodens, kontrast tutmayan, subaraknoidal sistern ile ilişkili kitle lezyonları şeklinde olduğu bilinmektedir. Büyük orta çukur kistlerinde tanı kolaydır, ancak küçük orta çukur kistlerinde yerleşim yerinin çeşitliliğine göre tanı kolay olmayabilir. Tomografi her zaman kronik bir subdural hematomu bir orta çukur kistinden ayırt etmeye yardımcı olmayabilir. Suprasellar bir kist kraniofaringioma denen çocukluk çağı tümörleri ile, serebellopontin köse kisti epidermoid kist ile karışabilir. Petroz apeksteki kistler neoplazi, mukosel ve efüzyon ile, serebral konveksitedekiler hemanjioblastomlar ile karışabilir.
Beyin MR ve MR spektroskopi bu gibi durumlarda BT ye göre daha üstündür. Komplike olmamış, yani kist içi kanama veya enfeksiyon gelişmemiş olan kistin içerdiği sıvı, BOS ile aynı görünümdedir. Neoplastik, inflamatuar ve hemorajik kistler BOS ile farklı dansitededirler, MR görüntüleme ile bu dansite farkı tesbit edilebilir. AK'ler epidermoid kist ile karışabilirer. araknoid kist- epidermoid kist ayırımında flair sekansının diger sekanslara göre daha üstün olduğu konusunda çok sayıda kanıt saptanmıştır. MR görüntülemede spinal AK'ler T1 sekansta hiperintens olarak görülürler, BOS'dan daha fazla protein içerirler.


TEDAVİLERİ NASIL NE ŞEKİLDE OLMAKTADIRLAR? BİRBİRLERİNE OLAN ÜSTÜNLÜKLERİ VAR MIDIR?

Araknoid kistler için tedavi semptomatik ise yapılmalı değilse senelik takipleri yapılmalıdır.
• Semptomlar gerektirdiğinde, kistteki basıncı ortadan kaldırmak için kalıcı bir drenaj sisteminin (kistoperitoneal şant) cerrahi olarak yerleştirilmesi gerekebilir. Şant yerleştirilmesi işlemin basitliği nedeniyle caziptir. Ama tıkanma olasılığı fazladır.
• Alternatif olarak, kistin duvarlarında pencere açmak üzere açık bir cerrahi işlem de uygulanabilir. Kistte pencere açılması bu işlemin yüksek başarı oranı nedeniyle tipik olarak tercih edilmektedir.
• Kistte endoskopik olarak pencere açılması, şantın minimal invaziv (en az zarar verici) yararları ile şant implantasyonundan kaçınarak açık pencerelendirmenin avantajlarını birleştiren bir tekniktir. Bu, araknoid kist görülen çoğu durumda tercih edilen işlem olsada komplikasyonları arasında geç dönemde tekrar oluşması sayılabilir.

Şant denen yöntemle beyin içindeki kistin katatere oradan da akciğer yada karın boşluğuna akıtılması ile kist küçültülür.
Her bir tedavinin olgu bazında avantajini ve dezavantajini doktorunuz size açıklayacak ona gore uygun bir cerrahi tipi karar verilecektir.
Ama her bir tedavinin de uzun dönemde yetmezliğe girebileceği bilinmelidir.
Şant takılacaksa olguya hangı basınç ta takılacağı konusunda ön çalışmalar yapılmalıdır ama çoğu zaman düşük basınçlı yada orta basınçlı olması yeterli olmaktadır.

Sağlıklı günler
Prof.Dr. Kadir KOTİL
Beyin cerrahisi uzmanı

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Araknoid Kist" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Prof.Dr.Kadir KOTİL'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Prof.Dr.Kadir KOTİL'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     26 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Kadir KOTİL Fotoğraf
Prof.Dr.Kadir KOTİL
İstanbul
Doktor "Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirurji)"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi57 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Prof.Dr.Kadir KOTİL'in Makaleleri
► Beyin Kistleri - Araknoid Kistler ÇOK OKUNUYOR Prof.Dr.Hasan Çağlar UĞUR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Araknoid Kist' başlığıyla benzeşen toplam 8 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Omurilik Tümörleri Eylül 2017
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


00:46
Top