2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Dikkat Dağınıklığı ve Depresyon İlişkisi
MAKALE #12112 © Yazan Psk.Dnş.Kıvanç TIĞLI | Yayın Ocak 2014 | 4,296 Okuyucu
DİKKAT EKSİKLİĞİ YAŞAYAN ÇOCUKLARDA DEPRESYON

Dikkat eksikliği sorunu yaşayan çocukların neredeyse dörtte birinde depresyona rastlanmaktadır. Çocuk veya genç, hele bir de teşhis konulamamışsa ve tedavi görmüyorsa nasıl depresif olmasın; okulda dersi dinleyemiyor, aklı başka yerlere kayıyor, derse dikkatini rahatsızlığından dolayı veremediği için sürekli arkadaşıyla konuşuyor, dersin dikkatini bozuyor, sınavlarda dikkatsizliğinden dolayı zekası iyi olduğu halde çok düşük notlar alıyor, öğretmeni ve ailesi tarafından tembel, dalgın gibi olumsuz yönde etiketleniyor. Ders başarısızlığı yüzünden kendini işe yaramaz, değersiz biri gibi görüyor. Hele bir de davranış problemleri de varsa arkadaşları tarafından kabul görmüyor, önemsenmiyor, kimse onunla arkadaşlık yapmak istemiyorsa... Bu olumsuzluklara daha da çok devam edebiliriz. Böyle sorunlarla, olumsuzluklarla boğuşan genç veya çocuk, ister istemez sinirli, hırçın, kederli, karamsar veya mutsuz olacaktır.
Berk de dikkat sorunu yüzünden depresyon yaşayan ilkokul birinci sınıf öğrencisiydi. Berk’in sorunları daha anaokulunda başlamıştı. O zaman da arkadaşlarıyla iletişim kuramıyor, geçinemiyordu. Her şeyden çabuk sıkılıp bıkıyor, oyuncakları ile kısa bir süre oynadıktan sonra, sıkılıp onları parçalıyordu. Uzun süre oturup çizgi film izleyemiyordu. Anne ve babası Berk’in bu sorunlarının yaşının gereği olduğunu düşünüyorlardı. Zaten anaokuluna da düzenli devam edememişti. Hep bir şeyleri bahane edip okula gitmek istemiyordu.
Berk’in sorunları ilkokula başladığında daha çok belirginleşmeye başladı. Öğretmeni, onun dalgınlığından, dersi takip etmediğinden, derste sıkıldığı için sırasını salladığından veya sıra arkadaşını konuşturduğundan, yazı yazarken zorlandığından, eksik yazdığından, hatalı okuduğundan şikayetçi idi. Berk, son zamanlarda hırçın ve sinirli olmaya başlamıştı. Sürekli canının sıkıldığını söylüyordu. 5 yaşındaki kız kardeşine de kötü davranmaya başlamıştı. Öğretmen, Berk’in ailesine, oğullarını bir uzmana götürmeleri gerektiğini söylemişti. Bunun üzerine Berk, annesi ve babası ile beraber merkezimize geldi. Berk’in ailesiyle yalnız konuşup, danışanımın gelişimi ile ilgili bilgi aldıktan sonra Berk’i tek başına seansa aldım. Yüzünde sanki onu suçlayacakmışım, küçük görecekmişim gibi bir ifade vardı. Berk’in bu kaygılı halini giderip onu rahatlatmam gerekiyordu ki benimle rahat iletişim kurabilsin. Bunun için Berk’ten kendi ailesini çizmesini söyledim. Berk, aile resminde kendine yer vermemişti. Bu durum çok da manidar idi. Ders başarısızlığından ve okuma yazmayı tam olarak öğrenemediğinden dolayı kendini aile içinde önemli bir birey gibi görmüyordu. Berk, biraz olsun rahatlamıştı. Daha sonra kendisine Wisc-r zeka testi uyguladım. Dikkat, idrak tespit, hafıza fonksiyonlarını ölçen Benton Görsel Algı testlerini uyguladım. Çıkan sonuçlara göre Berk’in zeka seviyesi yaşıtlarından daha üst seviyedeydi. Dikkat dağınıklığı yüzünden derslerinde başarılı olamıyordu. Bir sonraki seanslarda bilinçaltında neler düşündüğünü, kaygılarını, korkularını kendisiyle ve ailesiyle ilgili neler düşündüğünü ortaya çıkaran C.A.T psikanalitik hikayeler testi uyguladım. Bu test sonuçlarına göre Berk; okul başarısızlığı yüzünden kendine güven eksikliği yaşıyordu. Kendini beceriksiz, değersiz, ailesi tarafından itilen biri gibi görüyordu. Gece yatarken, sınıfta kaldığı ile ilgili rüyalar görüp, uykusunda sıçrıyordu. Testte de bilinçaltındaki en önemli korkusunun, sınıfta kalma ve başarısızlık olduğu ortaya çıktı.
Tüm bu bulduğum sonuçları aileyle paylaştıktan sonra test bulgularını rapor haline getirip psikiyatristimize ilettim. Berk ve ailesi psikiyatrist muayenesinden geçtiler. Doktorumuz Berk’e depresyon ve dikkat eksikliği teşhisi koydu. Berk şu anda ilaç tedavisi ile birlikte düzenli olarak psikoterapi görüyor. Seanslarda hem onun zedelenen benlik algısını güçlendirmeye yönelik hem de dikkat, görsel algı, okuma-yazma ile ilgili çalışıyoruz. Berk ile çalışmak gerçekten çok keyifli. Her geçen gün kendine daha çok güveniyor; bu durum arkadaşlarına ve derslerine de yansıyor.
Son zamanlarda psikiyatrist-psikolog-psikolojik danışmanlar arasında şu anda gündemde olan bir sorundan bahsetmek istiyorum. Psikiyatristin görevi tanı, teşhis koymaktır. Sorunu saptayıp ilaç tedavisi uygulamaktır. Psikologun veya psikolojik danışmanın görevi ise; psikoterapi yapmak, çocuğa veya aileye danışmanlık yapmaktır. Bu terapileri yaparken de çocuğun veya gencin ne gibi sorunları olduğunu saptamak için psikolojik testler, zeka ve dikkati, görsel algıyı ölçen testler uygulamaktır. Bu test sonuçlarına göre gerekiyorsa anne babaya da aile terapisi, evlilik terapisi uygulanır..(Çocuğa veya gence uygulanan bireysel psikoterapiler dışında) Yani, aslında buradan şu noktaya varabiliriz; Psikiyatrist ve psikologların her birinin, çocuğun ruhsal tedavisinde ayrı bir önemi vardır. Psikologların görevi zaten ilaç vermek değildir.



DİKKAT EKSİKLİĞİ VAKA ÖRNEĞİ

Nuri 10 yaşında ilkokul üçüncü sınıfı tekrar okuyan bir öğrenciydi. Şu an dördüncü sınıfta okuması gerekirken, üçüncü sınıfı tekrar ediyordu. Nuri, öğretmeninin tavsiyesi üzerine danışmanlık merkezine getirilmişti. Nasıl ders çalışması gerektiğini bilmiyordu, istese bile derse dikkatini veremiyordu. Öğretmeni onun ders sırasında daldığından ve hayal kurduğundan şikayetçiydi. Okuması üçüncü sınıf olmasına rağmen hâlâ hatalı ve yavaştı, zaten kitap okumayı da sevmiyordu. Bıraksalar internetin başından kalkmazdı, oysa internet oyunlarında son derece dikkatliydi. Ama sıra derse gelince masa başından kalkmak için türlü bahaneler uyduruyordu.
Öncelikle Nuri’nin anne ve babasını seansa aldığımda anne Semra hanım oğlunu anlatmaya başladı. “Kıvanç hanım, benim oğlum aslında zeki ancak ders çalışmıyor, ders dışında her şeye kafası eriyor. Ödevlerini ve sınav tarihlerini bizden saklıyor. Biz ‘ders çalış’ deriz diye sınav tarihlerini bir gün önce söylüyor. Ev ödevlerini çok büyük bir çabayla uzun sürede bitiriyor. Ders çalışırken sanki bedeni orada, aklı başka bir yerde gibi. Biz oğlumu geçen yıl dershaneye de gönderdik ama pek faydası olmadı. Dikkat eksikliği ile ilgili oğluma bir hastanede teşhis konmuştu ve ilaç tedavisine başlanmıştı. Ama bu ilaçlar oğlumda birçok yan tesir yaptı; başı çok ağrımaya başladı ve uyku düzensizliği başladı. Biz de bu yüzden ilacı kendimiz kestik ve onu dershaneye gönderdik ama nafile... Çözüm bulamadık, bir de size gelelim dedik” diye sözlerini bitirdi.
Nuri’nin anne ve babasını dinledikten sonra öğrenciyi tek olarak odama aldım ve hemen işe koyuldum. Gerekli olan zeka ve dikkat testlerini uyguladım. Nuri’nin sözel zeka puanı, performans zeka puanına göre daha yüksekti. İki zeka bölümü arasında anlamlı bir puan farkı vardı. Yani öğrencim , dikkat, idrak ve görsel hafıza gerektiren performans testlerinde daha az başarılıydı. Bu da şu demekti: Nuri’de gerçekten dikkat eksikliği vardı, bu yüzden dersleri başarısızdı, boş yere sınıfta kalmıştı. Yani burada yapılan hata şuydu: Nuri’nin ailesi tedaviyi yarıda kesmişti ve sadece ilaç tedavisine başvurulmuştu. Kendisine psikolojik destek veya psikoterapi uygulanmamıştı. Bu yüzden Nuri derslerinde başarısız olmuş ve sınıfta kalmıştı.
Dikkat eksikliği veya öğrenme güçlüğü yaşayan çocukların psikolojik destek görmesi çok önemli. Sadece ilaç tedavisiyle bu tedavi süreci eksik kalıyor. Çünkü bu sorunları yaşayan çocukların akranlarıyla ve büyükleriyle iletişim sorunları çok oluyor. Çocukta “Ben çalışsam da başaramam, sınıfta arkadaşlarımdan geriyim. Öğretmenim de zaten bana bu yüzden değer vermiyor” gibi yanlış düşünceler oluşuyor. Böyle düşünen çocukta kendine güven azalıyor ve bu psikolojik kaygılar, yanlış düşünceler ders çalışmasına da engel oluyor. Çocuk kendini diğer arkadaşlarıyla kıyaslıyor ve kendini onlardan eksik görüyor. İşte tam da bu nedenle dikkat sorunu olan çocuk mutlaka psikoterapi, aynı zamanda dikkat eğitimi, kendini programlama, zaman yönetimi, sosyal beceri eğitimi, eşlik eden öğrenme güçlüğü, depresyon gibi durumlara yönelik özel eğitim ve terapi desteği görmeli.
Çocuğunuzda dikkat eksikliği varsa mutlaka rehber öğretmeniyle ve sınıf öğretmeniyle işbirliği yapın. Sınıfta çocuğunuzun sorunlarının en çok hangi noktalarda olduğunu öğretmeniyle konuşarak tanımlayın. Bu bilgileri evde dersleriyle ilgili ona destek olurken kullanın. Çalışma masasının boş olmasına ve sadece o anda ilgileneceği ders kitaplarının olmasına özen gösterin. Ödevlerini parçalara bölmesi konusunda ona fikir verebilirsiniz. Ders çalışırken dikkati dağıldığında ve kendini derse vermekte zorlandığında ara vermeli, daha sonra tekrar dersin başına oturmalı.
Ders çalışırken küçük zaman dilimlerinden başlamasını ve zamanla ders çalıştığı süreyi arttırmasını hedefleyin. Ders çalışma süresini ilk başlarda kısa tutun ve ona göre bir seviye tespit edin. Eleştirmeyen, destekleyici bir tutumla çocuğunuza ev ödevlerindeki hatalarını gösterip düzeltmesine yardımcı olun.
Çocuğunuzun mutlaka kabiliyetli olduğu yönü bulup, onu ön plana çıkarmasına yardımcı olun. Bu bilgiyi öğretmeniyle paylaşın, çocuğunuz böylece, sınıfta ders dışında kendini gösterme fırsatı bulmuş olur. Bu da onu değerli kılar ve kendine güveni gelir.
Çocuğunuza evden okula, okuldan eve yazılacak bir ödev defteri tutturun. Bu yöntem ev ile okul arasında sürekli bir iletişim sağlanması için en iyi yöntemdir.
Dikkat eksikliğinin en fazla zarar verdiği alan, çocuğun kendine olan güvenidir. Onun için çocuğunuzu övgü ve cesaretle beslemeyi unutmayın.
Çocuğunuzun başarılarını görmek ve övmek için gayret edin. Bu çocuklar o kadar fazla başarısızlık yaşarlar ki, verebileceğiniz her türlü olumlu tepkiye ihtiyacları vardır.
Çocuğunuzun neler öğrendiğini sık sık kontrol edin, böylece kendinden neler beklendiğini bilir ve cesaretlenirler.
Çocuğunuzu olduğu gibi kabul edin, anne baba olarak birbirinizi suçlamayın. Çocuğunuzu her şeye rağmen sevdiğinizi ona hissettirin.
Dikkat eksikliği olan çocuklar sınıfta mutlaka ön sıraya oturtulmalı, bu sıra pencereye yakın olmamalı. Benzer biçimde, sınıf panosunun karşısı ve kapı kenarı gibi yerler de çocuğun dikkatini olumsuz biçimde etkileyebilir.
Dikkat eksikliği problemi olan çocuğun yanına ona olumlu bir örnek oluşturabilecek bir arkadaşı oturtulmalı. Öğretmenler de bu çocuklara aynı anda birkaç ödev vermemeli. Eğer aynı anda birkaç ödev verilirse, bu çocuklar nereden başlayacaklarına karar veremediklerinden ya da süreyi iyi ayarlayamadıklarından verilen görevlerin sadece biriyle uğraşırken süreyi tüketebilirler. Sınıfta verilen bir ödev de, dikkat eksikliği olan çocuklara parçalar halinde verilmeli. Örneğin, bir derste 20 alıştırmayı yapmasını istemek yerine, 10-15 dakikalık süreler için beşer alıştırmayı yaptırıp kontrol edilirse, gözle görülür bir verim artışı elde edilebilir.
Çocuğun dikkatinin dağıldığını fark eden öğretmen o anda onu uyarmalı, örneğin anlattığı konuyla ilgili bir soruyu kendisine sorabilir. Anneler de evde bu tür çocukların olumlu yönlerini daha çabuk vurgulamalı, onlara uygun sorumluluklar vermelidirler.
Dikkat eksikliği ilaç tedavisinin yanında anne baba eğitimi ve davranış düzenleme tedavileriyle birlikte uygulanmalı, geleceğimiz olan çocukların iyi yetişmeleri için hiçbir zorluk bizi yıldırmamalı, sabırla tedaviye devam etmeli, umutsuzluğa kapılmamalıdır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Dikkat Dağınıklığı ve Depresyon İlişkisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Kıvanç TIĞLI'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Kıvanç TIĞLI'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Kıvanç TIĞLI Fotoğraf
Psk.Dnş.Kıvanç TIĞLI
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi15 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Kıvanç TIĞLI'nın Yazıları
► Dikkat Dağınıklığı Psk.Dnş.Mehmet POLATOĞLU
► Dikkat Dağınıklığı Psk.Dnş.Kıvanç TIĞLI
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Dikkat Dağınıklığı ve Depresyon İlişkisi' başlığıyla benzeşen toplam 31 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Özşefkat Ocak 2021
► Korona Kaygısı Ocak 2021
► Kendin Olma Cesareti Ocak 2021
► Çocuklarda Çalma Ekim 2018
◊ Sosyal Fobi Vaka Örnekleri ÇOK OKUNUYOR Aralık 2013
◊ Depresyon Vaka Örneği ve Emdr ÇOK OKUNUYOR Aralık 2013
◊ Sosyal Fobi ÇOK OKUNUYOR Kasım 2013
◊ Vitiligo Kasım 2013
◊ Yetişkinde Fibromiyalji Kasım 2013
◊ Baş Ağrıları Ekim 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


03:11
Top