2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Mutsuzluk
MAKALE #12269 © Yazan Dr.Ali Algın KÖŞKDERE | Yayın Şubat 2014 | 5,574 Okuyucu
İnsan psikolojisinde ve iç dünyasında duyguların önemli bir yeri vardır. Duygular, kendimizi ifade etmenin, iletişim kurmanın ilk ve en ilkel biçimleridir. Bebek doğarken ağlar ve annesiyle ilişkisinde doyum, sakinlik ve memnuniyet arar. Anne de bebeğinin doyumu ve mutluluğu ile mutlu olur. Mutluluk, bebek büyüdükçe, ihtiyaçları ve istekleri doyuruldukça ortaya çıkar ama ünlü psikanalist Winnicott'ın çok güzel bir biçimde ifade ettiği gibi "bebeğin annenin yüzünde gördüğü gülümseme kendi gülümsemsidir." Ağlamak, üzüntü, kaygı ve korku ile bağlantılıdır. Hatta mutluyken de ağlanabilir. Bir ifade biçimi olduğu kadar bir boşalım biçimidir de. Sıklıkla yayrdım ve destek çağrısı taşır. Tüm bu duygular; iç dünyayla, bedenle ve diğer kişilerle kurulan ilişkilerle ve ifade etmeyle yakından bağlantılıdırlar. Duyguların iletişimdeki rolü yalnızca dış dünya ile sınırlı değildir kişinin iç dünyası ile iletişimini kurmasını da sağlar. Duygularını iyi tanıyan insanlar sezgilerini iyi kullanırlar ve ilişkilerde ve yaşamlarındaki doyumları ve yaşamlarında ne olup bittiğine yönelik anlayışları yüksektir.

Mutsuzluğun Bazı Kaynakları

Mutsuzluğun ilk izleri ihtiyaçlarla ve doyumsuzlukla bağlantılıdır. Bebeği doyuran anne olduğundan, doyamayan bir bebeğin mutsuz ya da kaygılı bir annesi olması olasılığı yüksektir. Bazen bebeklerin karnı doyar ama ruhsal olarak doyurulamadıklarından ağlamaları ve ajitasyonları geçmez. Mutsuzluğun ikinci kaynağı kayıplarla ilişkilidir. Bebek, anne ya da babasını kaybettiğinde önce kaygılanır, ağlar, kayıp süresi uzarsa çaresizlik hissi güçlenir ve mutsuzlaşır. Üçüncü kaynak sevilen kişinin değil de bu kişinin sevgisinin kaybedilmesidir. Sevilen kişiden ayrılma hali her zaman yaşamsal bir kayıp değildir ama sevgilinin ve sevgisinin kaybı derin bir mutsuzluk ve yaşamdan vazgeçişi getirebilir. Bazen de kişi elde etmek istediği hayallere ve hedeflere ulaşamaz, bunları kaybeder ve mutsuzlaşır. Kişiye hiçbir şey olmadan yalnızca bir sevdiğinin mutsuz olması da mutsuzluğun kaynağı olabilir. Ya da bir başkasının elde ettiklerinin yarattığı haset ve kıskançlık mutsuz edebilir.

Mutsuzluğumdan Nasıl Kurtulurum?

Mutsuzluk ve diğer rahatsız edici duygular, birer uyarı olarak değerlendirilebilirler. Duyguları anlamaya çalışmak kişinin kendisi ile ilgili farkındalıklarını arttırır ve kişiyi ya çözüme ya da değişime götürür. Bazen doğrudan bir değişim getirmese de duyguların değerlendirilmesi ve ifade edilmesi sayesinde bir boşalım yaşanır. Bu duygusal boşalımın ardından kişinin iç dünyasında yeni dengeler kurulabilir, kişinin çevresine ve yaşadıklarına bakışı farklılaşabilir. İnsanın ruhsallığını en kötü etkileyecek durum inkar ve yadsımadır. Duyguları, mutsuzluğu ya da yaşantıları inkar etmek, yadsımak onları yok etmez, içsel etkilerinin sürmesine neden olur. Bazı zamanlarda inkar etme gereksinimi doğabilir. İnsanın ruhsal yapısının, bazen dayanılamayacak durumları askıya alma ve kendisini hazır hissettiğinde daha önce inkar ettiklerini değerlendirme ve gözden geçirme gibi bir özelliği vardır. Yine de inkar ve görmezden gelme ne kadar kısa sürerse o kadar iyi olacaktır.

Örneğin başarısızlıklarını hiç bir zaman kabul etmeyen bir babanın yarattığı mutsuzlukla yıllarca yaşamını düzenleyen ve başarılarla mutlu olan bir kişi, çocuğunun başarısızlıkları ile karşılaşınca bu durumun yarattığı etkileri yeniden yaşamaya başlayabilir. Böyle bir yeniden yaşama, yeniden canlandırma ile mutsuzluklar yeniden yaşandığında kişi bir fırsat elde etmiş gibidir. Bu fırsatı iyi değerlendirir ve kendi yaşadıklarını anlarsa, üzüntülerini ve öfkelerini yeniden yaşarsa önce kendi iç dünyasındaki olumsuz etkiler azalır. Sonra da çevresi ve bu örnekteki durumda çocuğu ile ilişkileri normalleşir. Çocuğu ile yaşadıklarını daha kolay dile getirmeye onunla daha rahat ilişki kurmaya başlar. Bunu yapamazsa, babasının kendisiyle kurduğu benzer ilişki biçimini oğlu ile sürdürecektir. Kendisi babası ile ilişkisinde ne kadar mutsuz olmuş, kızgınlıklar ve suçluluklar yaşamışsa bu ilişkinin benzerini çocuğu ile tekrar tekrar yaşamaya devam edebilir. Bir biçimde kendi mutsuzluğu ve öfkeleriyle karşılaşmaktan kaçınması, oğlunun hep daha başarılı olmasını sağlamaya çalışmasına ve ona baskı yapmasına neden olacaktır. Mutsuzluk, kuşaklar arasında aktarılarak devam edebilir.

Beni Mutsuz Eden O

Mutsuzluğun devamına neden olan durumlardan birisi mutsuzluğu ve beraberindeki olumsuz duyguları yansıtmaktır. Mutsuzluğunun kaynağını her zaman diğerinde gören ve diğerini suçlayan kişinin, diğer kişi üzerinden çözümler üretmesi çok zordur. Mutsuz evliliklerde bunu sıklıkla görürüz. Eşler, ilişkilerindeki sorumluluklarının ve mutsuzluklarındaki kendi rollerinin üzerinde hiç durmazken eşlerini suçlamada çok maharetlidirler. İlişkilerindeki mutsuzluğun ortadan kaldırılmasında diğerinin üzerine düşen görevler konusunda uzun söylevler verebilirler. Bu durum mutsuzluğu ve öfkeyi sürdür, düşünmelerini ve sevmelerini engeller. Mutsuzluklarından nasıl çıkabileceklerini bir türlü bulamazlar. Bu bir tür bağımlılık biçimidir de.

Suçluluk

Suçluluk duygusu ve kişinin kendisini suçlaması, mutsuzluk doğuran ve mutsuzluğun devam etmesine neden olan bir diğer etkendir. Çok ilginç bir biçimde bir başarı ya da bir tatil bile suçluluk hissettirirse mutsuzluğa neden olabilir. Örneğin bir kişi, isteklerinin gerçekleşmesini ebeveynlerinden uzaklaşma ve ayrılma olarak algılarsa her başarı, gelişim ve bireyselleşme ona kaygı ve mutsuzluk getirecektir. Başarı ve kazanımlar bazen yarattıkları suçluluklarla ve kaygılarla mutsuzluk getirebilirler. Bu suçluluklar ve kaygılar anlaşılamazlarsa ve fark edilemezlerse yarattığı mutsuzluk ya devam edecektir ya da tekrar edecektir.

Paylaşım

Bir mutsuzluk, geçmişte benzerleri yaşanmışsa daha kötü etkileyecektir. Geçmişte benzerleri yaşanmamış bir mutsuzluk ortaya çıktığında bile bunu derinlemesine araştırmak ve değerlendirmek mutsuzluğun paylaşılmasını, boşalmasını ve çözümlerin bulunmasını sağlar. Bu elbette bir diğer kişi ile yapılabilir. Bazen bunun sevilen ve değer verilen, güvenilir birisi ile yapılması yeterli olur. İnsanın yanında sıcak ve derin bir ayna bulabilmesi iyileştiricidir. Bunun yeterli gelmediği ve mutsuzluğunun giderek arttığı durumlarda mutlaka bir psikiyatriste başvurulmalıdır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Mutsuzluk" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Ali Algın KÖŞKDERE'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Ali Algın KÖŞKDERE'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Dr.Ali Algın KÖŞKDERE
Bursa
Doktor "Ruh sağlığı ve hastalıkları - Psikiyatri"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi7 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Ali Algın KÖŞKDERE'nin Makaleleri
► Depresyon, Gülememek ve Mutsuzluk Dr.Ali Algın KÖŞKDERE
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Mutsuzluk' başlığıyla benzeşen toplam 11 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Kıskançlık ve Haset Mayıs 2015
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


05:54
Top