2007'den Bugüne 92,312 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,978 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Aile İçi İletişim
MAKALE #12310 © Yazan Psk.Dnş.Muharrem KÖSE | Yayın Mart 2014 | 4,666 Okuyucu
“Aile İçi İletişim”
Aile içi iletişimin güçlü olduğu ortamlarda sorunlar kendiliğinden çözülebiliyor.
Sağlıksız ve mutsuz aileler sağlıksız ve mutsuz çocuklar yetiştirecektir
Aile içinde kullanılan etkili iletişimin aile bağlarını güçlendirdiğini ve ailenin daha sağlıklı süreçlerle devamını sağlar “Aileyi oluşturan ana-baba ve çocuklardır. Aile içerisinde bireylerin her birinin gereksinimleri vardır. Bu gereksinimler güven, sevgi, saygı ile birlikte anlaşılma duygularıdır. Aile içi iletişim, aile içerisinde var olan gereksinimler doğrultusunda bireylerin birbirleri ile yaptığı sözel ya da sözel olmayan her türlü mesajlardır. Etkili bir iletişim, aile üyelerinin karşılıklı olarak birbirlerinin düşüncelerini ve duygularını anlamalarını sağlar, işbirliği, yardımlaşma ve paylaşma davranışlarına yol acar, çocukların gelişmesi için uygun bir ortam oluşmasına neden olur. Bunlar bir ailenin temel amaçlarındandır. İyi bir iletişimin gerçekleştiği aile ortamında çocuklar daha özerk ve bağımsız bir kişilik geliştirirler, düşünme ve duygularını açıklama özgürlüğü ve alışkanlığını kazanırlar. Etkili bir iletişimin oluşturulamadığı, iletişim engellerinin yer aldığı bir ortamda çocukların sağlıklı gelişimleri mümkün değildir. Bu durumda çocuklar, özgürce düşünemeyen, düşünce ve duygularını açıkça dile getiremeyen bağımlı birer birey olurlar, ileride çeşitli sorunlarla karşılaşırlar. Bu nedenle aile bireyleri arasında, özellikle anne-baba ile çocuklar arasında etkili bir iletişimin kurulması çok önemlidir. Aile içi iletişimin sağlıklı olması, aile bireylerini bir arada tutar ve karşılaşılan en zor sorunlara bile çözüm bulabilmelerini sağlar. Aile içi iletişim sağlıklı ve güçlü olduğunda sorunlar kendiliğinden çözümlenebilir. Ancak açık ve dürüst bir iletişimi sağlayamayan ailelerde kısa vadede problem çözümlerinde başarısızlık, zayıf duygusal bağ ve samimiyet eksikliği oluşurken; uzun vadede aile üyelerinin ayrı yaşaması, ebeveynlerin boşanması, çocuklarda artan uyum ve davranış problemleri ortaya çıkabilir. Ayrıca aileyi oluşturan en önemli unsur aradaki kan bağının yanında bir aile bağının oluşmasıdır, çünkü aileyi bir arada tutan bu bağdır. Aile bağı, etkin iletişimle güçlenmekte ve sağlıksız iletişimle zayıflamaktadır. Etkin iletişimi olan aileler, birbirlerine daha bağlı olurlar ve birbirlerinin gereksinimlerinin fark ederler ve birbirlerinin gereksinimlerini karşılamaya yönelik eylemler yaparlar. Etkin iletişim kuramayan ailelerde bireyler düşünce ve duygularını paylaşamazlar, birbirlerine kendilerini doğru ifade edemezler, birlikte aile bağını oluşturamazlar ve küslükler ortaya çıkar. Son yıllarda bu yapıdaki aileleri çokça görmeye başladık. Hızla ilerleyen teknoloji ve hızla değişen dünyayla birlikte aile sistemi de değişikliğe uğradı. Artık aile bireyleri teknolojinin ilerlemesi ve yaşam koşullarının zorlaşmasıyla bir evin içerisinde çoğu zaman birbirilerine yabancı bir şekilde yaşamaya başladılar; konuşmalar tamamıyla yüzeyselleşti, sohbetler “ne yedin, ne yaptın?” gibi soruların ötesine gidemez oldu, toplumsal roller ve sorumluluklar unutuldu. Bir evin içerisinde kan bağı ile birbirine bağlı ancak ortak amaçları olmayan ve birbirinden uzaklaşmış bireylerin sayısının artması, önce o bireylerin kendilerine, sonra ailelerine ve en sonunda da toplumsal yabancılaşmaya neden oldu. Toplumu yaşayan büyük bir organizma olarak görürsek, bu organizmayı oluşturan her aileler de hücrelerdir, hücrelerden birinde oluşacak hastalık farkında olmadan diğer hücrelere de yayılabilir ve tüm organizma hasar görebilir. Çünkü aile bir sistemdir, bu sistemdeki her birey bir başka sistemle iletişim halindedir. sağlıksız ailede büyüyen ve gereksinimleri karşılanmayan çocuklar, diğer sistemlerle iletişim haline girdiklerinde, kendilerinde var olan eksiklikleri arayabilirler, daima tetikte durabilirler ve güven duygusu arayışına girebilirler. Yani hastalıklı aile içerisinde büyüyen çocuklar iletişimde bulundukları diğer sistemlere de bu hastalıklarını bulaştırırlar. Çünkü bu çocuklar büyürler, ileride kendi ailelerini kurarlar ve ilk model aldıkları aile yapısını isteseler de istemeseler de kendi ailelerine yansıtırlar. Sağlıksız ve mutsuz aileler sağlıksız ve mutsuz çocuklar yetiştirir. Ancak toplumun temeli ailedir, mutlu ailelerin temeli ise etkin ve sağlıklı aile içi iletişimdir.Yani aile içi iletişim, sağlıklı ve mutlu aileler için temeldir.” dedi.
Ruhun gizemi bedenin hareketleriyle açığa çıkar
Etkili iletişimin temelinde bireyin kendisini tanımasının, kendi değerlerinin ve tutumlarının farkında olmasının ve kendine güven duymasının yattır. İyi bir iletişimci jestler, mimikler, beden duruşu gibi ipuçlarını anında görür ve onları gerçekçi olarak değerlendirir. Etkili iletişim için etkin dinleme, tepki verme, olumlu yaklaşım ve ben dili kavramları önem taşımaktadır. Ayrıca iletişim sadece konuşmak değildir. İletişim aynı zamanda; neyi, ne zaman, nasıl söyleyeceğini bilmek, akıcı bir dille ve karşıdaki kişiyle göz kontağı kurarak konuşabilmek, dikkati yoğunlaştırabilmek ve karşıdaki kişinin verilen mesajı anlayıp anlamadığını kontrol edebilmektir. Ayrıca dil ile bedenin uyumlu olmasının yanında karşıdaki kişinin ihtiyaç ve gereksinimlerinin farkında olmak, akıl okumamak, konuşmak kadar dinlemeyi de bilmek çok önemlidir. Aile üyeleri uzun zaman değil, kaliteli zaman geçirmelidir, her bireyin sevgi, güven ve saygı çerçevesinde kendine ait alanları olduğu unutulmamalıdır. Michelangelo’nun dediği gibi, ruhun gizemi bedenin hareketleriyle açığa çıkar. Mesafe ve alan kullanımı, dokunuşlar ve sesin kullanılışı ruhun gizemini açığa çıkaran bedensel hareketlerdir ve kişinin beden dilini iyi kullanması demektir. Tüm bu noktalar öğrenildiği takdirde, aile içinde sağlıklı ve etkin iletişim yolları açık olacaktır. Etkin iletişimi kullanan ailelerin çocukları da, sadece kendi aile bireylerine değil toplumun her ferdine saygı ile yaklaşabilecek, her ferde değer verebilecektir. Ve bunun doğrultusunda önce aile değerleri sonra toplumsal değerler korunabilecektir. Bu nedenle, duygu, düşünce ve gereksinimlerin sağlıklı süreçlerle karşılanmasının yanında; sağlıklı bireyler, sağlıklı aileler, sağlıklı toplum için etkin iletişim dilinin öğrenilmesi de çok önemlidir.
Sorunlarını çözebiliyor musun?

Günümüzde, teknolojik ve bilimsel gelişmeler o kadar hızlı ki, buna ayak uydurabilmek için bizlerin de kendimizi geliştirmemiz gerekiyor. Hızlı gelişmelere uyum sağlayabilmek için çağın gerektirdiği bilgi ve becerilerle donanmış, kendisini ve çevresini sürekli geliştirebilen, olaylara farklı açılardan bakabilen ve sorunları zamanında fark edip, etkili çözümler üreten bireyler olmak zorundayız.

Yaşamımızın her anında karşımıza çözmemiz gereken sorunlar çıkacaktır. Bunlarla baş etmek ve onlara çözüm getirebilmek zorundayız. Çözdüğümüz her sorun bizi çevremizle daha barışık bir birey haline getirecek ve gelişme yolunda da bir adım atmamızı sağlayacaktır.
Sorunlarla yaşamaya alışmak yerine onlarla baş etmeyi öğrenmelisin.
Sorun çözmek demek; amacına ulaşmanı engelleyen faktörlerle mücadele etmek demektir.
Herkesin olduğu gibi senin de sorunların olabilir. Bunlar; duygusal, ekonomik, bedensel sorunlar olabileceği gibi, aynı zamanda, kısa süreli, uzun süreli, basit veya karmaşık da olabilir.
Bir sorunu çözmek için önce sorununun farkına varmış olman gerekir.
Şimdi aşağıdaki sorulara yanıt vermeye çalış:
• Bir sorunum olduğunda, farkına varmakta zorlanıyor muyum?
• Sorunumla yüzleşmenin zorluğu nedeniyle, bu sorunu görmezden geldiğim oluyor mu?
• Sorunumu uzun bir süre görmezden gelirsem, kendiliğinden çözüleceğini umduğum oluyor mu?
• Sorunun ne olduğunu tam olarak bilmeden ya da ortaya çıkarmadan, çare olduğunu düşündüğüm girişimlere hızla kalkıştığım oluyor mu?
• Bir sorunumu çözmeye kalkıştığımda, nereden başlayacağımı bulmakta güçlük çekiyor muyum?
• Yanlış bir karar verdiğim zaman, daha sonra kararımı değiştirme veya düzeltme konusunda isteksiz davrandığım oluyor mu?
Şayet yukarıdaki soruların çoğuna “evet” cevabını verdiysen, sorunlarınla yüzleşme ve onlara çözüm bulma konusundaki tutum ve alışkanlıklarını gözden geçirmen gerekiyor demektir.
EĞER
• Sorunu algılayıp onun farkına varma konusunda hızlı davranıyorsan,
• Soruna göğüs germeye ve yüzleşmeye kararlıysan
• Hiçbir şey yapmadan oturup beklemektense, bir karar vermenin daha doğru olduğunu düşünüyorsan,
• Acele harekete geçmeden önce, sorunun teşhis edilip saptanması gerektiğini algıladıysan,
• Sorunu ele almadan önce gevşeyip, sakin bir şekilde sorun hakkında düşünebiliyorsan,
• Sorunlarla geç kalmadan, bir an önce uğraşmaktan yana isen,
Sorunlarının çözümü konusunda sağlıklı bir tutum içerisinde olduğun söylenebilir.
Sorun Çözümü’nün aşamaları:

1- Sorunun farkına varmak, sorunu tanımak
2- Sorunu tanımlamak, ne olduğunu ortaya koyup sınırlarını belirlemek
3- Gereksinim duyulan bilgileri toplamak
4- Sorunu çözmede kullanılabilecek olası çözüm yollarını belirlemek
5- Sorunun çözümünü sağlayacak en uygun çözüm yolunu seçmek
6- Seçilen çözümü uygulamak ve sonuca ulaşmak
Belirlediğin bir sorunun var ise yukarıdaki aşamaları sırayla izleyerek sorununu çözmeye çalış. Şayet çözülmediğini görürsen; tekrar başa dönüp bilgilerini gözden geçir. Yeni bilgiler toplamaya çalış ve bu bilgiler ışığında aynı aşamaları tekrar et.
Unutma; sorunların çözümünde yaratıcı ve çözümleyici düşüncenin önemi çok büyüktür.
Asla peşin yargılı olma. Yüzeysel bilgilere ya da söylentilere dayanarak, kaynağına inip nedenleri araştırmadan sorunun çözümü için adım atma. Her şeyin doğrusunu sadece senin bildiğini düşünme. Araştırma ve eleştiriye kendini kapatma.
İnsan ancak, sorunlarıyla baş edebildiği ve onlara çözümler üretebildiği zaman kendisi ve çevresiyle denge ve uyum içinde olabilir. Bu nedenle, çözülen her sorunun, gelişme ve ilerleme yolunda atılan bir adım olduğunu söylemek doğru olur.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Aile İçi İletişim" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Muharrem KÖSE'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Muharrem KÖSE'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     7 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Psk.Dnş.Muharrem KÖSE
Kocaeli (Online hizmet de veriyor)
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi21 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Muharrem KÖSE'nin Makaleleri
► Aile İçi İletişim Psk.Ayşe YILMAZ
► Aile İçi İletişim Psk.Dnş.Özgür TÖNBÜL
► Aile İçi İletişim Psk.Günay BAYDAROĞULLARI
► Aile İçi İletişim Psk.Ali BIÇAK
► Aile İçi İletişim Psk.Bahattin GÖKTAN
► Aile İçi İletişim Elif IPEK
► Aile ve Çocukta İletişim Psk.Fatih KİRİŞCİ
► Aile İçi İletişim ve Çocuk Psk.Dnş.Tuğba ŞENDİR
► Aile İçi Sağlıklı İletişim Psk.Dnş.Ertuğrul AKBAŞ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,978 uzman makalesi arasında 'Aile İçi İletişim' başlığıyla benzeşen toplam 18 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Erken Boşalma Nedir? Mart 2013
► Cinsellik ve Özgüven Mart 2013
► Okula Başlamak Eylül 2011
► Pozitif Aile Terapisi Nisan 2011
► Neden Aile Terapisi? Aralık 2010
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


16:26
Top