Varlığı Bir Dert Yokluğu Yara ; Anneler
VARLIĞI BİR DERT YOKLUĞU YARA: ANNELER
Yaşam içinde anneler ve çocukları her zaman en önemli konu başlıklarından biri olmuştur. Genel olarak hepimizin bir annesi vardır; annesi olmak ya da anne gibi ilgilenen birisi olmak. Bazen anne bazen de anne yerine geçen biri. Ancak ne olursa olsun aradaki etkileşimin çok değerli ve önemli olduğunu kabul etmek gerekiyor. Annelik şüphesiz en kutsal görevlerden biridir belki de en kutsalıdır. Fakat anne olmak gerçekten sanıldığı kadar kolay mı acaba? Bir çocuğu biyolojik olarak dünyaya getirmek kadını gerçekten anne yapıyor mu yoksa annelik çocuk doğurmadan da üstlenilebilir bir rol mü? Çocuğu dünyaya getirmek işin en kolay kısmı gibi görünüyor aslında. Sağlıklı bireylerin yetişmesinde annenin tutumları tartışılmaz bir gerçekse, nasıl bir anne olmalıyız ki sağlıklı bir birey yetiştirebilelim? sorusuna cevap aramakla işe koyulmak gerek o zaman. İyi anne olmak demek çocuğunu aşırı sevmek demek değildir ona her istediğini almak demek de değildir. Annelerin çocuklarının gelişiminde temel rolü üstlendiğini biliyoruz. Annenin nasıl olduğu, nasıl davrandığı, çocuğun yetişkinlik evresinde nasıl olacağını belirlediğini söyleyebiliriz. Bu konuyla ilgili çeşitli çalışmalar ve görüşler var. Anne tipleri ve çocukları hakkında "beş anne tipi" olarak karşımıza çıkan bir genelleme var. Bu satırları okurken şu an nasıl davrandığınızı düşünün ve annenizin size nasıl davranmış olduğuyla karşılaştırın. "Beş anne tipi" sizin hayatınızda ne kadar geçerli görebilirsiniz. Ve eğer siz de bir anneyseniz, bu yazı daha da faydalı olacaktır. Çocuğunuza nasıl davranırsanız, neler olacağına dair bazı öngörüleriniz olabilir.
Mükemmelliyetçi Anne: Çok kontrolcü, sürekli korku odaklı ve kaygılı anneler bu kategoride değerlendiriliyor. Genelde bu annelerin çocukları aşırı öz eleştirici oluyor ve yetersizlik duyguları taşıyor. Duygusal açıdan da kendilerini boş hissetme eğilimindeler. Aşırı kontrolcü annelerin çocukları kendi ilişkilerinde sorumluluk sahibi oluyor ve kendilerini suçlayacak kadar her şeyin sorumluluğunu üstlenebiliyorlar. Çok çalışmak ve istikrarlı olmak karakterlerinde temel kaynak olabiliyor. Mükemmelliyetçi annelerin çocukları başkalarının önceliklerini kendilerinkinden önde tutma eğiliminde oluyor ve sürekli tüm dünya tarafından izlendiklerini, yargılandıklarını düşünüyorlar.
Sürekli Değişken Anne: Sağı solu belli olmayan anne demek daha yerinde olabilir. Gergin, öfkeli, gereğinden fazla duygulu olan bu anneler duygu durumlarına göre davranırlar. Kendi zihinlerinde sürekli bir problem yaratırlar ve bu bir krize dönüşür, duygularına, ilişkilerine yansıyan bu durum haliyle çocuklarına geçmektedir. Bu tip annelerin çocukları bir şekilde empatik olmayı öğrenmiş oluyor. Çevrelerindeki herkese duygusal açıdan destek olurlar. Duyguları analiz etmekte çok hassas olan bu kişiler başkalarının problemlerinden, mutsuzluklarından kendilerini sorumlu hissedebilirler. Çok erken yaşta karşılarındakinin duygularını anlama ve ona göre davranma konusunda bilgi edinmişlerdir.
Arkadaş Anne: Çocuklarını eşitiymiş gibi yetiştiren, ona göre davranan anneler. Bu anneler sorumluluktan, anne olmanın getirdiği sınırlardan kaçınırlar. Anne rolü tamamen reddedilmiş olmaktadır. Bu da farklı bir aile yaşantısı oluşmasına neden olmaktadır. Bu tip annelerin çocukları ilişkilerinde daima sınırları belirlemek durumundadırlar. Anne rolünün bir şekilde üzerlerine düşmesinden çekinirler. Reddedilme korkuları çok yüksektir.
Kendisi Önce Gelen Anne: Bu anneler çocuklarını kendilerinden ayrı bir varlık olarak göremezler. Çocukları da çok erken yaşta kendi varlıklarının annelerini ışıldattığını, bu amaçla kullanıldıklarını öğrenirler. Bu tip annelerin çocukları bir adanmışlık içindedir. Başkalarının sorunlarını çözerler, her konuda herkese destek olurlar. Başkalarının ihtiyaçları konusunda son derece duyarlıdırlar. Annelerinin görüşlerin her zaman çok önemli olduğundan kendi kararlarını vermek konusunda yetersiz kalırlar. Kendi hislerini, fikirlerine güvenemezler.
Yeterince iyi anne: Yeterince iyi anne terimi pediyatrist ve psikoanalistler tarafından, çocuğa hayata iyi bir başlangıç yapabilmesi için gerekli olan şeyleri yeterli miktarda sağlayabilen anne için kullanılmıştır. Anne mükemmel olmak zorunda değildir hatta tam tersidir. Son zamanlardaki araştırmalar annenin zamanının % 30 unda çocuğa uyum sağlamış ve onunla uyum içinde olmasının ve ilişkide kaçınılmaz olarak ortaya çıkan kırılmaları onarabilmesinin gerektiğini söyler.
Bütüncül Anne: Bu anne tipi en az görünenidir. Yukarıda sayılan tiplerin bileşimidir. Dengelidirler. Çocuklarını birey olarak görürler, duyguları dengelidir, çocuklarına kendi bağımsızlıklarını kazandıracak biçimde destek olurlar. Annelikleri konusunda sorumludurlar, mükemmel olma kaygıları yoktur ama duygusal olarak ne yapmaları gerektiğini bilirler. Bu tip annelerin çocukları kendilerini sevilmiş ve anlaşılmış hissederler. Değişime açıktırlar ve reddedilme korkusu taşımazlar. Anneleri tarafından kuşatılmış değillerdir. Başkalarının sorunlarına kendi bakış açılarından yaklaşabilirler. Bağımsızlıklarını korurlar.
Var ama yok anne: Duygusal olarak var olmayan annelerdir. Çocuğun özellikle de duygusal hayatında tam olarak var olmayan bir anne tipidir. Depresyonda olabilir, çok gerilmiş ve bitkin ya da belki de biraz duygusuz olabilir. Bu tür annelerin birçoğu kendileri de ağır bir biçimde kötü annelik görmüşlerdir ve yakın anne-baba/çocuk ilişkisinin ne olduğu hakkında hiçbir fikirleri yoktur. Bir annenin yapması gerektiğini düşündükleri günlük şeyleri yapıyorlardır, ama anneliğin nasıl büyük bir iş olduğu hakkında hiçbir şey bilmezler. Anneliğin değişik temel rolleri vardır ve her bir rolde anne çocuğun gelişimindeki esas bileşenlerden birisini sağlar. Akıl hocası rolünde çocuğa rehberlik eder; düzenleyici rolünde çocuğun kendi duygusal ve içsel durumlarını düzenlemesine yardım eder. Ayna olarak yansıma sağlayarak çocuğun kendisini görmesini sağlar. Çocuk için sevildiğini hissetmenin en önemli şey olduğunu söyleyebiliriz. Bir anne-baba rehberlik edebilir, teşvik ve koruma sağlayabilir ama eğer bunları sevgiyle yapmıyorsa hiç bir işe yaramaz. Eğer çocuğu sevip de diğer bazı işlerde boşluklar bırakıyorsa, bu çok daha kolay affedilebilir. Çünkü ilişkide temel kriter sevildiğini hissetmektir. Böyle hissetmemiş bazı danışanlar çok fazla bir şey değil, ama annelerinin kendileriyle yakın olduğu ya da bir çocuk olarak onların duygularıyla ilgilendiği tek bir anı bile anımsamadıklarını ifadecederler. Ne kadar çok kişinin, ne kadar az annelik ve destek gördüğü yine de bu ailelerde her şeyin yolunda ve normal olduğu algısının varlığı. Bu çocuklar için biraz delirtici bir şey, çünkü anne fiziksel olarak orada ama enerjisi bakımından orada değil; bu durumda çocuklar kendilerini annesizmiş gibi hissediyorlar. Bu evler “çocuk-merkezli” diye nitelendirilebilecek evler değildir. Aslında bu anneler destekleyici oldukça, çocuklar çocukluk ihtiyaçlarını bırakıp yetişkin gibi davranırlar. Bu anne-babalar çocuklarını yönlendirmezler, onlarla konuşmazlar, onlara dokunmazlar ve çocuklar yardım istemek için geldiklerinde orada olmazlar. Kötü annelik görmüş olmak içinizde bir ya da birçok-boşluk bırakır bazen. Aslında bunun ne kadar sık olarak kalpteki bir boşluk olarak hissedildiği çok ilginçtir, “Annenin olması gereken yerde bir boşluk.” Bu aynı zamanda (hangi bileşenin eksik kaldığına bağlı olarak) benlik algınızda, içinizdeki annede, kendinize bakma ve kendinizi destekleme yeteneğinizde de bir boşluk bırakır. Yani, anne eksik olduğunda, çok şey eksiktir. Peki İnsanlar kötü annelik gördüklerini biliyorlar mı?.. Her zaman değil. Birincisi, eğer bunun içinde büyüdüyseniz bu durumu normal sanıyorsunuz. İkincisi aile problemlerini inkar etmek ya da minimize etmek gibi bir eğilim var. Bu durumla başa çıkmanıza yardımcı oluyor. Hatta ailenizin ne kadar mükemmel olduğuyla ilgili hikayeler uydurabilirsiniz, aslında gerçek bunun çok uzağında olsa da. Kötü annelik görmüş olmak insanları uzun vadede kötü etkiler. Bu insanlar büyüdüklerinde değişik ruhsal problemlerle karşılaşabilirler. En yaygın olanlarından bazıları güven eksikliği, ihtiyacınız olan şeye kendi içinizde sahip olmadığınız ve dışarıdan gelecek desteğe bel bağlayamayacağınız hissi, depresyon ve yeterince şefkat görmediğiniz, ama şimdi karşınıza çıksa da onu almakta sıkıntı yaşayacağınız hissidir. Annelik yarasını iyileştirebilirsiniz. İyileşme için birçok yol var. Birçok insan bu konuda çalışmak için terapiye gider. Bazıları bu erken dönem ihtiyaçlarını karşılamak için başkalarını bulur; eşler, arkadaşlar ya da eşin ailesi. Bilişsel davranışçı terapiler, içteki çocuk çalışmaları ile çok yarar sağlanabilir. İleriye dönük bir yaklaşımla, tam olarak neyin eksik olduğuna ve bunu şimdi nasıl bulabileceğimize de bakabiliriz. Şunu bilmek önemlidir, çocukluk yarası çok derindir ama iyileştirilebilir. İhtiyacınız olan ya da özlediğiniz anneliği elde etmek için hiçbir zaman geç değildir
Yaşam içinde anneler ve çocukları her zaman en önemli konu başlıklarından biri olmuştur. Genel olarak hepimizin bir annesi vardır; annesi olmak ya da anne gibi ilgilenen birisi olmak. Bazen anne bazen de anne yerine geçen biri. Ancak ne olursa olsun aradaki etkileşimin çok değerli ve önemli olduğunu kabul etmek gerekiyor. Annelik şüphesiz en kutsal görevlerden biridir belki de en kutsalıdır. Fakat anne olmak gerçekten sanıldığı kadar kolay mı acaba? Bir çocuğu biyolojik olarak dünyaya getirmek kadını gerçekten anne yapıyor mu yoksa annelik çocuk doğurmadan da üstlenilebilir bir rol mü? Çocuğu dünyaya getirmek işin en kolay kısmı gibi görünüyor aslında. Sağlıklı bireylerin yetişmesinde annenin tutumları tartışılmaz bir gerçekse, nasıl bir anne olmalıyız ki sağlıklı bir birey yetiştirebilelim? sorusuna cevap aramakla işe koyulmak gerek o zaman. İyi anne olmak demek çocuğunu aşırı sevmek demek değildir ona her istediğini almak demek de değildir. Annelerin çocuklarının gelişiminde temel rolü üstlendiğini biliyoruz. Annenin nasıl olduğu, nasıl davrandığı, çocuğun yetişkinlik evresinde nasıl olacağını belirlediğini söyleyebiliriz. Bu konuyla ilgili çeşitli çalışmalar ve görüşler var. Anne tipleri ve çocukları hakkında "beş anne tipi" olarak karşımıza çıkan bir genelleme var. Bu satırları okurken şu an nasıl davrandığınızı düşünün ve annenizin size nasıl davranmış olduğuyla karşılaştırın. "Beş anne tipi" sizin hayatınızda ne kadar geçerli görebilirsiniz. Ve eğer siz de bir anneyseniz, bu yazı daha da faydalı olacaktır. Çocuğunuza nasıl davranırsanız, neler olacağına dair bazı öngörüleriniz olabilir.
Mükemmelliyetçi Anne: Çok kontrolcü, sürekli korku odaklı ve kaygılı anneler bu kategoride değerlendiriliyor. Genelde bu annelerin çocukları aşırı öz eleştirici oluyor ve yetersizlik duyguları taşıyor. Duygusal açıdan da kendilerini boş hissetme eğilimindeler. Aşırı kontrolcü annelerin çocukları kendi ilişkilerinde sorumluluk sahibi oluyor ve kendilerini suçlayacak kadar her şeyin sorumluluğunu üstlenebiliyorlar. Çok çalışmak ve istikrarlı olmak karakterlerinde temel kaynak olabiliyor. Mükemmelliyetçi annelerin çocukları başkalarının önceliklerini kendilerinkinden önde tutma eğiliminde oluyor ve sürekli tüm dünya tarafından izlendiklerini, yargılandıklarını düşünüyorlar.
Sürekli Değişken Anne: Sağı solu belli olmayan anne demek daha yerinde olabilir. Gergin, öfkeli, gereğinden fazla duygulu olan bu anneler duygu durumlarına göre davranırlar. Kendi zihinlerinde sürekli bir problem yaratırlar ve bu bir krize dönüşür, duygularına, ilişkilerine yansıyan bu durum haliyle çocuklarına geçmektedir. Bu tip annelerin çocukları bir şekilde empatik olmayı öğrenmiş oluyor. Çevrelerindeki herkese duygusal açıdan destek olurlar. Duyguları analiz etmekte çok hassas olan bu kişiler başkalarının problemlerinden, mutsuzluklarından kendilerini sorumlu hissedebilirler. Çok erken yaşta karşılarındakinin duygularını anlama ve ona göre davranma konusunda bilgi edinmişlerdir.
Arkadaş Anne: Çocuklarını eşitiymiş gibi yetiştiren, ona göre davranan anneler. Bu anneler sorumluluktan, anne olmanın getirdiği sınırlardan kaçınırlar. Anne rolü tamamen reddedilmiş olmaktadır. Bu da farklı bir aile yaşantısı oluşmasına neden olmaktadır. Bu tip annelerin çocukları ilişkilerinde daima sınırları belirlemek durumundadırlar. Anne rolünün bir şekilde üzerlerine düşmesinden çekinirler. Reddedilme korkuları çok yüksektir.
Kendisi Önce Gelen Anne: Bu anneler çocuklarını kendilerinden ayrı bir varlık olarak göremezler. Çocukları da çok erken yaşta kendi varlıklarının annelerini ışıldattığını, bu amaçla kullanıldıklarını öğrenirler. Bu tip annelerin çocukları bir adanmışlık içindedir. Başkalarının sorunlarını çözerler, her konuda herkese destek olurlar. Başkalarının ihtiyaçları konusunda son derece duyarlıdırlar. Annelerinin görüşlerin her zaman çok önemli olduğundan kendi kararlarını vermek konusunda yetersiz kalırlar. Kendi hislerini, fikirlerine güvenemezler.
Yeterince iyi anne: Yeterince iyi anne terimi pediyatrist ve psikoanalistler tarafından, çocuğa hayata iyi bir başlangıç yapabilmesi için gerekli olan şeyleri yeterli miktarda sağlayabilen anne için kullanılmıştır. Anne mükemmel olmak zorunda değildir hatta tam tersidir. Son zamanlardaki araştırmalar annenin zamanının % 30 unda çocuğa uyum sağlamış ve onunla uyum içinde olmasının ve ilişkide kaçınılmaz olarak ortaya çıkan kırılmaları onarabilmesinin gerektiğini söyler.
Bütüncül Anne: Bu anne tipi en az görünenidir. Yukarıda sayılan tiplerin bileşimidir. Dengelidirler. Çocuklarını birey olarak görürler, duyguları dengelidir, çocuklarına kendi bağımsızlıklarını kazandıracak biçimde destek olurlar. Annelikleri konusunda sorumludurlar, mükemmel olma kaygıları yoktur ama duygusal olarak ne yapmaları gerektiğini bilirler. Bu tip annelerin çocukları kendilerini sevilmiş ve anlaşılmış hissederler. Değişime açıktırlar ve reddedilme korkusu taşımazlar. Anneleri tarafından kuşatılmış değillerdir. Başkalarının sorunlarına kendi bakış açılarından yaklaşabilirler. Bağımsızlıklarını korurlar.
Var ama yok anne: Duygusal olarak var olmayan annelerdir. Çocuğun özellikle de duygusal hayatında tam olarak var olmayan bir anne tipidir. Depresyonda olabilir, çok gerilmiş ve bitkin ya da belki de biraz duygusuz olabilir. Bu tür annelerin birçoğu kendileri de ağır bir biçimde kötü annelik görmüşlerdir ve yakın anne-baba/çocuk ilişkisinin ne olduğu hakkında hiçbir fikirleri yoktur. Bir annenin yapması gerektiğini düşündükleri günlük şeyleri yapıyorlardır, ama anneliğin nasıl büyük bir iş olduğu hakkında hiçbir şey bilmezler. Anneliğin değişik temel rolleri vardır ve her bir rolde anne çocuğun gelişimindeki esas bileşenlerden birisini sağlar. Akıl hocası rolünde çocuğa rehberlik eder; düzenleyici rolünde çocuğun kendi duygusal ve içsel durumlarını düzenlemesine yardım eder. Ayna olarak yansıma sağlayarak çocuğun kendisini görmesini sağlar. Çocuk için sevildiğini hissetmenin en önemli şey olduğunu söyleyebiliriz. Bir anne-baba rehberlik edebilir, teşvik ve koruma sağlayabilir ama eğer bunları sevgiyle yapmıyorsa hiç bir işe yaramaz. Eğer çocuğu sevip de diğer bazı işlerde boşluklar bırakıyorsa, bu çok daha kolay affedilebilir. Çünkü ilişkide temel kriter sevildiğini hissetmektir. Böyle hissetmemiş bazı danışanlar çok fazla bir şey değil, ama annelerinin kendileriyle yakın olduğu ya da bir çocuk olarak onların duygularıyla ilgilendiği tek bir anı bile anımsamadıklarını ifadecederler. Ne kadar çok kişinin, ne kadar az annelik ve destek gördüğü yine de bu ailelerde her şeyin yolunda ve normal olduğu algısının varlığı. Bu çocuklar için biraz delirtici bir şey, çünkü anne fiziksel olarak orada ama enerjisi bakımından orada değil; bu durumda çocuklar kendilerini annesizmiş gibi hissediyorlar. Bu evler “çocuk-merkezli” diye nitelendirilebilecek evler değildir. Aslında bu anneler destekleyici oldukça, çocuklar çocukluk ihtiyaçlarını bırakıp yetişkin gibi davranırlar. Bu anne-babalar çocuklarını yönlendirmezler, onlarla konuşmazlar, onlara dokunmazlar ve çocuklar yardım istemek için geldiklerinde orada olmazlar. Kötü annelik görmüş olmak içinizde bir ya da birçok-boşluk bırakır bazen. Aslında bunun ne kadar sık olarak kalpteki bir boşluk olarak hissedildiği çok ilginçtir, “Annenin olması gereken yerde bir boşluk.” Bu aynı zamanda (hangi bileşenin eksik kaldığına bağlı olarak) benlik algınızda, içinizdeki annede, kendinize bakma ve kendinizi destekleme yeteneğinizde de bir boşluk bırakır. Yani, anne eksik olduğunda, çok şey eksiktir. Peki İnsanlar kötü annelik gördüklerini biliyorlar mı?.. Her zaman değil. Birincisi, eğer bunun içinde büyüdüyseniz bu durumu normal sanıyorsunuz. İkincisi aile problemlerini inkar etmek ya da minimize etmek gibi bir eğilim var. Bu durumla başa çıkmanıza yardımcı oluyor. Hatta ailenizin ne kadar mükemmel olduğuyla ilgili hikayeler uydurabilirsiniz, aslında gerçek bunun çok uzağında olsa da. Kötü annelik görmüş olmak insanları uzun vadede kötü etkiler. Bu insanlar büyüdüklerinde değişik ruhsal problemlerle karşılaşabilirler. En yaygın olanlarından bazıları güven eksikliği, ihtiyacınız olan şeye kendi içinizde sahip olmadığınız ve dışarıdan gelecek desteğe bel bağlayamayacağınız hissi, depresyon ve yeterince şefkat görmediğiniz, ama şimdi karşınıza çıksa da onu almakta sıkıntı yaşayacağınız hissidir. Annelik yarasını iyileştirebilirsiniz. İyileşme için birçok yol var. Birçok insan bu konuda çalışmak için terapiye gider. Bazıları bu erken dönem ihtiyaçlarını karşılamak için başkalarını bulur; eşler, arkadaşlar ya da eşin ailesi. Bilişsel davranışçı terapiler, içteki çocuk çalışmaları ile çok yarar sağlanabilir. İleriye dönük bir yaklaşımla, tam olarak neyin eksik olduğuna ve bunu şimdi nasıl bulabileceğimize de bakabiliriz. Şunu bilmek önemlidir, çocukluk yarası çok derindir ama iyileştirilebilir. İhtiyacınız olan ya da özlediğiniz anneliği elde etmek için hiçbir zaman geç değildir
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Varlığı Bir Dert Yokluğu Yara ; Anneler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İlkten ÇETİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İlkten ÇETİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
2 Beğeni
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.