2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Su ve Yaşam: Suyun İnsan Yaşamındaki Önemi
MAKALE #1262 © Yazan Dr.Erdal DUMAN | Yayın Temmuz 2008 | 48,561 Okuyucu
Su yaşamın kendisidir. Bilinen en basitinden en gelişmişine kadar bütün yaşam biçimlerinin vazgeçilmez öğesini su oluşturmaktadır. Yeryüzünün % 75’ini denizler oluşturmaktadır. Karasal alanlarda biyolojik zenginliğin en çok bulunduğu yerler suyun bolca bulunduğu yerlerden gelişmiştir. Bir damla kadar küçük deniz, göl veya ırmak suyunda mikroskopik olarak yüzlerce değişik canlı türüne rastlamak olanaklıdır. Su yaşamın kaynağı olmakla birlikte bazende felaketlerin başlangıcı olmaktadır. Tsunamiler, seller, kirli sulardan kaynaklanan kolera, tifo gibi çeşitli infeksiyon hastalıkları insanlık için tarih boyunca tehlikeli olmuştur.

Toplam vücut ağırlığımızın %55-65 kadarını su oluşturur. Bu oran yaşa ve cinsiyete göre değişmektedir. Yeni doğanlarda ve okul öncesi çocuklarda bu oran %70-75 e kadar çıkmaktadır. Vücudumuzun en küçük yapı taşı olan hücre aslında su dolu bir keseye benzemektedir. İçi ve çevresi suyla kaplıdır. Hücreler kendi aralarında alışverişi ve dış ortamlarla ilişkilerini su aracılığı ile yaparlar. Toplam vücud suyumuzun 2/3 ünü hücre içi suyunu, 1/3 ünü ise hücreler arasındaki su oluşturmaktadır. Hücre dışının bir kısmını da damarlardaki sıvı oluşturmaktadır.

Vücudumuzdaki Suyun düzeyini korumak önemlidir. Ülkemizde yaygın kanı ve anlayış çok susadıktan sonra genelde su içiyoruz. Vücudumuzda suyun olması gerekenden az olması önemli sağlık sorunlarına yolaçabilir. Sussuzluğun en erken bulgusunu ağız ve boğaz kuruluğudur. İdrar miktarında azalma idrara çıkmada azalma, idrar renginin koyulaşması, deride ve dudaklarda kuruma diğer erken bulgularındandır. Susuzluk ihtiyacı giderilemezse başağrısı, bulantı kusma ve yaygın kas ağrısı yakınmaları ile bilinç bulanıklığı gözlenebilir.

Yeterli su almadığımız takdirde barsak ve diğer sindirim sistemi sorunları da karşımıza çıkar. Alkollü içececekler, konsantre meyva suları ve çay asla doğal suyun yerini tutamaz. Çay idrar çıkışını artırabilir. Enerji içeren içecekler ise su tüketimini artırır.

Sağlıklı bir cilt, canlı ve düzgün saçlar için su gereklidir. Gebelikte annenin yeterli su alması çocuğun gelişimi ve gebeliğin sağlıklı devamı açısından önemlidir. Yeterli su alımı, annenin daha az idrar yolu infeksiyonu ile karşılaşmasına, nemli bir cilde sahip olmasına ve annnenin kendini enerjik hissetmesine yardımcı olur. Yeterli su ile hem annenin hemde bebeğin tuz dengesi korunur. Gebelikte su ihtiyacı metabolizma hızının artmasından ve bebekten dolayı artar. Yeterli su almayan gebe annelerde kas ağrıları olabilir. Erken doğum ağrıları tetiklenebilir. Gebelerin günde en az 8-10 bardak su içmeleri gerekmektedir.

Ortalama bir yetişkin insan kullandığı günlük suyun önemli bir kısmını içtiği su ve aldığı diğer sıvılarla almakla birlikte gıdaların içinde de bir miktar su almaktadır. Vücud belirli bir miktar suyuda besinlerin sindirimi sırasında kendisi üretmektedir. Alınan ve üretilen suyun hemen hemen hepsi idrar, ter, dışkı ve nefes vermekle tekrar dış ortama verilerek alınan ve atılan su arasında bir denge oluşur. Bu dengeye su dengesi denmektedir. Ortalama bir yetişkinde bu denge 2400-2500 mililitre cıvarındadır. Yetişkin bir insan içeceklerle 1000 ml kadar ve yiyeceklerle 1200 ml kadar su alır. Besinlerin vücudda metabolize edilmesi ile su oluşmaktadır. Yaklaşık olarak besinlerle aldığımız 1 gram karbonhidrattan 0.6 gram su, 1 gram protein 0.4 gram su ve 1 gram yağdan ise 1 gram kadar su oluşur. Ortalama birgünlük toplam diyetten yaklaşık olarak 250-300 gram kadar su sağlanmaktadır. Beslenme ile aldığımız her bir kalori için ortalama 1 gram su almamız gereklidir. Bu yenidoğanlarda 1.5 gram kadardır. Günlük olarak idrarla 1500 ml, barsaklarla 200-250 ml, akciğerlerle ise 300 ml kadar su kaybederiz.

Aşırı sıcak havalarda, yoğun egzersiz gerektiren uğraşılarda ve ateşli hastalıklarda deri yoluyla su kaybı artar. Sıcak havalarda vücudun kurumasını önlemek için sıvı alımını artırmak, aşırı alkol, protein ve yağ içeriği zengin bir beslenmeden kaçınmak gereklidir. Soğuk kuru hava fiziksel uğraşı ile akciğerle olan su kaybı artar. Beslenme ile olması gerekenden daha fazla proteinin ve tuzun alınması idrar yoluyla olan su kaybını artırmaktadır. Karbonhidrattan zengin beslenme ile su ihtiyacı azalmaktadır. Böbrek yetmezliğinde su tutulumu artar. İshallerde ise su kaybı artar.

Egzersiz, ateşli hastalık durumlarında su ihtiyacı artar. Her 1 saatlik egzersizle en azından 1 bardak su alınmalıdır. Fiziksel aktiviteler su ihtyacını artırır. Fiziksel aktivelerden sonra da su içmeye devam edilmelidir. Kuru nemi az ortamlarda su ihtyacı artar. Yolculuklarda özellikle uzun süreli uçakta, arabada veya trende kalınırsa su ihtiyacı artabilir. Yanımızda su bulundurmalıyız.

Vücudumuza alınan besinlerin sindirim sisiteminde taşınması, sindirilmesi, hücrelere kadar küçük besin öğelerinin iletilmesi su aracılığıyla gerçekleşmektedir. Besinlerin hücrelerde enerjiye dönüşmesinde ve oluşan artık maddelerin hücre dışına alınıp akciğerler, böbrekler ve dışkı ile dış ortama atılmasında suya ihtiyacımız vardır. Yeterince su alınmadığı zamanlar atık maddeler böbrekler olmak üzere bir çok organa verebilmektedir. Vücudumuzun ısı dengesinin sağlanmasında suyun varlığı önemlidir. Vücutta oluşan ısı fazlalığı terleme yoluyla normal düzeyde tutulmaya çalışılır. 1 litrelik ter ile yaklaşık olarak 600 kalorilik bir ısı kaybı sağlanır.Yaşamsal vücud tuzlarının taşınması ve diğer bir çok önemli öğenin büyük bir kısmı vücud suyunun içerisinde yer almaktadır.
Vücud suyu bir çözeltiye benzemekte olup yaşamsal biyokimyasal tepkimeler bu çözelti içerisinde gerçekleşmektedir. Normal koşularda günlük 2500 ml kadar dışarıdan alınan ve metabolik olarak üretilen su miktarı denge için yeterlidir. Vücud suyunun azalması ile kanın elektrolit/tuz yoğunluğunu artar. Yoğunluğun % 1 gibi küçük bir oranda artması beynimizdeki susama merkezinde susuzluk duygusunu geliştirir. Çok hızlı sıvı ve tuz kaybının olduğu bazı ağır ishallerde susama hissi sağlanamayabilir. Vücud suyunun % 3 kaybında kan hacmi ve fiziksel performans düşer, % 8 kayıp ile baş dönmesi, yorgunluk, soluma güçlüğü, % 10’ luk kayıp ile kas spazmı, aşırı yorgunluk, dolaşım ve börek yetmezliği gözlenir. Su kaybı özellikle küçük çocuklarda ve yaşlılarda ciddi hatta ölümcül sonuçlara neden olabilir. % 20’lik sıvı kaybı ölümcüldür. Böyle bir durumda tuz ve şeker içeren sıvı verilmesi gereklidir. Aşırı su içmekte bazı sıkıntılara yolaçabilir. Özellikle böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği varsa kan basıncı yükselebilir. Nefes almada güçlük ve kalbin pompalama gücünde sıkıntı doğabilir.

Susuzluğa 3 günden fazla dayanmamız çok zordur. Çünkü suyu vücudumuzda uzunca bir süre tutamayız. Aşırı sıcak bir yaz ayında bu daha da zorlaşır. Kilo verme programlarında özellikle hızlı kilo verme dönemlerinde alınan günlük su miktarı artırılmalıdır. Aşırı terleyerek, sauna ve hamamlara giderek vücud ağırlığını düşürmek sadece vücudun suyunu düşürmektir. Tehlikeli bazen de öldürücü olabilir. Kilo vermek vücudun yağ kitlesinde kaybı sağlamaktır. Metabolizma işlevleri için su ihtiyacı artacağı için tüketeceğimiz sıvı miktarı da artmalıdır.

Sağlıklı olmak için temiz su bulmak da önemlidir. Suların iyi klorlanması, temizliğinden kuşku duyulan suların kaynatılması önemlidir. Suyun mineral içeriğide sağlık açısından önemlidir. Diş, kemik gelişimi başta olmak üzere sudaki mineral içeriği önemlidir.

Dr. Erdal DUMAN
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Su ve Yaşam: Suyun İnsan Yaşamındaki Önemi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Erdal DUMAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Erdal DUMAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     13 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Erdal DUMAN Fotoğraf
Dr.Erdal DUMAN
İzmir
Doktor "Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi57 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Erdal DUMAN'ın Makaleleri
► Burun Estetiği ve İnsan Psikolojisi Op.Dr.A.Emre İLHAN
► Cinsel Yaşam Prof.Dr.Aylin ERTEKİN YAZICI
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Su ve Yaşam: Suyun İnsan Yaşamındaki Önemi' başlığıyla benzeşen toplam 95 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Ramazan Ayında Beslenme Mayıs 2019
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:56
Top