2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuğum Benimle Çok İnatlaşıyor…
MAKALE #12886 © Yazan Esra İNCE | Yayın Temmuz 2014 | 12,797 Okuyucu
İnatlaşma her yaşta rastlanabilecek bir davranış olmakla birlikte 2-4 yaş arası çocuklarda daha şiddetli yaşanmakta ve daha sık görülmektedir. Bunun sebebi; çocuğun bu yaş dönemlerinde kendini ve davranışlarını kavramaya başlaması, “itiraz etme ve hayır deme” yöntemlerini öğrenmesi ve kendine karşıt mekanizma geliştirmesiyle birlikte kişiliğini oluşturma mücadelesidir.

Bu dönemde çocuklar annesini, babasını, girdiği yeni ortamdaki kişileri test etme eğilimindedir. Çocuğunuzun sizinle inatlaşması, çatışması aslında doğal gelişim sürecinin bir parçasıdır. Çocuklar bu çatışmayı, karşılığında gördüğü tutum ve davranışlarla birleştirerek karakterlerinde yeni bir yapılandırmanın temelini atmış olmaktadırlar. Kime nasıl davranacağını bilme, insan sınırlarını kavrayabilme, kendi yetki ve sınırlarını belirleme adına çocuk; çatışma, inatlaşma ve çeşitli test etme yöntemleri geliştirir ve bunu uygular.

Bu süreç, ebeveyni zorlaması, çaresiz bırakması ve içinden çıkılmaz bir hal alma yönünde ilerlemesiyle ebeveyn ve çocuk ilişkisini olumsuz etkileyebilmektedir. Ancak bu sürecin normal olduğunu, davranış, tutum ve kararlılığınızı ortaya koyabileceğiniz basit birkaç yöntemle kolaylıkla çözümlenebileceğini unutmayın.

Çare sizsiniz…

“Çocuğum çok inatçı, sürekli benle bir çatışma halinde!” demeyin. İnatlaşmak ve çatışmak için en az iki kişi gereklidir. Okul öncesi dönem çocuğunun sizinle çatışmaya ve inatlaşmaya giriyor olması; sizin de bu süreçte en az onun kadar çatışmacı ve inatçı davranmanızla ilgilidir.

Bu yaş grubu çocuklarda bu çatışmalar duvar tenisi oynamaya benzer; duvar sadece karşılık olarak topu size geri verir. Bazen maçı duvar kazanır bazen siz…

Ancak maçı başlatma ve sonlandırma kontrolü sizsinizdir. Tıpkı bunun gibi çocuğunuzla yaşadığınız çatışmaları da bazen siz bazen de çocuğunuz kazanabilir. Bu durumda başlayan inatlaşma ve çatışma davranışlarını da sonlandıracak olan sizsiniz.

Çocukların karşı çıkma, inatlaşma ve çatışmalarının kaynağında benmerkezcilik, özgürlüklerini ve bağımsızlıklarını ilan etme, kendi isteklerini kabul ettirme mücadelesi vardır. Aslında istedikleri tek bir şey var: onun da bir karakteri, fikri ve tercihinin olduğunun kabul edilmesi ve ona saygı duyulması…

Biz büyüklerin tavır ve tutumları da zaman zaman bu görüşü destekler nitelikte olabiliyor;

Bazı ebeveynler çocuğunu hayatının merkezine alarak, her istediğini yapıyor ve zamanla çocuklarının hiçbir şeyden mutlu olmadığını hep daha fazlasını istediğini gördüklerinde, bir panikle kural koymaya ve otorite olmaya çalışıyorlar. Ancak çocuk bu zamana kadar böyle bir şeyle ilk kez karşılaştığı için buna tepki gösterebiliyor, kuralı ve otoriteyi reddedebiliyor.

Bunun aksine çocuğun her hareketine “dur yapma, konuşma, koşturma” gibi ifadelerle çocuğun gelişen potansiyeline engel olunabiliyor. Bu engelleyici tutumlar bu süre zarfında çocuğun öz benliğine zarar verebiliyor ve çocuklarda özgüven düşüklüğü görülebiliyor. Dolayısıyla bu içerikteki yanlış tutum ve davranışlarımız çocuğun yeni bir çevreye ve ileride okula uyum sürecini olumsuz etkileyebiliyor.

Her Çocuğun kurallara ve sınırlara ihtiyacı vardır…

Her çocuğun düzenli bir hayat yaşaması, kendi yeterliliklerini ve sınırlarını kavrayabilmesi, kendi kendini kontrol eden otonom bireyler olabilmesi için kurallara ve sınırlara ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç sadece yaş gruplarına göre çeşitli düzenlemeler gerektirir;

2-3 yaş çocuklarında kuralların sınırları diğer yaş grupları gibi belirgin olsa da çocuğa sunuş şeklinde bir takım yapılandırmalar gerektirir. Çocuğa kuralların sözel olarak sürekli anlatılmasından çok model olunması, “yapma, etme, dokunma” gibi ifadelerin yerine ona “ne yapacağının” söylenmesi daha etkilidir.

3-6 yaş döneminde ise kuralların net ve anlaşılır şekilde çocuk ve ebeveynin ortak görüşleri doğrultusunda oluşturulmuş ve her iki tarafında kabul etmiş olması gereklidir. Kural ihlalinin yaşanması durumunda kural hatırlatması yalnızca bir kere yapılmalıdır. Davranış değişikliği yaşanmıyorsa etkili model olunmalı ya da çocuğa rehberlik edilerek yanlış davranışı sürekli dillendirmeden doğru davranışa yönlendirilmelidir. Gerçekleştirdiği yanlış davranışlarla ilgili çocuk ve ebeveyn sakinleştikten sonra çocuğa gerekli açıklamalar yapılmalı bu davranışının kişiye ne hissettirebileceği ve sonuçlarıyla ilgili sakin ve çözüm odaklı geri bildirim verilmelidir. Çocuğun bu davranışının ardından çocuktan yalnızca sözel olarak özür dilemesi beklenmemeli neden özür dilediğini kavramış olduğundan emin olunmalıdır. Böylece yanlış davranışın tekrar gerçekleşme ihtimali azalmış olur.

Bir yetişkin olarak çocuğa hatalı davranışından sonra yapmış olduğumuz uyarı ve eleştirilerin çocuk üzerindeki etkisi çok önemlidir. Burada ebeveyn ya da eğitimci eleştiri yaptığı davranışla ilgili yalnızca kendini rahatlatma yoluna gitmemelidir. Eleştiriler çocuğun kişiliğine ya da karakterine değil yalnızca davranış üzerine yapıldığı ve yol gösterici nitelikte olduğu zaman çocuk için bir anlam kazanır.

Çocuk çevresinde neyi görüyorsa, neyi duyuyorsa, neyi kokluyorsa, neye dokunuyorsa, neyin tadını alıyorsa size onu geri sunuyor.

Bütün çocuklar anne ve babalarından gelen genlerle oluşurlar ve gelişmeye başlarlar. Oluşumun başladığı an itibariyle artık genlerin baskınlığının yanında çocuğun gelişimine çok büyük bir etkisi olan “çevre” faktörü devreye girer. Kalıtsal olarak gelen, çocuğun kendisinde biyolojik olarak var olan özelliklerin yanında çevreyle şekillendirilen ve gelişen bir yapının varlığından söz ediyoruz. Bu varlık bütünüyle o kadar özel bir varlık ki bütün bu faktörlerin yanında kimseye benzemeyen “biricik” olan bir karakter oluşturabiliyor.

Unutmayın çocuklarınızın davranışları sizin onlara sunduğunuz davranışlarla şekilleniyor ve yeni bir boyut kazanıyor. Çocuk çevresinde neyi görüyorsa, neyi duyuyorsa, neyi kokluyorsa, neye dokunuyorsa, neyin tadını alıyorsa size onu geri sunuyor.

Çocuklar iyi bir araştırmacı ve iyi bir gözlemcidirler ve onların en büyük materyali “yetişkin ve akran davranışları” dır. İşte bu sebeple, kendini kabul ettirme ve gelişme yolunda en çok sizi ve akranlarını test ediyor, sizinle ve akranlarıyla çatışmaya giriyorlar. Bu doğal gelişim sürecini en az sorunla atlatmak için çocuklarınızın özelliklerini tanıyın ve onlara yalnızca sözlerinizle değil ayak izlerinizle yol göstermeyi unutmayın.

Sağlıklı çocuklar, sağlıklı nesiller yetiştirmek dileğiyle…

Çocuk Gelişimi Uzmanı/Pedagog Esra İnce
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocuğum Benimle Çok İnatlaşıyor…" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Esra İNCE'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Esra İNCE'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     7 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Esra İNCE
Ankara
Çocuk Gelişimi Ve Eğitimcisi
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi3 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Esra İNCE'nin Makaleleri
► Benimle Oynar Mısın? Psk.Nazlı AKAY
► Ben (İm) mi Çocuğum Psk.Eyüp AKIN
► Çocuğum ve Ben Ayhan IŞIK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Çocuğum Benimle Çok İnatlaşıyor…' başlığıyla benzeşen toplam 20 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:05
Top