2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Neden Çocuğunuzun Arkadaşı Olmamalısınız?
MAKALE #12995 © Yazan Psk.Gözde ÖZÇİÇEK KALA | Yayın Ağustos 2014 | 3,112 Okuyucu
Kendi çocukluğunda fazla otoriter bir tutum ile mücadele etmek zorumda kalmış ebeveynler, kendi çocuklarına geçmişte yaşadıklarını yaşatmak istemezler. Bakıldığında bu masum ve doğru bir istekmiş gibi görünür. Öyle ki, çocuğuyla arkadaş gibi olan ebeveynin sancılı süreçler yaşamasına gerek kalmayacakmış gibi düşünülür. Çocuğuna her şeyi anlatacağı, tüm kuralları açıklamalar sonucunda çocuğuna kabul ettireceği varsayılır. Oysa işler her zaman düşünüldüğü gibi gitmez. Ve sonra arkadaşlık düşünceleri içinde olan anne baba yakınmaya başlar; “Bir şeyi defalarca hatırlatmamız gerekiyor.” “Ona o kadar çok ‘hadi’ diyorum ki en sonunda ona ‘hadi’ demekten vazgeçip ondan isteyeceğimi kendim yapmaya başlıyorum.” “Uzun konuşmalarımız sonucunda bana söz veriyor ama sonra her şey aynı.”

Çocuğuyla bir taraftan arkadaş gibi yakın, toleranslı ve anlayışlı olmak isteyen ebeveyn ne yazık ki sınırları doğru bir biçimde oturtamaz ve tüm uzun konuşmaların, her ayrıntının tek tek anlatıldığı açıklamaların neden işe yaramadığını ise bir türlü çözemez. Ve bir taraftan da kendi çocukluğunda gösterdiği itaatkar yapıyı ve şimdi kendi otoritesinin güçsüzlüğünü sorgular. Aslında tüm bu bilinmezlik en baştan ebeveynin kendi rolünü bırakıp çocuğu ile “arkadaşlık” ilişkisi kurmaya çalışmasından kaynaklanmıştır.

“Onunla arkadaş gibiyiz. Her şeyi ona açıklıyorum ve o da bana her şeyini anlatıyor.” “Ona canımı sıkan, keyfimi kaçıran şeyleri anlatabiliyorum ve o beni olgunca dinliyor ve bende onu dinliyorum.” “Ona bu güne kadar hiç bağırmadık, kızmadık ve kural koymadık çünkü bir yetişkin gibi anlatılan her şeyi anlıyor ve biz onunla arkadaş gibiyiz.” Bu cümleler ebeveynler için bir tür övünç cümleleri olabilir. Ancak bu eşitlik içeren, anne baba ve çocuğun her şeyi yalnızca konuşarak çözümlediğini düşündüğü iki tarafında eşit güce sahip olduğunun vurgulandığı bu ilişki gerçekten sağlıklı mıdır? Hayır. Çünkü arkadaşlık ilişkisi, anne babanın iyilik halinin sorumluluğunun çocuğa yüklendiği anlamına gelir ve bu çocuğa kendi istediği gibi “çocukça” davranamayacağı mesajını verir. Oysa çocukların büyümek için zamana ihtiyaçları vardır. Arkadaş gibi davranmak onların çocuk olma özgürlüklerini ellerinden alarak daha erken dönemde olgun davranmalarını beklememize ve onlarında bu beklentileri karşılamaya çalışmalarına sebep olur.
Arkadaşlık, çocuğunuzla gerektiğinden daha fazla bilgi paylaşmanız sonucunda oluşur. Çocuğunuza her şeyi anlatmak ve açıklamak bir alışkanlığa dönüştüğünde kendi kişisel problemlerinizden ve güçlüklerinizden ona bahsetmeye başlayabilirsiniz. Bu ise çocuğa anne ve babası için güçlü olması gerektiği mesajsını verir. Bu, çocuğun sırtında oldukça fazla psikolojik bir yük yüklemek anlamına gelir. Oysa çocuğun anne ve babası için değil, anne ve babanın çocuğu için güçlü olması gerekir. Böylece çocuk anne ve babasının ona verdiği güven duygusu ile sağlıklı bir yetişkin olabilme yolunda ilerler.

Çocuğunuzun sizden başka arkadaşları olabilir ama sizden başka anne babası olamaz. Hem anne baba hem arkadaş olmaksa aslında mümkün değidirl. Çünkü ebeveynin görevi sınırlar koyarak doğru yapıyı oluşturmak, öğretmek, rehberlik etmek ve çocuklarının yanlış davranışlarının sonuçlarını görmelerini sağlamaktır. Arkadaşlık ilişkisi ise yapısı gereği bunlara engel olur. Arkadaşlık, iki tarafında eşit olduğu bir ilişki demektir ve eşit ilişkide anne babanın kural ve sınır koyması mümkün olmaz. Kural konulmaya çalışıldığı takdirde bu kurallar çocuk tarafından kabul edilmez. Çünkü ebeveyn çocuk tarafından otorite olarak görülmez.

Bireyselleşme ve Ayrışma:
Eğer çocuğunuza gereğinden fazla açıklama yaparak sınırları net çizilmemiş olan iki tarafında eşit güce sahip olduğu arkadaşlık ilişkisi içine girerseniz bu çocuğunuz ergenlik çağına geldiği zaman bireyselleşmesini ve ayrışmasını engelleyen bir etken olacaktır. Ergenlik sürecinde ayrışma ve asilik dönemini yaşamamış olan bir ergen bu dönemi yetişkinlik çağında yaşayacaktır, ya da bu dönemi hiç yaşamamayı tercih ederek bağımlı bir kişilik geliştirecektir. Bu nedenle, her ne kadar anne babalar için zor olsa da ergenin bağımsızlaşıp kendi özerk kimliğini oluşturabilmesi için her şeye karşı çıktığı ve anne babasının fikirlerini kabul etmediği ya da en azından bazı fikirlere karşı olduğu bir dönemden geçmesi gerekir. Aile bu dönemi kabul etmeli ve çocuğun bireyselleşmesine izin verilmelidir. Bu çocuğun kendi kanatlarıyla uçmayı öğrenmesi gibidir. Öte yanda eğer aile ve çocuk arasında arkadaşlık ilişkisi varsa bu ayrışma sürecine girilmemiş olur ya da çocuk bu süreçte anne babasını tamamen reddederek kontrolsüz şekilde davranmaya başlayabilir. Bu ergen için iki uçlu bir tehdittir aslında. Ya bireyselleşme sürecine hiç giremeyecek ya da bireyselleşme sürecinde ailenin denetiminden tamamen çıkacaktır.

Sonuç olarak, anne ve baba birincil rollerini unutmayarak sınırları doğru koyarak çocuğun dünyayı keşfedebilmesi için ona güven hissettiren bir ortam sunmakla yükümlüdürler. Ancak, ebeveynlerin çocuklarıyla arkadaş olmamaları gerektiği gerçeği birlikte arkadaşça şeyler yapmayacağınız anlamına gelmez. Elbette anne ve babalar çocuklarıyla eğlenceli vakit geçirecek, sohbet edecek ve birlikte zevk aldığınız şeyler yapacaktır ancak bu iki tarafın eşit olduğu bir ilişki yerine ebeveynin sınırları net belirlediği, bilgilendiren, eğiten, rehberlik eden taraf olduğu bir ilişki; anne, baba ve çocuk ilişkisi olmalıdır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Neden Çocuğunuzun Arkadaşı Olmamalısınız?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Gözde ÖZÇİÇEK KALA'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Gözde ÖZÇİÇEK KALA'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Gözde ÖZÇİÇEK KALA'nın Makaleleri
► Neden Bazı Çocukların Arkadaşı Yoktur? Psk.Hatice ÇETİNKAYA ŞAHİN
► Arkadaşı Olmak mı? Ebeveyni Kalmak mı? Psk.Dnş.Nuray ÖZBEN AVŞAR
► Çocuğunuzun Terapiye İhtiyacı Var mı? ÇOK OKUNUYOR Psk.Meral YÜNCÜLER
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Neden Çocuğunuzun Arkadaşı Olmamalısınız?' başlığıyla benzeşen toplam 18 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Çocuklarda Okul Fobisi Haziran 2014
► Anneden Ayrılamama Haziran 2014
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


11:50
Top