2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Kendisine Güvenen Bir Çocuğunuz mu Olmasını İstiyorsunuz? Tükenmişlik Yaşayan Anneler ve Eşleri
MAKALE #1314 © Yazan Dr.İbrahim BİLGEN | Yayın Temmuz 2008 | 11,172 Okuyucu
Belkide bugünkü güvensizliklerimizin, kararsızlıklarımızın, bizi üretkenlikten, yaşam sevincinden, insanlarla dayanışma içerisine girmekten uzak tutan önyargılarımızın kökeninde, çocukluğumuzda bize verilememiş mesajların eksikliği olduğunu düşünüyorum. Bu mesajlar öyle önemli ki, bizim kişiliğimizin büyük bir bölümünü oluşturuyor. İsterseniz bunu sizinle birlikte şu anda bir test edelim. Şimdi, kendinizde en sevdiğiniz ve en sevmediğiniz iki özelliğinizin ne olduğunu ve sonrasında da, bu özelliklerinizi nereden veya kimlerden öğrenmiş olabileceğinizi düşünün. İnanın, vereceğiniz yanıtlar için çok çaba sarf etmeyeceksinizdir. Çocuklarda da kişiliğin %80 ‘i altı yaşına kadar gelişir. Peki, bugünkü başlığımızda da olduğu gibi güvenli bir çocuk yetiştirebilmek için nelere dikkat etmemiz gerekir? Ya da başka bir değişle çocuğumuza nasıl davranmamız gerekir? Dilerseniz güvenli bir çocuk yetiştirebilmek için çocuğunuza sözle değil, davranışlarınızla vermeniz gereken mesajların neler olabileceğine bakalım. Yürüyene kadar geçen zamanda verilmesi gereken mesajlar; ” İyi ki doğdun ve iyi ki varsın. Senin ihtiyaçların benim için önemli. İyi ki sen sensin. Seni seviyorum ve sana severek bakıyorum”. Yavaş yavaş artık her yere koşturmaya, sizin bir tarafa, çocuğunuzun başka bir tarafa gitmeye başladığı daha doğrusu ertesi gün sabah uyandığınızda bazı kaslarınızın hamladığını fark ettiğiniz yaşlar olan 1,5 – 4 yaş arasında çocuğunuza ne gibi mesajlar vermelisiniz? “ Araştırır ve deneyebilirsin. Bunun için ben seni desteklerim. Başarana kadar bir hareketi deneyebilirsin. Bir hareketi başlatmanı, büyümeni ve öğrenmeni izlemek bana zevk veriyor. Hareketli olduğunda da, sessiz olduğunda da seni çok seviyorum.3 yaşından sonra verilmeye devam edilecek mesajlar ise; “ Kendi başına düşünmeye başladığın için çok memnunum Öfke duyabilirsin. Ben senin kendine veya başkasına zarar vermene izin veremem. Hayır diyebilirsin ve ihtiyacın olduğu kadar sınırları zorlayıp test edebilirsin. Sen kendin için düşünmeyi öğrenebilirsin, ben de kendim için düşünebilirim. İhtiyacının ne olduğunu bilebilir ve gerekirse yardım isteyebilirsin. Bende ayrışımını yapabilirsin ve ben yine seni sevmeye devam ederim. Çünkü ben seni sadece sen olduğun için seviyorum.”

Bunları yapabilmenin yolunun burada yazmış olduğum satırları okumaktan geçmediğini iyi biliyorum. Bu mesajları da bizler kendi anne ve babalarımızdan öğrenerek çocuklarımıza aktarıyoruz. Ama maalesef bazen çocuklarımızı, sırf kendi kaygılarımızı bir kenara bırakamadığımız için kendimize bağımlı kılıyoruz. Ama her değişim öncelikle fark etmekle başlar. Sağlıklı, mutlu ve huzur dolu, nice Pazar günleri geçirmeniz dileğiyle.

NOT: Sabah gazetesindeki yazılarından alınmıştır.

TÜKENMİŞLİK YAŞAYAN ANNELER VE EŞLERİ

Hafta sonu terapi eğitimlerim için gitmiş olduğum İstanbul’da sabah kahvaltı yaparken yan masamda oturan ailenin konuştuklarına ister istemez kulak misafiri oldum. Aile kalabalıktı ve birde bebekleri vardı. Bebek ister istemez ağlamaya başladı. Anne olan kişi annelik hissi ile acıkmıştır dedi hemen emzirmeye koyuldu. Çocuk anında sustu ve sonrasında ben kalkana kadar da hiç ağlamadan mışıl mışıl uyudu. Masada oturan ve diğer kişilere göre yaşça daha büyük ve konuşmasından da daha deneyimli olduğu anlaşılan bir bayan “Bunlar hep böyledir tüm garezleri anneleredir zaten “ dedi. Her an yan masada oturanları dinleyen ve her boş bulunduğum anda ”Acaba şimdi ne demek istediler” diye düşünen bir psikiyatrist olmamama rağmen o an, ister istemez bu cümlenin bu kişinin hayatındaki anlamını düşündüm. Bazı çalışan anneler eve şu özlemle gelirler. “Eve giderim ve eşimin önüne yemeğini koyarım, çocuğumu uyutup sonrasında da gün boyunca hayal ettiğim an olan, ayaklarımı uzatıp, sevdiğim diziyi seyredebilirim diye düşünür. Ama çarşıdaki hesap eve uymaz. Akşama kadar sizi özlemiş olan çocuğunuz, “Şimdi yatarsam sabah annem tekrar gidecek ve daha çok özlerim” diyerek, “Ne kadar fazla yatmama oyunu oynarsam annemi o kadar fazla görürüm” diye düşünür. Hatta bu inatlaşma, sonucu, vicdan azabına dönüşebilecek bir eyleme kadar gidebilir.Çocuk uyumuştur ama siz tam oturmuşken eşiniz bir şey ister . Onu da getirirsiniz ama artık dizide bitmiştir ve sabah kalkabilmeniz için yatma saati gelmiştir. Her gününüz az yada çok böyle geçerse sonuç sizce ne olur? Sizce hiç benzin almadan sürekli yol almaya çalışan bir araba nereye kadar gidebilir ? Bu kadıncağızda bu bebek ağlaması ile geçmişe bir yolculuk yapmış olsa gerek.Ama o anı andıkça hala o günlerin öfkesi, ses tonundan anlaşılıyordu. Bunları söylerken eşi olduğunu düşündüğüm kişi gazetesini büyük bir keyifle okuyordu. Eğer bu kişi eşi ise ve bu kadıncağız da geçmiş yıllarda bu tablo ile boğuşurken eşi kendisine aynen şu anda olduğu gibi duyarsız davrandıysa, o zaman bu ses tonundaki öfkeden dolayı haklı olsa gerek diye düşünerek masamdan ayrıldım. Eşlerimize özledikleri akşamları yaşatabilecek destekleri verebilecek enerjinin üzerimizden hiçbir zaman eksik olmaması dileğiyle. Sağlıcakla Kalın.

NOT: Sabah Gazetesinde yayınlanmış yazısından alınmıştır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Kendisine Güvenen Bir Çocuğunuz mu Olmasını İstiyorsunuz? Tükenmişlik Yaşayan Anneler ve Eşleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.İbrahim BİLGEN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.İbrahim BİLGEN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İbrahim BİLGEN Fotoğraf
Dr.İbrahim BİLGEN
İstanbul
Doktor "Ruh sağlığı ve hastalıkları - Psikiyatri"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi12 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.İbrahim BİLGEN'in Makaleleri
► Tükenmişlik Sendromu Dr.Necati ÇOBANOĞLU
► Emziren Anneler İyotlu Tuz Yemelidir Prof.Dr.Metin ÖZATA
► Çocuğunuz Altını Islatıyorsa Op.Dr.Emir İMANİ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Kendisine Güvenen Bir Çocuğunuz mu Olmasını İstiyorsunuz? Tükenmişlik Yaşayan Anneler ve Eşleri' başlığıyla benzeşen toplam 94 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Aşk ve Sadakatsizlik Mayıs 2010
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:43
Top