2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



3-4 Yaş Çocuklarda Kaygı
MAKALE #13209 © Yazan Uzm.Psk.Büşra BÖREKÇİ | Yayın Eylül 2014 | 13,495 Okuyucu
Kaygı, sonucunu tahmin edemedeğiniz zamanlarda ortaya çıkabilen ve gerginlik yaratabilen bir durumdur. Bebeklikten itibaren ve hatta anne karnındayken bile bu duygunun var olmaya başladığını söyleyebiliriz. Buna en güzel örnek bebeğin tekmelemeleri ve buna karşılık annenin konuşarak, severek bebeği sakinleştirmesi gösterilebilir. Bebekler anne karnındayken annesinin ruh halini hissedebilir. Annenin üzüntü duyduğu anları, annenin fizyolojik değişimlerinden farkederler. Bu durumun şiddeti arttıkça düşük ya da erken doğuma bile sebebiyet verebilir.

Endişe bozukluğu günümüzde çocuklar da en sık görülen psikiyatrik rahatsızlık olarak görülmektedir. Bununla birlikte en iyi tedavi başarısı elde edilen bozuklukta olduğunu söyleyebiliriz. Endişe bozukluğunun sebeplerine deyinecek olursak tek bir nedenden söz edemeyiz. Genetik faktörler, ebeveyn tutumları, çocuğun mizacı veya travmatik yaşam olayları etkili olabilir.

Çocuklarda kaygı belirtileri yetişkinlerde görüldüğü gibi olmayabilir. Kendilerini net bir şekilde ifade edemedikleri için psikosomatik belirtiler daha ön planda olabilir. Karın ağrısı, kusma, baş ağrısı, uyuyamama, kabızlık, sık tuvalete gitme, terleme, derinin solması ya da kızarması, iştahsızlık vb. Ayrıca, ağlama krizleri ve öfke patlamalarını da sıklıkla görmekteyiz.

Üç dört yaşlarındaki çocuklarda hayal dünyasi git gide zenginleşmektedir. Bununla beraber canavar, hayalet, gölge, çeşitli hayvanlar, karanlık, hırsız, yeni ortamlar gibi gerçek ya da gerçek dışı tehlikelerden tedirginlik duyabilirler. Örneğin, hayvanat bahçesindeki aslanları göreceğini duyduğunda endişelenebilir. Çünkü aslanların zarar verebileceğini bilir, ancak onları kafesleri dışından zarar görmeden izleyebileceğini bilecek kadar büyümemiştir. Bu yaş döneminde gördüğümüz okula gitmek istememe, geceleri yalnız uyumak istememe, yüksek sesten korkma, ebeveynini kaybetme korkusu da yine sıklıkla gördüğümüz korkulardır. Burada önemli olan çocuğun günlük işleyişini aksatmasına yol açıp açmadığıdır. Çocuk arkadaşlarıyla oyun oynamaya köpekten korktuğu için inemez duruma gelmişse endişe problemi olduğunu düşünmeye başlayabilir, çözüm yolları geliştirmeyi deneyebiliriz.

Bu yaşlardaki çocuklarda anne ve babalarına olan bağlılıkları artış gösterdiğinden ayrılık kaygısı belirtileri görülebilir. Ayrılma kaygısı, çocuğun anne ya da bakım verenden ayrıldığında yaşadığı kaygıdır. Anneden ayrıldığında çocuklar yoğun kaygı hisseder, sıkıntılanmaya, huzursuzlanmaya, ağlamaya ve üzülmeye başlayabilirler. Akıllarından geçen “ya annemi kaybedersem” korkusu onları bunaltır. Çözüm olarak annesini yanı başından ayırmamaya çalışırlar. Aksi takdirde başına kötü bir şey gelebileceği endişesi taşırlar. Anne gittiğinde tekrar gelemeyebileceğini ve göremeyeceğini düşünür ve korkarlar. Yaşadıkları bu yoğun kaygı karşısında nasıl baş edeceklerini bilemezler ve bu sebeptende okula gitmek istemeyebilirler. Dolayısıyla okul öncesine başlanabilen bu dönemde çocuklarda anneden ayrılmak istememe, okula gitmek istememeyi görüyoruz. Okul kapısında ağlayan, içeri girmemek için direnen çocuklara şahit olmuşsunuzdur. Bazen bu durum uzunca bir zaman alabiliyor. Bu süreci doğru bir şekilde yönetebilmek önemlidir. Bazı anneler çözüm yolu olarak okula göndermemeyi tercih edebiliyorlar. Daha hazır olmadığını ve bu tepkilerin seneye olmayacağına inanıp erteleyebiliyorlar. Oysaki bu çözümün çocuk için yararlı bir yanı yoktur. Sorunu ertelemek işleri daha zor bir hale getirebilir. Yapılabilecek en kolay adımlardan biri bu süreçte minik minik adımlarla çocuğun aşamalı olarak okula alıştırılmasının sağlanmasıdır. Önce annenin okulda kalmasına, hatta sınıfa girmesine izin vermek, okula güven duymasını sağlamak ve en önemlisi bu süreçte sabırlı olabilmektir. Buna rağmen iyileşmeler görülmüyorsa bir uzman desteği almakta yarar olacaktır.

Bazı anneler çocuklarının başlı başına bir birey olduğunu kabul etmek istemezler. Onlara olan aşırı ilgili ve korumacı davranmanın en iyi yol olduğunu düşünebilirler. Oysaki üç dört yaş civarında çocuklar kendi ihtiyaçlarını az çokta olsa görmeyi öğrenirler. Anneden bağımsız olarak yavaş yavaş hareket etmeye başlarlar. Bu sürecin doğal ve sağlıklı olan bir parçasıdır. Kaygılı çocukların anne babalarında aşırı ilgi ve abartılı koruma duygusu görülebilir. Çocuğu sürekli tehditlere karşı onu korumaya çalışan, bütün ortamı ona göre hazırlayan, çocuğunun özerklik kazanmasına fırsat vermeyen ebeveynlerin çocuklarında aşırı bağımlılık gelişebilir ve annesiz bir şey yapamaz duruma gelebilir. Evin içerisinde annesinin yanından ayrılamama, annenin olmadığı bir yerde kalamama, yapışık yaşamayı buna örnek olarak verebiliriz.

Son olarak, kaygı herkesin zaman zaman yaşayabildiği normal bir duygudur. Ancak dozu arttığı zaman hayatımızı olumsuz anlamda etkilemeye başlar. Kaygı çocukların performanslarını etkileyebilen, güçten düşürebilen bir problemdir. Tedavi edilmediği takdirde belirtilerde zaman içerisinde artışlar görülebilir ve kronikleşmesine sebebiyet verebilir. Bu nedenle çocuğunuzun bir zorluk yaşadığını düşünüyorsanız vakit kaybetmeden uzman desteği almanızda yarar var.

Ailelere Öneriler;

 Öncelikle çocuğunuzun endişelerini reddetmeyin, görmezden gelmeyin onu kabul edin, anlamaya çalışın. Onun için fazlasıyla zor olan bu süreçte sizin yanınızda olmasına ihtiyacı olacaktır.
 Çocuğun zorlandığı engelleri yok etmeyin, ona bunlarla nasıl baş edebileceğini gösterin.
 İçinizden bir ses işlerin yolunda gitmediğini söylüyorsa, dinleyin. Olayı ertelemek ya da görmezden gelmek işlerin büyümesine sebebiyet verebilir.
 Çocuğunuzu küçük yaşlardan itibaren duygu ve düşüncelerini sizinle paylaşabileceğine dair güven verin. Böylelikle işler yolunda gitmediğinde müdahale edebilmeniz daha kolay olacaktır.
 Erken müdahale herzaman iyidir. Erken yaşta baş etme becerileri kazandırmaya çalışın.
 Çocuğunuzun kaygıları karşısında sıkılan, bunalan ebeveynler değil, başa çıkma stratejilerini konuşabilen ebeveynler olun.
 Çocuğun korkularıyla baş edebilmek için yöntemler öğretmek, baş etme becerileri kazandırmak ona verilecek en güzel hediye olduğunu unutmayın.


PSK.BÜŞRA BÖREKÇİ
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"3-4 Yaş Çocuklarda Kaygı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Büşra BÖREKÇİ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Büşra BÖREKÇİ'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     4 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Büşra BÖREKÇİ Fotoğraf
Uzm.Psk.Büşra BÖREKÇİ
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi73 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Büşra BÖREKÇİ'nin Yazıları
► Çocuklarda Kaygı Psk.Mısra Nur NİŞANCI
► Çocuklarda Kaygı Yönetimi Psk.Ezgi TANIL
► Çocuklarda Kaygı Bozuklukları Psk.Sinem ERUSTA
► Çocuklarda Korkular ve Kaygı Pdg.Aykut AKOVA
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında '3-4 Yaş Çocuklarda Kaygı' başlığıyla benzeşen toplam 18 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Ceza mı? Disiplin mi? Ekim 2018
► Tuvalet Eğitimi Aralık 2017
► Çocuklar ve Yemek Yeme Nisan 2012
◊ Çok Ödev Az Zaman Temmuz 2019
◊ Kızgın Çocuk Kasım 2018
◊ Doktor Korkusu Aralık 2017
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


09:52
Top