İntihar (Suicide) Nedir? Mehmet Pişkin'in İntiharı Üzerine Psikolojik Analiz
İntihar (Suicide) Nedir? Olgu: Mehmet Pişkin’in İntihar Videosu Üzerine Psikolojik Analiz
İntihar (Suicide) Nedir?
İntiharın tanımını yapmak aslında çok kolay değildir. Kimilerine göre intihar, kendini öldüren bir insanın eylemidir. Bu tanıma göre kaza ile zehir içen insanın ölümü de intihardır. Durkheim bu tanıma bir koşul koymuştur. Ölüme götüreceğini bilerek, girişilen olumsuz bir eylemin doğrudan doğruya yada dolaylı olarak meydana getirdiği ölüme intihar denir.
“Kendimi öldürmeyi düşünüyorum” cümlesi özgün bir intihar düşüncesidir. Kısa bir süre için kendilerine kıymayı düşünebilirler. Belli durumlarda yaşamayı istememek, yaşamaktan bıktığını söylemek, dolaylı yollardan ölümü düşünmek bir hastalığın ya da intihar girişiminin bir belirtisi değildir. Bunlar kısa süreli ve geçicidir, hafiftirler, istenç ile uzaklaştırılabilirler. Özkıyım düşünceleri ise uzun süre kaybolmaz, inatçı ve genellikle şiddetlidirler.
Özkıyım eyleminde bulunan kişilerde ölümün acı yanlarının algılandığı pek görülmez. Ölümün korkutucu ve uzaklaştırıcı yanları artık kendisini ve başkasını algılayamayacağı bir şeyi, sevemeyeceği, haz alamayacağı, her şeyin kaybolacağı, toprak altına gidip, çürüyeceği düşünceleri kişide yoktur. Ölümün dinginlik getirici, acıları dindirici, sorunları çözücü ve korkuları ortadan kaldırıcı nitelikleri düşünülür. Ölümün böyle tek yönlü ve bir kurtarıcı gibi algılanışı özkıyım riskini fazlasıyla artırır.
Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) istatistiklerine göre silahla kendini vurma erkeklerde daha sık rastlanan yöntemlerdendir. Kadın ve erkeklerde uyku hapı alarak girişimde bulunma oranı % 90’dır. İlaç, öncelikle de uyku hapı alarak yaşamına son vermeyeceği inancı nedeniyle tercih edildiği düşünülmektedir. Yüksek yerden atlama, kendini uçurumdan atma, tabanca ile kendini vurma, bilek damarlarını kesme, tren ya da tramvayın önüne atlama, boğularak, hava gazıyla zehirlenme her ülkede, bölgede yaygın olarak uygulanmaktadır.
Ölümle sonuçlanan özkıyım eylemlerine özkıyım, ölümle sonuçlanmayanlara ise özkıyım girişimi adı verilir. Ancak yalnızca sonuca bakılarak bu iki kavram arasından ayrım yapmamız oldukça güçtür. Bu ayrım amaç ve sonuç kadar bilinç dışı başka ruhsal etmenlere de dayandırılmalıdır. Kendine kıyma kesin kararlılık özkıyımı, buna karşın çevreyi etkileme istemleri ve çevreden yardım beklentisi özkıyım girişiminin özgün bir niteliğidir. Özkıyımda çevreden tamamen uzaklaşma, özkıyım girişimde ise çevreye yönelme ağırlıktadır. Gençler ve kadınlar çevreyi etkileme amacı taşıyan ve gösteriş yanı daha önde gelen eylemleri özkıyım girişimleri olarak tanımlanır. Öz yaşama saldırı ile çevreyi uyarma, korkutma ve utandırma, çevreyi içinde bulunduğu durumdan haberdar etme ya da çevreden öç alma özkıyım girişimlerinde baskındır. Dayanılmaz acılar her iki eylemi de başlatan ortak uyarandır. Yalnızlık duygusu acılara eklendiğinde özkıyım riski artar. Özkıyım ve özkıyım girişiminde ortak amaç sorunun çözülmesidir. Özkıyımda çözüme kapalı, ilişkilerin kesildiği, içe dönük bir tablo çizilir. Özkıyım girişimi çözüme açık, ilişkilerin devam ettiği daha açık bir durumdur. Yani ikisi arasındaki fark oldukça önemlidir. Şimdi maalesef başarılı sonuçlanan bir intihar olgusunu ele alacağız.
Mehmet Pişkin’in İntihar Videosu Üzerine Psikolojik Analiz
İtiraf etmeliyim ki videoyu izlerken bir psikolog olarak kanım dondu, şaşırdım, bazı yerlerde garip bir sıcaklık, sempati oluşmadı değil ancak detaylı olarak düşünüldüğünde ve empatik olarak yaklaşıldığında üzerine konuşulacak şeyler olduğunu düşündüm.
Sürece ilk önce kişiyi tanıyarak başlamamız lazım ancak basın yoluyla edinebildiğimiz bilgiler yalnızca ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduğu, bilgisayar yazılımcısı olduğu ve özel bir şirkette yönetici pozisyonunda olduğu idi. Videoda göründüğü kadarıyla maddi doyumunun olduğu, sosyal çevresinin olduğu ve öz bakımının, konuşmasının gayet yerinde olduğu görülmektedir.
Peki neydi Mehmet Pişkin’i intihar etme düşüncesine sevk eden?
Video da bu konu hakkında bilgi vermemesi hatta geçmişte ve o anda yanında olan kişileri “muhteşem”, “mükemmel” insanlar olarak tanıtması da bizlere bilgi verebilir. Bir insanın hayatı çok düzgün gitse bile yanında ki her kişinin çok iyi insanlardan oluştuğunu düşünerek her olguya olumlu bakmak biraz anormal bir durum. Video da sadece belli bir kısımda geçmiş ilişkilerine yönelik anlamsız ilişkiler yaşadığından bahseder gibi oldu ancak hemen akabinde “zaten bende çok normal bir insan sayılmam” diyerek yeniden bir içe vurma durumu yaşandı.
Bazı kişiler mutsuzluğunu, huzursuzluğunu, çökkün ruh halini gizlemeye çalışırlar bunun adı “maskeli depresyon’dur ki bu daha çok hayatta hep güçlü durması istenen erkek cinsiyetinde göze çarpmaktadır. Sanki böyle bir durumda vardı bu videoda. Arkadaşlarından ve doktorlardan uzun süredir destek aldığından bahsetti yani yolunda gitmeyen bir şey vardı ancak yine de bu yolu tercih ettiğini söyledi.Acaba doğru kişilerden mi destek aldı? Psikiyatrist, psikolog, psikolojik danışman gibi ruh sağlığı uzmanları mıydı?
Bir bölümde ölümden korkmadığını, acı duymaktan korkmadığını sadece ölemezse bir aksilik olursa diye korktuğundan bahsetti. Bir insanın refleksif tepkileri ister istemez korkuya duyarlıdır, korkmamak, duygulardan arınmak diye bir şey yoktur yalnızca bunun üzerini savunma düzenekleriyle örtmek vardır. Mehmet Pişkin’de de bunu gördüğümüzü düşünüyorum korkmamak üzere çok fazla duvar ördüğünü, savunmalar oluşturduğunu. Ancak yine de arada yüzünün kızarması, yutkunmaları fizyolojik tepkilerini gözler önüne serdi.
Bunun dışında böyle bir durumda dahi sürekli gülümsemesi aklıma birden geçen aylarda intihar ettiği açıklanan Robin Williams ‘ı getirdi. Sürekli gülen, oynadığı filmlerde senaryo gereğimi bilemem ama genel olarak sevgi, neşe ve koşulsuz destek anlayışı olan oyuncu profillerinde olması bana biraz ilginç gelmişti. Mehmet Pişkin’in ölümünden sonra da yakınlarının söylediği “ Mehmet hayat dolu bir insandı” “Sürekli neşe dolu bir insandı” sözleri bende geçmişe yönelikte var olan sorunların içe atarak dışarıya farklı bir profil oluşturduğu izlenimini yaratmaktadır.
Bana bu videoda en ilginç gelen durum ise öldükten sonra mezara konulmak istememesi idi. Tabiki istemeyebilir zaten dini inançların olmadığını bahseden birinin bir vasiyeti de gömülmek istememek olabilir ancak ölümü önemsemeyip ölüm sonrasının olmadığını düşünen birisi için mezara konup konmamak istemesinin önemi düşündürücü? Tam da bu isteğini belirtmesinin akabinde yine başkalarına yararlı olabilme düşüncesi ile bir kadavra olarak kullanılma isteğinin olması iyi bir niyet olsa da hala içinde bedensel olarak olmasa da ruhsal olarak hayata tutunma isteğinin olduğunu düşünmekteyim.
Dini inanç noktasında bakıldığı zaman hangi dinden olursa olsun bir gücün varlığına inanan ve ölüm sonrası yaşama inanan bireylerin bu boşluğu daha kolay doldurabildiğini görmekteyim. Sadece dini inanç olarak değil orta vadede hedefleri olabilen, önlerinde misyonları olan ve kendilerini iyi bir şekilde tanıyıp kendilerine yönelik saygıları olan insanlar bu tarz bunalımlardan daha kolay çıkabilmektedirler.
Bu olgu da maalesef istenmeyen bir sonuç olmuştur ancak bilinmelidir ki intihar düşünceleri kişide birden oluşmaz illaki yolunda gitmeyen olumsuz bir süreç vardır. Hatta kişi bu düşüncelerini satır aralarında verebilir bunlara dikkat etmek gerekmektedir.
Bu arada bu tarz video ve içeriklerin çok fazla paylaşılmamasını ve diğer insanlara rol model olmamasını ısrarla öneririm.
Bu olayın gündemde olması ve intihar olgusunu ele alabilmek maksadıyla bu yazıya değinme ihtiyacı hissettim.
M. Berk KARAOĞLU
Psikolog
İntihar (Suicide) Nedir?
İntiharın tanımını yapmak aslında çok kolay değildir. Kimilerine göre intihar, kendini öldüren bir insanın eylemidir. Bu tanıma göre kaza ile zehir içen insanın ölümü de intihardır. Durkheim bu tanıma bir koşul koymuştur. Ölüme götüreceğini bilerek, girişilen olumsuz bir eylemin doğrudan doğruya yada dolaylı olarak meydana getirdiği ölüme intihar denir.
“Kendimi öldürmeyi düşünüyorum” cümlesi özgün bir intihar düşüncesidir. Kısa bir süre için kendilerine kıymayı düşünebilirler. Belli durumlarda yaşamayı istememek, yaşamaktan bıktığını söylemek, dolaylı yollardan ölümü düşünmek bir hastalığın ya da intihar girişiminin bir belirtisi değildir. Bunlar kısa süreli ve geçicidir, hafiftirler, istenç ile uzaklaştırılabilirler. Özkıyım düşünceleri ise uzun süre kaybolmaz, inatçı ve genellikle şiddetlidirler.
Özkıyım eyleminde bulunan kişilerde ölümün acı yanlarının algılandığı pek görülmez. Ölümün korkutucu ve uzaklaştırıcı yanları artık kendisini ve başkasını algılayamayacağı bir şeyi, sevemeyeceği, haz alamayacağı, her şeyin kaybolacağı, toprak altına gidip, çürüyeceği düşünceleri kişide yoktur. Ölümün dinginlik getirici, acıları dindirici, sorunları çözücü ve korkuları ortadan kaldırıcı nitelikleri düşünülür. Ölümün böyle tek yönlü ve bir kurtarıcı gibi algılanışı özkıyım riskini fazlasıyla artırır.
Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) istatistiklerine göre silahla kendini vurma erkeklerde daha sık rastlanan yöntemlerdendir. Kadın ve erkeklerde uyku hapı alarak girişimde bulunma oranı % 90’dır. İlaç, öncelikle de uyku hapı alarak yaşamına son vermeyeceği inancı nedeniyle tercih edildiği düşünülmektedir. Yüksek yerden atlama, kendini uçurumdan atma, tabanca ile kendini vurma, bilek damarlarını kesme, tren ya da tramvayın önüne atlama, boğularak, hava gazıyla zehirlenme her ülkede, bölgede yaygın olarak uygulanmaktadır.
Ölümle sonuçlanan özkıyım eylemlerine özkıyım, ölümle sonuçlanmayanlara ise özkıyım girişimi adı verilir. Ancak yalnızca sonuca bakılarak bu iki kavram arasından ayrım yapmamız oldukça güçtür. Bu ayrım amaç ve sonuç kadar bilinç dışı başka ruhsal etmenlere de dayandırılmalıdır. Kendine kıyma kesin kararlılık özkıyımı, buna karşın çevreyi etkileme istemleri ve çevreden yardım beklentisi özkıyım girişiminin özgün bir niteliğidir. Özkıyımda çevreden tamamen uzaklaşma, özkıyım girişimde ise çevreye yönelme ağırlıktadır. Gençler ve kadınlar çevreyi etkileme amacı taşıyan ve gösteriş yanı daha önde gelen eylemleri özkıyım girişimleri olarak tanımlanır. Öz yaşama saldırı ile çevreyi uyarma, korkutma ve utandırma, çevreyi içinde bulunduğu durumdan haberdar etme ya da çevreden öç alma özkıyım girişimlerinde baskındır. Dayanılmaz acılar her iki eylemi de başlatan ortak uyarandır. Yalnızlık duygusu acılara eklendiğinde özkıyım riski artar. Özkıyım ve özkıyım girişiminde ortak amaç sorunun çözülmesidir. Özkıyımda çözüme kapalı, ilişkilerin kesildiği, içe dönük bir tablo çizilir. Özkıyım girişimi çözüme açık, ilişkilerin devam ettiği daha açık bir durumdur. Yani ikisi arasındaki fark oldukça önemlidir. Şimdi maalesef başarılı sonuçlanan bir intihar olgusunu ele alacağız.
Mehmet Pişkin’in İntihar Videosu Üzerine Psikolojik Analiz
İtiraf etmeliyim ki videoyu izlerken bir psikolog olarak kanım dondu, şaşırdım, bazı yerlerde garip bir sıcaklık, sempati oluşmadı değil ancak detaylı olarak düşünüldüğünde ve empatik olarak yaklaşıldığında üzerine konuşulacak şeyler olduğunu düşündüm.
Sürece ilk önce kişiyi tanıyarak başlamamız lazım ancak basın yoluyla edinebildiğimiz bilgiler yalnızca ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduğu, bilgisayar yazılımcısı olduğu ve özel bir şirkette yönetici pozisyonunda olduğu idi. Videoda göründüğü kadarıyla maddi doyumunun olduğu, sosyal çevresinin olduğu ve öz bakımının, konuşmasının gayet yerinde olduğu görülmektedir.
Peki neydi Mehmet Pişkin’i intihar etme düşüncesine sevk eden?
Video da bu konu hakkında bilgi vermemesi hatta geçmişte ve o anda yanında olan kişileri “muhteşem”, “mükemmel” insanlar olarak tanıtması da bizlere bilgi verebilir. Bir insanın hayatı çok düzgün gitse bile yanında ki her kişinin çok iyi insanlardan oluştuğunu düşünerek her olguya olumlu bakmak biraz anormal bir durum. Video da sadece belli bir kısımda geçmiş ilişkilerine yönelik anlamsız ilişkiler yaşadığından bahseder gibi oldu ancak hemen akabinde “zaten bende çok normal bir insan sayılmam” diyerek yeniden bir içe vurma durumu yaşandı.
Bazı kişiler mutsuzluğunu, huzursuzluğunu, çökkün ruh halini gizlemeye çalışırlar bunun adı “maskeli depresyon’dur ki bu daha çok hayatta hep güçlü durması istenen erkek cinsiyetinde göze çarpmaktadır. Sanki böyle bir durumda vardı bu videoda. Arkadaşlarından ve doktorlardan uzun süredir destek aldığından bahsetti yani yolunda gitmeyen bir şey vardı ancak yine de bu yolu tercih ettiğini söyledi.Acaba doğru kişilerden mi destek aldı? Psikiyatrist, psikolog, psikolojik danışman gibi ruh sağlığı uzmanları mıydı?
Bir bölümde ölümden korkmadığını, acı duymaktan korkmadığını sadece ölemezse bir aksilik olursa diye korktuğundan bahsetti. Bir insanın refleksif tepkileri ister istemez korkuya duyarlıdır, korkmamak, duygulardan arınmak diye bir şey yoktur yalnızca bunun üzerini savunma düzenekleriyle örtmek vardır. Mehmet Pişkin’de de bunu gördüğümüzü düşünüyorum korkmamak üzere çok fazla duvar ördüğünü, savunmalar oluşturduğunu. Ancak yine de arada yüzünün kızarması, yutkunmaları fizyolojik tepkilerini gözler önüne serdi.
Bunun dışında böyle bir durumda dahi sürekli gülümsemesi aklıma birden geçen aylarda intihar ettiği açıklanan Robin Williams ‘ı getirdi. Sürekli gülen, oynadığı filmlerde senaryo gereğimi bilemem ama genel olarak sevgi, neşe ve koşulsuz destek anlayışı olan oyuncu profillerinde olması bana biraz ilginç gelmişti. Mehmet Pişkin’in ölümünden sonra da yakınlarının söylediği “ Mehmet hayat dolu bir insandı” “Sürekli neşe dolu bir insandı” sözleri bende geçmişe yönelikte var olan sorunların içe atarak dışarıya farklı bir profil oluşturduğu izlenimini yaratmaktadır.
Bana bu videoda en ilginç gelen durum ise öldükten sonra mezara konulmak istememesi idi. Tabiki istemeyebilir zaten dini inançların olmadığını bahseden birinin bir vasiyeti de gömülmek istememek olabilir ancak ölümü önemsemeyip ölüm sonrasının olmadığını düşünen birisi için mezara konup konmamak istemesinin önemi düşündürücü? Tam da bu isteğini belirtmesinin akabinde yine başkalarına yararlı olabilme düşüncesi ile bir kadavra olarak kullanılma isteğinin olması iyi bir niyet olsa da hala içinde bedensel olarak olmasa da ruhsal olarak hayata tutunma isteğinin olduğunu düşünmekteyim.
Dini inanç noktasında bakıldığı zaman hangi dinden olursa olsun bir gücün varlığına inanan ve ölüm sonrası yaşama inanan bireylerin bu boşluğu daha kolay doldurabildiğini görmekteyim. Sadece dini inanç olarak değil orta vadede hedefleri olabilen, önlerinde misyonları olan ve kendilerini iyi bir şekilde tanıyıp kendilerine yönelik saygıları olan insanlar bu tarz bunalımlardan daha kolay çıkabilmektedirler.
Bu olgu da maalesef istenmeyen bir sonuç olmuştur ancak bilinmelidir ki intihar düşünceleri kişide birden oluşmaz illaki yolunda gitmeyen olumsuz bir süreç vardır. Hatta kişi bu düşüncelerini satır aralarında verebilir bunlara dikkat etmek gerekmektedir.
Bu arada bu tarz video ve içeriklerin çok fazla paylaşılmamasını ve diğer insanlara rol model olmamasını ısrarla öneririm.
Bu olayın gündemde olması ve intihar olgusunu ele alabilmek maksadıyla bu yazıya değinme ihtiyacı hissettim.
M. Berk KARAOĞLU
Psikolog
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "İntihar (Suicide) Nedir? Mehmet Pişkin'in İntiharı Üzerine Psikolojik Analiz" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.M. Berk KARAOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.M. Berk KARAOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |






Yazan Uzman
|
intihar, mehmet pişkin intihar, intihar psikolojik analiz, intihar psikolojik nedenler, intihar nedenleri, mehmet pişkin, intihar neden olur, intihar düşünceleri, intihar nedir, suicide, özkıyım
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.