Demokrasi Anlayışı ve Çocuk..
Yaşam tarzı ve anlayışta artık daha çok maddi özellikler ve yeterlilikler ön plana çıktığı için bazı değerler önemini kaybetmiş durumda.. para kazanmak ama nasıl? Başkalarının haklarını çiğneyerek, iş yerinde diğer çalışanları basamak yaparak, mobbing uygulayarak, arkasından aleyhine konuşarak, aşağılayarak, hakları göz ardı ederek..
*
Çocuklar için, başarılı olmak, akademik başarı önemsendiğinden ''yeterki başarılı olunsun, ama insan ilişkileri, aile içindeki ilişkiler en alt düzeyde tutulabilir'' fikri benimsendi. ''Çocuk dersini çalışsın, testleri çözme oranı ve test sayısı yüksek olsun'' anlayışı ile öğretime önem verildi ama eğitim yönü eksik kaldı. Hatta çocuk için eğitilebilir yaşlar değerlendirilemedi.
Geçmiş kuşağın zorlu yaşam koşulları, anne-babaları ''yeterki çocuğum okusun adam olsun'' fikrine yöneltti. Demokratik olmada, başkaları da kendimiz kadar önemlidir. Bize nasıl davranılmasını istiyorsak, başkaları içinde aynı şeyi düşünmeliyiz. Empati yapabilmeliyiz.
Evet, kendimiz önemliyiz, ama bir toplum içinde yaşıyorsak ve yalnız olarak; bir adada yaşamıyorsak, birbirimize muhtacız ve farklı özelliklerimiz ile birbirimizi tamamlamalıyız. Tek başına herkes özgür olup, başkalarını hiçe sayarak yaşayamaz.
İnsanlar, kendi özgürlüğünün başkasının özgürlüğüne zarar vereceği yerle sınırlı olduğunu bilmelidir.
Ayrıca, geçmiş kuşak baskı altında büyüdü, ailede yalnızca, babanın sözünün geçmesi, annenin toplumsal hayatın dışında olması, çocuklarıyla fazla mesafeli olma ve çocukların ezik, söz hakkı olmayan bireyler olarak yetiştirilmesi, korku unsuruna fazlaca yer veriliyor olması, çocuklarında büyüyünce bu eğitim tarzına kendilerini yakın hissediyor olmalarına yol açmış olabilir. Onlarda, çocuklarına bu şekilde yaklaşmayı uygun görerek, yaşam tarzını gelen kuşağa taşıyor olabilir.
Alışılmış durumlardan yeni bir duruma adaptasyon zaman alır, insanların dönüşüme uyum sağlaması çok ta kolay değildir.
Demokrasi, değer vermekle adeta iç içe bir kavramdır. Çocukların bu kavramı içselleştirip, yaşamını bu şekilde devam ettirebilmesi için, aile içindeki bireylerin, öncelikle birbirlerine değer verdiklerini, kendi aralarında hissettirmeleri gerekir.
Aile bireyleri birbirlerine danışmayı, fikir almayı kendilerinde bir eksiklik olarak görmemeli, tam tersine fikir dünyalarını zenginleştirdiklerini, ortak bir noktada çaba göstermekle birleştirici olduklarını düşünmelidirler. Danışmak, mutlaka başkalarının dediğini yapmak değildir. Ancak, ''akıl akıldan üstündür'' diye de bir söz vardır. Bizim daha etraflı düşünmemizi destekleyebilir. Son karar kendimize aittir.
Çocuklarla aile toplantıları yapılıp, bunu sürdürmek; belli konuları değerlendirmek için çocuklarında fikrini sormak, aile bireylerinin hepsini ilgilendiren küçük bir eşya alırken oylama yaparak karar vermek, hatta bunu özellikle planlamak - demokrasi çalışmalarındandır -, diyebiliriz.
*
********
Demokrasinin hoşgörü olduğu özelliği hep canlı tutulmalı, örneğin, ergenlik döneminde erkek çocuğu olan aileler kendileri benimsemese de, ya da ailenin anlayışına uygun olmasa da çocuklarının saç uzatmasına hoşgörü ile yaklaşmalı, bu durumu kabul etmelidir, aksi olursa demokrasi anlayışı zedelenmiş olur.
Bir evde çocukları hiç sayarak hep babanın istediği yemeklerin yapılması, demokrasi anlayışını zedeler.
Demokrasinin yalnızca çoğunluğun görüş ve fikirlerinin geçerli olmadığı, diğer kişilerinde kendilerine göre doğru düşünebileceği hakkını vermek üzerinde durulmalıdır. Bu durum önceleri çoğunluğun görüşleri olarak benimsense de yeni demokrasi anlayışında azınlık fikirleri, isteklerine de önem verilmesi gündemdedir.
Bunu çocuklar üzerinden basit şekilde örneklersek, üç çocuklu bir ailede iki çocuk genellikle top oynamak istiyorsa üçüncü çocukta istemesede katılmak durumundadır. Ama, hep çoğunluk top oynamak istiyor diye sürekli top oynanmamalı, tek olarak ip atlamayı isteyen çocuk için zaman zaman diğer iki çocukta ip atlama oyunu oynayabilmelidir. Bir yetişkin bu duruma müdahele edip, ''hayır, üçünüzde hep top oynayacaksınız, sen isteğinde tek kalıyorsun'' derse demokrasi anlayışı zedelenmiş demektir.
Ailelerin çocuklarıyla iletişimlerini sağlıklı şekilde kurup, değişen dünya düzenine uyum sağlayarak, hak ve özgürlükleri doğru anlamlandırarak, gerektiği yerde danışmanlık alarak, hoşgörü ortamını dengeli şekilde yürütecek bir yaşantı içinde olmaları gerekir.
ÖZNUR SİMAV
*
Çocuklar için, başarılı olmak, akademik başarı önemsendiğinden ''yeterki başarılı olunsun, ama insan ilişkileri, aile içindeki ilişkiler en alt düzeyde tutulabilir'' fikri benimsendi. ''Çocuk dersini çalışsın, testleri çözme oranı ve test sayısı yüksek olsun'' anlayışı ile öğretime önem verildi ama eğitim yönü eksik kaldı. Hatta çocuk için eğitilebilir yaşlar değerlendirilemedi.
Geçmiş kuşağın zorlu yaşam koşulları, anne-babaları ''yeterki çocuğum okusun adam olsun'' fikrine yöneltti. Demokratik olmada, başkaları da kendimiz kadar önemlidir. Bize nasıl davranılmasını istiyorsak, başkaları içinde aynı şeyi düşünmeliyiz. Empati yapabilmeliyiz.
Evet, kendimiz önemliyiz, ama bir toplum içinde yaşıyorsak ve yalnız olarak; bir adada yaşamıyorsak, birbirimize muhtacız ve farklı özelliklerimiz ile birbirimizi tamamlamalıyız. Tek başına herkes özgür olup, başkalarını hiçe sayarak yaşayamaz.
İnsanlar, kendi özgürlüğünün başkasının özgürlüğüne zarar vereceği yerle sınırlı olduğunu bilmelidir.
Ayrıca, geçmiş kuşak baskı altında büyüdü, ailede yalnızca, babanın sözünün geçmesi, annenin toplumsal hayatın dışında olması, çocuklarıyla fazla mesafeli olma ve çocukların ezik, söz hakkı olmayan bireyler olarak yetiştirilmesi, korku unsuruna fazlaca yer veriliyor olması, çocuklarında büyüyünce bu eğitim tarzına kendilerini yakın hissediyor olmalarına yol açmış olabilir. Onlarda, çocuklarına bu şekilde yaklaşmayı uygun görerek, yaşam tarzını gelen kuşağa taşıyor olabilir.
Alışılmış durumlardan yeni bir duruma adaptasyon zaman alır, insanların dönüşüme uyum sağlaması çok ta kolay değildir.
Demokrasi, değer vermekle adeta iç içe bir kavramdır. Çocukların bu kavramı içselleştirip, yaşamını bu şekilde devam ettirebilmesi için, aile içindeki bireylerin, öncelikle birbirlerine değer verdiklerini, kendi aralarında hissettirmeleri gerekir.
Aile bireyleri birbirlerine danışmayı, fikir almayı kendilerinde bir eksiklik olarak görmemeli, tam tersine fikir dünyalarını zenginleştirdiklerini, ortak bir noktada çaba göstermekle birleştirici olduklarını düşünmelidirler. Danışmak, mutlaka başkalarının dediğini yapmak değildir. Ancak, ''akıl akıldan üstündür'' diye de bir söz vardır. Bizim daha etraflı düşünmemizi destekleyebilir. Son karar kendimize aittir.
Çocuklarla aile toplantıları yapılıp, bunu sürdürmek; belli konuları değerlendirmek için çocuklarında fikrini sormak, aile bireylerinin hepsini ilgilendiren küçük bir eşya alırken oylama yaparak karar vermek, hatta bunu özellikle planlamak - demokrasi çalışmalarındandır -, diyebiliriz.
*
********
Demokrasinin hoşgörü olduğu özelliği hep canlı tutulmalı, örneğin, ergenlik döneminde erkek çocuğu olan aileler kendileri benimsemese de, ya da ailenin anlayışına uygun olmasa da çocuklarının saç uzatmasına hoşgörü ile yaklaşmalı, bu durumu kabul etmelidir, aksi olursa demokrasi anlayışı zedelenmiş olur.
Bir evde çocukları hiç sayarak hep babanın istediği yemeklerin yapılması, demokrasi anlayışını zedeler.
Demokrasinin yalnızca çoğunluğun görüş ve fikirlerinin geçerli olmadığı, diğer kişilerinde kendilerine göre doğru düşünebileceği hakkını vermek üzerinde durulmalıdır. Bu durum önceleri çoğunluğun görüşleri olarak benimsense de yeni demokrasi anlayışında azınlık fikirleri, isteklerine de önem verilmesi gündemdedir.
Bunu çocuklar üzerinden basit şekilde örneklersek, üç çocuklu bir ailede iki çocuk genellikle top oynamak istiyorsa üçüncü çocukta istemesede katılmak durumundadır. Ama, hep çoğunluk top oynamak istiyor diye sürekli top oynanmamalı, tek olarak ip atlamayı isteyen çocuk için zaman zaman diğer iki çocukta ip atlama oyunu oynayabilmelidir. Bir yetişkin bu duruma müdahele edip, ''hayır, üçünüzde hep top oynayacaksınız, sen isteğinde tek kalıyorsun'' derse demokrasi anlayışı zedelenmiş demektir.
Ailelerin çocuklarıyla iletişimlerini sağlıklı şekilde kurup, değişen dünya düzenine uyum sağlayarak, hak ve özgürlükleri doğru anlamlandırarak, gerektiği yerde danışmanlık alarak, hoşgörü ortamını dengeli şekilde yürütecek bir yaşantı içinde olmaları gerekir.
ÖZNUR SİMAV
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Demokrasi Anlayışı ve Çocuk.." başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Öznur SİMAV'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Öznur SİMAV'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.