2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



İlköğretim 6. 7. ve 8. Sınıf Öğrencilerinde Görülen Saldırganlık Davranışının ( Ortaya Çıkmasının ) Benlik Algısı ile İlişkisi
MAKALE #13600 © Yazan Psk.Ramazan KAMÇI | Yayın Kasım 2014 | 3,718 Okuyucu
Biyoloji anlamlarına göre saldırganlık (agressivite), her canlı yaratıkta bulunan olağan davranışlardan birisidir ve hayvan serilerinde cinsel içgüdüyle çok yakın ilişkisi vardır. Bu davranış; esasında organizmaya yaşaması için gerekli temel ihtiyaçlarını sağlamak ve doymak hususunda çevresinde uygun bulduklarını kullanma imkânı verir. O halde bu amacıyla saldırganlık, bir sınıra kadar normal bir fenomendir. Bundan ötürü bazı psikologların belirttikleri gibi bunu yalnız düşmanlık (hostilite), yıkıcılık, başkasına ve tabiata karşı kötülük yapma manasına almamalıdır. Benliğin ihtiyacı bulunduğu bütün şeyleri elde etmek ve gerekli olanlarını yaptırmak için dışa dönük olan bütün aktif eğilimler (agressivite-agression) ismi altında toplanır. Freud içgüdüler teorisinde iki temel enerji ve daha doğrusu ana içgüdü belirtmiştir:
1 Libido (cinsel içgüdünün temsil ettiği hayat içgüdüsü)
2- Destrudo veya Marie Benaparte tarafından (Thanatos) isimleri verilen ve yıkıcılığa götüren “ölüm içgüdüsü”
Bunların ikisi de birleşmek ya da ayrı kutuplarda toplanmak yani karşı karşıya gelmek suretiyle bütün hayat fenomenleri husule gelir. Çocuğun çeşitli gelişme dönemlerinde bu içgüdüler bir paralel hal gösterir veya birbirine karışır. Cinsel enerjiler kuvvetlerini saldırgan dürtülerden alırlar ve bunlar sayesinde de amaçlarına ulaşırlar ve aşkta bile bunun romantizmine rağmen saldırgan cinsiyet örtülü ve sembolik bir şekilde kendini gösterir. Bir taraftan da agresif yani saldırgan dürtüler yıkıcı eğilimlerinden sıyrılmak suretiyle hayat amaçlarına yönelirler.( Bilgin, N. 1988)
Freud psikanalize ait birçok prensiplerini yaydıktan sonra agressiviteye önem vermiş ve bunu şu cümlesinde özetlemiştir: “ niçin bir saldırgan dürtüyü tanımlamak için bu8 kadar uzun zaman aradan geçmiştir ve niçin teorimizde insanın gözleri önünde olağan ve açık olan bu tür saldırgan olayları belirtmekte bugüne kadar kararsızlık gösterilmiştir”. Otonom nitelikte bir saldırganlık duygusu daha 1908’de Alfred Adler tarafından “üstünlük ve aşağılık duyguları” doktrininde birçok örnekleri ve telafileriyle belirtilmişti.( Başoğlu, C. 1998)
Esasen 19. asırda Avrupa’da Alman filozofu schopenhauer irade teorisi (irade olarak dünya), yine Nietsche’nin (insanüstü-übermensh) anlamı ve buna bağlı kudret felsefesi, Fransız filozofu Bergson’un “Elan Vital” yaygın hayat aşaması görüşü ve nihayet Fransız sosyologu Gobineau’nun genellikle politik alanda akisler uyandıran ve hatta Hitler’in ırkçılık prensiplerine kaynak teşkil eden düşünceleri ve buna benzerleri saldırganlık dürtüsü etrafında toplanmaktadır.( Savrun, B.M. 2000)
İnsandaki birbirinden bütünüyle farklı iki saldırganlık türü arasında ayrım yapmak gerekir. İnsandaki ve bütün hayvanlarda ortak olan birinci tür saldırganlık, yaşamsal çıkarlar tehdit altında kaldığında ortaya çıkan, kalıtımsal olarak programlanmış bir saldırma (ya da kaçma) tepisidir. Bu savunucu yumuşak saldırganlık bireyin ve türün varlığını sürdürmesine hizmet eder. Biyolojik olarak uyarlanabilir ve tehdit ortadan kalktığında o da ortadan kalkar. Öteki tip “kırıcı” saldırganlık, bir başka değişle zalimlik ve yıkıcılık, insan türüne özgüdür ve aslında çoğu memelilerde görülmez. Kalıtımsal 0olarak programlanmamıştır ve biyolojik olarak uyarlanamaz. Hiçbir amacı yoktur ve doyurulması yoğun susamışlıkla olasıdır.( Baygöl, E. 1997)
Saldırganlık çoğu araştırmacılarca, doğuştan var olduğu kabul edilen bir dürtüdür. Başkalarına fiziksel veya psikolojik zarar verme niyeti taşıyan tüm davranışları içerir. Başkalarına zarar vermeye yönelik bir davranış olduğu gibi aynı zamanda saldırganca davranma güdüsü olarak da kabul edilmektedir. Yapılan çalışmalar saldırganlığın engellenme ile yakından ilişkili olduğunu göstermektedir.( Balcıoğlu, İ. 2000)
Çocuktaki saldırganlık aslında olumlu işlemlere ve başarıya iten bir güç gibidir. Ancak toplumsallaşma ile bu gücün faydalı olana yönlendirilmesi gerekir. Bu da eğitim ve psişik alandaki yardımlarla sağlanabilir. Ayrıca saldırganlığın gerçekte tam giderilmesi söz konusu olmayıp, faydalı biçime dönüştürülmesi mümkün olduğundan, psikolojik etkenler burada önemli rol alırlar. Saldırganlığın varlığı içe ve dışa yönelik bir sürü davranış örneği ile kendini gösterir. Çocukta içe dönük saldırganlığa; geçici uyum bozukluklarında (tırnak yeme, saç koparmak gibi) çeşitli emosyonel taşkınlıklarında, kendi kendini yaralama, başını oraya buraya vurma; öfke ve saldırganlığın dışa veya karşıya aktarılamadığı hallerde görülebilir. Arkadaşlarına karşı vurucu, kırıcı, eşyalarına zarar verici olmak, sürekli kavga çıkarmak, dövmek eziyet etmek, sövmek gibi işlemler dışa vurulan saldırganlığın belirtileridir.( Sayıl, M. 1991)
Ergenlerde saldırganlık bir atılganlık eğilimi halinde bir birçok insanlarda bir düşmanlık şeklinde görülür. Bu saldırganlık dürtüsü aktif veya baskılı olabilir.(Tarhan, N. 2000)
Freud’a göre olduğu gibi insan saldırganlığı, sürekli akan bir enerji pınarının beslediği bir içgüdüdür ve uyaranlara karşı bir tepkinin sonucu olması gerekmez.
Lorenz’e göre, saldırganlık esas olarak dış uyaranlara karşı bir tepki değil, insanın içinde gömülü serbest kalmaya çabalayan ve dış dürtülerin yeterli olup olmamasına bakmaksızın anlatımını bulacak bir uyarılmadır. İçgüdüyü bu denli tehlikeli hale getiren onun kendiliğindenliğidir. Lorenz tür-içi saldırganlığın türün varlığını sürdürme gücünü artırma işlevi gördüğünü varsayar.
Tinbergen, insan bir yandan kendi türüyle kavga etmesi yönünden birçok hayvan türünün akrabasıdır. Ama öte yandan da o, kavga eden binlerce tür arasında kavgayı yıkıcılığa dönüştüren tek türdür der.(Dağıtım.Yavuzer, H. 1999)
Lorenz ve Freud; uzun erimde denetlenmesi olanaksız değilse bile çok zor olan saldırganlık-yıkıcılık enerjisini kesintisiz biçimde üreten bir insan görüşüne ulaşmaktadır.
Yeni-Davranışçılara göre insan köle olamaya koşullandırılabilir; ama buna, saldırganlıkla ya da yaşam güçlerinde bir azalmayla tepki gösterecektir. Ya da insan kendini bir makinenin parçasıymış gibi hissetmeye koşullandırılabilir; buna da sıkıntı, saldırganlık ve mutsuzlukla tepki gösterir.
J. Dollard’a göre saldırgan davranışı8n meydana gelmesi her zaman engellenmenin varlığını öngörür ve buna karşıt olarak engellenmenin var olması her zaman bir saldırganlık biçimine yol açar.
A. H. Buss’a göre engellenmeye verilen önem ve ağırlık, araçsal bir tepki olan saldırganlığın küçümsenmesinin yanı sıra, öteki büyük engeller sınıfının da talihsiz biçimde küçümsenmesine yol açmıştır. Engellenme, saldırganlığın öncüllerinden yalnızca birisidir ve en güçlü olanı da değildir.
K. E. Mayer, çeşitli saldırganlık türlerinin temellerine ilişkin eldeki verileri esas alarak yağmacı saldırganlığı öteki saldırganlık türlerinden ayırmıştır ve şu sonuca varmıştır: insanın kalıtım yoluyla devraldığı varsayılan doğuştan bir yıkıcılığın varlığını göstermediğini ayrıntılarıyla ortaya konulmaktadır.
Robert Andrew’in Territurial İmperaktive’i, genel kamuoyu üzerinde, insanın hayvan atalarından kalıtımla devraldığı bölgesini savunmaya yönelik bir içgüdünün güdümü altında olduğu yolunda bir izlenim bırakmıştır. Bu içgüdünün, hayvan ve insan saldırganlığının ana kaynaklarından birisi olduğu varsayılmaktadır.
Freud, insanın gereksinme duyduğu her şeyin doğadan bol bol sağlandığını, yeryüzünün belli mutlu bölgelerinde yaşamı dinginlik içinde geçen ve zorlamayı da bilmeyen ırkların bulunduğunu belirtiyor.( Bayhan, P. 1999)

Benlik Algısının Saldırganlıktaki Rolü
Saldırganlık davranışı boşalma yolları arayan ve kendini açığa vurmak için uygun bir durumun doğmasını bekleyen, kalıtımsal olarak programlanmış, doğuştan gelen bir içgüdüden kaynaklanır. Saldırgan çocuk; psikolojik sorunları nedeniyle yaşıtları ve genel olarak çevresiyle uyumlu ilişkiler kuramayan çocuktur. (Cirhinlioğlu, F.G. 2001)
Saldırgan çocuk şişirilmiş bir benlik algısına sahip ise hoşuna gitmeyen herhangi bir tutum ve davranış karşısında aşırı tepki gösterebilir.( Yörükoğlu, A 2002)
Benlik algısı doğuştan gelen bir özellik olmayıp sosyal ve fiziksel çevrede zaman içinde oluşur. Benlik algısının en çok geliştiği dönem okula başlama yaşıdır. Birinci sınıftan sonra okul başarısı benlik algısının gelişimini etkiler. Başarısızlık deneyimleri ve çevreden aldıkları olumsuz geri bildirimler sonunda olumsuz benlik algısı geliştirmektedirler. Buna bağlı olarak çocuklarda saldırgan davranışlar görülebilmektedir.

Araştırmanın Önemi ve Amacı
Bu araştırmanın amacı ergenlerde görülen saldırganlık davranışının benlik algısıyla ilişkisini incelemektir. Araştırmada ergenlerin saldırganlık düzeylerinin cinsiyete bağlı olarak farklılaşıp farklılaşmadığı ve saldırganlık davranışının arkadaş ilişkileri, sosyal ilişkiler ve benlik algısı ile olan ilişkileri incelenecektir. Bu değişkenlerin saldırganlığı da araştırmanın bir diğer amacını oluşturmaktadır. Araştırma konusunun güncel olması, ilgi çekiciliği ve bu konuda henüz pek fazla çalışmanın bulunmaması araştırmanın önemini daha da artırmaktadır.

YÖNTEM
Katılımcılar
Diyarbakır merkez ilköğretim okullarından rasgele seçilen 10 okuldan ve her okuldan 6 kız 6 erkek olmak üzere amaca yönelik örneklem seçme metodu kullanılarak rasgele seçilen 12’şer öğrenciden oluşan toplam 120 öğrenciye uygulanacaktır. Araştırmada demografik bilgi içeren soru formu ile birlikte OFFER BENLİK İMGESİ ÖLÇEĞİ ve SALDIRGANLIKI ÖLÇEĞİ kullanılacaktır.
Veri Toplama Araçları
Offer Benlik İmgesi Ölçeği (OBİÖ):

Saldırganlık Ölçeği:

İşlem
Deneklere araştırmanın amacı belirtildikten sonra oturuma tek tek alınacaklar ve oturumlar sessiz bir ortamda yapılacaktır. Oturumlar süresinin yaklaşık bir saat olacağı tahmin edilmektedir. Uygulama iki adımda gerçekleştirilecektir.
İlk adım: katılımcılara araştırma hakkında gerekli bilgiler verildikten sonra kendilerini ayrıntılı bir şekilde tanımak amacıyla Demografik bilgiler içeren Soru Formu uygulanacaktır
İkinci adım: Katılımcılara gerekli bilgiler verilip gerekli koşullar sağlandıktan sonra her katılımcıya ayrı ayrı OFFER BENLİK İMGESİ ÖLÇEĞİ ve SALDIRGANLIK ÖLÇEĞİ uygulanacaktır.


KAYNAKLAR
Balcıoğlu, İ. (2000) Şiddetin Doğa Ve Kültürel Kaynakları. Biyolojik, Psikolojik ve Sosyolojik Açıdan Şiddet. (Ed.: Balcıoğlu) İstanbul: Yüce Yayın Dağıtım.
Başoğlu, C. (1998) Saldırganlık Davranışının Biyolojik Belirleyicilerinin Araştırılmasına Yönelik Bir Çalışma. Yayınlanmamış Bilim Uzmanlığı Tezi, İstanbul: Gülhane Askeri Tıp Akademisi.
Baygöl, E. (1997) Ergenin Öfke Tepkilerinin İncelenmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Bursa: Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Bayhan, P. (1999) Çocuğun Okul Başarısını Etkileyen Etmenler. Sosyal Hizmetler Dergisi,1, (10), 6-12.
Bilgin, N. (1988) Sosyal Psikolojiye Giriş. İzmir: Ege Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Yayınları.
Cirhinlioğlu, F.G. (2001) Çocuk Ruh sağlığı ve Gelişimi (Okul Öncesi Dönem). Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Savrun, B.M. (2000) Şiddetin Nörobiyolojisi Biyolojik, Psikolojik ve Sosyolojik Açıdan Şiddet. (Ed: İbrahim BALCIOĞLU) İstanbul: Yüce Yayın Dağıtım.
Sayıl, M. (1991) Şiddet İçeren TV Programları İle Çocukların Saldırgan Davranışları Arasındaki İlişkiye Genel Bakış. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
Tarhan, N.(2000) Şiddet Davranışının Psikolojik- Kültürel Boyutu. Biyolojik, Psikolojik ve Sosyolojik Açıdan Şiddet. (Ed:İbrahim BALCIOĞLU) İstanbul: Yüce Yayın Dağıtım.Yavuzer, H. (1999) Çocuk Psikolojisi. İstanbul: Remzi Kitapevi.
Yörükoğlu, A (2002) Çocuklarda Saldırganlık
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"İlköğretim 6. 7. ve 8. Sınıf Öğrencilerinde Görülen Saldırganlık Davranışının ( Ortaya Çıkmasının ) Benlik Algısı ile İlişkisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Ramazan KAMÇI'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Ramazan KAMÇI'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Ramazan KAMÇI Fotoğraf
Psk.Ramazan KAMÇI
Diyarbakır (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi1 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Ramazan KAMÇI'nın Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'İlköğretim 6. 7. ve 8. Sınıf Öğrencilerinde Görülen Saldırganlık Davranışının ( Ortaya Çıkmasının ) Benlik Algısı ile İlişkisi' başlığıyla benzeşen toplam 23 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:23
Top