2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Kadın ve Şiddet
MAKALE #13636 © Yazan Psk.Derya SOY | Yayın Kasım 2014 | 4,660 Okuyucu
ŞİDDET DAYANIŞMASI

Şiddet günümüzde toplumumuzun durmadan kanayan yarasıdır ve koşullar aynı şekilde devam ederse kanamaya devam edecektir. Güçlünün, güçsüze uyguladığı, koşulların eşit olmadığı zamanlar da şiddet etkilerini daha zalimce gösterir ve daha çok etki bırakır. Bu etkiler insanların psikolojileri üstünde büyük etki bırakır ve bu konu önemli bir toplumsal sorun haline gelir. Hem fiziksel hem de psikolojik etkilerine bakıldığında durumun ciddiyeti önem kazanır. Bu toplumsal sorunu incelediğimizde karşımıza birden fazla kaynak çıkmaktadır. Bu yüzden de çözümler birden fazla yolla bulunabilir. Hem Türkiye de hem de Dünya da kadına şiddet uygulayan insanların oranı bizim düşündüğümüzden ya da düşünmek istediğimizden çok daha fazladır. Bu yüzden dünyada şiddete karşı bir uyanış ve direniş giderek artmaktadır. Dünyadaki bütün ülkelerde toplumsal sorunlar devlet eliyle çözümlenmeye çalışıyor. Sorunlar için belli bütçeler oluşturulup, belli fikirler sunuluyor. Bazen işe yaramasa da en azından sağlıklı bir çözüm için çalışma yapılıyor. Fakat maalesef ki ülkemizde durum böyle değil. Dünyadaki direniş ve uyanış ülkemize henüz uğramamışa benziyor. Şiddetin her yönünün görüldüğü ülkemizde, buna bir çare aramak veya şiddet gören insanlara yardım etmek devletimizin işleri arasında değil. Ülkenin en önemli sorunları toplumsal sorunlar iken nasıl olur da devlet bu sorunlara çözüm bulmaya çalışacağına bunu halktan sivil insanlardan bekliyorlar ya da bu görevi halktan insanların üstüne bırakabiliyorlar anlamak güç. Herşeye bütçe ayırıp nüfusun yarısını oluşturan kadınların en büyük sorunu olan şiddet için herhangi bir önlem alınmıyor , bir etkinlikte bulunulmuyor ya da yapmaya çalışsalar bile yeterli olamıyor. Bu yüzden ülkemizde sayısı çok olmasa da şiddet görmüş insanlara, daha çok kadınlara yönelik yardım kuruluşları bulunuyor. Ne yazık ki belki bir elin parmaklarını aşamayacak kadar olan bu kuruluşlar sayesinde derdini paylaşabilen, üzüntüsüne ortak bulabilen yüzlerce kadın oluyor. Bu kuruluşlar 70 milyon insanın yaşadığı ve neredeyse 20 milyon insanın şiddet gördüğü bu ülkede ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar. Ne kadar yeterli oluyor bilinmez ama en azından devletimiz gibi sadece vah vah demekle kalmayıp bir şeyler üretmeye çalışıyorlar. Fakat bu dernekler kadınlarımız için yeterli midir ya da yapılan uygulamalar ne kadar doğrudur bilinmiyor. Ama bu derneklerden en yararlı olduğunu ya da en aktif olduğunu düşündüğüm bir dernekten bahsetmek istiyorum. Aile içi şiddet görmüş veya herhangi birinden şiddet görmüş insanların sığınabileceği bir yer düşünüldüğünde akla
ilk gelen dernek Mor Çatı’dır. Çünkü maalesef ki bu konuda insanlara el uzatabilmiş, yardım etmeye çalışmış nadir derneklerimizden biridir. Bu yüzden Mor Çatı’yı incelemek, onların amaçlarını, başarılarını görebilmek şiddet konusu için çok önemlidir.
Mor Çatı 20 yılı aşkın bir süredir kadına yönelik şiddete karşı mücadele ediyor. Mor Çatı’yı kurma fikri, 1987 yılında yapılan “dayağa karşı kadın dayanışması yürüyüş ve kampanyasının ardından ortaya çıkmış. Karşılaştığı şiddet nedeniyle hukukî ve tıbbî destek ile barınağa ihtiyaç duyan kadınların çokluğu dayanışma ağlarının oluşturulmasını gerekliliğini göstermiş. Bir süre sonra dayanışma ağlarının da yetmediği anlaşılıp ve aile içindeki şiddete karşı mücadeleyi yaygınlaştırmak amacıyla 1990'da Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı kurulmuş. Bu derneğin bir güzel özelliği ise Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadele amacıyla kurulan ilk örgütlenme olmasıdır. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, kadınlara karşı şiddetin önlenmesi için çalışmalar yapan, aile içi şiddete uğramış kadınlara psikolojik ve hukuki destek veren ve barınak sağlayan bir sivil toplum örgütüdür. Şiddet gören kadınlara yeni bir umut ve kucak açan mor çatı kadın sığınma evleri bulunmaktadır. Vakıf adında ve kampanyalarda kullanılan mor renk, şiddet sonucu meydana gelen yaralanmaları vurgulaması için tercih edilmiştir. Mor Çatı 20 yıldır şiddet gören kadınların farkına varmamızı sağlamaya çalışıyor. 20 yıldır kadınların şiddet görmediği bir dünya için çalışıyor. Amacı, kadınların kendileri ve çocukları için şiddetsiz yaşam alternatifleri oluşturacakları, feminist yöntemlerle yürütülen bir sığınak açmaktır. Şiddete uğrayan kadınlara, yeni yaşam seçenekleri geliştirebilmeleri, şiddetin toplum tarafından meşru görülmesinin yol açtığı suçluluk duygusundan, korkularından kurtulabilmeleri ve öz güvenlerini yeniden kazanabilmeleri için hukuksal ve psikolojik danışmanlık vermek ve iş bulma konusunda desteklemek amacıyla kurulmuştur. Sadece bir amaca hitap etmiyor tabiî ki.

Bu dernek insanlara yardım etme amacıyla değil de daha çok beraber bir dayanışmaya girip, beraber mücadele edebilmeyi amaçlıyor. Merkez, çalışmalarını kadınlara yardım etmek değil, şiddete karşı kadın dayanışması oluşturmak, birlikte mücadele etmek üzere sürdürüyor. Tabi bu sırada yardım etmişte oluyorlar. Bence buradaki konu insanlara balık vereceğine, balık tutmayı öğretmek daha iyidir mantığıyla ilerliyor. Atalarımızın da söylediği gibi bu mantıkla Mor Çatı kadınlar için birçok başarı sağlayabiliyor. Mor Çatı gönüllüleri erkek şiddetinin tüm kadınlar açısından evde, sokakta, işyerinde bir tehdit oluşturduğunu düşünüyor ve kadın dayanışmasının güçlendirilmesi gerektiğine inanıyorlar. Kadınlar arası dayanışmanın yaraları tamir etmede daha yararlı bir çözüm olduğunu düşünüyorlar ki bu düşünce kulağa çok
mantıklı geliyor. Mor Çatı, kadınlara danışmanlık desteği vermenin yanı sıra, can güvenliklerinin sağlanabileceği, şiddetten uzak bir ortamda kendilerini toparlayıp, yeni bir hayata hazırlanabilmeleri için bir fırsat sağlıyor. Mor Çatı “hizmet veren” bir kurum değil. Bir kadın bu derneğe geldiğinde onunla dayanışıyorlar ki bu dayanışma olgusu Mor Çatı gönüllüleri için her şeyden çok daha önemli. Birtakım öğretiler var bunları kadına sunalım demiyorlar tam tersine seçenekleri onlara sunup kendi sesinden kendisini duymasını sağlamaya çalışıyorlar. Yani yardıma muhtaç kadınlara, bakın size yardım ediyoruz duygusunu yaşatmadan onlara arkadaşları gibi davranıp kendilerini daha kötü hissetmelerinden kurtarıyorlar. Bu yüzden hemcinsin hemcinsine yaptığı bu yardım daha çok anlam kazanıyor. Onların meselesi sadece yardım değil dayanışma, destek olma, karşılıklı güçlenme mekanizmalarını keşfetme yani kadın olgusunu daha yükseğe çıkarıp geliştirebilmek ve daha çok güçlendirebilmek. Sadece o an yardım edip, ihtiyacını karşılamak o anı kurtarır, fakat burada Mor Çatı’nın uyguladığı bu yöntem bu kadınların geriye kalan tüm hayatlarını kurtarmakta, onlara parlak bir gelecek sunmaktadır. Kadının haklarını bilmesi onu daha da güçlü kılıyor. Dernektekiler bunları göstermeye, kadının kendi gücünü keşfetmesini sağlamaya çalışıyorlar.

Mor Çatı’ya başvuru çok fazla oluyor. Ülkede bu kadar fazla bu soruna maruz kalan insan varken ve bunun için bu kadar az dernek kurulmuşken bu durum haliyle doğal oluyor. Derneğin kapasitesi çok büyük bir bütçe olmadığından herkesin ihtiyacını karşılayamıyor. Bu yüzden yardım isteyen, sığınmak isteyen, muhtaç olan kadınlarla görüşmeler yapıldıktan sonra kabul ediliyor. Sığınak her kadının hakkı ama maalesef sadece fiziksel şiddet ya da ölümcül tehlike durumlarında sığınağa gidilir anlayışı hâkim. Sonuçta her kadın istediğinde bir sığınağa girebilmeli çünkü sığınaklar kadınların güçlendiği yerlerdir. Sığınakta kalma süresi üç ayla sınırlandırılabiliyor. Bu süre, kadınların güçlenmesi için yeterli değil. Mor Çatı’nın sığınağında belli bir süre kısıtlaması yok. Bu yüzden Mor Çatı diğer derneklere göre kadınlar için daha avantajlı gelebiliyor.
Mor Çatı Derneği kadınların yeni bir hayata hazırlanabilmeleri için 1995 yılında 18 kadın, 20 çocuk kapasiteli sığınağını açtı. Gönüllü çalışmalar ve bağışlarla ayakta duran Mor Çatı’nın sığınağı, 1998 yılında yeterli kaynak bulunamaması nedeni ile kapandı. Mor Çatı sığınağının açık olduğu 1995-1998 yıllarında 350 kadın ve 230 çocuk sığınaktan yararlandı. Bu dönemde sığınakta kalan kadınların % 60’ı şiddet ortamını terk etti. % 16’si geri döndü ancak şiddet görmüyor. Özetle, % 76’sı kendine ve çocuklarına şiddetsiz bir gelecek kurdu. Avrupa Parlamentosu 1997 yılı raporuna göre her 7.500 kadın ve kız çocuğu için bir sığınak olması gerekiyor. Buna göre Türkiye’de her 7.500 kadın ve kız çocuğuna bir sığınak düşecek şekilde 3.000’in üzerinde sığınak olması gerekiyor. Ülkemizde ise sadece 2 bağımsız kadın sığınağı, 1 belediye sığınağı, 8 Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı kadın sığınağı bulunmaktadır. Üstelik bunlardan bazıları ya faaliyet göstermiyor, ya da asgarî düzeyde faaliyet gösteriyor. Oysa, Mor Çatı’ya başvuran her yüz kadından % 83’ü fiziksel şiddet yaşıyor, % 42’si ölümle ve sokağa atılmakla tehdit ediliyor, % 54’ü evliliğinin ilk günlerinden itibaren şiddetle karşı karşıya kalıyor, % 51’inin acil sığınak talebi var. Mor Çatı, bağımsız sığınak faaliyetini Mart 2009’dan bu yana Şişli Belediyesi, Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu gibi kuruluşlardan ve sponsorlardan sağladığı destekle sürdürüyor. Şiddetin olmadığı, kadınların kendilerini özgürce ifade edebilecekleri bir toplumun oluşması için Mor Çatı, yeterli imkânlar oluştuktan sonra bir sığınak açarak şiddete uğramış kadınlara yeniden güvenli bir mekân sağlamayı hedefliyor. Kadının yaşadığı şiddetten uzaklaşması, saldırganın yarattığı izolasyondan kurtulması, kendini saldırganın gözüyle değil de kendi gözüyle görebilmesi, kendi gücünü tekrar fark etmesi ve hayatının kontrolünü geri kazanabilmesi için sığınaklar gerekli. Ne kadar çok sığınak olursa kadınlar için o kadar iyi.

Mor Çatı bünyesinde bulundurduğu birçok danışmanlık grubuyla kadınların ihtiyaçları olan her konuda onlara danışmanlık hizmeti veriyor. Hukuki sorunlar ve psikolojik sorunlar çözülmeye çalışılıyor. Mor Çatı Vakfında psikolojik danışmanlık, hukuki destek ve gönüllü dayanışma gibi destek bölümleri vardır. Psikolojik danışmanlık, şiddet yaşamanın getirdiği umutsuzluğu, suçluluk duygusunu, utanç ve korkuyu yenebilmek, yeni yaşam seçenekleri oluşturabilmek için sağlanır. Hukuki destek, şiddete uğrayan kadınların büyük bir çoğunluğu, yasal haklarını ve bunları nasıl kullanacaklarını bilmemektedir. Kadınların bu ihtiyaçları gönüllü avukatların verdiği hukuksal danışmanlık ile karşılanmaktadır. Ayrıca kadınların iş bulabilmeleri için meslek edinebilecekleri kurslara katılabilmeleri ve yapabilecekleri işleri araştırmaları konusunda danışmanlık hizmeti veriliyor. Kadınların öfke ve küskünlüklerini dile getirmeyi, ihtiyaç ve isteklerini açıklayabilmeyi öğrenebilmeleri için grup çalışmaları yapılıyor. Kadınların sorunlarını paylaşıp, çözümü birlikte üretecekleri, birbirlerini anlayıp kadın dayanışmasının gücünü keşfedecekleri tartışma grupları oluşturuluyor. Bu toplantıda şiddete maruz kalındığı zaman destek isteme yolları hakkında bilgiler detaylı olarak veriliyor. Mor Çatı şiddete uğramış kadınlara destek olmasının yanında bu desteği sağlayan gruplara da sürekli eğitim vererek karşılaşılan yeni durumlara hazırlıklı olmaya çalışıyor. Kendini savunma kursları ile kadınların fiziksel, cinsel ve psikolojik saldırılara karşı kendilerini nasıl koruyacaklarını, ne tür yöntemler kullanacaklarını anlatan bir eğitim programı da uyguluyor. Şiddet gören kadınların genelde çocukları da olduğu için çocukların durumları da ele alınmaya çalışılıyor. Şiddetin çocuklar üzerindeki sonuçlarını yakından takip ediyorlar. Ayrıca çocukların kendileri de şiddet görüyor. Bu yüzden vakıf sadece kadınlarla değil çocuklarla da ilgileniyor. Buda toplumun büyük bir kısmını kapsadığı için büyük bir sorumluluk gerektiriyor. Bence Mor Çatı bu sorumluluklarını çok iyi biliyor ve görevlerini en iyi şekilde yerine getirmeyi başarıyor.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Kadın ve Şiddet" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Derya SOY'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Derya SOY'un izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Derya SOY'un Makaleleri
► Şiddet ve Kadın Psk.Nihal ARAPTARLI
► Şiddet Nedir? Aile İçi Şiddet Psk.Dilara KAZANCI
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Kadın ve Şiddet' başlığıyla benzeşen toplam 23 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Corporal Punıshment Kasım 2014
► Relıgıon Kasım 2014
► Obesıty Kasım 2014
► Depressıon Kasım 2014
► Crıme And Devıance Kasım 2014
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


09:53
Top