Acaba Aşık Mısınız?
AŞK; kalıcılığı ve geçiciliği tartışılan, “aşkın gözü kördür” gibi tabirlerle kimileri tarafından geçici olduğu vurgulanan, etkileri, olmazsa olmazlığı, aranılması ya da bulunması konusunda ki karasızlıklar ve tartışmalar halen devam eden, herkes tarafından kabul edilen fakat açıklanamayan bir durum olmayı sürdürmüştür. Peki, aşık olduğumuzu nasıl anlarız. Her birey aşkı ve ilişkiyi farklı şekillerde yaşasa da yapılan araştırmalarda bazı ortak noktalar bulunmuştur.
Aşık olduğumuzun habercileri;
Karşılıklı hoşlanma; kişilerin ortak bir yakınlaşma hissettiği ve kişinin benliğinin sevilmesi ve benliğinin bir diğerini sevmesi
Kişilik; bireyin diğer kişinin sadece dış görünüşünden değil, aynı zamanda kişilik özelliklerinden de etkilenmesi ( zeki veya esprili bulmak gibi)
Benzerlikler; kişilerin tutum, tavır, deneyim, ilgi ve hobiler, kişisel faktörler (dış görünüş ve aile yapıları ) gibi konularda ortak noktalarının çoğunluğu
Tanıma, yakınlık kurma; kişilerin birlikte geçirdiği vakitlerin artmasıyla birbirlerine alışma durumları
Sosyal etkiler; kişinin diğer bireyin aile veya sosyal çevresi tarafından onay alması ya da dışlanması
İhtiyaçları doyurma; kişisel ihtiyaçlarının karşıdaki birey tarafından karşılanıyor olması (“O beni çok mutlu ediyor.”, “Bana değer verdiğinin gösteren küçük hediyeler alıyor.” gibi) ve ilişkinin kalıcılığını sağlayacak değerlerin karşılanması, saygı ve tutku gibi.
Uyarılma, etkilenme; kişinin partnerini gördüğünde vücudunda fizyolojik değişikliklerin olması (kalp atımında artış, hızlı nefes alıp verme, mide bulanması…)
Hazır olma; duygusal veya fiziksel olarak kendini bir ilişkiye hazır hissetme, birlikteliğe YATIRIM yapabilecek gücü kendinde hissetme durumu. Partnerinden yeni ayrılmış ve karışık duygular yaşayan birinin bir süre yalnız kalmayı istemesi ya da tam aksine uzun süredir birliktelik yaşamayan kişinin yeni bir partner arayışında olması ve kendini buna hazır hissetmesi
Spesifik ipuçları; karşımızdaki bireyin bazı karakteristik ya da fiziksel özelliklerinin bizi etkilemesi (Gülümsemesi, gözlerinin şekli…)
Gizemlilik; o kişiyi gizemli bulma ve onun hakkında ki her şeyi öğrenme, araştırma dürtüsünü taşıma, durumun belirsizliği (bana aşık olup olmadığını öğrenmek istiyorum, nelerden hoşlanır bilmek istiyorum, acaba sevgilisi var mıdır gibi sorularla aklın meşgul olması)
Yalnızlaşma; o kişiyle kalabalık bir grup içerisindeyken bile yalnız kalabilme yetisi ve bunu ayrıcalıklı hissetme gibi durumlar olarak belirlenmiştir.
Bu durumların bir veya birden fazlasını aşık olduğumuzda hissedebiliriz. İlişkilerde romantik aşk önemli bir kavramdır. Fakat aşk kadar sevgi, saygı, sadakat, bağlanma gibi birçok kavram da önemli yer tutmaktadır. Daha önceki yazımda ideal eş arayışından bahsetmiştim. Kişiler bir şekilde ideal eş aramakta ya da bulamadıklarından yakınmaktadırlar. Fakat ani verilen kararlar, ya da bir kişinin kafamızdaki ideal eş kavramını tamamlaması mutlu bir birliktelik için yeterli olmamaktadır. bir bütün oluştuturken bireysel özgürlüğümüzü de yaşayabilme yeteneğimiz bize mutlu bir birlikteliğin kapısını açabilmektedir. Hayatta hiçbir şeyin mükemmel olamayacağı gibi, bir ilişkinin de mükemmel olması mümkün değildir. İdeali arama, mükemmeli isteme yerine, farklılıklarını kabul edebildiğimiz ve bireyselliğimizi kabul edebilen ‘Yeteri kadar iyi eş’ i bulmak çok daha fazla mutlu ve kalıcı bir ilişki getirebilmektedir.
NE ZAMAN PSİKOTERAPİYE BAŞVURMAK GEREKİR?
İlişkilerimizde yaşadığımız olumsuzluklar, bireysel olarak kişileri depresyon ya da kaygı gibi ruhsal durumlara itebilmekte ya da çiftler arası anlaşmazlıkların çoğalmasına sebep olabilmektedir. Böyle durumlarda ilişkinin derinlikli değerlendirmesi adına, partnerlerin kabulu halinde (çiftlerin ikisinin de isteği önemlidir) çift terapisi alabilir ya da bireysel olarak destek alma amaçlı psikoterapilerden fayda görebilirsiniz.
Klinik Psikolog Şeyma KAMA
Aşık olduğumuzun habercileri;
Karşılıklı hoşlanma; kişilerin ortak bir yakınlaşma hissettiği ve kişinin benliğinin sevilmesi ve benliğinin bir diğerini sevmesi
Kişilik; bireyin diğer kişinin sadece dış görünüşünden değil, aynı zamanda kişilik özelliklerinden de etkilenmesi ( zeki veya esprili bulmak gibi)
Benzerlikler; kişilerin tutum, tavır, deneyim, ilgi ve hobiler, kişisel faktörler (dış görünüş ve aile yapıları ) gibi konularda ortak noktalarının çoğunluğu
Tanıma, yakınlık kurma; kişilerin birlikte geçirdiği vakitlerin artmasıyla birbirlerine alışma durumları
Sosyal etkiler; kişinin diğer bireyin aile veya sosyal çevresi tarafından onay alması ya da dışlanması
İhtiyaçları doyurma; kişisel ihtiyaçlarının karşıdaki birey tarafından karşılanıyor olması (“O beni çok mutlu ediyor.”, “Bana değer verdiğinin gösteren küçük hediyeler alıyor.” gibi) ve ilişkinin kalıcılığını sağlayacak değerlerin karşılanması, saygı ve tutku gibi.
Uyarılma, etkilenme; kişinin partnerini gördüğünde vücudunda fizyolojik değişikliklerin olması (kalp atımında artış, hızlı nefes alıp verme, mide bulanması…)
Hazır olma; duygusal veya fiziksel olarak kendini bir ilişkiye hazır hissetme, birlikteliğe YATIRIM yapabilecek gücü kendinde hissetme durumu. Partnerinden yeni ayrılmış ve karışık duygular yaşayan birinin bir süre yalnız kalmayı istemesi ya da tam aksine uzun süredir birliktelik yaşamayan kişinin yeni bir partner arayışında olması ve kendini buna hazır hissetmesi
Spesifik ipuçları; karşımızdaki bireyin bazı karakteristik ya da fiziksel özelliklerinin bizi etkilemesi (Gülümsemesi, gözlerinin şekli…)
Gizemlilik; o kişiyi gizemli bulma ve onun hakkında ki her şeyi öğrenme, araştırma dürtüsünü taşıma, durumun belirsizliği (bana aşık olup olmadığını öğrenmek istiyorum, nelerden hoşlanır bilmek istiyorum, acaba sevgilisi var mıdır gibi sorularla aklın meşgul olması)
Yalnızlaşma; o kişiyle kalabalık bir grup içerisindeyken bile yalnız kalabilme yetisi ve bunu ayrıcalıklı hissetme gibi durumlar olarak belirlenmiştir.
Bu durumların bir veya birden fazlasını aşık olduğumuzda hissedebiliriz. İlişkilerde romantik aşk önemli bir kavramdır. Fakat aşk kadar sevgi, saygı, sadakat, bağlanma gibi birçok kavram da önemli yer tutmaktadır. Daha önceki yazımda ideal eş arayışından bahsetmiştim. Kişiler bir şekilde ideal eş aramakta ya da bulamadıklarından yakınmaktadırlar. Fakat ani verilen kararlar, ya da bir kişinin kafamızdaki ideal eş kavramını tamamlaması mutlu bir birliktelik için yeterli olmamaktadır. bir bütün oluştuturken bireysel özgürlüğümüzü de yaşayabilme yeteneğimiz bize mutlu bir birlikteliğin kapısını açabilmektedir. Hayatta hiçbir şeyin mükemmel olamayacağı gibi, bir ilişkinin de mükemmel olması mümkün değildir. İdeali arama, mükemmeli isteme yerine, farklılıklarını kabul edebildiğimiz ve bireyselliğimizi kabul edebilen ‘Yeteri kadar iyi eş’ i bulmak çok daha fazla mutlu ve kalıcı bir ilişki getirebilmektedir.
NE ZAMAN PSİKOTERAPİYE BAŞVURMAK GEREKİR?
İlişkilerimizde yaşadığımız olumsuzluklar, bireysel olarak kişileri depresyon ya da kaygı gibi ruhsal durumlara itebilmekte ya da çiftler arası anlaşmazlıkların çoğalmasına sebep olabilmektedir. Böyle durumlarda ilişkinin derinlikli değerlendirmesi adına, partnerlerin kabulu halinde (çiftlerin ikisinin de isteği önemlidir) çift terapisi alabilir ya da bireysel olarak destek alma amaçlı psikoterapilerden fayda görebilirsiniz.
Klinik Psikolog Şeyma KAMA
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Acaba Aşık Mısınız?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Şeyma KAMA'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Şeyma KAMA'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.