2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Obsesif Kompulsif Bozukluk
MAKALE #13943 © Yazan Uzm.Psk.Tuncay ÇALIKOĞLU | Yayın Ocak 2015 | 3,960 Okuyucu
Obsesif Kompulsif bozukluğu anlamak için yap-boz savunma düzeneğini açıklamak gerekmektedir.

Yap-boz düzeneği, id'in dürtüleri ile süperegonun baskısı altındaki dürtülerin ego zemininde savaşını ifade eder. İdden gelen dürtüler deşarj bulmaya çalışırken süperegodan gelen baskılar bunu önlemeye çalışır. Bu arada simgeler üzerinde bir savaş cereyan eder ki buna yap-boz savunma düzeneği denir. Elini kirli hissedip yıkayan, kapıyı kilitlediği halde kilitlemediğini hisseden, ütünün fişini çektiği halde çekmediğinden kaygılanan, kapı kollarına dokunamayan, uzaktan kumandaları eline alamayan, kadırımların çizgilerine basamayan, zihnine kötü bir düşünce geldiğinde o eylemi baştan yapma gereği hisseden herkes yap-boz düzeneğini uygulamaktadır.

Gerçeklik, dış dünyanın beynimize ulaştırdığı elektriksel potansiyellerden ibarettir. Dış dünyanın varlığını, ancak bu elektriksel potansiyeller sayesinde hissederiz. Bu elektriksel potanseyelleri oluşturan her şey bize dış dünyanın varlığı olarak gelir. Gerçekten dış dünya var mıdır yok mudur bilmiyoruz. Algılayan, beynimiz; algılanan şey ise uyarılardır. Yaratılışımıza uygun olarak algılanan materyal, entegre edilmekte, birleştirilmekte ve anlamlandırılmakta; böylece bir tasarımlar dünyası kurulmaktadır. Tasarımlar dünyası zihinde var olurken konuşmayla, sesle, sözle, renkle, koku ile tat ile dokunma ile etiketlenebilmektedir. Herhangi bir yaşantısal zaman dilimine veya olguya ulaşmak için onu çağıracak herhangi bir uyarıcı etmeni aktive etmemiz yeterlidir. Cinsellikle ilgili bir yaşantıyı zihnimizde aktive etmemiz, onunla ilgili sözcüklere bakmamız, konuşmamız, ifade etmemiz yeterli olabilmektedir. Tat, görüntü, koku da aynı etkiyi yaratabilmektedir. İnsanlar arası iletişimde söz çok önemlidir. Söz, eşyaları simgeleyen etiketlerdir. Bu etiketler sadece ses dalgalarının oluşturduğu yapılar olmanın ötesinde, arkalarında büyük anlamlar taşımaktadır. İnsanlar birbirleriyle iletişim kurarken yaptıkları tek şey havadaki ses dalgalarının frekans ve amplitüdünü değiştirmektedir. O frekans ve amplitüd tercüme edilmekte, anlamlandırılmakta ve kişi reaksiyon vermektedir. İşte id ile ego ve realite arasında böyle bir etiketleme ve simgesel iletişim yolu kullanılmaktadır.

Hergün konuşmayı kullanarak simgeler üzerinden iletişim kurmamızı çok çok doğal kabul ederken, ondan daha etkin, daha canlı ve daha gerçekçi bir dil kullanan rüyalarımızın simge dilinin çok absürt olduğu gibi bir iddiayı rahatlıkla gündeme getirebiliyoruz. Bu aynen, bir Japon'un bir Türk'ün karşısına geçip Japonca küfür etmesi karşısında Türk'ün anlamsız anlamsız bakmasıyla; bir başka Türk'ün aynı küfürleri Türkçe söylemesi karşısında cinayete kadar varabilecek bir eylemi aktive edebilmesine benzemektedir. Rüyaların ve id'in kullandığı dil de, kendine has simge dilidir. Konuşmadan çok daha anlamlıdır ve özeldir. İşte yap-boz düzeneği id ile süperego arasında, idle ego arasında, idle gerçeklik arasında bir mektuplaşma veya atışma gibidir.

Yap-boz düzeneği obsesif kompulsif bozukluğun ana savunma düzeneğidir. Birey bir takım eylemleri yapmak ve bozmak zorunluluğu hisseder. Veya iç dünyasında bir takım hisler duyar ve bu hisleri ortadan kaldırmaya yönelik karşı davranışlar veya düşünceler ortaya koymaya çalışır. Bunların hepsi simgeler üzerinden yürütülen bir savaş halidir.

Kişi elini kirli hissetmektedir. Mantıklı olarak elinin temiz olduğunu gayet iyi bilmektedir. Ama bu kirlilik hissinden arınamamaktadır. Arınmak için elini yıkama mecburiyeti hissetmektedir. Elini yıkadığı zaman birey rahatlamaktadır. Ancak birkaç adım attıktan sonra aynı kirlilik hissini yeniden duyarak tekrar elini yıkamak zorunda hissetmektedir. Bu, fasit bir dairedir. Bazen saatlerce lavabodan ayrılamayan bireyler olduğu gibi günlerce arınmak için küvetten ayrılamayan, küvette yatan hastalarımız mevcuttur. Burada ne olmaktadır? Birey simgeler dünyasında eliyle bir mastürbasyon yapmış, bir cinselliği yaşamış veya bir agresyonu boşatmış olabilir. Bu, bir dürtünün deşarjı anlamını taşır. Hemen ardından oluşturulmuş olan süperego devreye girerek kişiyi suçlulukla ve kirlilikle itham eder ve bu eyleminden vazgeçmesi için onu uyarır. Hissedilen kısım sadece kirlilik duygusudur. Süperegonun, egonun veya gerçekliğin bilinçdışı baskısı altında kişi bu eylemden vazgeçmek için arınma yolunu seçer; arınma da el yıkama yoluyladır. Elini temizlediği zaman arınmış ve rahatlamış olur. Ancak dürtü deşarjı zaman ve mekan kavramından yoksundur ve sonsuz sayıda dürtü deşarj olmak için kapıda beklemektedir. Dürtünün yoğunluk derecesine göre arınmışlık hali birkaç saat devam edebildiği gibi birkaç saniye kadar da sürebilir. Dürtü tekrardan aktive olmakta, kişiyi yapılmaması gereken eyleme sokmakta ve bunun bedelini ödemeye de mahkum etmektedir. Burada ego, pinpon topunun raketler arasında gidip geldiği pinpon masası gibidir.

Birkaç vakamızdan örnek verecek olursak konu daha açık hale gelecektir. Bir hastamız köpek sesi duyduğunda mutlaka gusül abdesti alma mecburiyeti hissediyordu. Vaka incelendiğinde ergenlik döneminde köy yerinde bir başkasıyla cinsel yakınlaşması olmuştu. Bu esnada köyde sabah ezanları okunmakta ve köpek havlamaları meydana gelmekteydi. Köpek havlaması, ezan okunması ve cinsellik bir sistem oluşturmuştu. Ezan sesi süperegoyu ve köpek sesi de gerçekliği temsil ediyordu. Daha sonraki yıllarda ne zaman köpek sesi duysa içinde büyük bir suçluluk, huzursuzluk ve günahkarlık hissediyor ve bu duyguyu ancak gusül abdesti alarak ortadan kaldırabiliyordu. Bu, tipik bir yap-boz düzeneğidir.

Bir başka hastamız sokakta ne zaman bir erkekle yüz yüze gelse kendisini onunla cinsel ilişkiye girmiş gibi hissediyor ve en kısa sürede evine dönerek gusül abdesti alma mecburiyeti hissediyordu. Bu durum, hayatını çok ciddi bir şekilde kısıtlamış ve hastamız dışarıya çıkmaz hale gelmişti.

Obsesif kompulsif kişilik, arınmışlık duygusuna önem veren, mükemmeli yakalamaya çalışan ve kendini tüm suçlardan ve günahlardan arınmaya yönelten bir yapıdır. Gerçek dünyada dürtüleri deşarj etmeden ve haz duymadan yaşamak mümkün değildir. Gerçeklik bu olunca birey, sembolik de olsa simgesel dünyada kendini temsil eden bir nesneler zinciri kurmaktadır. Bazı nesnelere kendilik tasarımını atmakta, onları temiz, tertipli ve düzenli tuttuğu oranda kimlik muhafaza edilebilmekte ve korunabilmektedir. Dürtülerin yoğun baskısı altında bunalan ve onların kirlenmişlik duygusundan uzak yaşamaya çalışan birey, kendisine belirli bir yaşam alanları seçebilmektedir. Ergenliğe ulaşmış ve ailesiyle bir evde yaşamaya mecbur olan bir kızımız için nesneler dünyası birkaç eşyadan oluşmaktadır. Bir hastamızda temiz kendiğilin yansıtıldığı bu nesneler yatağı, karyolası, iç çamaşırları, geceliği, salondaki koltuğu, işaretlenmiş tabağı, bardağı, kaşığı ve çatalıdır. Bu eşyalara hiç kimsenin dokunma hakkı yoktur. Herhangi bir şekilde aile bireyleri veya dışarıdan biri bu nesnelere dokunursa çok şiddetli tepki vermekte, dokunmanın kirliliğini giderebilmek için dokunulan yer uzun süreli ritüellerle temizlenmektedir. Dışarıda giydiği elbiseleri kirlidir ve pistir. Hiçbir zaman yatağına veya karyolasına dokunamaz. Ancak onları çıkardıktan sonra dokunabilir.

Bir başka hastamız ev hanımıdır. İki çocuğu ve eşi ile beraber yaşamaktadır. Kendilik tasarımını evin tamamına yansıtmıştır. Evin her yeri kutsal ve temizdir. Yıllardır eve dışarıdan misafir almamaktadır. Dışarıyla temas, sadece eşi ve çocuklarıyla olmaktadır. Kapı ve pencere sıkı sıkıya kapalıdır. Akşam olup eşi ve çocukları eve geldiğinde kapıdan içeri alınmakta; onlardan, çizilen çizginin gerisinde dış kıyafetlerini tamamen çıkarmaları ve uzatılan pijamaları giymeleri istenmekte ve eve ancak bu şekilde girebilmektedirler. Çıkarılan kıyafetler hemen çamaşır makinesine koyularak hemen yıkanmaktadır. Evdeki bir cihaz bozulduğunda eve tamirci alınmamakta, cihaz dışarı atılarak yeni cihaz alınmaktadır.

Bir başka hastamızda arınmışlık duygusu evinin tamamına yansıtılmakta fakat ilginçtir ki eve kendisi de girmemektedir. Evin karşısındaki daire satın alınmış, bir başka aile, yakını oraya taşınmış, bu hanım da orada yaşamaktadır. Bu kişi hergün bir iki saatliğine kendi evine geçmekte, evinin önce kapı ve pencerelerinin kapalı olup olmadığını incelemekte, ardından muslukların kapalı olup olmadığına bakmakta, atık su kanallarını incelemekte; yani dış dünya ile iletişim anlamına gelebilecek her türlü kapının kapalı olduğu tespit edilmektedir. Ardından evi tamamen silmekte ve geri geri antreden çıkmakta ve kapıyı çarparak karşı daireye geçmektedir. Karşı dairede ise her türlü kirli ortamda yaşamak gayet doğaldır. Bir başkasının ya da aile fertlerinden birinin kendi evine girdiğini fark ettiğinde çılgına dönmekte ve evi saatlerce temizleme mecburiyeti hissetmektedir.(Özakkaş,T.,2008,Bütüncül Psikoterapi,s.416-420)
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Obsesif Kompulsif Bozukluk" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Tuncay ÇALIKOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Tuncay ÇALIKOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Tuncay ÇALIKOĞLU Fotoğraf
Uzm.Psk.Tuncay ÇALIKOĞLU
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi5 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Tuncay ÇALIKOĞLU'nun Makaleleri
► Obsesif Kompulsif Bozukluk Psk.Dnş.Müjgan SONUÇ
► Obsesif Kompulsif Bozukluk (Okb) Psk.Şeyma ALTINEL
► Obsesif Kompulsif Bozukluk Psk.Semiha KARA
► Obsesif Kompulsif Bozukluk Psk.Arzu BEYRİBEY
► Obsesif Kompulsif Bozukluk Psk.Dnş.Fatih FİDAN
► Obsesif Kompulsif Bozukluk (Okb) Psk.Benan ŞAHİNBAŞ
► Obsesif Kompulsif Bozukluk Psk.Nuray ŞAHİN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Obsesif Kompulsif Bozukluk' başlığıyla benzeşen toplam 23 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


06:00
Top