2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocukla İletişim Kurarken Nelere Dikkat Etmeli?
MAKALE #14156 © Yazan Uzm.Psk.Nilgün HASAN | Yayın Şubat 2015 | 23,049 Okuyucu
Ebeveyn – Çocuk İletişimi

Çocuk yetiştirirken en önemli ve aynı zamanda da en zor olanının onlarla iletişim kurmak olduğunu bütün anne babalar bilir.
Çocukla kurulan iletişim biçimidir, yaşam boyu onunla kuracağınız ilişkinin temellerini oluşturacaktır. Dolayısıyla çocukla etkili iletişim için ebeveynlerin bazı şeyleri dikkate almaları gerekecektir.
Öncelikle iletişimin ne olduğuna kısaca bir göz atalım.
İletişim Nedir?
Duygu, düşünce ve bilgilerin akla gelebilecek her tür yolla başkalarına aktarılmasıdır. İletişim bir gülümseme, bir el sıkışma, bir gözyaşı, bir kaş çatma, bir hareket, bir sözcük, bir öpücük, bir tonlama, bir fısıltı, bir göz kırpma, bir kucaklama, bir homurtu gibi sözel ya da sözel olmayan tüm ifadeleri içerir. İletişimin negatif ve pozitif olarak da iki yönü vardır.
Çocukla iletişim aslında bebek daha anne karnındayken başlayan bir süreçtir. Bebek anne karnındayken de bir şeyler öğrenir. Çünkü bebeğin en önemli yaşam kaynağı annesidir.
Anne bebek arasındaki iletişimden sonra artık bebek bir süre sonra baba ve kendisine yakın davranan diğer insanlarla ilişki kurmaya başlar. Bebeğin kendilerine gülümsediğini gören anne ve baba da ona gülümseyerek ve konuşarak karşılık verirler. Bu bebeği daha da mutlu eder ve bu karşılıklı bir iletişim haline dönüşür.
Çocuklar nasıl iletişim kuracaklarını ebeveynlerini izleyerek öğrenirler. Ebeveynler açık ve etkili iletişim kurarlarsa çocuklarının da bu şekilde iletişim geliştirme şansları olur. İyi iletişim becerileri çocuklara hayatları boyunca onlara faydalı olacaktır. Ebeveynlerin çocukları ile iletişim tarzlarına bağlı olarak çocuklar kendileri hakkında nasıl olduklarına dair fikirler oluştururlar. Ebeveynler çocuklarıyla etkili iletişim kurarlarsa, çocuklar ebeveynleri tarafından duyulduklarını ve anlaşıldıklarını hissetmeye başlarlar ki, bu da özgüvenlerinin gelişmesinde önemli bir yere sahiptir. Diğer yandan ebeveyn ve çocuk arasındaki iletişim etkisiz ve negatif ise, çocuk kendisini önemsiz, anlaşılmamış ve duyulmamış hisseder. Bu çocuklar ebeveynlerini yararsız ve güvenilmez olarak görmeye başlarlar.
Etkili iletişim kuran ebeveynlerin çocukları onlarla konuşmaya daha istekli olurlar. Bu çocuklar ailelerinden ne bekleyeceklerini bilirler ve onların da kendilerinden ne beklediklerini bilirler. Bu sayede bu beklentilere ulaşmak daha mümkün hale gelir. Aynı zamanda çocuklar ailedeki yerlerini daha güvenli hissederler ve böylece işbirliğine daha yatkın olurlar.
Çocuğunuzla iletişim kurarken aklınızda tutmanız gereken en önemli şey, onun da kendine ait bir karaktere, alışkanlıklara, zevklere ve isteklere sahip olduğudur. Çocuğunuzu olduğu gibi kabul etmeye çalışarak onun kararlarına ve düşüncelerine saygı duyarsanız hem kendini gerçek bir birey gibi hissetmesine yardımcı olabilirsiniz hem de aranızda sevginin yanında saygı dolu bir iletişim kurma imkanı doğar. Unutulmamalısınız ki çocuğu kendi isteklerimiz amaçlarımız yönünde programlamak değil çocuğun yetenek ve özelikleriyle yönlendirmek onu eğitmektir.
Ebeveyn ve çocukların arasındaki ilişkinin gelişmesinde, etkili iletişim oldukça önemli bir yere sahiptir. Genellikle ebeveyn ve çocuk arasındaki iletişim iyiyse aralarındaki ilişki de iyidir.

Çocuklarla Pozitif İletişim Kurmanın Yolları

Etkili İletişim Çocuklar Küçükken Başlar
Ebeveynler çocukları daha çok küçükken etkili iletişim için zemin hazırlamalıdırlar. Bunu çocuklar konuşmak istediğinde ya da soruları olduğunda onlarla konuşmak için hazır olarak gerçekleştirebilirler. Ayrıca ebeveynler çocuklarına bol sevgi, anlayış ve kabul göstererek açık iletişim için ortam sağlayabilirler. Kabul ve sevgi hisseden çocuklar, ebeveynleriyle düşüncelerini, duygularını ve endişelerini paylaşmaya daha istekli olurlar.
Bazen ebeveynler çocuklarını kabul etseler de bunu göstermekte zorlanabilirler. Ebeveynler çocuklarına onları sevdiklerini ve kabul ettiklerini sözlü ya da sözsüz şekilde göstermelidirler. Ebeveynler çocuklarının düşüncelerini kabul ettiklerini çocuklara pozitif sözel mesajlar göndererek hissettirebilirler. Mesela çocuk oyuncağını işini bitirdikten sonra kaldırırsa, ebeveyn taktirini dile getirmek için “Aferin! Ben söylemeden oyuncağını kaldırdın.” diyebilir.
‘bunu duymak istiyorum’, ‘bana ondan bahset’, ‘daha fazlasını duymak istiyorum’, ‘bu konuda konuşmak ister misin?’, ‘Anlatacaklarını duymak istiyorum’..gibi kapı aralayıcılar kullanın. Kapı aralayıcılar, çocukların iletişim kurması için güçlü kolaylaştırıcı olabilirler. Konuşmaya başlamak ya da konuşmayı devam ettirmek için cesaretlendirirler. Bu kapı aralayıcılar size ait fikirleri ve duyguları tamamen iletişim sürecinin dışında bırakır ve çocuğu kabul ettiğiniz ve birey olarak ona saygı duyduğunuz mesajını taşırlar.
Ebeveynler çocuklarıyla konuşurken ne söylediklerine ve nasıl söylediklerine de dikkat etmelidirler. Ebeveynlerin söyledikleri her şey çocuklara onlar hakkında nasıl hissettiklerine sair mesaj gönderir. Mesela “Şu an beni rahatsız etme, meşgulüm” diyorsa ebeveyn, çocuk isteklerinin ve ihtiyaçların önemli olmadığı düşüncesine kapılabilir.


Çocuğunuzu Dinleyin
Çocuklarla sağlıklı iletişim kurabilmenin ilk şartı dinlemektir. İletişim denilince çoğu insanın aklına konuşmak gelir. Oysa ki iletişimde konuşmaktan daha önemli olan ve belki de en zor öğrenilen şey dinlemektir.
Konuşmadan Dinlemek: Çocuklar konuşurken konuşmaları bölünmemelidir. Gülümseyerek ya da dokunarak konuşmalarını bölmeden onları konuşmaya cesaretlendirmek gerekir. Söz kesmeler genellikle konuşanın düşüncelerini böler ve bu sinir bozucu olabilir. Dinlemek öğrenilen ve pratik yapılarak geliştirilebilen bir yetenektir.
Çocuklara rahatlıkla konuşabilecekleri bir ortam sağlanmalı, anne-baba çocuğa duygu ve düşüncelerini açıklamak için konuşma fırsatı vermeli, onu dinlemelidir. Dinleme çocuğa ana-baba tarafından önemsendiğini gösterir, değer verildiğini hissettirir ve kendisi hakkında olumlu duygulara sahip olmasını sağlar.
Aktif dinleme, iletişimin çok önemli bir parçasıdır. Anne-babanın, çocuğun duygu ve düşüncelerini söyleme isteğini fark etmesi ve onu dinlemeye hazır olduğunu çocuğuna göstermesidir. İletişim kurarken uzun süre sessiz kalmak mümkün değildir. Yakın ve canlı bir ilişki kurabilmek için anne baba ve çocuk birbiriyle konuşmak ve karşılık almak ister.
Aktif bir dinleyici olmak için şunlara dikkat edilmelidir:
• Anne-baba konuşma sırasında kendi düşüncelerini bir kenara bırakıp çocuktan gerekli mesajları almaya çaba göstermeli ve dinlemeye yeterince zaman ayırmalıdır.
• Çocukla konuşurken göz teması çok önemlidir. Bu yüzden mümkün olduğunca ilgilendiğiniz işi bırakarak, onunla aynı hizaya gelip, göz teması kurarak onu dinleyin. Göz teması çocuğu duyulan ilgiyi ve kişiliğine duyulan saygıyı gösterir. Göz teması donuk bir şekilde olmamalıdır.
• Çocuğu dinlerken sessiz olunmalı, sadece ara sıra duraklamalarda söze karışılmalıdır. Sessizliğin faydasına gelince konuşan kişiye konuştukları hakkında daha fazla açıklama ve olaya daha dikkatli bakma imkânı kazandırır ve aynı zamanda rahatlatır. “Ayşe’nin benim için çok iyi bir arkadaş olduğunu düşünmüyorum artık!” diyen bir çocuğun sözünü keserek “Ben sana baştan söylemiştim, Ayşe’nin iyi bir arkadaş olmadığını, artık kendine başka bir arkadaş bulmalısın” demek o çocuk için gereken sessizliği sağlamaz. Çocuk düşüncelerini tam olarak söyleyemez, kendisini rahatsız hisseder.
• Ancak tam bir sessizlik de iyi değildir. Onun söylediklerine ilgi gösterildiğinizi belirtmek için arada bir baş sallayarak onaylamak ya da çocuk duraksadığında "evet.. anlıyorum... yaaa" gibi karşılıklar vermek çocuğun dinlenildiğini hissetmesini sağlayarak, konuşmayı sürdürmesini destekleyecektir.
• Çocuğu dikkatle dinleyip onu anladıktan sonra, biraz daha yumuşak bir söylemle anladıklarınızı çocuğa özetleyerek yansıtın. Bu çocuğa dinlenildiğini hissettirecektir.
• Kendi beklenti veya düşüncelerinize uymasa bile çocuğun konuşmasını kesmeden, onun düşüncelerini kabul ettiğinizi gösterin. Bunu bazen hiçbir şey söylemeyerek ya da Msl: Senin için önemli…Burada bir kazancın var.. gibi cümlelerle eleştirmeden, reddetmeden onları kabul ettiğinizi gösterebilirsiniz.

Anne-baba etkin dinlemeyi öğrendikçe çocuğun duygularını daha iyi anlayabilecek ve aralarında sıcak bir köprü kurulacaktır.
Duygularını Anlayın
Çocuklar da aynı yetişkinler gibi anlaşılmak, sevilmek, saygı görmek, dikkat çekmek, duygusal yakınlık ve destek isterler. Çocuklarla hangi yaşta olurlarsa olsunlar etkili bir iletişim kurabilmek için onların duygularını anlamaya, bunlarla ilgili konuşmaya hazır olmalısınız. Yapılan çalışmalara göre onların duyguları hakkında konuşan anne babalara sahip çocukların duygusal zekâları gelişiyor ve büyüdüklerinde kendi duygularını ve başkalarının ne hissettiğini daha etkili şekilde anlıyorlar.
Duygularınızı Açıklayın: Etkili konuşmanın iki yönü vardır. Sadece ebeveynlerin uygun olması ve dinlemesi değil, aynı zamanda düşünce ve duygularını çocuğuyla paylaşmaya istekli de olması gerekir. Ebeveynler duygu ve düşüncelerini açıklarken çocuklarına ahlak ve değerler gibi bir çok şey öğretebilirler. Ebeveynler çocuklarına açıldıkça çocuklarının da onlara açılması kolaylaşır.
Duyguları Tanımasını Sağlayın: Çocuğunuza duygularını tanımasında yardımcı olun. Çocuklar ilk önce kendi duygularının farkında olmaya ihtiyaç duyarlar böylece onları anlayabilir ve onları yönetebilirler Öfke, kıskançlık, yetersizlik, hayal kırıklığı, özlem gibi duygular; heyecan, sevinç, sevgi, gurur gibi duygular yaşanabileceğini bilsin ve olumsuz bir duygu yaşadığında, eleştirmeden suçlamadan kabul eden mesajlar verin.
Duygularını Kabul Edin: Olumsuz duygular çoğu zaman mantıksız düşünce ve davranışlardan sorumluymuş gibi algılanır. Ancak unutulmaması gereken, problemin ifade edilen olumsuz duyguların sonucunda ortaya çıkmadığı, olumsuz davranışlar sonucunda ortaya çıktığıdır. Yani olumsuz duyguların ifade edilmesi tek başına problemin kaynağı değildir.
Duyguları İfade etmesine Yardımcı Olmak:. Anne babalar genellikle çocuğu üzen-korkutan kötü duygulardan onu uzaklaştırmaya çalışır. Oysa bu çocuğu daha çok üzer. Aslında çocuklar da tıpkı büyükler gibi canlarını sıkan duyguları açıkça ifade etmeye yönlendirildikleri zaman onlardan kurtulurlar. Bu nedenle çocukların duygularını anlamaları için empati kurmalı ve bu duyguları ifade etmelerine yardımcı olunmalıdır. Böylece çocuklar olumsuz duygulardan daha az korkarlar hem de hissettiklerinin anne babaları tarafından söylenmesiyle rahatlarlar. Çünkü anne babası, onun iç dünyasında yaşadıklarını anlayabilmiş ve bunu dile getirmiştir.
Msl: Emir: Mert (4 yaşındaki kardeşi) çok kötü. Bütün oyuncaklarımı kutusundan çıkarıp atıyor. Onu dövesim geliyor!
Anne: Mert’e çok kızgınsın.
Duygulara Karşılık vermek: Çocuklar güçlü duygular içindeyken, kimseyi dinlemezler. Bir sorunun üstesinden gelemediklerinde, bu sorun için başkasını suçlarlar. Öğüt, teselli ya da yapıcı eleştiri kabul etmezler. Anne babalar bu durumlarda çocukların davranışlarına tepki vermek yerine, duygularına karşılık vererek, üstesinden gelmelerine yardımcı olabilirler. Başlarına gelen şeyi anladığınızı fark etmeleri için fikirlerinizi uygun kelimelerle ifade edebilirsiniz:
Başına gelen şey çok can sıkıcı olmalı
Bu durum seni çok kızdırmış olmalı
Bu olay duygularını çok incitmiş olmalı… gibi.
Gizli Mesajlar: Çocuklar konuşurken kendilerini çok nadiren doğrudan ifade ederler. Onların mesajları genellikle çözülmesi gereken bir şifre gibidir. Davranışlarının altında yatan duyguları bulmak da anne babaların şifre çözmesini gerektirir.

Doğru Sorular Sorun
Bazı sorular konuşmanın zenginleşerek devam etmesine yardım ederken, bazıları konuşmanın akıcılığını engelleyerek bitirirler. Sizce hangi sorular konuşmanın devamına yardımcı olur? Nasıl sorular sorulmalı? Ebeveynler çocuklarına açık uçlu sorular sormaya çalışmalıdırlar. Bu tür sorular genellikle derinlemesine cevaplar vermeyi gerektirir ve konuşma devam eder. Açık uçlu sorular “Ne, Nerede, Kime veya Nasıl” diye başlarlar ve çocukların açılması için oldukça faydalıdırlar. Özellikle evet – hayır diye cevaplanacak sorulardan kaçınmalıdırlar.

Çok genel sorulardan kaçının.
Genellikle anne babalar şundan şikayet ederler. ‘ Bugün okulda ne yaptın? Diyorum anlatmıyor. Çocukların anlatmamalarının sebebi çok genel bir soru olduğu içindir. Küçük yaştaki çocuklara genellikle çok spesifik sorular sormak gerekir. Yani ‘Bugün seni okulda seni çok sevindiren bir şey oldu mu?’ ya da ‘bugün okulda seni üzen bir şey oldu mu?’ gibi... Net sorulara cevap almak her zaman daha kolaydır. Unutmayın ki 11-12 yaşından küçük çocuklarda soyut düşünme evresi olmadığından, soruları ne kadar daraltıp sorarsak net cevap almamız o kadar kolaylaşır.
Doğru sorular konuşmanın devam etmesine yardımcı olurken, çok fazla soru sormak da sorgulamaya dönüşerek, çocukların konuşmaya isteksiz hale gelmesine neden olabilir.
Açıklamalarınızı Tam Yapın

Ebeveynlerin tartışmaktan hoşlanmayacakları bir soru sorulmuş olsa bile, çocuklarına tam ve eksiksiz cevap vermelidirler. Bu aşırı detaya girilmesi gerektiği anlamına gelmez. Önemli olan çocuklarının ne kadar bilgiye ihtiyacını anlayıp, o kadar bilgi vermektir. Verilen bilginin çocuğun yaşına uygun olduğuna emin olmalıdırlar. Ebeveynler çocuklarını soru sormak için cesaretlendirmelidirler. Bu ebeveynlerin çocuklarının ne öğrenmek istediklerini anlamasına yardımcı olacaktır. Yeterli bilgi vermemek çocukların doğru olmayan sonuçlar çıkarmasına neden olabilir.

Konuşmaları Kısa Tutun
Küçük çocukları uzun konuşmalar boyunca oturtmak çok zordur. Küçük çocuklarla konuşurken ebeveynler için en önemli kural otuz saniyeden uzun konuşmamak ve sonrasında konuştuklarınız hakkında ne anladıklarını çocuklara sormaktır. Burada ebeveynler için amaç çocuğun dikkatini ve anlayıp anlamadığını kontrol ederek her seferinde çocuğa küçük bir bilgi aktarmaktır. Ebeveynler çocukların konuşmayı bitime kararına saygı göstermelidirler. Çocuklar için konuşmanın yeterli olduğuna sair ipuçlarına dikkat edebilirler. Mesela kıpırdanma, göz temasının azalması, dikkat dağılması v.b. Ebeveynler çocuklarıyla ne zaman iletişim kuracaklarını ve aynı şekilde de ne zaman geri çekileceklerini de bilmelidirler.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocukla İletişim Kurarken Nelere Dikkat Etmeli?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Nilgün HASAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Nilgün HASAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     9 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Nilgün HASAN Fotoğraf
Uzm.Psk.Nilgün HASAN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi26 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Nilgün HASAN'ın Yazıları
► Çocukla İletişim Psk.Ahmet YILMAZ
► Çocukla İletişim Psk.Ahmet YILMAZ
► Çocukla İletişim Psk.Dnş.Dündar KORKMAZ
► Çocukla İletişim Kurmak Neşe ÖZTÜRK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Çocukla İletişim Kurarken Nelere Dikkat Etmeli?' başlığıyla benzeşen toplam 38 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Öfke ve Öfke Kontrolü Şubat 2015
► Obezite ve Psikoloji Şubat 2015
► Sınav Kaygısı Ocak 2015
► Alkol Bağımlılığı Ağustos 2011
◊ Vajinismus Terapisi Ocak 2017
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


02:17
Top