2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Afazi
MAKALE #14274 © Yazan Neşe ÖZTÜRK | Yayın Mart 2015 | 6,686 Okuyucu
Özet

Afazi ;sağlıklı bir bireyin çeşitli sebeplerden dolayı, beyninde meydana gelen hasar sonucu, alıcı dil ya da ifade edici dilinin veya her ikisinin birden aksamasıdır. Beyin travması, serebral tümörler, inme ve dejeneratif bozukluklar afaziye sebep olabilir. Dil üretiminin nöroanatomik yayılımı oldukça büyük ve karmaşıktır bu nedenle birçok afazi tipi vardır. Hastada zamanla iyileşme olduğunda afazinin türü de değişebilir.

Afazilerde düzelmeyi etkileyen birçok etmen vardır. Afazinin etiyolojisi, terapiye başlanma zamanı, klinik ağırlığı, hasarın beyindeki lokasyonu, hastanın yaşı, cinsiyeti gibi durumları etkili olabilir. Terapi programı; hastanın ihtiyacına, becerilerine ve yetersizliklerine göre Dil ve Konuşma Terapisti tarafından hazırlanarak uygulanır. Her hastaya uygulanan terapi bireye göre yapılandırılır.

Afazi ;

Sağlıklı bir bireyin çeşitli sebeplerden dolayı beyninde meydana gelen hasar sonucu alıcı dil ya da ifade edici dilinin veya her ikisinin birden aksamasıdır.

Tarihçe;

150 yıllık, oldukça yeni verilerle gelişmekte olan bir bilim dalı olan Afaziyolojiye katkısı bulunan bir çok bilimadamının görüşleri geçerliliğini korumaktadır. Bunlardan alanyazında bu bozukluğu ilk ortaya koyan kişi olarak Paul Broca bilinmektedir. 1861 yılında Broca; sol beyin yarımküresinde frontal lobtaki bir lezyonu olan hastanın yalnızca ‘tan’ sesini çıkarabildiğini beynin bu bölgesindeki hasarın konuşmayı etkilediğini göstererek ilk afazi olgusunu Paris Antropoloji Cemiyetinin toplantısında sunmuştur.

İlk kez 1874’te Carl Wernike, konuşma ile yakın ilgisi bulunan işitme bölgesinin klinik ve patolojik anatomik verilere dayanarak beynin birinci temporal girusta bulunduğunu söylemiştir.

Afazi araştırmaları 1950’li yıllardan bu yana hız kazanmıştır. Beynin farklı bölgelerine gönderilen elektriksel uyarılar sonucunda konuşmayla ilgili üç tip sonuç alınmıştır. Bunlar sesler çıkarma ; konuşmada durma ; afazik durma şeklindedir. Örneğin her iki hemisferin belli bölgelerine ( rolandik ve ek motor alanlara) verilen uyarılar konuşan kişinin bir anda durmasına sebep olmuştur. Sayı saymakta olan hastanın beynindeki bu bölgelere uyarı verince ağız ve dudaklarda birtakım hareketler olmasına rağmen konuşma durmuş; uyarılma bitince hasta saymaya devam etmiştir. Broka alanı, ek motor alan, posterior temporo parietal alan uyarıldığında konuşmanın durması dışında afazik durma olduğu görülmüştür. Bu hastaya sorulan sorularda hasta uygun cevaplar bulmada zorlanmış, farklı sözcükler kullanmıştır.

1960'larda yapılan araştırmalarla beynin sadece belli bölgelerinde meydana gelen hasarların değil bu bölümler arasındaki bağlantıların hasarının da afaziye neden olabileceği bulunmuştur. Daha sonra bu bulgular geliştirilerek halen en yaygın şekilde kullanılmakta olan sınıflamalar geliştirilmiştir.

Afazinin Nedenleri

Dil işlevleri sağ elini kullananlarda %96-99 oranında sol yarımkürede; sol elini kullananlarda da %60 olarak sağ yarımkürede bulunmaktadır. Beyindeki dil bölgesini etkileyebilecek ;Beyin travması, serebral tümörler, inmeler (iskemik veya iskemik olmayan),dejeneratif bozukluklar afaziye sebep olabilir.

Dil üretiminin nöroanatomik yayılımı oldukça büyük ve karmaşıktır bu nedenle birçok afazi tipi vardır. Hasta da zamanla iyileşme olduğunda afazinin türü de değişebilir. Hastalığın neden olduğu vücuttaki değişiklikler ve karşılaşılan zorlukları her afazili hasta için kendine özgüdür. Bu nedenle her hastanın terapisi de kişiye özgü planlanır.

Afazi türleri;

Afaziler duysal afazi; motor afazi ve karma afazi olarak üç gruba ayrılır. Ancak bunlar dışında da transkortikal, kondüksiyon, anomik ve atipik afazi tabloları tanımlanmıştır.

Afazilere bir diğer yaklaşımda da akıcı ve tutuk afaziler olarak tanımlanmaktadır.

Wernicke Afazisi akıcı afazi tiplerine en iyi örnektir. Hastalar işittiklerini anlamada zorlanırlar. Bozulmuş tekrarlamalar görülür ve konuşmanın içeriği anlamsızdır. Buna rağmen dilbilgisi kurallarına uygun konuşma ve okuma yetileri korunmuştur. Kişi kendine söylenenleri duyar fakat işittikleri kendisinde eskisi etkiyi bırakmaz. İşittiklerini anlama tek sözcük düzeyinde kalabilir. Tekrarlamayı ise hiç anlama olmaksızın gerçekleştirebilir bazen bir sözcük ekleyebilir çıkarabilirler. Bu hastalar gördüklerini anlarlar ancak konuşurken yaptıkları hataları anlayamazlar.

Tutuk afazilerin başlıca özelliği konuşmayı başlatamamalarıdır. Tutuk afaziye en iyi örnek Broca tipi afazidir.

Broca tipi afazide konuşmanın motor bölümü bozulmuş, duyusal bölümü iyi çalışmaktadır. Yani hastalar duyduklarını, çevresinde olanları, gördüklerini anlayabilirler ama düşündüklerini aktarma yetisi kaybolmuştur. Hastalar başlangıçta suskun, tutuk, dilbilgisi kuralları olmadan, sesler bozuk, spontan konuşmalar, yetersiz tekrarlama ve adlandırma ile birlikte okuma yetersizliği gibi belirtilerle tanınır. Hasta kendi yanlışlarının farkına varabilir. İyileşme uzun zaman alabilir, düzelme daha çok anomik afaziye dönüşebilir.

Konuşmanın motor ve duysal bölümü birlikte bozulursa kişi hem çevreden gelen uyaranları anlayamayacak hem de düşündüklerini ifade edemeyecektir. Bu tip karma afazilere bileşik, total veya global afazi adları verilmektedir. Otomatik konuşmalar; günleri ayları sayma, sayı sayma, bazı tekerlemeleri söyleme korunabilir, sınırlı sayıda tek tek bazı sözcükleri söyleyebilirler, kısa yanıtlar verebilme ve bazı deyimleri anlama kısmen korunmuş olabilir.

Bunlar dışında da afazi türleri vardır. Örneğin transkortikal afazinin tipik özelliği tekrarlama yetisinin görece sağlam olmasıdır. Konuşulanları belli ölçüde anlayabilirler ama adlandırmalar ve konuşma çıktıları oldukça azalmıştır.

Kondüksiyon tipi afazili bireylerde dil üretimi akıcı ama adlandırma ve tekrarlama hasarlıdır. Hatalarının farkına varırlar ve düzeltmeye çabalarlar. Sözcük bulmada zorlanırlar. Bazı bireylerin okuma yetileri roman okuyabilecek kadar iyi düzeyde korunmuş olabilir. Kondüksiyon afazilerin iyileşmeleri beklenir ancak sesbilgisel ve semantik açıdan yetersizliklerin kalıcı olması da olasıdır.

Pür Sözcük Sağırlığı; bu hastalar sağır değillerdir, konuşma seslerini duyarlar fakat anlayamazlar. Oysa konuşmaları ve yazılı dili kullanmaları korunmuştur.

Anomik Afazi; Tüm akıcı afaziler ve kondüksiyon afazisi anomik afaziye dönüşebilir. Anomik afazili kişiler rahatça konuşur ama konuşmalarında isimler yok denecek kadar azdır. Bir sözcüğü bulamazken karşısındaki kişinin önerdiği uygun sözcüğü de reddedebilir. Dolambaçlı konuşmaları olur.

Afazide Muayene ve Terapi Yaklaşımı


Hastanın dil becerileri değerlendirilirken hastalanmadan önceki durumuyla ilgili veriler toplanır. Hastalanmadan önceki zihinsel yetileri, öğrenimi, mesleği, işitme ve görme bozukluklarının olup olmadığı, hangi elini kullandığı, geçirdiği rahatsızlıklarla ilgili veriler toplanır.

Daha sonra hastanın anlaması, yönerge alabilme yetisi, sözlü ifade ediş biçimi, sözlü ya da yazılı tekrarlar yapabilme yetisi, sözlü ve ya yazılı olarak verdiği yanıtlara bakılır. İşitsel anlamanın ne düzeyde bozulduğu, hangi kategorideki adlandırmalarının daha başarılı olduğu, söylenenlere verdiği tepkilerle anlamanın ne kadar gerçekleştiği, telaffuz ve sesletim sorunu olup olmadığı, konuşmanın akıcılığı, sözdizimi, tekrarlamaların ya da sözcük bulmadaki başarısı,… vb çok yönlü inceleme sonucunda afazili hasta değerlendirilir.

Afaziye eşlik eden diğer sorunlar da not alınarak hastanın ihtiyacına, becerilerine ve yetersizliklerine göre terapi programı Dil ve Konuşma Terapisti tarafından hazırlanarak uygulanır. Her hastaya uygulanan terapi bireye göre yapılandırılır.

Afazilerde düzelmeyi etkileyen de birçok etmen vardır. Afazinin etiyolojisi, terapiye başlanma zamanı, klinik ağırlığı, hasarın beyindeki lokasyonu, hastanın yaşı, cinsiyeti gibi durumları etkili olabilir.

Hastanın motivasyonunun yüksek olması ve konuşma terapisinin erken başlaması da iyi bir seyir izleme açısından belirleyici olabilir ancak düzelmeyi sağlayan başlıca etkenler biyolojiktir.

İyileşme hasar oluşumundan birkaç gün sonrasında kendiliğinden başlar ve ilk 8.-12. Hafta kendiliğinden hızlı düzelme olur ve giderek düzelme yavaşlar bu nedenle terapilere 3. aydan itibaren başlanması genellikle uygun görülür.

Uzman Dil ve Konuşma Terapisti
Neşe Öztürk

Kaynakça
Korkmaz B. Dil ve Beyin; Çocuklarda Dil ve Konuşma Bozuklukları. sf 181-198
Maviş İ. Seyhun T; Afazi Apraksi Dizartri. Detay Yay. 2013
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Afazi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Neşe ÖZTÜRK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Neşe ÖZTÜRK'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Neşe ÖZTÜRK Fotoğraf
Neşe ÖZTÜRK
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Dil ve Konuşma Terapisti
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Neşe ÖZTÜRK'ün Yazıları
► Afazi (Söz Yitimi) Kemal COLAY
► Afazi Terapisi Kemal COLAY
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Afazi' başlığıyla benzeşen toplam 4 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Teleterapi Temmuz 2020
► Kekemelik Aralık 2015
► Sesletim Nedir? Eylül 2015
◊ Mutasyonel Falsetto Eylül 2019
◊ Sesiniz Karizmanızdır. Temmuz 2017
◊ R Sesi Kabusu Temmuz 2017
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


17:36
Top