2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Vajinismus Nedir?
MAKALE #14498 © Yazan Psk.İnci BİRİNCİOĞLU | Yayın Nisan 2015 | 2,417 Okuyucu
Vajinismus, cinsellikle ilgili bilinçdışı kaygı ve korkular sebebiyle vajina girişinin 2 cm yukarısında bulunan ve vajinanın dış 1/3’ini çevreleyen perineal kasların tekrarlayıcı ya da sürekli biçimde istemsizce kasılarak penisin girişine izin vermemesi durumudur. Bu pubik kasılmalar kadın tarafından istenmeden otomatik olarak gerçekleşir ve kaygının boyutuna göre vücudun çeşitli bölgelerine de yayılabilir (bacak, karın kasları ya da tüm vücut). Bazen bu kasılmalara ağlama nöbetleri, eşi itme, titreme, bulantı, fenalık hissi, bağırma gibi diğer psikolojik tepkiler de eklenebildiği gibi cinsel ilişki denemeleri hemen hemen her zaman cinsel aktivitenin kesilmesi ile sonlanır. Vajinismus rahatsızlığı olan kadınlar eşleriyle sevişirken, öpüşürken ve herhangi bir cinsellik öncesi aktivitede ve çoğunlukla ıslanma, orgazm olma gibi cinselliğin diğer alanlarında hiç bir sorun yaşamazlarken, sadece penis vajinaya girmeye çalıştığında kasılma ve penis girişinin reddi ortaya çıkar. Birincil vajinismus rahatsızlığı olan kadınların hemen hepsi bu rahatsızlığa en başından itibaren sahip olarak, dini ve ahlaki değer yargılarını sebep görstererek cinsel birleşmeden kaçınırlar fakat evlilik sonrası ilk gecede sorunun varlığı ortaya çıkar. Ayrıca kürtaj, doğum sonrası veya cinsel taciz-tecavüz gibi travmatik durumlarda da ikincil vajinismus gerçekleşebilir. İkincil vajinismusta hasta travma öncesi herhangi bir cinsel işlev bozukluğuna sahip değildir ve cinsel ilişkiye girebilmiştir.
Vajinal girişteki kasılma, jel kullanımı, alkol alma, psikotrop ilaç alma, uykuda sevişme, hamile kalma ya da lokal anestezik uygulamalar ile ortadan kalkmaz. Giriş zorluğunun himen (kızlık zarı, vajina zarı) ile ilgilsi olmadığından himenektomi ile tedaviden söz edilemez. Fakat çoğu vajinismus hastanın geçmişinde himenektomiye rastlarız. Diğer bir sık rastlanan deneyim ise genel anestezi altında cinsel birleşmenin denenmesidir. Her iki tedavi girişimi de etkisizdir ve etik değildir. Psikiyatrist ya da başka bir hekim tarafından antidepresan tedavisi uygulanması etkisizdir. Hatta bu tür bir medikal tedavi uyarılma ve orgazm evresinde işlev bozukluğuna sebep olacağından tabloyu kötüleştirir. Çiftlerin çoğu evliliğin ilk 1-5 yılı arasında cinsel sorunlarının düzelmesinden umudu keserek kadın doğum uzmanlarına infertilite tedavisi için başvururlar.
Vajinismus vakalarında kadınlar genellikle bilinçdışı bir şekilde cinsellikten korku duyan eşleri seçerler. Bu sebeple vajinismus kadınlarının eşlerinde erken boşalma, erektil disfonksiyon ve cinsel isteksizlik gibi olgular daha sık görülür. Ayrıca tekrarlayan başarısız denemeler sonucunda erkek istenmediğini, reddedildiğini ya da başarısız olduğunu düşünerek cinsellikten uzaklaşabilir ve cinsel işlev bozukluklarından herhangi biri sonrada vajinismusa ek olarak ortaya çıkabilir.
Genel olarak cinsel birleşme olmaksızın çiftlerin sevişme ve cinsel istekleri sürer. Oral seks, mastürbasyon ve üstten sevişme yoluyla boşalma yaygındır. Bu sebeple çözüm arayışı yıllarca ertelenebilir, özellikle büyük aileler tarafından yapılan çocuk baskısı önemli bir motivasyona dönüşür. Bunun yanı sıra bu rahatsızlığın çözümünün olduğunun bilinmemesi ve çözüm arayışının olmaması gibi sebeplerle de boşanma oranları artmaktadır. Çiftler çoğunlukla bunun spontan bir şekilde geçeceğini düşünerek durumun daha da kötüleşmesine sebep olurlar. Ayrıca başvuru noktaları genellikle kadın doğum uzmanları olmakta ve jinekoloji uzmanları da hastayı cinsel terapiste yönlendirme konusunda bilgisiz olabilmektedir.
Vajinismus, ülkemizde görülme sıklığı %10 olan ve en sık rastlanan cinsel işlev bozukluğudur. Vajinismus problem yaşayan çiftler bu sorunun sadece kendi başlarına geldiğini düşünerek ve bunun sistematik bir çözümünün olduğunu bilmeyerek oldukça olumsuz duygulara kapılmaktadır. Cinselliği merak etmenin ahlaksızlık, günah ve suç sayıldığı toplumlarda vajinismusa daha sık rastlanır. Özellikle kıslık zarı ‘himen’e verilen abartılı önem ve kadınların evlilik öncesi cinsel ilişkiye girmesine verilen aşırı tepkiler sebebiyle kadınlar kendisinden beklemese de bilinç dışına işlenen yanlış bilgi ve inanışlar sebebiyle vajinismusa yakalanırlar. Ayrıca ilk gece ile ilgili anlatılagelen abartılı cinsel öyküler de vajinismus riskini arttırır. Bu öyküler çoğunlukla ilk gece cinsel birleşmenin çok acı vereceği, kızlık zarının patlayacağı ve çok kan kaybedileceği, vajinanın kasılarak penisin çıkmasına izin vermeyeceği ve o pozisyonda hastaneye taşınacakları gibi gerçek dışı hikayelerdir. Ağızdan ağıza abartılarak mitleşen bu öyküler vajinismusun temelini oluşturur. Diğer bir temel sebep ise daha önce de bahsedildiği gibi genital organların fizyolojisinin, orgazmın, cinsel organların tanınmaması ve kadının kendisinin bile bakmadığı, ilgilenmediği, sakladığı, sakındığı alanlar olmasıdır. Bu sebeple tedaviye her zaman cinsel bilgilendirme ile başlanır.
Vajinismusun devamına sebep olan diğer bir korku ve kaygı da gebe kalmak ve anne olmak ile ilgilidir. Eşe duyulan güvenin sarsılması ve kendini teslim edememe hali de buna eşlik eder. Burada ya pasif agresif bir eş reddi, bilinçdışı şekilde eşi cezalandırma amacı ya da anne olarak kendi çekirdek ailesinden kopma ile ilgili kaygılar bulunabilir. Böyle bir durumda cinsel terapi öncesi bireysel ya da çift terapileri ile ortada reddin, öfkenin ya da cezalandırmanın ortadan kalkması gerekir. ‘Eş reddi’ fark edildiğinde cinsel terapi yürütülemez.
Yapılan araştırmalar vajinismus kadınlarının genellikle çocuksu, pasif, çekingen, bağımlı karakter özellikleri olduğunu göstermektedir. Baba ile kurulmuş aşırı yakın ilişki, anne ile şiddetli geçimsizlik gibi oedipal dönemin özelliklerini sıkça gösteren vajinismus kadınları aslında kendi ailesinden kopup bireyselleşmeyi ve başka bir eşle başka bir aile kurarak ait olmayı reddediyorlardır. Buna benzer şekilde büyük ailelerin, çift ile aynı apartmanda ya da çok yakın oturması, büyük ailelerle kurulan ilişkilerde sınırların çok genişlemiş ve ailelerin iç içe olması gibi yapılanmalar vajinismusun çözümünü zorlaştırmakta ve tabloyu daha karmaşık bir hal getirmektedir. Burada babaya karşı duyulan suçluluk, eşin babaya benzemesi ile yaşanan oedipal korkular, anne gibi biri olacak olmayla ilgili korku ve kaygılar ya da anne kadar yeterli olamama kaygıları da devreye girebilir. Bu noktada salt davranışçı terapilerin yanına dinamik bir terapi tekniğinin de yerleştirilmesi gerekir.
Vajinismus sorunu yaşayan kadınlar çoğunlukla yoğun yetersizlik, suçluluk, başarısızlık, değersizlik ve öfke duyguları ve depresyon yaşarlar. Ayrıca bu kadınlarda sıklıkla obsesif kompulsif bozukluk, dürtüsellik ve mükemmeliyetçilik özellikleri görülebilir. Obsesif özellikleri dolayısıyla tablo daha da ağırlaşmıştır. Hastaların çoğuna herhangi bir duygudurum ya da anksiyete bozukluğu eşlik etmekedir. Ayrıca vajinismus kadınlarının çoğunda yüksek bir cinsel isteğin de söz konusu olduğunu biliyoruz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► Vajinismus Nedir? Psk.Aysel İnciler BİRTÜRK
► Vajinismus Nedir? Psk.Ali BIÇAK
► Vajinismus Nedir Psk.Erdim Hasip HAKVERİR
► Vajinismus Nedir? Psk.Nihal ARAPTARLI
► Vajinismus Nedir ? Psk.Şahin UÇAR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Vajinismus Nedir?' başlığıyla benzeşen toplam 44 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


09:49
Top