Empati Nedir? Birde Bu Açıdan Bakın.
Empati nedir? Birde bu açıdan bakın.
Bir kişiyi anlamak istiyorsanız. Kendi gerçekliğinizden sıyrılmanız gerekir. Ne kadar kendinizi bulaştırıyorsanız o kişiyi anlayamazsınız. Sadece kendi zihinsel örüntulemeleriniz doğrultusunda sadece kendinize ulaşırsınız ve aslında hiçbir yere gidememiş olursunuz.
Bir kişiyi anlamak istiyorsanız kendi yaşantilarınızdan yola çıkmayın. Çünkü sizin yaşantılarınız sizin bakış açılarınızla bezenmiştir.
Kendi başınıza gelmiş bir olaydan yola çıktığınızda kendi dinamiklerinizi ve bakış açılarınızı genellemiş olursunuz. Bu olayda herkes benim gibi düşünür ve tepki verir. Herkes benim yaptığımı yapar demiş olursunuz. Böylelikle farklı bir bakış açısı geliştirmenin yolunu kendi realitenizle kapatmış olursunuz.
Üstelik kendinize de kendi bakış açınızın ne kadar doğru olduğunu ve bu bakış açısını tutmanız gerektiğini söylersiniz bilinçdışı süreçlerde.
Ve yaşadığınız herşey aynı canlılığıyla kalır. Yaşadığınız travmalar canlılığını koruyorsa tam olarak yaptığınız budur. Yani kendi bakış açılarınıza tutunmuş olmanızdır. Bundan başka birşey yapılamaz , düşünülemez ve hissedilemez demekten öte birşey yapmıyor olmanızdır.
Kendi seçimsiz evreninizi yaratıyor sonra başka birşey seçemezmişsiniz gibi kendinizi buraya mahkum ediyorsunuz.
Peki soruyorum sizlere; sizce sizin seçtiğiniz bakış açılarınız doğruysa neden üzülüyor, neden öfkeleniyor, depresyona giriyor, takıntılar geliştiryorsunuz?
Eğer bu bakış açılarınız işe yarasaydı öyle olur muydunuz?
Size aslında seçimlerinizi değistirebileceğinizi ve aslında seçtiğinizden başka şeylerde seçebileceğinizi göstermek için elinden geleni yapıyor yaşam. Diğer insanlarla göstermeye çalışıyor size. Ötekilerinin seçimlerini yargiliyorsunuz ve yanlış olduğunu söylüyorsunuz. Peki gerçekten yanlışsa öteki neden bunu yapıyor? Çünkü kendi realitesinde bu onun gerçekliği. Eğer realitesi bu olmasa sizce bunu seçmeye devam eder mi? Size göre yanlıştır ama bu sadece size ait bir bakış açısıdır. Öteki zaten kendi bakış açısının getirdiği şeyleri yaşıyor.
Aslında bu demektir ki sizde ötekinin seçtiklerini seçebilirsiniz. Öteki de sizin seçtiklerinizi seçebilir ve sizlerde daha farklı bakış açılarını seçebilirsiniz.
Sizin için doğrular her neyse bunlara doğru demek için kendinizce inandığınız ve sizin bu doğrularını doğrulayan referans noktalarınız vardır.
Peki ya öteki içinde bu geçerliyse ? Onunda kendini doğrulayan referans noktaları varsa?
O zaman kim kime kızabilir? Kim kime kızma konusunda kendisini haklı görebilir?
Öteki sana göre yanlış bu demektir ki sende ötekine göre yanlışsın. İlk söyleyen kazanır düşüncesiyle ilk söyleyen ve ilk yargılayan haklı olmaz.
İşte bazı bireyler tüm bunların farkındadır. Bu farkında olan insanlar sizi yargılamazlar. Kabul ederler ve sizi anlarlar . Hatta öyle ki sizi sizden daha iyi anlarlar. Sizin kendinizde görmediklerini görürler ve size bunu anlatamayacaklarını bilirler. Bazen bilmek istemezler, bazen görmek istemezler. Bazen ötekini kazanmak ve ötekine gostermek istedikleri için ötekinin bunu göremeyeceğini kabul etmek istemezler. Ama sonunda kabul ederler bir şekilde. Aslında başından itibaren bildiklerini tekrar görmek zorunda kalırlar.
Bu insanlar için yaşam daha zordur. Çünkü farkında oldukları o kadar çok şey için kendini sorumlu hissederler ama biliyorlardır ki yapabilecekleri tek şey ötekileri kendi seçimleriyle başbaşa bırakmaktır, ta ki ötekiler bunu seçmekten vazgeçinceye kadar. İşe o zaman bu daha önceden farkında olan kişiler rehberlik etmek için orda olacaklar.
Anlaşılmadığınızı düşünüyorsanız belki sizin gözden kaçırdığınız birşey vardır?
Hep gayeniz anlaşılmak. Peki anlamak için ne yapıyorsunuz ? Kendi yargılarınızdan arınıp ötekini yargılamadan ne kadar ötekinin yanında olabiliyorsunuz?
Nedense herkes Empati yapıyor ve Empatinin ne demek olduğunu bilmeden.
Empati içinde yargıyı barındırmaz. Kendi realitenden uzaklaşmış olman gerekir empati yapabilmen için. Eğer gerçekten Empati kurabiliyorsan ötekine kızmazsın, yargılamazsın, üzülmezsin, alıngan ve kırılgan olmazsın, suçlamazsın, kişiselleştirmezsin.
Şimdi soruyorum size Empati kurabildiğinizi düşünüyor musunuz?
Sevgilerimle
Ziya ÜNLÜTÜRK
Psikoterapist - Psikolojik Danışman
Bir kişiyi anlamak istiyorsanız. Kendi gerçekliğinizden sıyrılmanız gerekir. Ne kadar kendinizi bulaştırıyorsanız o kişiyi anlayamazsınız. Sadece kendi zihinsel örüntulemeleriniz doğrultusunda sadece kendinize ulaşırsınız ve aslında hiçbir yere gidememiş olursunuz.
Bir kişiyi anlamak istiyorsanız kendi yaşantilarınızdan yola çıkmayın. Çünkü sizin yaşantılarınız sizin bakış açılarınızla bezenmiştir.
Kendi başınıza gelmiş bir olaydan yola çıktığınızda kendi dinamiklerinizi ve bakış açılarınızı genellemiş olursunuz. Bu olayda herkes benim gibi düşünür ve tepki verir. Herkes benim yaptığımı yapar demiş olursunuz. Böylelikle farklı bir bakış açısı geliştirmenin yolunu kendi realitenizle kapatmış olursunuz.
Üstelik kendinize de kendi bakış açınızın ne kadar doğru olduğunu ve bu bakış açısını tutmanız gerektiğini söylersiniz bilinçdışı süreçlerde.
Ve yaşadığınız herşey aynı canlılığıyla kalır. Yaşadığınız travmalar canlılığını koruyorsa tam olarak yaptığınız budur. Yani kendi bakış açılarınıza tutunmuş olmanızdır. Bundan başka birşey yapılamaz , düşünülemez ve hissedilemez demekten öte birşey yapmıyor olmanızdır.
Kendi seçimsiz evreninizi yaratıyor sonra başka birşey seçemezmişsiniz gibi kendinizi buraya mahkum ediyorsunuz.
Peki soruyorum sizlere; sizce sizin seçtiğiniz bakış açılarınız doğruysa neden üzülüyor, neden öfkeleniyor, depresyona giriyor, takıntılar geliştiryorsunuz?
Eğer bu bakış açılarınız işe yarasaydı öyle olur muydunuz?
Size aslında seçimlerinizi değistirebileceğinizi ve aslında seçtiğinizden başka şeylerde seçebileceğinizi göstermek için elinden geleni yapıyor yaşam. Diğer insanlarla göstermeye çalışıyor size. Ötekilerinin seçimlerini yargiliyorsunuz ve yanlış olduğunu söylüyorsunuz. Peki gerçekten yanlışsa öteki neden bunu yapıyor? Çünkü kendi realitesinde bu onun gerçekliği. Eğer realitesi bu olmasa sizce bunu seçmeye devam eder mi? Size göre yanlıştır ama bu sadece size ait bir bakış açısıdır. Öteki zaten kendi bakış açısının getirdiği şeyleri yaşıyor.
Aslında bu demektir ki sizde ötekinin seçtiklerini seçebilirsiniz. Öteki de sizin seçtiklerinizi seçebilir ve sizlerde daha farklı bakış açılarını seçebilirsiniz.
Sizin için doğrular her neyse bunlara doğru demek için kendinizce inandığınız ve sizin bu doğrularını doğrulayan referans noktalarınız vardır.
Peki ya öteki içinde bu geçerliyse ? Onunda kendini doğrulayan referans noktaları varsa?
O zaman kim kime kızabilir? Kim kime kızma konusunda kendisini haklı görebilir?
Öteki sana göre yanlış bu demektir ki sende ötekine göre yanlışsın. İlk söyleyen kazanır düşüncesiyle ilk söyleyen ve ilk yargılayan haklı olmaz.
İşte bazı bireyler tüm bunların farkındadır. Bu farkında olan insanlar sizi yargılamazlar. Kabul ederler ve sizi anlarlar . Hatta öyle ki sizi sizden daha iyi anlarlar. Sizin kendinizde görmediklerini görürler ve size bunu anlatamayacaklarını bilirler. Bazen bilmek istemezler, bazen görmek istemezler. Bazen ötekini kazanmak ve ötekine gostermek istedikleri için ötekinin bunu göremeyeceğini kabul etmek istemezler. Ama sonunda kabul ederler bir şekilde. Aslında başından itibaren bildiklerini tekrar görmek zorunda kalırlar.
Bu insanlar için yaşam daha zordur. Çünkü farkında oldukları o kadar çok şey için kendini sorumlu hissederler ama biliyorlardır ki yapabilecekleri tek şey ötekileri kendi seçimleriyle başbaşa bırakmaktır, ta ki ötekiler bunu seçmekten vazgeçinceye kadar. İşe o zaman bu daha önceden farkında olan kişiler rehberlik etmek için orda olacaklar.
Anlaşılmadığınızı düşünüyorsanız belki sizin gözden kaçırdığınız birşey vardır?
Hep gayeniz anlaşılmak. Peki anlamak için ne yapıyorsunuz ? Kendi yargılarınızdan arınıp ötekini yargılamadan ne kadar ötekinin yanında olabiliyorsunuz?
Nedense herkes Empati yapıyor ve Empatinin ne demek olduğunu bilmeden.
Empati içinde yargıyı barındırmaz. Kendi realitenden uzaklaşmış olman gerekir empati yapabilmen için. Eğer gerçekten Empati kurabiliyorsan ötekine kızmazsın, yargılamazsın, üzülmezsin, alıngan ve kırılgan olmazsın, suçlamazsın, kişiselleştirmezsin.
Şimdi soruyorum size Empati kurabildiğinizi düşünüyor musunuz?
Sevgilerimle
Ziya ÜNLÜTÜRK
Psikoterapist - Psikolojik Danışman
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Empati Nedir? Birde Bu Açıdan Bakın." başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Ziya ÜNLÜTÜRK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Ziya ÜNLÜTÜRK'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
