2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Aşırı Zayıflama Tutkusu: Anoreksiya Nervoza
MAKALE #1471 © Yazan Dr.İbrahim ATEŞ | Yayın Ağustos 2008 | 9,872 Okuyucu
Günümüz insanı fiziksel görünümüne önem vermekte, özellikle kadınlar ve genç kızlar “ince” bir beden yapısına ulaşmak için çaba sarf etmektedir. Kilo verme yönündeki uğraş kimi zaman bir tutku ya da saplantı haline gelmekte ve kişinin sağlığını tehdit etmektedir. Hatta, bazı kişiler boylarına ve yaşlarına göre olmaları gereken kilonun altında olmalarına karşın kilo alma ve şişman olma korkusu yaşarlar. Israrla rejim yapmaya devam ederler. “Aşırı zayıflama tutkusu” ya da “kilo alma korkusu” olarak da adlandırabileceğimiz bu durum tıp dünyasında “anoreksiya nervoza” olarak anılır ve önemli bir psikiyatrik hastalıktır.

“Anoreksiya” kelimesi “iştahsızlık” anlamına gelir. Ancak, bu hastalığa yakalanan kişiler aslında iştahsız değildirler. Gerçek sorunları “kilo alma korkusu”dur. İştahları açıktır. Yemek konularıyla ilgilenirler, yemek hazırlarlar, yakınlarına ikram ederler. Buna karşın, hazırladıkları ya da kendilerine sunulan yemeği yemezler. Hatta, bu kişilerin gıdalarla ilgili meslek sahibi olmaları da (diyetisyenlik, garsonluk gibi) az rastlanan bir durum değildir. Çoğu kez gıdalarla ilgili sıra dışı davranışlar da sergilerler: Evin değişik yerlerine yiyecek saklarlar. Ceplerinde tatlı ya da şekerleme taşırlar. Yemeklerini küçük parçalara ayırır ve yemek tabağına yeniden dizerler. Anoreksiya hastaları kendi istekleri ile başladıkları rejimi gereken noktada durduramazlar ve kilo vermeye devam ederler. Aşırı zayıflamalarına karşın aynaya baktıklarında kendilerini kilolu olarak görürler. Fiziksel görünümlerini algılamaları bozulur. Zayıf oldukları konusunda ikna olmazlar, bu durumu ısrarla reddederler. Kilo alımını önemli bir başarısızlık olarak görürler. Hastalık ilerledikçe ve kişi zayıfladıkça kilo alma korkusu artabilir. Bazı hastalar genel olarak aşırı kilolu olduklarına inanırken, bazıları karın bölgesi ya da bacaklar gibi bedenlerinin yalnızca bir bölümünde sorun olduğuna inanır. Kilo kaybının devam etmesi ve beslenmeyi reddetmeleri sonucunda fiziksel sorunlar ortaya çıkar, kişinin sağlığı bozulur, bu süreç ölümle bile sonuçlanabilir. Özellikle hastalık tedavi edilmediği ve uzun sürdüğü takdirde kansızlık, böbrek işleyişinde bozulma, tansiyon düşüklüğü, kalp atışlarında yavaşlama, vücut ısısında düşüş, kalp ritim sorunları, adet düzensizliği, kemik yoğunluğunda azalma, dişlerde çürüme ya da diş minelerinde aşınma, deride kuruluk, vücutta tüylenme, ayak bileklerinde sıvı toplanması gibi fiziksel sorunlar görülür.

Son yıllarda anoreksiya nervoza hastalığının arttığı gözlenmektedir. Magazin ve eğlence dünyasının “zayıf kadın figürü”nü ideal kadın modeli olarak topluma sunması bu artışın önemli bir nedenidir. Kimlik arayışı içindeki bir genç kızın medyada izlediği “zayıf ve popüler bir kadını” örnek alması sık görülen bir durumdur. Güzellik ve mankenlik yarışmalarının da ergenler, genç kızlar ve kadınlar üzerinde “ince görünmek” konusunda psikolojik baskı yarattığı açıktır. Bununla birlikte, yapılan çalışmalar bu hastalığın genetik geçiş gösterdiğini de kanıtlamıştır. Birinci derece akrabalarında anoreksiya nervoza hastalığının sık olduğu bildirilmektedir. İkiz çalışmaları da bu hastalığın genetik yönünün olduğunu göstermektedir.

Anoreksiya nervoza erken ergenlik (12-15 yaşları) ya da geç ergenlik ve erken erişkinlik (17-21 yaşları) döneminde başlar ve kadınlarda erkeklere oranla 20 kat fazla görülür. Ergenlik öncesinde ya da 40 yaşından sonra hastalığın ortaya çıkması nadir rastlanan bir durumdur. Toplumda 100-200 kişide 1 görülmesine karşın, son yıllarda anoreksiya hastalığının arttığı gözlenmektedir. Ancak, hastalık düzeyinde olmamakla birlikte anoreksiya belirtileri gösteren kişilerin oranı çok daha fazladır. Anoreksiya hastalığı sosyoekonomik düzeyi yüksek kesimde ve özellikle mankenlik gibi ince beden yapısı gerektiren meslek sahiplerinde daha sık görülür.

Bu hastalıkta kişi bazen yalnızca gıda alımını sınırlayarak, yemeyi reddederek aşırı zayıflar. Bazı kişilerse, yemek yedikten sonra kendini kusturarak, müshil ilacı ya da idrar söktürücü kullanarak, sürekli egzersiz yaparak kilo vermeye devam eder. Zayıflamak amacıyla sürekli bisiklet biner, koşar, uzun yürüyüşler yapar.

Anoreksiya nervoza hastalığına yakalanan kişilerde başka ruhsal sorunlar da sık görülür. Karamsarlık, mutsuzluk, sıkıntı hissi, sinirlilik, içe kapanma ve toplumdan uzaklaşma, takıntılar, uykusuzluk, cinsel sorunlar, alkol ve madde kullanımı sık rastlanan sorunlardır. Depresyona girmeye yatkındırlar. Çoğu kez mükemmeliyetçi kişilik özellikleri gösterirler.
Bu hastalar yardım almak amacıyla kendileri başvurmazlar, çünkü bu durumu bir hastalık olarak görmezler. Tedavi motivasyonları düşüktür ve tedaviye direnç gösterirler. Genellikle, anne-baba tarafından hastalığın başlangıcından yıllar sonra ikna edilerek ya da zorla getirilirler. Kilo kaybından seyrek olarak şikayet ederler. Gerçek sorunu inkar ederler. Bunun yerine, yorgunluk, güçsüzlük, isteksizlik, karın ağrısı, kabızlık, mutsuzluk gibi sorunları olduğundan söz ederler. Tedavi hasta-psikiyatrist-aile üçgeninde, işbirliği içinde yürütülür. Tedavide öncelikli hedef bir an önce kilo kaybının durdurulması ve düzenli beslenmeye geçilmesidir. Hastaya hastalığı ile ilgili içgörü kazandırmak, ruhsal çatışmalarını çözümlemek amacıyla psikoterapi yapılır. Ancak, kişi hastalığını kendisini özel yapan şey olarak gördüğü için iyileşmek istemeyebilir ve tedaviye direnç gösterebilir. Kilo alımını sağlamak için davranış tedavileri kullanılır. Özellikle fiziksel sorunların da ortaya çıktığı ağır hastalar hastaneye yatırılarak tedavi edilir. Böyle durumlarda yoğun tıbbi tedavi gerekebilir. Antidepresanlar gibi bazı psikiyatrik ilaçlar da, özellikle hastada depresyon (ruhsal çökkünlük) ya da anksiyete (sıkıntı hissi) varsa anoreksiya nervozanın tedavisinde etkili şekilde kullanılırlar.

Dr. İbrahim ATEŞ
Psikiyatri Uzmanı
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Aşırı Zayıflama Tutkusu: Anoreksiya Nervoza" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.İbrahim ATEŞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.İbrahim ATEŞ'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İbrahim ATEŞ Fotoğraf
Dr.İbrahim ATEŞ
Antalya
Doktor "Ruh sağlığı ve hastalıkları - Psikiyatri"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi5 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.İbrahim ATEŞ'in Yazıları
► Anoreksiya Nervoza Dr.Dilek YEŞİLBAŞ
► Alınganlık (Aşırı Hassasiyet) Doç.Dr.Murat Eren ÖZEN
► Aşırı Terleme ve Tedavisi Dr.Esin BARAK
► Aşırı Aktif Mesane (Aam) Prof.Dr.İlker GÜNYELİ
► Aşırı Terleme (Hiperhidrozis) Prof.Dr.Kenan Can CEYLAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Aşırı Zayıflama Tutkusu: Anoreksiya Nervoza' başlığıyla benzeşen toplam 72 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Sosyal Fobi ve Tedavisi ÇOK OKUNUYOR Şubat 2023
► Uçuş Korkusu ve Tedavisi Aralık 2018
► Seks Bağımlılığı Aralık 2018
◊ Kafka'nın Başyapıtı "Dönüşüm" ÇOK OKUNUYOR Ocak 2023
◊ Siddharta (Hermann Hesse) Aralık 2012
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


17:45
Top