2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



İntihara Neden Olan Faktörler ve Risk Grupları
MAKALE #15081 © Yazan Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN | Yayın Temmuz 2015 | 7,393 Okuyucu
İNTİHARA NEDEN OLAN FAKTÖRLER ve RİSK GRUPLARI
İNTİHARA NEDEN OLAN FAKTÖRLER

İnsanlık tarihinin her döneminde görülen intihar olgusu, çağımızda gün geçtikçe artmakta ve önemli bir toplumsal sorun haline gelmektedir. Dünya Sağlık Örgütü, 2000 yılında tüm dünyada yaklaşık bir milyon kişinin intihar sonucu kendi yaşamlarına son verdiğini tahmin etmektedir. Bunun tüm dünyadaki ortalaması 100.000'de 16'dır. Bir başka deyişle her 40 saniyede 1 kişi intihar ederek ölürken her 3 saniyede 1 kişi de intihar girişimde bulunmaktadır

Durkheim’a göre; “intihar, bir insanın, doğuracağı sonucu bilerek olumlu veya olumsuz bir eylemle doğrudan veya dolaylı olarak kendini ölüme sürüklemesidir.”
İntihar rastgele ve amaçsız bir hareket değildir. Aksine değiştirilemez şekilde yoğun bir sıkıntıya neden olan bir sorun ya da krizden kurtulma yoludur.

İntihar umutsuzluk ve yardımsızlık düşünceleri, devam eden ve dayanılmaz stres faktörleri arasındaki ambivalan çatışmalar ve bireyin önündeki seçeneklerin daralması ile bağlantılıdır.

İNTİHAR RİSKİNİ ARTTIRAN ETMENLER

• Umutsuz ve sosyal olarak yalnız hissetmek
• Stresli bir yaşam sürmek (sevdiği kişinin kaybını yaşamak, önemli sağlık problemlerine sahip olmak, hukuksal ve finansal problemlere sahip olmak)
• Madde kullanımı bozukluğuna sahip olmak (alkol ve uyuşturucu kullanım bozukluğu intihar düşüncelerini arttırabilir )
• Majör depresyon, travma sonrası stres bozukluğu, bipolar bozukluğu, kişilik bozukluğu, anksiyete bozukluğu veya paranoya gibi bozukluklara sahip olmak
• Zihinsel rahatsızlık geçmişi, şiddet, madde kullanım bozukluğu veya fiziksel ya da cinsel istismar davranışı olan bir aileye sahip olmak
• Ailesi tarafından destek görmeyen biseksüel, homoseksüel olmak
• Daha önce intihara kalkışmış olmak

HANGİ TÜR EYLEMLERİN İNTİHAR OLARAK ELE ALINABİLECEĞİ KONUSUNDA BAZI KRİTERLERİ ŞÖYLECE SIRALAYABİLİRİZ:

1) Kişinin davranışı bilinçli bir şekilde gerçekleştirmesi gerekir. Böylece kaza, bunama, akli dengesizlik sonucu kişilerin kendilerini öldürmelerini intihar olarak değerlendiremeyiz.

2) Kişi doğrudan veya dolaylı olarak ölümü istemelidir. Bu istek kişisel menfaatler sonucu olabileceği gibi, ahlâki değer yargıları sonucu da olabilir. Burada, toplumun kuralları dikkate alınmalıdır. Örneğin; bir Japon kamikazesi ölmeyi kişisel olarak düşünmediği halde, kendi ölümü ile ülkesinin savaşı kazanacağına inandığı için düşmanın üzerine uçağı ile pike yaparak ölmektedir. Burada birey yüce bir amaç için kendi ölümünü isteyerek kabullenmiştir.

3) İntihar için seçilen yöntem doğrudan ve ani olabileceği gibi, dolaylı ve uzun zaman sonucunda da gerçekleşebilir.

Bu noktaları dikkate alarak diyebiliriz ki, intihar, aklı başında bir bireyin, toplumsal değerlerin desteklediği veya karşısında olduğu bir eylemle doğrudan veya dolaylı olarak kendi yaşamına isteyerek son vermesidir.

RİSK GRUPLARI

İntiharla ilgili olarak en çok incelenen konulardan biri, ruhsal bozukluklardır. Çok sayıda çalışmada intihar girişiminde bulunan veya intihar nedeniyle ölen bireylerde yüksek oranda ruhsal bozukluklar bildirilmiş olup, intihar girişimi ile ilişkisi en fazla gösterilen bozukluk depresyondur.

Depresif bozukluğu olan hastaların yaklaşık 2/3’ünde intihar düşüncesi görülür. Bu hastaların yaşam boyu intihar olasılığı ise %15 dolayında olup, depresyondaki intihar oranının diğer psikiyatrik bozukluklardan 3-4 kat daha fazla görüldüğü bildirilmektedir.
Madde kullanımı ve alkolizm ile intihar birlikteliği %15 gibi yüksek oranlardadır. Tek başına depresyon geçiren veya alkol bağımlılarına göre, depresif dönemdeki alkol bağımlılarının intihar etme olasılıkları daha yüksektir.

Bu nedenle madde kullanımı olan depresif hastaların intihar düşüncesi açısından dikkatle incelenmesi gerekmektedir.

İntiharlarda ruhsal bozuklukların yanı sıra bireyin kişilik özellikleri de önemlidir. İntihar girişiminde bulunan hastalar genellikle olgunlaşmamış, benmerkezcil, fazla bağımlılık gereksinimleri olan, dürtü kontrolleri zayıf bireylerdir. Bu özelliklerin toplandığı eksen II kişilik bozukluklarında (antisosyal, borderline, histrionik, narsisistik) kendine zarar verme ya da intihar öyküsü sıktır.

Borderline kişilik bozukluğu kişinin kendisine ait kimlik duygusunda, ilişkilerinde, duygusal tepkilerinde devamlı bir dengesizlik hakimdir. Bireyin toplumsal, mesleki ve cinsel kimliğinde derin güvensizlikler vardır ve sağlam bir kimlik duygusu oluşmamıştır. Bu nedenle Borderline kişilik bozukluğu intiharların ve depresyonda kendine zarar verme davranışlarının çok fazla görüldüğü bir kişilik bozukluğu tipidir.

Obsesif kompulsif bozukluğu olan kişilerde ise sadistik bir süperegoya bağımlılık ile dayanılmaz bir suçluluk geriliminden ne pahasına olursa olsun kurtulma gereksinimi, bu kişilerin en sık intihar nedenidir.

Bazı kişilik bozuklukları da depresyona yatkınlık eğilimi nedeniyle intiharla ilişkili görünmektedir. Bağımlı kişilik özellikleri taşıyan bireylerin temel korkuları, reddedilme ya da terk edilme ile ilgilidir.

Narsisistik kişilik yapısındaki bireyler, diğer insanlardan bekledikleri hayranlığı ve saygıyı görmezlerse kızgınlık duyarlar, depresyona girerler.

Çekingen kişilik bozukluklu bireyler; “değersizim, hiç bir işe yaramam”, sevilmeyecek” biriyim gibi temel düşünce şemalarına sahiptirler. Dolayısıyla bu bireyler anksiyete ve depresif yaşantılara duyarlı olup intihar eğilimi taşıyabilirler.

Şizofrenide yapılan araştırmalara göre tümden dağılmış benliğin yıkıcı dürtülerle baş edememesinin bir sonucu olduğu ortaya çıkmıştır. Bunun yanı sıra hastalarda intiharın önemli yordayıcıları olarak; bir meşguliyete sahip olmama, önceki intihar girişimi, kendini başarısız olarak algılama, organik ciddi bir hastalığa sahip olma, sosyal ilişkilerde yetersizlik gibi değişkenlerde olduğu ortaya çıkmaktadır.

Panik bozukluk durumunda, tekrarlayan panik atakları başta depresyon olmak üzere diğer birçok psikiyatrik bozukluğa yol açar. Panik atakları sık ve uzun süre yaşayan hastalar bu atak anındaki yoğun sıkıntıya tahammül edemeyerek intihar eder. Panik bozukluğa depresyonun eşlik etmesi durumunda intihar riski tek başına bu hastalığın yol açtığı riskten daha fazladır.

İntihar davranışında ruhsal bozukluklar çok önemli risk faktörü olabilmekte, bu bozuklukların tanınması ve uygun yaklaşımda bulunulması ise yaşam kurtarıcı olabilmektedir.

Ergenler

Ergenlerde depresyonun belirti ve bulguları yetişkinlerde aynı olmayabilir. Sessiz, mükemmeliyetçi, iyi çocuk denilen ve hiçbir zaman başını belaya sokmayan fakat kendinden beklenen mükemmellik düzeyini sürdüremeyen çocukların yanı sıra depresif olan ve dürtüsel atak hareketleri fazla çocukların da risk grubunda olduğu ileri sürülmektedir. İntihara başvuran ergenlerin ana babaları sıklıkla çocuklarının intihar öncesinde herhangi bir hastalık belirtisi olmadığı konusundan ısrar ederlerse de yakından yapılan bir incelemede bunun nadiren doğru olduğu görülmektedir.
Ergenler yaşlı nüfusa oranla bulaşıcılık ya da taklit edici etkilere karşı daha duyarlıdırlar. Birbirini taklit eden intiharlar ergenlerde daha sık görülmektedir. Bununla birlikte intihar haberlerini dramatize eden, romantikleştiren ve ayrıntılar sunan medya öyküleri de ergenlerde intihar riskini artırabilir.

Yaşlılar

En yüksek intihar oranları yaşlılarda görülür. Bu grupta depresyonun somatik belirtileri sıkça bulunur. Yaşlı kişinin şüpheli somatik yakınmalarına hiçbir neden bulunamadığında depresyon düşünülmelidir. Bunaması olan yaşlı hastada antidepresanlar, depresyonu iyileştirmede yardımcı olabilirler. Yaşlıların intihar girişimlerinin, diğer yaş gruplarına göre ölümcül olma oranı daha yüksektir. 70 yaşından büyük olan yaşlılar ölümcül intiharlarının % 70’inde ateşli silahları kullanırlar.

İntihar Riski Değerlendirilmesinde Kullanılan Testler
 Yaşamı Sürdürme Nedenleri Envanteri (YSNE) - Linehan ve Ark.
 İntihar Olasılığı Ölçeği (İOÖ) – Cull ve Gill
 UCLA Yalnızlık Ölçeği – Spielberger ve Ark.
 Beck Umutsuzluk Ölçeği (BUÖ) – Beck ve Ark
 Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) – Beck
 Otomatik Düşünceler Ölçeği (ODÖ) – Hollan ve Kendal

İNTİHAR ÖNCEDEN KESTİRİLEBİLİR Mİ, ÖNLENEBİLİR Mİ?

İntiharı daha önceden kesin olarak öngörmek veya önlemek kolay değildir. Bazı durumlarda intihar olaylarını önceden kestirerek önlemler alınabilir. Öngörüyü sağlayacak psikolojik testler arasında görece en yakın öngörüyü Beck’in umutsuzluk ölçeği sağlasa da kesin olarak güvenmemek gerekir. Bununla birlikte hastayı gözlem altında tutma, psikiyatri kliniğine yatırmanın da garantisi yoktur. Fakat hastanede olma gerçekten bir fark yaratır. Hastaneye yatırmak yalnızca hastayı korumakla kalmaz, sağaltımın başlaması, risklerin azaltılması, desteklerin harekete geçirilmesi ve hastanın bakım sonrası güvenliği açısından düzenlemelerin yapılması için zaman kazandırır.

KAYNAKÇA;
Alpaslan KESKİN, Vedat NAS ve Merve BALİ yüksek lisans çalışmaları, 2015
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"İntihara Neden Olan Faktörler ve Risk Grupları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Alpaslan KESKİN Fotoğraf
Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi13 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN'in Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'İntihara Neden Olan Faktörler ve Risk Grupları' başlığıyla benzeşen toplam 55 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


04:39
Top