Yaygın Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu
YAYGIN ANKSİYETE (KAYGI) BOZUKLUĞU
ANKSİYETE (KAYGI) NEDİR?
Kaygı, elbette yaşamın en doğal parçalarından ve insana dair en olağan duygulardan biridir. Hepimizin günlük yaşantılarımıza dair farklı konularla ilgili kaygıları vardır. Bazen ailemiz, çocuklarımız, sağlık sorunlarımız, bazen ise maddi konular, iş hayatı, okul dönemi ve sınavlar… Tüm bu konular birçok insan için kaygı vericidir. Aslına bakılırsa, belirli bir düzeydeki kaygı, normal olmakla birlikte yaşamımız için gereklidir de. Tehlike karşısında harekete geçmemize, tehlikeden kaçmamıza ya da tehlike ile savaşmamıza, kısacası hayatta kalmamıza yardımcı olur.
ANKSİYETE (KAYGI) BOZUKLUĞU NEDİR?
Ne var ki kaygı, tehlike ile orantısız, beklenenden daha şiddetli ve uzun süreli olduğunda, kişinin günlük yaşantısını sekteye uğrattığında patolojik hale gelmiş demektir. Kaygı (anksiyete) bozukluğunda kişi, kendisi için tehlikeli olarak algılanan bir durum karşısında endişe duygusunun yanında bedensel olarak da sıkıntılı süreçler yaşamaktadır. Kalp çarpıntısı, ellerde titreme, özellikle boyun ve omuzda kasılma ve terleme gibi bedensel belirtiler görülebilmektedir.
Genel olarak bakıldığında kaygı bozukluğu yaşayan kişilerin nedenini anlamadıkları bir şekilde her an kötü bir şey olacakmış hissine kapıldığı, en kötü senaryonun olacağına inandıkları, sürekli bir huzursuzluk ve gerginlik hissi yaşadıkları görülmektedir. Çoğu zaman endişelerinin yersiz ve aşırı olduğunu fark ettiklerini ancak bu durumu kontrol edemediklerini ve sakinleşemediklerini belirtirler. Yaşanan bu duruma bir de bedensel duyumlar (çarpıntı, terleme) eklendiğinde, durum içinden çıkılmaz bir hal olarak algılanır. Genellikle kaygı bozukluğu olan kişilerde kaygı çok yoğun yaşanır, stres yaratan olay geçse bile kaygı sürüyor olabilir ve bazı davranışlardan ve bazı durumlardan kaçınmalara neden olabilir.
Örneğin, kişinin, sokağa çıktığında başına kötü bir olay geleceğinden endişe etmesi, dışarı çıkması gerektiğinde kalp atışlarının hızlanması, titreme ve kasılma gibi belirtiler yaşaması ve sonuç olarak da dışarıya çıkmaktan vazgeçmesi. Bu örnekte de görüldüğü üzere, kişi tarafından tehlikeli olarak algılanan durumlar, bedensel belirtilere ve nihayetinde de ertelemelere ve kaçınmalara sebep olarak günlük yaşantıyı olumsuz etkilemektedir.
Özetle, belirgin bir sebebi olmayan endişe haline fiziksel belirtilerin de eşlik etmesi ve bu belirtilerin 6 ay boyunca neredeyse sürekli halde olup, kaçınma ve ertelemelerle günlük hayatı zora soktuğu veya engellediği durumlarda yaygın anksiyete bozukluğundan bahsedilebilir.
DSM-IV TANI KRİTERLERİ
A. En az 6 ay süreyle hemen her gün ortaya çıkan, birçok olay yada etkinlik hakkında (işte yada okulda başarı gibi) aşırı anksiyete ve üzüntü (endişeli beklentiler) duyma.
B. Kişi, üzüntüsünü kontrol etmeyi zor bulur .
C. Anksiyete ve üzüntü, aşağıdaki altı semptomdan üçüne (yada daha fazlasına) eşlik eder (son 6 ay boyunca hemen her zaman en azından bazı semptomlar bulunur). Not:Çocuklarda sadece bir maddenin bulunması yeterlidir .
(1) huzursuzluk, aşırı heyecan çekme yada tasalanma
(2) kolay yorulma
(3) düşüncelerini yoğunlaştırmada zorluk çekme yada zihnin durmuş gibi olması
(4) irritabilite
(5) kas gerginliği
(6) uyku bozukluğu (uykuya dalmakta yada sürdürmekte güçlük çekme yada huzursuz ve dinlendirmeyen uyku)
D. Anksiyete ve üzüntü odağı bir Eksen 1 bozukluğunun özellikleri ile sınırlı değildir , örn. anksiyete yada üzüntü bir Panik Atağı olacağı (Panik Bozukluğunda olduğu gibi), genel bir yerde utanç duyacağı (Sosyal Fobide olduğu gibi), hastalık bulaşmış olma (Obsesif-Kompulsif Bozuklukta olduğu gibi), evden yada yakın akrabalarından uzak kalma (Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğunda olduğu gibi), kilo alma (Anoreksiya Nervozada olduğu gibi), birçok fizik yakınmanın olması (Somatizasyon Bozukluğunda olduğu gibi) yada ciddi bir hastalığının olması (Hipokondriazisde olduğu gibi) ile ilgili değildir ve anksiyete ve üzüntü sadece Posttravmatik Stres Bozukluğu sırasında ortaya çıkmamaktadır .
E. Anksiyete, üzüntü yada fizik yakınmalar klinik açıdan belirgin bir strese yada toplumsal, mesleki alanlarda yada işlev*selliğin önemli diğer alanlarında bozulmaya neden olur .
F. Bu bozukluk bir maddenin (örn. Kötüye kullanılabilen bir ilaç, tedavi için kullanılan bir ilaç) yada genel tıbbi bir durumun (örn. hipertiroidizm) doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir ve sadece bir Duygudurum Bozukluğu, Psikotik bir Bozukluk yada Yaygın Gelişimsel Bozukluk sırasında ortaya çıkmamaktadır.
YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU TEDAVİSİ NASIL OLUR?
Bilişsel davranışçı terapi, yaygın anksiyete bozukluğunun tedavisinde kullanılan en etkili yöntemlerdendir. Bu yöntemde kişi, uzman kontrolünde, yaşadığı durumla ilgili bilgilendirilir, düşünce hatalarının farkına varır ve bunların yeniden yapılandırılması için çalışır ve endişe yaratan durumlarla karşı karşıya gelme deneyleri yapar.
ANKSİYETE (KAYGI) NEDİR?
Kaygı, elbette yaşamın en doğal parçalarından ve insana dair en olağan duygulardan biridir. Hepimizin günlük yaşantılarımıza dair farklı konularla ilgili kaygıları vardır. Bazen ailemiz, çocuklarımız, sağlık sorunlarımız, bazen ise maddi konular, iş hayatı, okul dönemi ve sınavlar… Tüm bu konular birçok insan için kaygı vericidir. Aslına bakılırsa, belirli bir düzeydeki kaygı, normal olmakla birlikte yaşamımız için gereklidir de. Tehlike karşısında harekete geçmemize, tehlikeden kaçmamıza ya da tehlike ile savaşmamıza, kısacası hayatta kalmamıza yardımcı olur.
ANKSİYETE (KAYGI) BOZUKLUĞU NEDİR?
Ne var ki kaygı, tehlike ile orantısız, beklenenden daha şiddetli ve uzun süreli olduğunda, kişinin günlük yaşantısını sekteye uğrattığında patolojik hale gelmiş demektir. Kaygı (anksiyete) bozukluğunda kişi, kendisi için tehlikeli olarak algılanan bir durum karşısında endişe duygusunun yanında bedensel olarak da sıkıntılı süreçler yaşamaktadır. Kalp çarpıntısı, ellerde titreme, özellikle boyun ve omuzda kasılma ve terleme gibi bedensel belirtiler görülebilmektedir.
Genel olarak bakıldığında kaygı bozukluğu yaşayan kişilerin nedenini anlamadıkları bir şekilde her an kötü bir şey olacakmış hissine kapıldığı, en kötü senaryonun olacağına inandıkları, sürekli bir huzursuzluk ve gerginlik hissi yaşadıkları görülmektedir. Çoğu zaman endişelerinin yersiz ve aşırı olduğunu fark ettiklerini ancak bu durumu kontrol edemediklerini ve sakinleşemediklerini belirtirler. Yaşanan bu duruma bir de bedensel duyumlar (çarpıntı, terleme) eklendiğinde, durum içinden çıkılmaz bir hal olarak algılanır. Genellikle kaygı bozukluğu olan kişilerde kaygı çok yoğun yaşanır, stres yaratan olay geçse bile kaygı sürüyor olabilir ve bazı davranışlardan ve bazı durumlardan kaçınmalara neden olabilir.
Örneğin, kişinin, sokağa çıktığında başına kötü bir olay geleceğinden endişe etmesi, dışarı çıkması gerektiğinde kalp atışlarının hızlanması, titreme ve kasılma gibi belirtiler yaşaması ve sonuç olarak da dışarıya çıkmaktan vazgeçmesi. Bu örnekte de görüldüğü üzere, kişi tarafından tehlikeli olarak algılanan durumlar, bedensel belirtilere ve nihayetinde de ertelemelere ve kaçınmalara sebep olarak günlük yaşantıyı olumsuz etkilemektedir.
Özetle, belirgin bir sebebi olmayan endişe haline fiziksel belirtilerin de eşlik etmesi ve bu belirtilerin 6 ay boyunca neredeyse sürekli halde olup, kaçınma ve ertelemelerle günlük hayatı zora soktuğu veya engellediği durumlarda yaygın anksiyete bozukluğundan bahsedilebilir.
DSM-IV TANI KRİTERLERİ
A. En az 6 ay süreyle hemen her gün ortaya çıkan, birçok olay yada etkinlik hakkında (işte yada okulda başarı gibi) aşırı anksiyete ve üzüntü (endişeli beklentiler) duyma.
B. Kişi, üzüntüsünü kontrol etmeyi zor bulur .
C. Anksiyete ve üzüntü, aşağıdaki altı semptomdan üçüne (yada daha fazlasına) eşlik eder (son 6 ay boyunca hemen her zaman en azından bazı semptomlar bulunur). Not:Çocuklarda sadece bir maddenin bulunması yeterlidir .
(1) huzursuzluk, aşırı heyecan çekme yada tasalanma
(2) kolay yorulma
(3) düşüncelerini yoğunlaştırmada zorluk çekme yada zihnin durmuş gibi olması
(4) irritabilite
(5) kas gerginliği
(6) uyku bozukluğu (uykuya dalmakta yada sürdürmekte güçlük çekme yada huzursuz ve dinlendirmeyen uyku)
D. Anksiyete ve üzüntü odağı bir Eksen 1 bozukluğunun özellikleri ile sınırlı değildir , örn. anksiyete yada üzüntü bir Panik Atağı olacağı (Panik Bozukluğunda olduğu gibi), genel bir yerde utanç duyacağı (Sosyal Fobide olduğu gibi), hastalık bulaşmış olma (Obsesif-Kompulsif Bozuklukta olduğu gibi), evden yada yakın akrabalarından uzak kalma (Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğunda olduğu gibi), kilo alma (Anoreksiya Nervozada olduğu gibi), birçok fizik yakınmanın olması (Somatizasyon Bozukluğunda olduğu gibi) yada ciddi bir hastalığının olması (Hipokondriazisde olduğu gibi) ile ilgili değildir ve anksiyete ve üzüntü sadece Posttravmatik Stres Bozukluğu sırasında ortaya çıkmamaktadır .
E. Anksiyete, üzüntü yada fizik yakınmalar klinik açıdan belirgin bir strese yada toplumsal, mesleki alanlarda yada işlev*selliğin önemli diğer alanlarında bozulmaya neden olur .
F. Bu bozukluk bir maddenin (örn. Kötüye kullanılabilen bir ilaç, tedavi için kullanılan bir ilaç) yada genel tıbbi bir durumun (örn. hipertiroidizm) doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir ve sadece bir Duygudurum Bozukluğu, Psikotik bir Bozukluk yada Yaygın Gelişimsel Bozukluk sırasında ortaya çıkmamaktadır.
YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU TEDAVİSİ NASIL OLUR?
Bilişsel davranışçı terapi, yaygın anksiyete bozukluğunun tedavisinde kullanılan en etkili yöntemlerdendir. Bu yöntemde kişi, uzman kontrolünde, yaşadığı durumla ilgili bilgilendirilir, düşünce hatalarının farkına varır ve bunların yeniden yapılandırılması için çalışır ve endişe yaratan durumlarla karşı karşıya gelme deneyleri yapar.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Yaygın Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Gonca RASLAYAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Gonca RASLAYAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden |
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.