Ergenlik Dönemi Sorunları
Ergenlik;çocukluğun tamamlandığı,vücudun üremeye hazır hale gelmaya başladığı ve erişkinliğe hazırlandığı dönemin adıdır.Bu dönem ülkemiz ortalamalarına göre kızlarda 12-15 yaşlarında,erkeklerde ise 13-15 yaşlarında yaşanmaktadır.Gençlerin genelde ailelerini de kaygılandıran birtakım psikolojik dalgalanmalar yaşadığı,akademik başarının düştüğü ve karşı cinse ilginin yükseldiği bir dönemdir.Bu nedenle kimi ailelerde ergenlik dönemi ebeveynleri kaygılandıran bir süreç olarak yaşanır.Büyüklerin genelde kaygıları haklıdır ama yaklaşım yöntemleri yanlıştır.
Ergenlik dönemi gençlerde stresli,itirazcı ve agresif dönem olarak yaşanır.Bunun bir sebebi de ergenin vücudundaki hormonların henüz dengelenmemiş olması ve strese müsait bir hormonel dalgalılık içerisinde bu dönemi yaşamalarıdır.Ailelerimiz ise iyi niyetli ama çoğunlukla ergenlik dönemi ile ilgili bilgileri yetersiz durumdadır.Bilgi yetersiz olunca ergenlik dönemini ve ergen sorunlarını yaşayan evlatlarında da zaman zaman yanlışlar yapılabilmektedir.Öncelike aileler şunu bilmeli ki ergenler önlerinde büyük belirsizlikler olduğu için kaygı düzeyi yüksek bir dönemden geçmektedir.Zira işi belli deği,eşi belli değil,yaşamına dair bir çok şeyi belli değildir.Bu kadar yoğun belirsizlik ergenlik döneminin en önemli stres kaynağıdır.Çünkü insanlar belirsizlik dönemlerinin genelde kaygı düzeyi yüksek olarak atlatırlar.
Aslında ergenlik dönemi bir yandan da hayata hazırlığın önemli bir aşamasıdır.özellikle sosyalleşme,çocukluktan farklı olarak bireysel tercihlerin belirlenmesi ve yaşama dair hedeflerin belirlenmesi bu dönemde gerçekleşmektedir.Öte yandan yanlış arkadaşlar edinme,yanlış alışkanlıklara başlama,eğitim performansında düşüş ve aile içi iletişimde çatışma bu dönemin önemli risklari arasındadır.Paylaşılan şeylerin müşterekliği nedeniyle ergenlik dönemi genellikle ailenin ikinci plana düştüğü ve arkadaşların ön plana çıktığı bir evre olarak yaşanmaktadır.Bu nedenle bazı aileler evlatlarının kendilerinden uzaklaştığını hissetmekte ve kaygılanmaktadır.Bu dönemin bir başka adı "delikanlılık" dönemidir.Adı üzerinde kanın biraz dalgalandığı ama bilahere durulacağı bir süreç olarak yaşanacaktır.Burada önemli olan ergenlik döneminin yanlış alışkanlık ve arkadaşlıklara vesile olmadan atlatılması ve gencin geleceğini riske sokacak dalgalanmalara girilmememesidir.
Ailelerin yaklaşımı son derece önemlidir.Zira kendileri de aynı dönemi yaşamışlardır ve ergenlik döneminin heyecan yüklü,stres yüklü bir dönem olduğunu bilmektedirler.Çok denetleyici,baskılayıcı aile yaklaşımları genelde buna tepki olarak ergenllerin daha fazla hata yapmasına yol açar.Bu nedenle ailelerin yaklaşım dozunu çok iyi ayarlamaları fevkalade önemlidir.Ergenlik döneminde genç ne olması gerekenden daha fazla sıkılmalıdır,ne de alabildiğine serbest bırakılmalıdır.Aileler daha ziyade hem normal serbestlik alanlarını gence bırakan,hem de bu serbestlik alanlarının dışına taşılıp taşılmadığını kontrol eden bir yaklaşımla bu süreci yönetmelidir.
Gençler açısından ergenlik döneminin getirdiği dalgalanmalar genelde okul başarısında da bir dalgalanmaya yol açmaktadır.Çoğunlukla ilginin başka alanlara kayması,dikkat ve motivasyonun parçalanması okul başarısını düşürür.Bu ilk etapta normal karşıladığımız ama uzun sürerse eğitimsel kayıplara yol açacağı için müdahele edilmesini gerekli gördüğümüz bir alandır.Çünkü gençler ergenlik dönemini öğrencilik yaşamının en belirleyici evresinde yaşarlar.gerek teog,gerekse üniversite sınavları bu dönemde bu dönem içerisinde gerçekleşen hazırlıklarla yapılacaktır.Tabiatıyla bu dönem ergenliğin yarattığı doğal yalpalamaların bir an önce aşılıp geleceğe sağlıklı bir şekilde yürüyüşün sağlam adımlarla sağlanmasını gerektirmektedir.
Genelde duygusal bir toplum olmamız münasebetiyle gençlerimiz de aileleri de çabuk demoralize olmaktadır.Oysa ergenlik,akademik başarı,kişilik ve davranış gelişimi gibi süreçler duygular ve kaygılarla yönetilemeyecek kadar önemlidir.Bu tür süreçler yönetilir iken bir yandan zamanın ruhu,gencin karakteri ve eğilimleri dikkate alınmalı öbür taraftan da ergenlik döneminin özellikleri ve dalgalanmaları dikkate alınarak bir yönetm oluşturulmalıdır.Çünkü gerekli olanın ne olduğu,hedefin ne olacağı ve o hedefe nasıl ve hangi aşamalardan geçilerek yürüneceği belirlenmezse o sürecin doğru yönetilmesine imkan yoktur.Zaten ailelerle ergenler arasındaki çatışmalar da genellikle zamanın ruhunun okunamayışı ve elde doğru yaklaşımla ilgili bir yöntemin bulunmayışı kaynaklıdır.Gündelik yaklaşımlarla da böylesi aşamaları olan bir sürecin sağlıklı yönetilemeyeceği aşikardır.
Peki bir genç ergenlik döneminde ciddi ergenlik dalgalanmaları yaşarsa ne yapılmalıdır?Bu tür dalgalı süreçlerde aslında çok az aile nasıl bir tutum sergilemesi gerektiğini doğru kestirebilmektedir.Bunun sebebi ise toplumumuzda bu tür dönemlerin bilgilerden çok algılarla yönetilmesi alışkanlığıdır.Aslında gencin hem tecrübesziliği hem de ergenlik dalgalanmalarını kendisi yaşıyor olması nedeniyle bu dönemde hata yapması olağandır.Önemli olan ailenin doğru yaklaşımlarla ergeni kuşatması ve bu hata yapma eğilimini sınırlı tutarak geleceğe dönük büyük kayıplara uğranmadan ve ilişkiler bozulmadan bu sürecin yönetilmesini sağlamasıdır.Bu konuda yapılacak en doğru şeylerden birisi de bir psikologtan yardım alarak hem ergenin motivasyon ve heyecanlarını doğru yönetmesine hem de ailelerin tutumlarının bir sistem bütünlüğü içerisinde olmasına yardımcı olunmasıdır.Bu noktada ailelere önerimiz ergendeki yanlış yöneklimlerin başladığı ama henüz alışkanlık noktasına oturmadığı aşamayı yardım almanın en doğru aşaması olarak görmeleri ve işin çığırından çıkmasını beklememleridir.
Ergenler aynı ıslak sabunlara benzerler.Çok sıkarsanız elinizden kayarlar.Bu nedenle genelde zaten sorunlu olarak yaşanan ergenlik döneminde belirleyici olanın aile tutumları olduğu,bu noktada en fazla bilinçlenmeye ve desteklenmeye ailelerin ihtiyacı olduğu bir gerçektir.Su bulanmadan durulmaz.Bu atasözü aslında ergenlik dönemini çok güzel anlatmaktadır.Önce bulanılır sonra durulunur.Bilmekteyiz ki genellikle yanlış aile tutumları ve bunlara yönelik ergen tepkileri bu sürecin sağlıklı tamamlanmasının önündeki en büyük engeldir.Burada asıl büyük iş ailelere düşmekte onların doğru yaklaşımları sürecin sağlıklı atlatılmasında belirleyici olmaktadır.Bu nedenle biz ergenlik çağı sorunlarıyla ilişkili yardım alan vakaları tek ergen olarak ele almamayı,yanısıra ailelerini de sürece dahil etmeyi tercih ederiz.Zaten böylesi süreçler insan doğasındaki bir aşamanın doğru yönetilmesi ile ilişkilidir ve haklılık haksızlık,suçluluk suçsuzluk üzerinden değerlendirilmemelidir.Olması gereken biz üzerimize düşeni doğru yaptık mı,yapıyor muyuz bakışı olmalıdır.yanlışlar da yapılabilir ama yanlışların alışkanlık haline getirilmesi yanlışın yaşam tarzına dönüşmesi demektir.
Unutmayalım ki her insan yanlış yapabilir.Önemli olan yanlışın fark edilmesi ve çözülmesidir.Zira "yanlıştan doğru türemez".
Ergenlik dönemi gençlerde stresli,itirazcı ve agresif dönem olarak yaşanır.Bunun bir sebebi de ergenin vücudundaki hormonların henüz dengelenmemiş olması ve strese müsait bir hormonel dalgalılık içerisinde bu dönemi yaşamalarıdır.Ailelerimiz ise iyi niyetli ama çoğunlukla ergenlik dönemi ile ilgili bilgileri yetersiz durumdadır.Bilgi yetersiz olunca ergenlik dönemini ve ergen sorunlarını yaşayan evlatlarında da zaman zaman yanlışlar yapılabilmektedir.Öncelike aileler şunu bilmeli ki ergenler önlerinde büyük belirsizlikler olduğu için kaygı düzeyi yüksek bir dönemden geçmektedir.Zira işi belli deği,eşi belli değil,yaşamına dair bir çok şeyi belli değildir.Bu kadar yoğun belirsizlik ergenlik döneminin en önemli stres kaynağıdır.Çünkü insanlar belirsizlik dönemlerinin genelde kaygı düzeyi yüksek olarak atlatırlar.
Aslında ergenlik dönemi bir yandan da hayata hazırlığın önemli bir aşamasıdır.özellikle sosyalleşme,çocukluktan farklı olarak bireysel tercihlerin belirlenmesi ve yaşama dair hedeflerin belirlenmesi bu dönemde gerçekleşmektedir.Öte yandan yanlış arkadaşlar edinme,yanlış alışkanlıklara başlama,eğitim performansında düşüş ve aile içi iletişimde çatışma bu dönemin önemli risklari arasındadır.Paylaşılan şeylerin müşterekliği nedeniyle ergenlik dönemi genellikle ailenin ikinci plana düştüğü ve arkadaşların ön plana çıktığı bir evre olarak yaşanmaktadır.Bu nedenle bazı aileler evlatlarının kendilerinden uzaklaştığını hissetmekte ve kaygılanmaktadır.Bu dönemin bir başka adı "delikanlılık" dönemidir.Adı üzerinde kanın biraz dalgalandığı ama bilahere durulacağı bir süreç olarak yaşanacaktır.Burada önemli olan ergenlik döneminin yanlış alışkanlık ve arkadaşlıklara vesile olmadan atlatılması ve gencin geleceğini riske sokacak dalgalanmalara girilmememesidir.
Ailelerin yaklaşımı son derece önemlidir.Zira kendileri de aynı dönemi yaşamışlardır ve ergenlik döneminin heyecan yüklü,stres yüklü bir dönem olduğunu bilmektedirler.Çok denetleyici,baskılayıcı aile yaklaşımları genelde buna tepki olarak ergenllerin daha fazla hata yapmasına yol açar.Bu nedenle ailelerin yaklaşım dozunu çok iyi ayarlamaları fevkalade önemlidir.Ergenlik döneminde genç ne olması gerekenden daha fazla sıkılmalıdır,ne de alabildiğine serbest bırakılmalıdır.Aileler daha ziyade hem normal serbestlik alanlarını gence bırakan,hem de bu serbestlik alanlarının dışına taşılıp taşılmadığını kontrol eden bir yaklaşımla bu süreci yönetmelidir.
Gençler açısından ergenlik döneminin getirdiği dalgalanmalar genelde okul başarısında da bir dalgalanmaya yol açmaktadır.Çoğunlukla ilginin başka alanlara kayması,dikkat ve motivasyonun parçalanması okul başarısını düşürür.Bu ilk etapta normal karşıladığımız ama uzun sürerse eğitimsel kayıplara yol açacağı için müdahele edilmesini gerekli gördüğümüz bir alandır.Çünkü gençler ergenlik dönemini öğrencilik yaşamının en belirleyici evresinde yaşarlar.gerek teog,gerekse üniversite sınavları bu dönemde bu dönem içerisinde gerçekleşen hazırlıklarla yapılacaktır.Tabiatıyla bu dönem ergenliğin yarattığı doğal yalpalamaların bir an önce aşılıp geleceğe sağlıklı bir şekilde yürüyüşün sağlam adımlarla sağlanmasını gerektirmektedir.
Genelde duygusal bir toplum olmamız münasebetiyle gençlerimiz de aileleri de çabuk demoralize olmaktadır.Oysa ergenlik,akademik başarı,kişilik ve davranış gelişimi gibi süreçler duygular ve kaygılarla yönetilemeyecek kadar önemlidir.Bu tür süreçler yönetilir iken bir yandan zamanın ruhu,gencin karakteri ve eğilimleri dikkate alınmalı öbür taraftan da ergenlik döneminin özellikleri ve dalgalanmaları dikkate alınarak bir yönetm oluşturulmalıdır.Çünkü gerekli olanın ne olduğu,hedefin ne olacağı ve o hedefe nasıl ve hangi aşamalardan geçilerek yürüneceği belirlenmezse o sürecin doğru yönetilmesine imkan yoktur.Zaten ailelerle ergenler arasındaki çatışmalar da genellikle zamanın ruhunun okunamayışı ve elde doğru yaklaşımla ilgili bir yöntemin bulunmayışı kaynaklıdır.Gündelik yaklaşımlarla da böylesi aşamaları olan bir sürecin sağlıklı yönetilemeyeceği aşikardır.
Peki bir genç ergenlik döneminde ciddi ergenlik dalgalanmaları yaşarsa ne yapılmalıdır?Bu tür dalgalı süreçlerde aslında çok az aile nasıl bir tutum sergilemesi gerektiğini doğru kestirebilmektedir.Bunun sebebi ise toplumumuzda bu tür dönemlerin bilgilerden çok algılarla yönetilmesi alışkanlığıdır.Aslında gencin hem tecrübesziliği hem de ergenlik dalgalanmalarını kendisi yaşıyor olması nedeniyle bu dönemde hata yapması olağandır.Önemli olan ailenin doğru yaklaşımlarla ergeni kuşatması ve bu hata yapma eğilimini sınırlı tutarak geleceğe dönük büyük kayıplara uğranmadan ve ilişkiler bozulmadan bu sürecin yönetilmesini sağlamasıdır.Bu konuda yapılacak en doğru şeylerden birisi de bir psikologtan yardım alarak hem ergenin motivasyon ve heyecanlarını doğru yönetmesine hem de ailelerin tutumlarının bir sistem bütünlüğü içerisinde olmasına yardımcı olunmasıdır.Bu noktada ailelere önerimiz ergendeki yanlış yöneklimlerin başladığı ama henüz alışkanlık noktasına oturmadığı aşamayı yardım almanın en doğru aşaması olarak görmeleri ve işin çığırından çıkmasını beklememleridir.
Ergenler aynı ıslak sabunlara benzerler.Çok sıkarsanız elinizden kayarlar.Bu nedenle genelde zaten sorunlu olarak yaşanan ergenlik döneminde belirleyici olanın aile tutumları olduğu,bu noktada en fazla bilinçlenmeye ve desteklenmeye ailelerin ihtiyacı olduğu bir gerçektir.Su bulanmadan durulmaz.Bu atasözü aslında ergenlik dönemini çok güzel anlatmaktadır.Önce bulanılır sonra durulunur.Bilmekteyiz ki genellikle yanlış aile tutumları ve bunlara yönelik ergen tepkileri bu sürecin sağlıklı tamamlanmasının önündeki en büyük engeldir.Burada asıl büyük iş ailelere düşmekte onların doğru yaklaşımları sürecin sağlıklı atlatılmasında belirleyici olmaktadır.Bu nedenle biz ergenlik çağı sorunlarıyla ilişkili yardım alan vakaları tek ergen olarak ele almamayı,yanısıra ailelerini de sürece dahil etmeyi tercih ederiz.Zaten böylesi süreçler insan doğasındaki bir aşamanın doğru yönetilmesi ile ilişkilidir ve haklılık haksızlık,suçluluk suçsuzluk üzerinden değerlendirilmemelidir.Olması gereken biz üzerimize düşeni doğru yaptık mı,yapıyor muyuz bakışı olmalıdır.yanlışlar da yapılabilir ama yanlışların alışkanlık haline getirilmesi yanlışın yaşam tarzına dönüşmesi demektir.
Unutmayalım ki her insan yanlış yapabilir.Önemli olan yanlışın fark edilmesi ve çözülmesidir.Zira "yanlıştan doğru türemez".
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Ergenlik Dönemi Sorunları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Namık ACAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Namık ACAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.