2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuklarda Dikkat Eksikliği, Hiperaktivite Depresyonun Bir İşareti Olabilir
MAKALE #15654 © Yazan Uzm.Psk.Şükriye KARAHAN | Yayın Kasım 2015 | 3,732 Okuyucu
Çocuklarda sözel ifadelerle kendini anlatma becerisinin yeteri kadar gelişmemiş olmasından dolayı psikolojik kaynaklı olabileceği düşünülen sorunları tespit etmek bir yetişkine nazaran oldukça zordur. Hele de birbirini tetikleyen rahatsızlıklar söz konusu olduğunda esas nedeni belirlemek çocuk danışanlar için daha da zorlaşmaktadır.
Çocukluk çağının en yaygın sorunlarından olan dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna dair belirtiler pek çok çocukta günümüzde yaygın olarak gözlenmektedir. Bunların bir kısmı gerçek bir hiperaktivite bozukluğunu tanımlarken bir kısmı ise alttaki başka bir psikolojik sorunun habercisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Nasıl mı? Bunu psikoloji dışındaki bir sağlık problemiyle açıklamamız anlaşılırlığı daha kolaylaştırabilir. Örneğin; bir süredir devam eden öksürük ve halsizliğiniz var ve son günlerde bir de buna burun akıntısı, baş ağrısı eklendi. Sağlık kuruluşuna başvurduğunuzda size solunum yolları rahatsızlığı nedeniyle bir tedavi planladı. Bir hafta on gün tedaviyi uyguladınız, durumuz değişmedi, tekrar bir tedavi planlandı ancak hastalığınıza dair belirtiler olan halsizlik, öksürük, ateş, burun akıntısı vb. devam etti hatta arttı, tekrar sağlık kuruluşuna başvurduğunuzda yatarak tedaviye başlandı ancak belirtiler biraz daha şiddetlenince ek tetkikler yapıldı ve en nihayetinde bu hastalığın basit bir solunum yolu rahatsızlığından ziyade ilerlemekte olan bir akciğer kanserinin belirtileri olduğu anlaşıldı, ama artık çok geçti çünkü kanser başka bir organa da sıçramıştı. İşte bu hastalıkta olduğu gibi bazı belirtiler aynı zamanda başka bir hastalığın belirtileri de olabilir. İşin ehli bir uzman tarafından yapılacak olan ayrıntılı ve dikkatli bir değerlendirmeyle hastalığın erken ve doğru tespiti mümkün olabilmektedir, aksi taktirde çok geç kalınmış olmaktadır.
Dikkat eksikliğinin aslında pek çok psikolojik kaynaklı rahatsızlığa eşlik etmesinden dolayı bu rahatsızlığın esasta ne olduğunu ayrıştırmak hiç de kolay değildir. Hele de çocuklar söz konusu olduğunda bu daha da zorlaşmaktadır. Bunun en önemli nedeni çocukların sözel yolla duygu ve düşüncelerini, ne yaşadıklarını anlatmalarının gelişimsel düzey açısından henüz yeterli olgunlukta olmayışıdır. Ancak bu noktada yardımımıza çeşitli psikolojik testler ve değerlendirme teknikleri yetişmektedir. Bu değerlendirme araçları sayesinde çocuğun iç dünyasında nelerin yaşandığı, hangi duygunun çocuğun iç dünyasına hakim olduğu, kendini,anne ve babasını ailede, bu dünyada nasıl algıladığı, tüm bu süreçleri organize edip edemediği, bunlar arasındaki çatışmalar ve bu çatışmaların çocuğu nasıl etkilediği anlaşılabilmektedir. Bu doğrultuda konuya hakim bir uzman tarafından yapılacak bir değerlendirme ile çocuğun probleminin dikkat eksikliği hiperaktivite dediğimiz bozukluğun bir belirtisi mi olduğu yoksa alttaki başka bir rahatsızlığın mı (özellikle depresyon ve kaygı bozukluğu) belirtisi olduğu anlaşılabilmektedir. Bir başka sağlık probleminde olduğu gibi alttaki esas nedeni göz ardı ederek yapılacak bir tedavi ise gerçek olmayan bir dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna yönelik bir tedavi olacağından hem yanlış bir tedavi uygulamadan ötürü sıkıntılar yaşanmakta hem de mevcut sorunun tedavisi gecikmektedir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ile en çok karışan tanı ise çocukluk çağı depresyonudur. Tıpkı yetişkin bireyler gibi çocuklarda depresyon yaşamaktadırlar. Nasıl ki bir takım yaşamsal olaylar içinden çıkılmaz bir hale gelip ruhsal dünyamızda bizi etkilerse, içinden çıkamadıkları, çözümleyemedikleri çeşitli olaylar çocukları da duygusal olarak etkilemektedir.
Depresyon farklı yaşlarda çok farklı belirtiler göstermektedir. Depresyonun belirtilerinin değişkenlik göstermesi özellikle çocuklarda bu daha belirgindir. 4 yaşındaki çocuk da depresyon yaşar ve bu yaşta belirtisi farklıdır, 11 yaşındaki çocuk da depresyon yaşar ve yine bu yaştaki belirtisi farklıdır. Yine de çocukların kendileriyle görüşülerek alınan bilgilerin, anne babalarının verdiği bilgilere nazaran tanı koymak için daha yararlı olduğu saptanmıştır. Yetişkin depresyonu için gerekli tanı ölçütleri, çocuklar için de geçerlidir. En önemlisi yetişkinlerde görülen depresif duygu durumu yani içe kapanma, konuşmama gibi belirtilerin yerine çocuklarda kolay kızma, bağırma görülebilmektedir. Ama aynen yetişkinlerde olduğu gibi depresyon duygusu da olabilmektedir. Yine yetişkinlerde görülen aşırı iştah açılması, çocuklarda olabilmektedir. Ancak yetişkinlerde izlenen bulgulardan biri olan aşırı kilo kaybı yerine, çocukta gelişim dönemine göre beklenen kilo artışının olmayışı tanı için yeterli olup, kilo kaybetmesi koşulu aranmamaktadır. Küçük çocuklarda üzgün yüz ifadesi, halüsinasyonlar, içine kapanma ve somatik belirtiler yani bedensel yakınmalar daha sık görülmektedir.
Depresyonda yaşla değişmeyen en önemli bulgular konsantrasyon bozuklukları, uykusuzluk ve intihar düşünceleri olmaktadır. Her ne kadar intihar riski yaşla birlikte artsa da çok küçük çocuklarda bile olabilen bir risk olarak görülmektedir. Özellikle konsantrasyon bozukluğu yani bir işe odaklanamamak, o işi tamamlayamamak karşımıza dikkat problemi olarak çıkmaktadır. Aslında her insan yaşamında çoğu zaman dikkat eksikliği yaşamaktadır. Zihnimiz bir olayla çok meşgul olduğunda, günler aylar boyunca sürekli onu düşünüp çözümlemeye çalıştığımızda dış dünya uyaranlarına kendimizi kapatır sadece bu olaya odaklanırız. İşte bu noktada bize seslenildiğinde duymaz, yapmaya çalıştığımız bir işi bitiremez, okuduğumuzu anlayamaz oluruz çünkü beynimiz iç dünyamızdaki problemle meşguldür. Bu şekilde başka bir etkene, probleme bağlı olarak ortaya çıkan dikkat eksikliği ise dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olarak tanımlanamaz. Ancak çocuklarda bu şekilde gelişen bir duruma öfke patlamaları veya hareketlerdeki artış da eklenince dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olarak tanı alınması büyük olasılıktır. Bunun önüne geçmenin en önemli yolu ise ayrıntılı bir psikolojik değerlendirmedir. Bu değerlendirme sadece çocuğu gözleyenlerden yani anne, baba, öğretmenlerden alınan bilgilerle değil problemi yaşayandan yani çocuğun kendisinden yapılacak görüşmeler yoluyla alınan bilgiler doğrultusunda olmalıdır. Her ne kadar bir anne ve baba çocuğunu çok iyi tanıdığını belirtse bile, onun ne yaşadığını ondan daha iyi kimse bilemez, aynı sizin ne yaşadığınızı sizden daha iyi kimsenin ifade edemeyeceği gibi...
Kaynaklar
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocuklarda Dikkat Eksikliği, Hiperaktivite Depresyonun Bir İşareti Olabilir" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Şükriye KARAHAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Şükriye KARAHAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Şükriye KARAHAN Fotoğraf
Uzm.Psk.Şükriye KARAHAN
Muğla (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi132 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Şükriye KARAHAN'ın Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Çocuklarda Dikkat Eksikliği, Hiperaktivite Depresyonun Bir İşareti Olabilir' başlığıyla benzeşen toplam 23 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


06:21
Top