2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Eş Seçimini Etkileyen Faktörler
MAKALE #1603 © Yazan Dr.Psk.Başak DEMİRİZ | Yayın Eylül 2008 | 18,514 Okuyucu
Eşinizi seçerken nelere dikkat edersiniz?

Eş seçimindeki tek faktörün aşk ve sadece aşk olduğuna inananlardansanız bu yazıyı okumayı burada bırakabilirsiniz. Başka ne olabilir diye merakınız uyandıysa birçok bilim adamının ve teorisyenin eş seçiminde psikolojik, biyolojik, sosyal, evrimsel ve ekonomik faktörlerin rol oynadığı konusunudaki bulguları ve fikirlerine bir göz atıp aşkınızı gözden geçirebilirsiniz.

Hayvanlar aleminin bütün dişi ve erkeklerinin çiftlesmek ve üremek amacıyla giriştiği eş bulma serüveninde de belli ritüelleri olduğu gözlenmiş. Diğer canlıların eş seçim metotlarını incelemek insanların eş seçim metotlarını anlamak ve tanımlamak için yapılan araştirmalara ilham kaynağı olmuş.

Bu konuda yapılan araştırmalar arasında en kapsamlı olanlarından birini 2004 yılında Geary, Vigil ve Craven adlı bilim adamları 100’ün üstünde araştırmayı gözden geçirerek Amerika’da yayınlanan Sex Araştırma Bülteni’nde (The Journal for Sex Research) 30 sayfalık bir rapor olarak yayınlanmış.

Bu ilginç raporun yazarları eş seçiminde rol oynayabilecek tüm faktörleri ögrenebilmek için ilkel kabilelerdeki insanlar, modern insanlar, değişik ülkeler, kuşlar, maymunlar üzerine yapılan araştırmaları karşilaştırıp insan davranışına ışık tutabilecek ortak noktalar yakalamaya çalismislar. Ortaya ilginç sonuçlar çikmis.

Sex Araştırma Bulteni’ne göre kadın ve erkeğin eş seçiminde yaptığı tüm hesapların altında yatan sebep, kadın ve erkeklerin üreyebilme kapasitesinin farklılığı! Kadınlar en iyi ihtimalle yılda 1 kez çocuk sahibi olabilirler ve üretken olduğu yıl sayısı da sınırlıdır. Erkekler için ise durum çok farklı. Bir erkek yumurtlama döneminde olan bir kadından diğerine koşarsa binlerce çocuk sahibi olabilir. Şanslıysanız böyle bir erkeğe hiç rastlamamış olabilirsiniz, fakat bu bir erkeğin bir kadından çok daha fazla çocuk sahibi olabileceğini gösteren acımasız gerçeği değiştirmez

Bu bizi başka bir gerçeğe götürür, bir erkeğin üreyebilmesi başka bir kadının üreme isteğine bağlıyken, bir kadının üreyebilmesi onun biyolojik donanımıyla kısıtlıdır. Diğer bir deyişle kadının kaynakları kısıtlıdır. Bu nedenle kaynaklarını nasıl kullanacağı konusunda seçiçi, akıllı olmalı ve ilişkilerinin maliyet analizini iyi yapmak zorundadır. Sağlıklı, uzun ömürlü, güzel ve akıllı bebekler doğurabilmek için “kaliteli eş” seçmek zorundadır.

Ayrıca, bebeğin beslenmesi, bakımı, hastalıklardan korunması, eğitimi vs. gibi temel ihtiyaçlar bir tarafa sadece 9 ay süren bir hamilelik süresi nedeniyle bile çocuk doğurmanın maliyeti (parasal maliyet degil) kadınlar için çok daha fazladır. Kadının eş seçiminde seçici olması, kısa süreli ilişkiler yerine uzun sürebilecek ilişkileri hedeflemesinin altında yatan neden de budur.


Bilinçli yapılmadığı düşünülen bu hesaplamalar erkekler için tam tersi yönde işler. Erkek için ise uzun sürebilecek ilişkilerin maliyeti daha fazladır, işin içine çocuk sorumlulukları girer. Halbuki kısa ilişkilerde bundan kaçınılabilir, bu nedenle de erkekler çocuk sahibi olmayı isteyene kadar kısa süreli ilişkileri tercih edebilirler.

Yapılan araştırmalara göre erkek ve kadınlar eş seçerken birbirlerinden farklı noktaları göz önünde tutuyorlar ve bu farklılıklar külturlere (ülkelere, sosyal yapıya vbg.) göre bile değişmiyor.

Amaç ise hep aynı, doğacak çocuklarin sağlıklı akıllı genler taşiması ve onların bakımının yapılabilmesi için kaynakların garantilenmesi!


Eş Seçiminde Yapılan Tercihler:

Kadınlar Güçlü Erkekleri Tercih Ediyorlar

Kadınlar eş seçmedeki tercihlerini “güçlü” erkeklerden yana kullanıyorlar. Bu kelimenin günümüzde, yaşadığımız sosyal ortamdaki anlamı; varlıklı erkek. Sığ bir bakiş açısı gibi gözükse de kadınların ekonomik açıdan güçlü erkekleri seçmesinin altında yine aynı neden yatıyor. Kadın sadece kısıtlı sayıda doğurabileceği çocuklarinin bakımı ve geleceği için gerekli kaynakları garanti altına almayı hedefliyor. Kadınlar, varlıklı olmanın dışında erkeğin geleceğinin ekonomik açıdan parlak olacağının işaretlerine bakıyorlar, iyi bir eğitim, sosyal statü, ek beceriler, pozitif tutum, kendine güven. Güçlü erkek kriterleri kültürden kültüre değişse de, sonuç olarak içinde bulunulan kültüre, sosyal yapıya göre başarılı, dominant olarak algılanan erkekler tercih ediliyor.

Uzun boy, örnegin, dominant olmanın bir göstergesi olarak algilanabiliiyor. Sosyal psikoloji alanında yapılan araştırmalara gore, uzun boylu kişiler daha başarılı ve kendilerine güveni olan insanlar olarak algılanıyorlar. Diğer yandan erkekler genellikle kendilerinden kısa kadınları tercih ediyorlar, kendilerinden uzun kadınları bir tehdit olarak görebiliyorlar. Ancak kısa bir adam milyoner veya iyi eğitimli olduğunda durum değişiyor!

Kadınların eş seçmedeki tercihlerine dair bir tepki/önyargi oluşturmadan önce bunun sebebine bir de sosyal antropolog gözüyle bakalım; çesitli kültürler (ülkeler, ırklar, kabileler, köyler vs.) üzerinde yapılan araştırmalara göre başarılı olarak algılanan erkeklerin çocuklarinin ölüm oranı diğer erkeklerin çocuklariyla karşilaştırıldığında daha düşük.

37 değişik kültürden 10 bin insanın incelendiği başka bir araştırma da benzer sonuçlar ortaya koymuş: Kadınlar başarılı veya başarılı olma potansiyeli olan erkekleri eş olarak tercih ediyorlar. Amerika, Japonya ve Rusya’da yapılan araştırmalar da yine aynı sonuca varmış: “Erkeğin kazancı, sosyal pozisyonu ve başarılı olma potansiyeli kadınların aradığı özelliklerin en başinda gelir”.

Kişisel ve Davranışsal Nitelikler

Toplum icinde başarılı erkek olmak eş olarak seçilebilmek için yeterli olmayabiliyor. Başarılı, varlıklı erkekler istediklerine daha kolay ulaşabilen erkekler olduklarından, kendilerini daha fazla düşünüp, bir kadına yatırım yapıp hemen çocuk sahibi olmak yerine birçok kadınla beraber olmayı tercih edebiliyorlar. Bu noktada erkeğin karakteri ve davranişlari da kadınların eş seçmesinde önemli rol oynayabiliyor. Kadınlar erkeğin uzun soluklu bir ilişki için istekli olup olmadığını, kendisi ve çocuklari için ne kadar özverili olup olamayacağını ve bu tarz erkeklerin davranışları üzerinde ne kadar söz sahibi olup olamayacaklarını da hesaba katıyorlar.

Bunun yanında, bir ailenin devamı için gerekli maddi kaynaklar içinde bulunulan ortama göre değişiklik gösterebilir. Örnegin, yaşamın pahalı olduğu yerlerde doğal olarak daha cok para gerekeceginden, kadının erkeğin varlığına verdiği önem artabilir. Ispanya’da yapılan bir araşirmaya göre, varlığı olan veya kendine yetecek kadar kaynakları olan kadınlar eş seçiminde erkeğin varlıklı olup olmaması üzerinde diğer kadınlar kadar durmuyorlar.

Özet olarak kadın için en iyi seçim genleri iyi olan, kendisine ve çocuklarina yatırım yapabilecek kaynakları olan ve uzun süreli bir ilişkiye razı olacak bir erkek.

Peki ya yakışıklılık?

Hemen hemen bütün aşk romanlarında, filmlerinde hikayenin erkek kahramanı genellikle varlıklı, sosyal ortamlarda güçlü ve yakışıklı değil midir? Son zamanların en populer filmi, her gazetede hemen hemen her gün bir haberine, yorumuna rastladığımız “Sex and the City” filminin erkek kahramanı “Mr. Big” i (Bay Büyük) hatırlayın. Mr. Big, varlıklı, uzun boylu, iri ve başarılı bir erkekdir. İsmi bile (Mr. Big) onun dominant olduğunu vurgular. O, eş olarak istenen erkekte olması gereken tüm özelliklere sahiptir. Yine duruma biolojik açıdan bakacak olursak kadınların neden böyle erkekler aradığı açıklanabilir. Böyle güçlü görünen erkeklerin çocuklari da genellikle güçlü olur ve Böyle erkekler ailelerini ve çocuklarini koruyacak güce sahiptir.

Gelelim baylara

Erkeklerin eş seçim tercihleri genellikle ilişkilerinin uzunluguna -uzun olursa çocuk olabilir- veya kısalığına göre değişiyor. Erkekler ilişkinin kısa olacağını düşündüklerinde çok seçici olmuyorlar, standartlarını düşük tutabiliyorlar. Erkekler de kadınlar gibi planlarında çocuk sahibi olmak varsa daha seçici oluyorlar ama yine de kadınlar kadar degil. Güçlü, başarılı erkeklerin eş bulmaları da daha kolay oluyor.

Erkekler uzun süreli ilişkileri için kendilerinden ortalama 3-5 yaş genç kadınları tercih ediyorlar. Bunun da sebebi yine genç kadınların daha uzun yıllar üretken olabileceği düşüncesi. Erkeğin varlığı arttıkça kadının yaşinda küçülme gözlenmiş. Kadınların ise kendilerinden yaşlı bir erkekle, bu erkek varlıklı olduğu sürece, beraber olmak gibi bir sıkıntıları yok.

Erkekler için fiziksel özellikler önemli

Kadınlar da erkekler de eş seçerken eşlerinin çekici olmasını tercih ediyorlar. Ama erkekler için bu çok çok daha önemli. Kadının orantılı bir vücudu olması, şişman olmaması, yüz güzelliği, ve genç gözükmesi erkeklerin aradığı özellikler. Araştırmaların da vurguladığı gibi tüm bu özellikler aslında kadın için ürektken olmanın göstergeleri. Kadınların üreme yaşlarının bir sınırı olmasının doğal sonucu olarak, erkekler kadınların yaşları konusunda da çok hassaslar. Kadınların yaşlarını da genellikle fiziksel özelliklerinden yola çikarak tahmin ediyorlar.

Erkekler, uzun dönemli ilişkileri için eş seçerken kadınların başarılı olup olmamasından çok fiziksel özelliklerine dikkat ediyorlar. Biolojik açıdan bakıldığında tercihlerinin altında kadının hamile kalıp kalamayacağı ve sağlıklı bir çocuk doğurup doğuramayacağı gibi sebeplerin yattığı söylenebilir.

Eş Seçiminde Psikolojik Faktörler

Evrimsel, biyolojik ve sosyolojik açılardan baktığımızda kadın ve erkeklerin eş seçiminde farkında bile olmadan bazı tercihler yapıyor olmaları anlamlı gelebilir. Fakat şüphesiz ki içinden çikamadigimiz karmaşik ilişkilerimizi, ilişkisizlikleri, aldatmaları, yalnızlıkları, yürümeyen ilişkileri, veya yürüyormuş gibi yapılan ilişkileri anlayabilmek için insanın mozaik gibi işlenmiş doğasını da anlamak, ögrenmek gerek.

Amaçlar aynı olsa bile bazen ilişkiye başlamak, bazen de başladıktan sonra yürütmek imkansiz hale gelir. Neyi niçin tercih ettiği genlerinde yazılı kadın güçlü erkek ister. Kendisini güçsüz, yetersiz algılayıp da diğer kadınlarla rekabetten korktuğu için güçsüz, başarısız bir erkekle beraber olursa mutsuz olur. Ya da kendine es sectigi o güçlü erkek daha da güçlendikce, kadin bu sefer kendini değersiz görür mutsuz olur. Bazen de hiç de ona uygun olmayan bir erkeği bir illüzyon marifetiyle dünyanın en güçlü erkeği gibi görür, ama gerçek kısa zamanda ortaya çikar.

Erkekler de bir sürü hayal kırıklığı yaşayabilir doğal olarak. Bazen erkek çekici bir kadının büyüsüne kapılıp, hiç de planlarında uzun bir ilişki yokken evleniverir. Daha ne olduğunu anlamadan bir bakar ki bütün ailenin sorumluluğu omuzlarında, mutsuz olur. Bazen de zamanı geldi dedikleri için baba olur, ama daha o kısa süreli ilişkilere doymamıştır, aldatır, mutsuz olur. Aldatma sadece erkeklere özgü olarak algılanmamlı burada. Kadın veya erkeğin hayalindeki ilişkiyi bulamadığında yeni ilişkiler peşinde koşması gün geçtikce artarak her yaş grubunda, sosyal çevrede karşimıza çikiyor. Acaba doğru seçim mi yapılmıyor yoksa aldatmanın altında daha baska sebepler de mi var? Yüzlerce araştırma, makale, kitabı kapsayan aldatma konusu ayrı bir makaleyi hakediyor.

Gelelim ilişkilerin sağlıklı, huzurlu olması, uzun sürebilmesi için eş seçimindeki psikolojik faktörlere. İki kişinin birbirini seçmeden önce yapması gereken en önemli şey önce kendisini seçmesidir. Kendini seçmek kolay değildir. Kendine göz yummak, kendini avutmak, kendini hoş tutmak, kendini takdir etmek zordur. Başkalarında göz yumacağınız hataları kendiniz yaptığınızda kendinize toleransınız daha az olur, kendinize daha çok kızarsınız. İç sesleriniz 24 saat sizi rahat bırakmaz, söylenir durur. Eğer kişi kendini seçmemişse, tanımamış, sevmemiş, kabul etmemişse kendinden kaçar. Mutluluğu, seçtiği eşinin ona altın tepside sunacağını hayal eder. Kendisinde, annesinde, babasında aradığı bütün özellikleri, özledigi herşeyi eşinde bulmak ister. Bulamayınca da yanlış eş seçtiğini zanneder, bazen de eşini değiştirmeye çalisir, suçlar, işler karışır, ilişki imkansızlaşir. Eğer kadın veya erkek isterse ilişki bitirilmeden önce, kurtarma çabasi ile bir psikologa gidilir. Bazen kadın veya erkek tek başina gider, nerede yanlış yaptığını anlamaya çalisir. Eşinin onu tekrar sevmesi/seçmesi için ne yapması gerektiğini ögrenmek ister. Ve eğer şanslıya, günün sonunda kendini seçmeyi ögrenir.

Psikolog Dr. Basak Demiriz
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Eş Seçimini Etkileyen Faktörler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Psk.Başak DEMİRİZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Psk.Başak DEMİRİZ'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Başak DEMİRİZ Fotoğraf
Dr.Psk.Başak DEMİRİZ
İstanbul
Doktor Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi6 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Psk.Başak DEMİRİZ'in Yazıları
► Kişilik Gelişimini Etkileyen Faktörler ÇOK OKUNUYOR Psk.Tuğba DEMİRÖZ
► Anne Baba Tutumlarını Etkileyen Faktörler Psk.Büşra ÇOLAK YILMAZ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Eş Seçimini Etkileyen Faktörler' başlığıyla benzeşen toplam 26 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Obsesif Aşklar (Takıntılı Aşk) ÇOK OKUNUYOR Kasım 2009
► Tatil Psikolojisi Temmuz 2009
► Kişisel Sınırlar Ekim 2008
► Kırkından Sonra Aşk Eylül 2008
◊ Panik Atak İyileşir Eylül 2014
◊ Psikolojik Saglık Şubat 2012
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


17:58
Top