2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çekingen Kişilik Bozukluğu ve Tedavisi
MAKALE #16066 © Yazan Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN | Yayın Ocak 2016 | 27,677 Okuyucu
ÇEKİNGEN KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Erken erişkinlikte başlayan ve değişik bağlamlarda ortaya çıkan
 Toplum içinde çekingenlik
 Yetersizlik duygularını
Olumsuz değerlendirilmeyle ve aşırı duyarlılık ile giden yaygın bir örüntü olarak tanımlanabilir.
Çekingen Kişilik Bozukluğu DSM-V Tanı Ölçütleri
 1-Eleştirilme, onaylanmama ya da dışlanma korkuları yüzünden, kişisel ilişki kurmayı gerektiren işle ilgili etkinliklerden kaçınır.
 2-Seveceklerini kesin olarak bilmedikçe insanlarla ilişkiye girmek istemez.
 3-Utandırılacağı ya da alay edileceği korkusu yüzünden yakın ilişkilerde tutuk davranır.
 4-Toplumsal durumlarda eleştirilme ya da dışlanma düşünceleriyle uğraşıp durur.
 5-Yetersizlik duyguları yüzünden yeni kişilerle bir arada bulunduğu ortamlarda çekingen davranır.
 6-Kendisini toplumsal yönden beceriksiz, kişisel açıdan çekiciliği olmayan biri olarak ya da başkalarından aşağı görür.
 7-Utandırıcı olabileceği düşüncesiyle, kişisel bir takım girişimlerde bulunmayı göze alma ya da herhangi yeni bir etkinlikte bulunma konusunda genellikle isteksiz davranır.
ÇEKİNGEN KİŞİLİK BOZUKLUĞU OLUŞ NEDENLERİ
 Anne- babanın yanlış yetiştirme biçimi,
 Büyüme ve gelişme döneminde sürekli olarak eleştirme ve reddetme tutumu sergilemesi,
 Aşırı koruyucu ve kollayıcı bir tutum sergileme gibi nedenler gösterilmektedir.
 Bu konuda yapılan araştırmalarda kesin bir neden tespit edilememiştir.
 Cinsiyet ve ailesel bilgiler bu konuda net değildir.
 Bazı araştırmalar çekingenliğin yapısal-genetik bir temeli olduğunu söyler. Fakat çevresel yaşantıların (reddedilme, dalga konusu olma) bu bozukluğun oluşması için gerekli özellikler olduğu da bütün bu bulgulara eklenmiştir.
 Bir kimse de Çekingen Kişilik Bozukluğu varsa bu kişilerin çocukları bu kişilik bozukluğuna sahip olma konusunda diğerlerine kıyasla daha fazla risk altındadırlar.
ÇEKİNGEN KİŞİLİK BOZUKLUĞU
 Kişilikler arası yakınlık kurmak bu insanlar için zordur.
 Tutukluk gösterir ve kendileri hakkında alay edileceği, küçük düşecekleri kaygısı ile yakınlaşma, dostluk kurmaya ilişkin duygularını kendilerine saklarlar.
 Bu kişiler toplumsal durumlarda eleştirilecekleri ve dışlanacakları konusu üzerinde aşırı düşündükleri için, bu tür tepkileri sezme yetileri çok düşüktür.
 Hafifi bir eleştiride hemen yaralanmış hissederler.
 Utangaç, sessiz, ” görünür – görünmez ” olma eğilimleri vardır.
 Kendilerine yönelik bir ilginin aşağılayıcı ve dışlayıcı olabileceğinden korkarlar.
Hiçbir şey söylemeden durabilirler, çünkü başkaları bunu “yanlış” değerlendirebilir kaygıları vardır.
 Alay konusu olduklarını düşündüren gizli ipuçlarına çok sert tepki verirler.
 Topluma etkin bir birey olarak katılma özlemleri vardır. Yetersiz hissetme ve benlik saygılarının düşük olması katılımlarını engeller.
 Sıra dışı somatik belirtiler (kansızlık, yan ağrısı, aşırı üşüme v.s. gibi) ya da diğer sorunları bahane ederek mahcup olma, utanma kaygısı ile yeni etkinliklerden kaçınırlar.
ÇEKİNGEN KİŞİLİK BOZUKLUĞU AYIRICI TANI
 Çekingen Kişilik Bozukluğunun, Şizoid ve bağımlı kişilik bozuklukları, Depresyon rahatsızlıklarının yanında en çokta sosyal fobi ile karıştırılmaktadır. Sosyal Fobi ile arasındaki ilişki ve ayırıcı tanı konusunda güçlükler yaşanmaktadır. Klinik olarak Sosyal Fobi yi Çekingen Kişilik Bozukluğun 'dan klinikte ayırt etmenin çoğunlukla güç olduğu kabul edilmektedir.
 Sosyal fobi ile çekingen kişilik bozukluğu arasındaki en önemli fark sosyal fobide daha çok bir toplum içinde sıkıntı yaşanırken çekingen kişilik bozukluğunda hayatın her anında yaşanmaktadır.
 Sosyal fobide bir toplum içinde bana gülecekler endişesi hakimken Çekingen Kişilik Bozukluğunda hayatın hemen her alanında kendini beceriksiz ve yetersiz görme vardır.
 Sosyal Fobi ve Çekingen Kişilik Bozuklukları nitelik olarak ayrı bozukluklar olmaktan çok aynı spektrumdaki psikopatolojinin nicelik olarak farklı türleri olduğunu ileri sürmektedirler.
ÇEKİNGEN KİŞİLİK BOZUKLUĞU TEDAVİSİ
Tedavi stratejisi daha çok, Sosyal Fobi gibi ortak özellikler taşıdığı diğer bozuklukların tedavileriyle belirlenmiştir
 Tedavide İlaç kullanımı bu hastalarda fazla önerilmez, aksine psikoterapinin daha faydalı olduğu görülmüştür. Sosyal fobi düzeyine gelmiş olan kişiler ilaç tedavisinden de yarar görebilirler.
 Terapi sürecinde en ufak bir olumsuzlukla karşılaştıklarında geri çekilme gösterebilirler. Endişelerinin yüksek olması terapi sürecini olumsuz etkileyebilir. Pozitif yorumlara ve nazik yaklaşımlara cevap verebilirler ama en ufak eleştiri bu kişiler için dayanılmaz olur.
 Bu hastalarda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta danışan ile terapist arasında güven ilişkisinin kurulmasıdır, böylece hastanın erken dönemde terapiyi bırakmasını önleme olabilir. Terapist ve danışan kişi arasında iyi, pozitif, güvene dayalı bir ilişki kurulabilirse terapi süreci devam edebilir.
 Çekingen Kişilik Bozukluğu olan kişiler çok fazla yardıma ihtiyaç duysalar da bir psikiyatrist ya da psikoloğa başvurmada güçlük çekerler. Her hangi bir yardım almadıkları durumda bu kişiler yaşamdan tamamiyle kendilerini soyutlayabilir ve izole olabilirler.
 Sosyal becerilerin geliştirilmesi, bilişsel davranışçı yöntemlerle tedavi süreci ilerler. Bu kişilerin insanlarla iletişim kurma yetenekleri, terapi ile geliştirilebilir.
Davranış Terapileri :
Davranış tedavilerinden herhangi biri toplumsal anksiyete ve çekinme davranışlarının tedavisinde etkin tedaviler olabilir.
Bunlar arasında
 Bilişsel-davranış terapisi,
 Mantıksal-heyecan terapisi,
 Sistematik duyarsızlaştırma,
 Toplumsal becerileri geliştirme ile birlikte yüzleştirme teknikleri sayılabilir.
Psikodinamik Terapiler:
 Yorumlayıcı teknikler tek başına ya da davranışsal ve yüzleştirme terapileriyle birlikte yararlı olabilir.
 Hastanın tehdit altında olduğunu hissetmesine, utanmasına ya da mahcup olmasına neden olan davranışlarının kontrolünü kaybedeceği korkusuyla ilişkili bilinçdışı fantezilerini yorumlamada “ortaya çıkarıcı” bir yaklaşım kullanılabilir.
 Çekingen Kişilik Bozukluğu olan hastalarda psikodinamik ve yüzleştirme terapileri bir arada yararlı olabilir.
Aile Terapileri :
 Aile üyeleri hastaya yardımcı olma niyetiyle aşırı koruyucu olabilirler,
 Ailenin bu tutumu gerçekte hastanın şans elde etmedeki isteksizliğini sürdürmesine yardımcı olmuş olurlar.
 Klinisyen onları hastadaki davranış değişikliklerinin önemi hakkında eğiterek aile üyelerinin tedavi sürecine katılmalarını yararlı bulabilir.
 Aile üyeleri hastanın toplumsal ortamlara katılmasını desteklemede oldukça yararlı olabildikleri gibi,
Hastayı yeni deneyimler araştırması konusunda teşvik ederlerken, duygusal destek de sağlayabilirler.
Kişilerarası Terapi:
 Kişilerarası terapide terapist ilk olarak hastanın utangaçlığı ve çekingenliğini yenmesi için destekleyici teknikler kullanır.
 Hasta tedavi ilişkisinde başlangıçta kendisini daha güvende hissettikçe, terapist kendisine güveni doğrudan destekleyen destekleyici ve yakın bir tutum sürdürür.
 Terapi ilerledikçe ve hastanın kendisine güveni arttıkça, terapist kaçınma davranışını giderek daha az destekler, yakınlığı ve korumayı azaltır
Grup Terapisi:
 Grup terapisinden de korkabilirler,
 Yapılan çalışmalar grup terapisinin çekingen hastalarda yapılacak yüzleştirmeye dayanmaları için kesin bir şekilde etkin olduğunu göstermektedir.
 Toplumsal utangaçlığı azaltmada duygusal yaşantıların düzeltilmesi ve toplumsal becerilerin arttırılmasında grup terapisi hastanın grup dışında da yakın ilişkiler kurmasını sağlayabilir.
 Psikodinamik yönelimli bir grup bu hastalara kendilerini toplumsal ortamlara sokma konusunda gerekli cesaret ve desteği sağlayabilir.
Terapi modellerinin birinin birine üstünlüğü ile ilgili net bir bilgi yok. Ancak kişilik bozukluklarında transferansın etkili olduğu dinamik psikoterapiler daha işlevsel olmaktadır. Sosyal fobi gibi daha çok anksiyeteye dayalı rahatsızlıklarda ise bilişsel davranışçı terapilerin daha işlevsel olduğunu söylemek mümkün olabilir.
Dinamik psikoterapiler uzun süreli ve kişilik yapılanmasına yönelik iken bilişsel psikoterapiler daha çok sonuç odaklı ve kısa süreli psikoterapilerdir. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi terapi modellerinin birinin birisine üstünlüğü net bir şekilde kanıtlanmış değildir.
Sağlıcakla kalın.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çekingen Kişilik Bozukluğu ve Tedavisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     18 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Alpaslan KESKİN Fotoğraf
Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi13 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN'in Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Çekingen Kişilik Bozukluğu ve Tedavisi' başlığıyla benzeşen toplam 25 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


02:40
Top