2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Boşanma
MAKALE #16092 © Yazan Uzm.Psk.Dnş.Murat ÇAKIR | Yayın Ocak 2016 | 3,232 Okuyucu
Evlilikte eşlerin kurduğu birliği ‘ölüm ayırana kadar’ sürmesi amaçtır. Fakat bazı durumların ortaya çıkması sonucunda evlilik birliğinin bozulması bir zorunluluk haline gelebilir. Bu gibi durumlarda kurulan evlilik birliğinin yasal yollarla sona erdirilmesi işlemine ‘boşanma’ adı verilir. Boşanma ilk bakışta sadece karı-kocayı ve aile bireylerini ilgilendiren bir konu gibi görünse de, aslında, toplumu ve sosyal düzeni yakından ilgilendiren bir konudur. Ulusların ve toplumun sosyal yapı ve ahengi genel sağlığı, ahlak ve yasal düzeni, nüfusu, kültürel kimliği, hatta ekonomik gücü ve gelişmişliği, bir ölçüde toplumun temel birimi olan ‘ailenin’ saygınlığına ve sağlamlığına bağlıdır.
Boşanma Süreci ve Yasal Nedenler
Türk Medeni Kanununa göre, boşanma ancak taraflarda belli sebeplerin varlığı halinde ve hakim kararıyla mümkün olmaktadır. Yasa ‘geçimsizlik’ nedeni ile bozulan karı-koca ilişkilerini, aile dışından, daha objektif ve uzman bir dış kurum tarafından değerlendirilmesini gerekli görmüş, iletişimleri kopan karı-koca ve çocukların boşanma sonucu ortaya çıkan haklarını da korumuştur.
Türk Medeni Kanununa göre boşanma sebepleri;
a) Zina
b) Cana kast ve kötü muamele
c) Suç ve onur kırıcı davranışlar
d) Terk
e) Akıl hastalığı
f) Evlilik birliğinin temelden sarsılması (Sürekli geçimsizlik halleri) olup
bunlardan ilk beşi ‘özel’ ve sonuncusu ise ‘genel’ boşanma sebebi olarak nitelendirilmektedir.
Diğer Nedenler;
• Ortak noktalarda buluşamama ya da ortak paylaşım alanlarının kalmaması,
• Tutumlardaki ya da değer yargılarındaki derinliğin daha da artması,
• Çözümlenemeyen çatışmalar,
• Karşılıklı bağlılığın, yakınlığın düşmüş olması, eşlerin birbirlerine duygusal olarak yabancılaşmaları,
• İletişim çatışmaları,
• Söze dökülemeyen birikmiş stresler,
• Kıskançlık/ eşin kıskançlığı ve aldatma
• Alkol ve / veya madde bağımlığı bir eş
• Aile içi şiddet
• Özgür olma isteği
• Eşin özgür olma isteği
• Çocuk bakımına ilişkin anlaşmazlıklar
• Evliliğin gerekliliklerinin kariyer yaşamıyla çatışması
• Ekonomik sorunlar
• Cinsel sorunlar ve doyumsuzluk
• Sürekli kaygı ve depresyon gibi duygusal sorunlar
• Eşin fiziksel bir sorununun/ bozukluğunun olması gibi.
Bütün bu nedenler bireylerde stres ya da kaygıya neden olmaktadır. Bu stres, kaygı ve korkular, başlangıçta aile içinde çeşitli uyum çabaları ile giderilmeye çalışılır. Evliliği sürdürmeye yönelik bu çabalar başarısız kaldığında eşler boşanma süreciyle sonuçlanabilecekleri bir ‘ayrılma’ sürecine girerler. Ülkemizde yapılan araştırmalar boşanmanın insan yaşamında önemli bir stres kaynağı olduğunu göstermektedir.
Boşanma sürecinde; kişilerde uyku ve beslenme bozuklukları, içki ve sigara kullanımında artış, iş veriminin azalması, kendini yetersiz bulma, yalnızlık hissi ve aşırı kaygı gibi bunalımlar görüldüğü ve ruh sağlığının bozulduğunu ortaya koymuştur.
Boşanmada Kaygı ve Stres Yaratan Süreç
Boşanma, yasal olarak hakimin kararı ile olup bitiveren bir olay değil, öncesinde ve sonrasında kaygı ve stres yaratan oldukça uzun bir süreci kapsar. Bu süreç içerisinde birey birçok değişiklikle baş etmek ve boşanma sürecini izlemek zorunda kalmaktadır.
Boşanma süreci altı farklı aşamada incelenmektedir. Bunlar;
1) Boşanma öncesi eşlerin birbirlerine yabancılaşması ile ilgili duygusal boşanma,
2) Hukuki sorunlarla ilgili yasal boşanma,
3) Ayrılma sonrası para ve mal sorunlarıyla ilgili ekonomik boşanma,
4) Ana-baba olarak çocukların ‘velayeti’ ile ilgili aile boşanması,
5) Sosyal faaliyetlerle ilgili ortaya çıkan değişikliklerle ilgili sosyal boşanma
6) Yeniden bağımsızlık kazanarak tarafların kendini bulma sorunlarıyla ilgili psikolojik boşanma.
Boşanma Sürecinde Yaşanan Aşamalar
Ayrılık öncesi aşamalar; Düş kırıklığı, Aşınma ve Kopukluk
Ayrılık sonu aşamalar; Yas ve İkinci ergenlik
Ayrılık öncesi aşamalar eşlerin ‘iletişim bozukluklarını’ ayrılık sonrası aşamalar ise; ‘ayrılmanın getirdiği sarsıntı ile ilişkili olarak, kişinin yaşadığı ‘yas’ ve yeni bir kimlik bulmaya ilişkin uğraşmalarını kapsayan ‘ikinci ergenlik’ dönemini yansıtmaktadır.
Boşanma Öncesi Yaşanan Aşamalar
Düş kırıklığı aşaması: Duygusal boşanmasın ilk belirtisidir. Eşini romantik sevgi ve bu sevginin getirdiği ‘körlük’ içinde algılayan kişi giderek bilinçlenip, körlükten sıyrılıp, eşinin gerçek kimliğini farketmeye başlayınca düş kırıklığı yaşar. Eşler arasındaki farklılıklar berraklaşıp, eşinin idalinde yaşattığı eşe benzemediğini algılayınca, kişinin düşünce, tutum ve davranışları, eşin ve aralarındaki ilişkinin olumuz yönlerinde yoğunlaşır. Eğer eşler farlılıkları kabul edip düş kırıklığını gizlemez, duygu, düşünce ve beklentilerini dillendirip, karşılıklı uzlaşmaya giderek etkileşimi sürdürebilirlerse, ilişkiler olumlu yönde gelişir. Evliliğin birliğini bir uzlaşı içerisinde sürdürebilirler, ilişkiler olumlu yönde gelişir. Bunun tersi olarak, durumu değiştiremeyeceklerini anlar ve gerçekleri olduğu gibi kabul ederlerse ilişkiler olumsuz yönde gelişir.
Aşınma Aşaması: Düş kırıklığı ile başlayan olumsuz duyguların bastırılıp gözardı edildiği, anlaşmazlıkların özümlenemediği ve uzlaşma çabası anlaşma düzeyine gelemediğinde, eşler duygusal boşanmanın ‘aşınma’ aşamasına gelmiş olurlar. Aşınma evresinde, paylaşılanlar ve rahatlatıcı davranışlar azalır, olumsuz algılamalar çoğalır, sevgi ifadesi olan davranışlardan ve cinsel ilişkiden kaçınılmaya başlanır.
Kopukluk Aşaması: Geçimsizlik, birbirine yeterli olamama, çatışmaların yarattığı baskılar karşısında eşlerin kendilerini savunucu bir mekanizma içine sokmaları ve ilişkinin giderek değerini ve anlamını yitirmesi ‘kopukluk’ aşamasına ulaşılmış olur. Eşlerden biri ya da her ikisi başka bir yaşam hayali kurmaya ve bunları gerçekleştirmek için planlar yapmaya başladığında, ilişkinin devam olasılığı azalmış ya da sona ermiştir. Eşler aynı çatı altında mutluluk pozu vermeye fakat minimum evlilik rolleri ile var olurlar. Kendini ilişkiden çeken eş, diğer eşin tepkisini, kaybedilenleri kurtarma çabası içinde , pazarlık ve suçlamalarla gelişen tepkiler, eşin ayrılma düşüncesini pekiştirmektedir.
Eşlerde Boşanma Sonrası Yaşanan Aşamalar
Yas Dönemi: Ayrılık sonrası ‘yas dönemi’ bireyin kendisine yakın birinin ölümü sonrası ya da ölümcül bir hastalığı yakalanmasıyla geçirilen duygusal aşamaya benzer. Yas sürecinde; gerçeği reddetmek, kendini insanlardan soyutlama, öfke, kaybedilenleri geri almak için pazarlık, depresyon ve en sonunda da gerçekleri kabul edip uyum sağlama gibi aşamaları içerir.
İkinci Ergenlik Dönemi: Yastan sonra gelen dönemin ikinci ergenlik olarak adlandırılmasının nedeni, evlilik sürecini yaşayan eşin artık evlilik kimliğini değiştirmesidir. Ergenlik dönemindeki çocukların gelişim aşamasına benzer. Çünkü yeni bir kimlik arayışı ile yüzyüze gelmektedirler. Bireyler bireysel yaşamaya başladıklarında kaybedilen tek şey eş değil aynı zamanda, yaşam biçimi, kimliği , toplumdaki statüsüdür. Eşinde ayrılan çoğu insan ne olduğunu ve gelecekte neler olacağını bilmemekten dolayı kaygı yaşar. Başarısızlık duyguları, gelecekle ilgili beklentilerinin gerçekleşmeyeceği düşüncesi, yeni ve mutlu bir beraberliğe güvensizlik, kötümserlik ve düşük benlik saygısı kimlik bunalımına yol açar.
Eşinden ayrılması nedeniyle, aniden bir çok alanda yeni değişiklikler yaşayan birey, ergenlik döneminde olduğu gibi, kişisel, mesleki, cinsel ve sosyal alanlarda kendini tamamlama gereği duyacak ve ‘eski evli kimliği’ ile ‘yeni rollerini’ bütünleştirmeye çalışacaktır. Eski kimliği ve yeni deneyimleri ile yeni amaçlar oluşturmaya, bütünleştirmeye ve yeni bir senteze ulaşmaya çalışacaktır. Bu yeni senteze ulaşma sürecinde en çok güçlük çeken eşler; erken evlenmiş, kimliği evlilik rolüne ve eşine bağımlı olarak gelişmiş genç ve orta yaş kadınlardır. Geleneksel cinsiyet rollerine bağlı kadınlarda ise, ayrılık sonrasında, eşitlikçi ve ilerici tutum ve beklentilere sahip kadınlardan daha çok karmaşa yaşadıkları görülmüştür.
Boşanmanın Çocuklar Üzerindeki Etkisi
Çocukların boşanmayı inkar etmeleri, Boşanma durumunu yaratan nedenlere kızma, Anne ve babayı bir araya getirmeye çabaları, Depresyon ve çöküntü, Boşanmayı kabullenme
Boşanan Aile Çocuklarının Karşılaşacağı Sorunlar
Bakım ve Korunma, Yeni Aile Yapısına Uyum, Arkadaşları ile ilişkiler, Okul Sorunları, Üvey Anne-Baba Sorunları, Geleceğe Yönelik Sorunlar
Boşanmış Ailelerin Çocuklarına Zarar Veren Davranışlar
1) Birbirlerini suçlamaları. Çocuklar boşanmayla ilgili çatışmaların dışında tutulmalı, barışmak için aracı haline getirilmemeli ve onları kazanma yarışına girilmemelidir.
2) Boşanmış çocuklu ailelerde, çocuğu yanına alan aileler çocuğu ‘öç alma’ aracı olarak kullanma eğilimine girerler. Çocuğu yanında olan ebeveyn çocuğu göstermeyerek onu cezalandırmak isteyebilir. Bu davranışla aslında ebeveyn değil çocuk cezalandırılmaktadır. Çocukların sarsılan benlikleri ‘düzenli’ aralarla ve ‘sürekli ‘ görüşmeyle düzelir.
3) Çocuğu kazanma ya da memnun etme adına anne babaların ona birşeyler alma yarışına girmeleri çocuğun kişilik gelişimi için çok zararlıdır. Çocuk kişisel amaçları için, anne babayı kullanabilir ve bu alışkanlıklar ve davranışlar kişiliğinin bir parçası haline gelebilir.
4) Yanlış davranışlardan birisi de çocuğu ‘karşı tarafa gönderme’ ile tehdit etmedir. Bu da çocuk için en zararlı davranışlardan birisidir. Kendini yalnız, kimsesiz hissetmekte ve çevresine olan güvenini yitirmesine neden olmaktadır. Çocuğun kötü tarafları için ‘annene’ ya da ‘babana’ çekmişsin gibi duygusal yüklemeler çocukta güvensizliğe ve kimlik sorunlarını ortaya çıkarmaktadır.
5) Anne-babanın çocuğu aşırı derecede acıma kollama duygusu içinde olmaları da çocuğun pasif kalmasına ve bağımlılık geliştirmesine neden olabilir. Çocuk çevresindeki kişilerin bu tutumlarından yararlanarak her isteğini yaptırarak, kendisine acındırarak bazı şeyleri elde etmek gibi alışkanlıklar kazanabilir.
Sağlıklı Yol
Kararın kesinleşmesinden sonra, boşanmadan daha az zararla çıkmak için, anne-babaların çocukları için izlemeleri gereken yol, oturup bu konuda bir karara varıp bunu çocukla paylaşmaktır. Bu görüşmede anne-baba çocukların yaşlarına, olgunluk düzeylerine uygun, açık ve yalın bir dille boşanmanın ne demek olduğunu, birbirlerini suçlamadan anlatmalı, çocukların herhangi bir suçlarının olmadığı, bundan dolayı kendilerini sorumlu tutmaları gerektiği paylaşılmalıdır. Boşanma sonucunda anne ya da babasından herhangi birisini yitirmeyeceğini, temel gereksinimlerini karşılayacaklarını ve kendilerini çok sevdiklerini anlatmalıdırlar.
Ebeveynler tüm hassas noktalara değinerek açıklamada bulunsalar da çocuklar için bu durumu kabullenip yaşama devam etmek duygusal olarak oldukça zordur. Çocuğun olası tepkilerinde, öfke, kızgınlık içeren tutumları karşısında ebeveynler sakinliklerini korumalıdır. Çocuğu dinlemeli, duygularını anlamalı, bu durumun onun için ne kadar üzücü olduğunu anladıklarını çocuğa ifade etmelilerdir. Duygularını ifade etmesi için teşvik edici dil kullanmak, onun yerine kendimizi koymak, çocuğu ilgi ve dikkatle dinlemek, tekrar eden sorularına aynı sakinlikte cevap vermek bu süreçte ebeveyn çocuk ilişkisi için faydalı olacaktır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Boşanma" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Dnş.Murat ÇAKIR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Dnş.Murat ÇAKIR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Uzm.Psk.Dnş.Murat ÇAKIR
Ordu (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi2 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Dnş.Murat ÇAKIR'ın Yazıları
► Boşanma ve Boşanma Kararı Psk.Gökül KARLUK ER
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Boşanma' başlığıyla benzeşen toplam 16 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Aile ve Evlilik Mart 2017
► Evlilik ve Cinsellik Ekim 2016
► Psikolojide Eş Seçimi Nisan 2016
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


13:57
Top